Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Kitap Okuyorum" programında, İbrahim Ethem Ünal, Elif Beyan Karabıyık, Ömer Faruk Akif Kuruçay, Abdullah Akkoyunlu ve diğer akademisyenler şehir ve insan arasındaki ilişkiyi tartışan bir sohbet formatında bir program sunuluyor.
- Program, şehir ve kent kavramları arasındaki farkları, Doğu ve Batı şehir tasavvurlarını ve şehirlerin insan yaşamına etkilerini ele alıyor. Konuşmacılar, "şehir mi insanı üretir, yoksa insan mı şehri üretir?" sorusu etrafında dönen tartışmada, modern ve modern öncesi şehir yapılarını karşılaştırıyor ve şehirlerin insan üzerindeki belirleyici rolünü inceliyorlar.
- Programda ayrıca Osmanlı şehirlerindeki mahalle yapısı, eski İstanbul'un Fatih ve Süleymaniye gibi mahallelerindeki geleneksel yaşam tarzı, komşuluk ilişkileri ve kentsel dönüşümün bu yapıları nasıl değiştirdiği de tartışılmaktadır. Richard Sennett'in "Kamusal İnsanın Çöküşü" kitabından örnekler verilerek medeniyet ve sivilizasyon kavramlarının ayrımı, eski şehirlerdeki bütüncül yaşam tasavvuru ile günümüzdeki şehir yaşamı arasındaki farklar ele alınmaktadır.
- 00:29Şehir ve Sukun Arayışı
- Düşünmek için sakin olmak, sakin olmak için sukun bulmak, sukun bulmak için sukunet, sukunet için meskun olmak ve meskun olmak için mesken ve ademoğlu gereklidir.
- İnsanlar kendilerine Medine (şehir) adı verilen meskenler tuttular, ancak şehirlerde huzur ve sukunun yerleri mi yoksa yanıldık mı sorusu ortaya atılır.
- 01:39Misak-ı Milli Sokak Hikayesi
- Hatıralar Mahallesi'ndeki Misak-ı Milli Sokak'ta bir çift küçük oda, çiftin gönül sarayı ve aşk yuvası haline gelmiştir.
- Sokakta çocuklar doğmuş, kaderlerin en güzelini ördüğü bir yer olmuştur.
- Zamanla evler cansızlaşmış, insanlar vefasızlaşmış, komşular başkalarına komşuluk etmeye başlamıştır.
- 03:46Kitap Okuyorum Programı
- Kitap Okuyorum programında şehir konusu üzerine İstanbul'dan misafirlerle birlikte konuşulacaktır.
- Şehirler yaşamanın tek yolu mu yoksa yaşamı kolaylaştıran mahaller mi, sadece kamusal alanlardan ibaret mi yoksa dünya görüşü üzerine inşa edilen bir sistem mi soruları ele alınacaktır.
- 05:45Şehir ve Kent Ayrımı
- Şehir ve kent arasında bir ayrım yapılır, ancak bu ayrım yakın zamana kadar gündemde çok tartışılan bir konu değildi.
- Doğu ve Batı kavramları karşılaştırıldığında, Doğu kadim gelenekler üzerine inşa ederken, Batı daha yıkıcı ve nevzuhur kavramlarla anılır.
- Şehir ve kent farklı lafızlar değil, farklı dünya görüşlerini, yaşantıları ve hedefleri ifade eden mefhumlardır; Batı kentleri için svitas, sti, polis gibi kavramlar kullanılırken, İslam şehirleri için medine kavramından yola çıkılır.
- 08:33Kent ve Şehir Kavramları
- Kent ve şehir kavramları sadece kavramsallaştırmalar değil, farklı yapılar ve gelişim süreçleri temsil eder.
- Bireyci yaklaşımla inşa edilmiş birey merkezli kentleşme ve polis oluşumu ile din kökenli, inanç eksenli Medine şehri arasında temel farklılıklar vardır.
- Doğu-Batı ayrımı yerine modernlik ve modern öncesi ayrımı daha uygun olabilir, çünkü kadim şehirlerin çoğu bir mabedin etrafında organize olmuştur.
- 10:01Kent ve Şehir Farkları
- Dikey büyüme moderniteyle başlamış bir süreç olarak düşünülebilir, sanayi devrimi sonrası İngiliz tipi bir kent tipi ortaya çıkmıştır.
- Şehirlerin temel yapısı olan kamusal alan, pazaryeri ve külliye (üniversite) organizasyon yapısı, dünya görüşü ve değerler sistemini yansıtır.
- İslam şehirlerinde kabristan şehrin merkezidir çünkü "ölümü sıkça hatırlayınız" emriyle muhatap kılınır, ancak moderniteyle bu durum değişmiştir.
