Buradasın
Şiir Tetikte Gider: Şiirin Türk ve Dünya Edebiyatındaki Yeri
youtube.com/watch?v=s-vHwYjjxsoYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, "Şiir Tetikte Gider" adlı programın 26. bölümü olup, bir konuşmacının şiirin doğası, Türk ve dünya edebiyatındaki yeri hakkında yaptığı akademik bir sunum formatındadır.
- Programda şiirin insan münasebetleriyle olan yakınlığı, Ezra Pound'un "Station of Metro" şiiri üzerinden şiirin toplumsal bağlamı ve Türk şiiri tarihi ele alınmaktadır. Konuşmacı, şiirin Türk edebiyatındaki Yunus Emre ile başlayan yolculuğunu, Divan edebiyatına, Aşık edebiyatına ve modern Türk şiirine kadar uzanan tarihsel gelişimini anlatmaktadır.
- Sunumda ayrıca Dante'nin "İlahi Komedi"si, Turgut Uyar'ın çalışmaları, şiirin millet hayatı ile olan bağlantısı ve şiirin bir milletin varlığını temsil ettiği vurgulanmaktadır. Konuşmacı, şiirin sadece bir fantazi veya süs değil, hayatın pratik değerini gösteren bir araç olduğunu ve şairlerin öncü rolünü de açıklamaktadır.
- 00:12Şiir Tetikte Gider Programı
- Programın 26. gününde, bir önceki programın devamı olarak bir tazelenme için bir araya gelinmiştir.
- Şiir dolayısıyla bir araya gelmenin bir manası olması gerektiği vurgulanmaktadır.
- 03:25Ezra Pound'un "Station of Metro" Şiiri
- Ezra Pound'un "Station of Metro" adlı iki mısradan oluşan şiiri, antolojilerde en çok yer alan şiirlerden biridir.
- Şiir 1913 yılında yazılmış olup, Paris'teki bir metro istasyonunda görülen güzel yüzlerden ilham alınmıştır.
- Ezra Pound, bu şiirin imajist şiirin en parlak örneği olarak ortaya çıktığını belirtmiştir.
- 08:16Şiirin Yapısı ve Anlamı
- Şiir 14 kelimeden oluşmakta ve 14 mısralık sone anlamına gelmektedir.
- Şiir Petrarca'nın soneleri gibi 8-6 oktet sektet olarak bölünmüş, yukarıda 8 kelime, altında 6 kelime bulunmaktadır.
- Şiirde metro istasyonunda insanların yüzlerinin hayran olunacak unsurlar olarak yaklaşması ve kara ıslak bir dal üzerindeki taç yaprakları anlatılmaktadır.
- 11:52Batı Medeniyeti ve Şiir
- Batı medeniyeti kendini insanlığın ulaşabileceği en yukarı seviye olarak tarif etmiş ve bu sebepten dolayı haklı olduğunu savunmuştur.
- 1914-1918 yılları arasında yaşanan savaşlar, Batı medeniyetinin iç yüzünü ortaya koymuştur.
- Ezra Pound, 2. Dünya Savaşı patlak verdiği zaman Roma radyosundan Mussolini lehine ve Amerikan askerleri aleyhine konuşmalar yapmıştır.
- 17:48Şiir ve İnsan Münasebeti
- Şiir insanın daha aza indirgenemeyen durumuyla doludur ve fazlalıkların, küsüratın olmadığı bir alandır.
- Şiir, insan münasebetleri itibariyle eksik ya da fazla olmayan bir alanı doldurur.
- Şiir insanın tam oluğunu ve neliğini söyler.
- 22:34Şiirin Konuşulması
- Şiirle insan arasındaki münasebet, insanın hakiki yerinin fark edilmesi ile izah edilebilir.
- Şiir konuşulabilmesi için çok yakın ve samimiyet gerektiren bir ortam gereklidir.
- Şiir konuşulabilmesi için herkesin ne anladığının anlaşılmadığı, bir kişinin oturup konuşup diğerlerinin ya güzel şeyler söylüyor ya da saçmalıyor diye dinledikleri bir ortamda şiir konuşulamaz.
- 25:08Turgut Uyar'ın Şiir Yaklaşımı
- Peru'da bir futbol maçı sırasında halk tribünlerden indi ve polisleri dövdü, bu olay 1964 ihtilalinin üzerinden dört sene geçmişken gerçekleşti.
- Türkiye'de "halk" ve "polis" kelimelerinin tam yerine oturmadığı, bu tür olayların Türkiye'de yaşanması bahis konusu olmadığı belirtiliyor.
- Turgut Uyar, şiirinde dünya olaylarını yansıtmakla kalmayıp, insanların beslenebileceği bir şey ortaya koymayı hedeflemiş.
- 30:21Turgut Uyar'ın Şiir Kitapları
- Turgut Uyar'ın ilk kitabı "Arzıhal", Cumhuriyet Halk Partisi'nin açtığı şiir yarışmasında derece almış ve Turgut Nurullah Ataç tarafından "bu adam şair olacak" denilmiştir.
- İkinci kitabı "Türkiye", Türk şiirinin son modern atılımının öncesinde yazılmış iki kitaptan biridir.
- 1954-1959 yılları arasında Türk şiiri son modern atılımını yapmış ve Turgut Uyar'ın "Dünyanın En Güzel Arabistan'ı" adlı kitabı bu dönemde yayınlanmıştır.
- 33:31Şiirin İnsanla İlişkisi
- Şiir, fazlası olmayan, eksiği olmayan bir insan sesi olarak tanınabilir.
- Şiir, yaşadığımız her şeyi ve neleri ihmal etmemiz gerektiğini bize söylemesiyle anlaşılır hale gelir.
- Şiirle yüz yüze geldiğimizde atamayacağımız ve ekleyemeyeceğimiz bir şeyi fark ederiz.
- 36:34Türkçenin Kaybı
- Türkçeyi kaybettiğimizin bir belirtisi, "özür dilerim" yerine eskiden "af dilerim" denmesidir.
- "Özür" bir çeşit kabahat veya kusur ifade ederken, "af" birinden af dilemek anlamına gelir.
- Türkçeyi Arapçayla bağımız koptuğu için artık iyice kaybetmiş haldeyiz.
- 38:40Avrupa ve Türklerin
- Avrupalılar 1914-1918 yıllarında medeni vasıflarını kaybetmişlerdir.
- Türkler 1914-1918 yılları arasında cereyan eden savaş sebebiyle milli varlıklarını kaybetmişlerdir.
- Türklerin milli varlıkları, 13. asırdan itibaren gayri müslim dünyanın imkanlarının daraltıldığı bir alanı muhafaza etmekti.
- 42:38Şiirin Serencamı
- Avrupa'daki şiir serencamı Amerika'yla birlikte yürümüştür.
- Türkiye'deki şiir serencamı hiç kimseyle birlikte yürümemiştir.
- Şiire bakarak kendi mevcudiyetimizin alanını yakalamak, tespit etmek bizim elimizde.
- 44:35Dante ve Shakespeare
- Thomas Stans Elliot, Dante ve Shakespeare'in dünyayı aralarında paylaştığını, bir üçüncüsüne yer olmadığını söylemiştir.
- Dante, İlahi Komedya'nın yazarı olup, dünyada modern şiire giden yolun başında bulunmuştur.
- Dante, İngilizce'de Vernacler dediğimiz mahalli lisana istinad eden bir edebiyatın kurucusu olmuştur.
- 47:52Tolstoy ve Shakespeare
- Tolstoy, Shakespeare'i sığ bulmuştur.
- Tolstoy'a göre Shakespeare, yaşadığı toplumun hakim zümresinin ruhunu tasvir etmekten başka bir şey yapmamıştır.
- Tolstoy'a göre edebiyatta bir şey söylemek, gelecek insanı yakalamaya çalışmak ve beklenen insanın koordinatlarını fark etmektir.
- 50:09Rus Edebiyatı ve Şiirin Önemi
- Alexander Puşkin, Rusça'nın bir edebiyat dili olmasına en büyük emeği sarf etmiş kişidir ve Dostoyevski ile Tolstoy ile devam eden hadise Rus edebiyatının varlığını gösterir.
- Dünyada şiirin yaşadığı serencam, anti-Türk bir serencam olup, modern dünya Türklerin imkan ve selahiyetlerini geçersiz kılacak bir meyve elde etmek için Türklerin salahiyetlerini geçersiz kılarak bunu yapmıştır.
- Dünyada şiir, insan sözünün pratik değeri olup olmadığıyla yürüdü, ancak Türkiye'de Yunus Emre ile başlayan bir oluşum var ve bu divan edebiyatına giden yolu açmıştır.
- 54:52Şiirin Dokunulmazlık Alanı
- Şiir bir fantazi veya süs değil, insanın şerefini ve dokunulmazlığını muhafaza ettiği bir şeydir.
- Şiir, insanın yiyeceğini ağzına götürmesini sağlar ve yaşamayı temin eder; bu kelimenin Yunanca'sı "poiesis" (yapma, insa etme) ve Türkçe'si "şiir" (anlama, şuur sahibi olma) olarak ifade edilir.
- Dünyada Dante ile başlayan çizgi kapitalizmin dünyaya hakim olması sebebiyle Bodler ile modernleşti, Türkiye'de ise Yunus Emre ile başlayan çizgi divan edebiyatı ile bir alan kazandı.
- 1:01:39Şiirin Milli Hayatla İlişkisi
- Milli bir hayat bekleyiş yaratıyorsa orada şiirin bir dokunulmazlık alanı elinde tuttuğu bilinir.
- İspanya'da dünya olayları çok çarpıcı sonuçlar verdiğinde gazeteciler kural olarak ilk önce şairlerin ne düşündüğüne müracaat ederler.
- İspanya 1936-1939 yılları arasında bir iç harp yaşadı ve bu iç harpte Avrupa medeniyetinin İspanyollar sırtından akıbeti test edildi.
- 1:04:35Türk Şiirinin Modernleşmesi
- Türk şiiri modernleşmesini İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamamış olmasıyla telafi etmeye çalıştı.