- 11:40Şehir ve İnsan İlişkisi
- Şehir insanı dönüştürür veya insan şehri şekillendirir sorusu, tavuk-yumurta durumunu hatırlatır, ancak insanı merkeze koymak daha uygun olabilir.
- Doğu-Batı ayrımı yerine modern ve modern öncesi ayrımı daha uygun olabilir, çünkü insanların yaşama biçimleri kendi şehirlerine yansır.
- Şehir daha doğal bir şekilde kendi halinde gelişen, keskin ayrımların olmadığı yapıdır, kent ise daha steril bir ortam ve bilinçli bir şekilde şekil verilmiş bir proje olarak tanımlanabilir.
- 13:35Şehir ve İnsan İlişkisinin Derinlemesine İncelenmesi
- İnsan, içinde yaşadığı şehri şekillendiren bir mimar olarak mı tasavvur edilmeli yoksa içinde yaşadığı şehrin arka planında var olan dünya görüşü ve değerler sisteminden etkilenen bir edilgen varlık mıdır?
- 17. yüzyılda İstanbul bir şehirken, aynı dönemin Paris'i de bir şehirdi; kent kavramı modern dönemle birlikte ortaya çıkmıştır.
- Kadim şehirlerde Osmanlı'nın uyguladığı gibi, şehrin merkezine cami, çeşme ve çınar ile bir kompozisyon oluşturulup şehrin dokusu meydana getirilirdi.
- 16:44Şehir ve Kent Sosyolojisi
- Kent olgusu sanayileşme ile birlikte başlamıştır, ancak temel fark modern öncesi ve sonrası arasındaki değil, sınıf temelli ve cemaat odaklı yapılanmalar arasındaki farklılıktır.
- Batılı anlamdaki kentlerde dua edenler, savaş edenler ve ticaretle uğraşanlar birbirinden ayrılırken, Osmanlı toplumunda bu farklılıklar keskin değildir.
- Osmanlı'da ahi aynı zamanda ayakkabı ustası, hallaç ve savaş zamanında ordusunda savaşan bir adam olarak da görülür, ruhban sınıfı yoktur.
- 20:16Şehrin İnsanları
- Şehirde köşe başındaki simitçi, çiçekçi, buz gibi soğuk su satan çocuklar, işportacı abiler gibi insanlar her ihtiyaca anında cevap verirler.
- Şehrin susmuşları mezarlıklar, acı vapur düdükleri ve ezan sesleriyle hatırlatılır.
- Şehirdeki bu insanlar ve sesler, şehrin yüzlerini ve karakterini oluşturur.
- 21:55Şehir ve İnsan İlişkisi
- Konuşmacılar şehir ve insan arasındaki ilişkiyi tartışıyor ve "şehir mi insanı üretir, yoksa insan mı şehri üretir?" sorusunu sorguluyorlar.
- Ezan sesi örneği üzerinden, şehrin insan üzerindeki etkisi ve bu etkinin zorunluluğu tartışılıyor.
- Amerika gibi ezan sesi olmayan toplumlarda Müslümanların namaz kılabilmesi konusunda zorluklar yaşanabilir, ancak bu zorluklar onları namazı yapmaktan vazgeçmeye zorlamaz.
- 24:19Şehirlerin Büyümesi ve Sorunları
- Şehirlerin dengesiz ve vahşi bir şekilde büyümesi, insanların iş bulduğu yerin şehrin diğer ucunda olması ve vakit namazını kaçırma sorunlarına yol açıyor.
- Geçmişte insanlar şehir inşa etmek yerine doğal bir şekilde evlerini kuruyor, sokaklar ve yollar ihtiyaç doğrultusunda oluşuyordu.
- Cansever Hoca'nın "İstanbul'da şehirler evlere göre tarif edilir" sözü aktarılıyor.
- 25:50Merkez Fikri ve Şehirler
- Her şehir insanı karşılıyor ve şehirlerde merkez sembolleri oluşur; Türk geleneğinde merkezde camiler bulunur.
- Günümüzde mezarlıklar istimlak edilip yerlerine rezidanslar dikiliyor, ancak gelenekte mezarlıklar insanları birleştiren ve bereketli bir yaşantı sağlayan imkan sağlardı.
- Modern dönemde insanlar şehirle doğal bir ilişki kurmak yerine, şehri nesneleştirmek ve tahakküm etmek eğilimindedir.
- 27:52Şehir İnşaatı ve Mülkiyet Anlayışı
- Bir yüz yıl öncesinde İstanbul sokakları daha darmadağın ve düzensiz iken, günümüzde şehirler dizayn edilerek steril bir şekilde inşa edilmektedir.
- Kadim kültürde mülkün Allah'a ait olduğu düşüncesiyle insanlar eşyalarla ilişkilerini farklı algılamıştır.