- Türkiye'de şiir, İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamamış olan Türklerin zihniyet itibariyle İkinci Dünya Savaşı sonrası şartlarıyla alakalanmalarını temin gayesiyle son modern atılımını yaptı.
- Türkiye'de insanlar 1954-1959 yılları arasında Türk şiirinin yaptığı modern atılımın neye denk düştüğü konusunda zihinlerini hiç yormuyorlar çünkü bunu yormuş olmaları demek Türkiye'ye mahsus bir hayatı öne çıkarmaları demektir.
- 1:07:34Şiirin Milletle İlişkisi
- Mütareke imzalandığında Osmanlı Devleti'nin varlığının sonu demekti ve şiir bu konuda birinci derecede yetkili unsur olarak öne çıktı.
- Ahmet Haşim ve Yahya Kemal gibi aruz vezniyle yazan şairler mütarekeden sonra ve hatta Cumhuriyet'in ilanından sonra önemlerini kaybetmediler.
- Şiir, Türkiye'de siyasi olarak sınırlar, devlet, ticaret ve mektepler olsa da milletin varlığını test ettiği yerdir.
- 1:15:29Şiirin Okuyucu İlişkisi
- Bütün sanat dallarından farklı olarak şiir önce okuyucusu olan ya da muhatabı olan bir şeydir.
- Müzik, resim, mimari ve heykel gibi sanat meşguliyetleri eser ortaya çıktıktan sonra müşterisini bulur veya bulmaz.
- Şiir ancak o şiirin istenmesiyle ortaya çıkar; önce müşteri vardır, sonra mal çıkar ortaya; şiir ancak o milletin arzusunu sezmekle cismaniyet kazanır.
- 1:17:41Şiir ve Sanatın Amacı
- Dante, "İlahi Komedya"yı yazarken sadece kantoları sıralamakla kalmayıp, tüm dünya Hristiyanlarının Türkler'e karşı birleşmesi tezini canlı olarak ortaya çıkardığı için şair olmuştur.
- Şairlerin siyasi görüşleri, dünya bakışları ve arzularıyla Dante'dir; insanlar onu okuduklarında "ben zaten bunu istiyordum" derler.
- 19. yüzyılda Shelley, şairlerin dünyanın takdir edilmemiş yasa koyucuları olduğunu söylemiştir.
- 1:19:24Şiirin Özel Özellikleri
- Sanat eserlerinin hepsi kural koyucu vasıflarıyla sanat eseri karakterini edinebilirler, ancak şiirin dışındaki sanat eserleri marifetlerini sergilerler.
- Şiirde önce müşteri vardır, sonra eser vardır; şair hangi insanların içinde eriyecekse onların varlığından haber verir.
- Şairler öncülük ederler, birilerinin önüne geçip "beni seven arkamdan gelsin" diye değil, "niye gitmiyorsunuz" diye anlatırlar.
- 1:24:27Türk Şiirinin Gelişimi
- Tanzimatla beraber Türk şiirinde bir önde bir millet projesi ve ethos ağırlıklı bir damar oluşmuştur.
- Türk şiirinde patos ağırlıklı bir damar da vardır, ancak şiir logos ağırlıklı olarak doğmuştur.
- Akif Paşa'nın Adem Kasidesi ile beraber Tanzimat öncesinde Türk şiiri logosunu ortaya çıkarmıştır.
- 1:25:22Türk Şiirinin İki Çizgisi
- Namık Kemal, Tevfik, Fikret, Mehmet Akif, Nazim, Hikmet çizgisi ethos ağırlıklı çizgi doğmuştur.
- Abdülhamid, Cenap, Şahabeddin, Ahmet Haşim, Yahya Kemal sıralamasıyla patos ağırlıklı çizgi doğmuştur.
- Bu iki çizgi Orhan Veli'de birbiriyle kenetlenmiştir.
- 1:26:34Şiir ve Millet Hayatı
- Bir millet hayatı kimseyi ilgilendirmiyorsa şiir de hiç kimseyi ilgilendirmeyecektir.
- Şiir üzerine ne konuşursanız konuşun, eğer insanlar bir millet olma meselesini kendilerine dert edinmedilerse suya çizgi çizmiş olursunuz.
- Atlantik'in öbür yakasında Edgar Allan Poe, aristokrasisi olmayan Amerikan toplumunun esas arayışına atıfta bulunmuş, Charles Baudelaire ise aristokrasisini alçaltmış olan Avrupa toplumuna insan olmanın endişelerini boca etmiş olan kişidir.
- 1:29:51Şiirin Amacı ve Millet Hayatı
- Gayem ortalıkta millet hayatını sıfıra irca etmekten menfaat temin edenlerin sizi bir şekilde tesir altında bırakmasını önlemeye çalışmaktır.
- Gazneli Mahmud'un "duvara konuş ki kapı duysun" sözü, sadece bir imkandan bahsetmek değil, nelerin imkani yok ettiklerini fark etmek de önemlidir.
- Bugün insanlar imkanları göstermeyerek işlerini yürütüyorlar ve bazı şeylerin modasının geçtiğini söylüyorlar, ancak millet hayatı gibi bir şey artık konuşulacak bir şey değil.