- Ivo Andrić'in "Drina Köprüsü" romanından alınan bir örnekte, akan suya müdahale etmenin günahtır şeklindeki düşüncenin anlatıldığı belirtiliyor.
- 31:34Eski Devirlerdeki Ev ve Mahalle Anlayışı
- Eski devirlerde insanlar kendi evlerinde doğup bazen öleceklerine kadar aynı evde yaşardı.
- Doğduğu ev ve mahalle, vatan hayalinin ve hatırasının merkezi olurdu.
- Semtlerin semtliği ve mahallelinin mahalleli olması, köklülük, bağlantı ve müşterek anlayışla şekillenirdi.
- 32:25Medeniyet ve Sivilizasyon Kavramları
- Richard Sennet'in "Kamusal İnsanın Çöküşü" kitabında, kamusal alanların yaşam alanlarından geçiş alanlarına dönüşmesiyle insanların özel hayatlarına kapanması ve diğer insanlarla etkileşiminin azalması ele alınmaktadır.
- Sivilizasyon ve medeniyet kavramları farklıdır; sivilizasyon daha çok ergonomi sağlayacak şekilde insan hareketlerine uyumlu bir yapıya işaret ederken, medeniyet insanın kendi anlam dünyasını ve inançlarını yaşamayı mümkün kılacak şekilde tabiatı şekillendirme anlamına gelir.
- Batı'da üniversite, kabristan, büyük tapınaklar ve manastırlar şehrin dışındadır, bu da bütüncül bir şehir algısına işaret eder.
- 34:35Eski ve Modern Şehir Algısı
- Eski şehir algısında, evlerin dışındaki unsurlar da insana temas halinde yapılmıştır; örneğin köprüler, çeşmeler gibi yapılar günlük yaşamın farklı anlarında farklı amaçlarla kullanılmıştır.
- Üsküdar'daki meşhur çeşme gibi yapılar şehirde merkeziyetçilik oluştururken, günümüzde bu tür yapılar estetik değeri dışında işlevini yitirmiş durumdadır.
- Modern şehirde insanlar göçebe bir hayat sürer, günlük ulaşım için bir saatten fazla vakit geçirirken, eskiden insanlar evinde doğup vefat eder, mahallelerinde yaşamakta ve komşularıyla etkileşim halinde olurlardı.
- 37:26Şehirde İnsan İlişkileri
- Küçük mahallelerde insanlar birbirlerine yaklaşabiliyor, dokunabiliyor ve etkileşim halinde olabiliyorlardı.
- Yeni sitelerde yüzlerce konut bulunurken, insanların birbiriyle temas etmesi zorlaşmaktadır.
- Şehrin kontrolsüz büyümesi, coğrafi ve iklimsel faktörlerle birlikte insan ilişkilerini etkilemiştir.
- 39:25Nezih Bir Semt Kavramı
- "Nezih bir semt" kavramı günümüzde otoyollar kenarındaki büyük siteleri ifade etmez, rahatlık bulabileceğimiz ve komşumuzla iletişimimizin olabildiği yerleri ifade eder.
- Gecekonduların yıkılması ve yerine yapay ortamların yapılması, şehirde daha doğal bir dönüşümün olmamasını göstermektedir.
- Günümüzde "nezih semt" kavramı, yoksullardan arındırılmış, sorumluluktan kurtarılmış bölgeleri ifade eder ve insanların nerede yaşadıkları sorusunda diyaloğu sürdürebilirlik testi olarak kullanılır.
- 44:42Osmanlı Dönemi Mahalle Yapısı
- Süleymaniye bölgesinde Osmanlı topraklarının en büyük vakfiyelerinden biri bulunmakta ve burada paşaların ve sadrazamların konakları ile birlikte sakalar, berberler, nalbantlar gibi yoksul insanlar da yaşamaktadır.
- Mahalleler kozmopolit bir yapıda olup, yoksulların derdiyle dertlenen, zenginlerin şölenleriyle eğlenen, neşeli ve renkli bir hayat barındırır.
- Günümüz sitelerindeki birbirine benzeyen insanların oluşturduğu yerlerden farklı olarak, o dönemde nezih olmayan yerlerde de samimi bir komşuluk ilişkisi vardı.
- 46:11Yabancılaşma ve Mekansal Ayrım
- George Simmel'in işlediği yabancılaşma kavramı, mekansal ayrımı vurgular; köylerde dışarıdan gelenler doğrudan kabul edilmezken, şehirlerde insanlar mekansal anlamda dip dibe olmalarına rağmen birbirlerine yabancı hale gelir.
- Toplu taşıma araçlarında insanlar birbirlerine yakın olmasına rağmen, bazen antipati veya tiksinme duygusuyla oradan kurtulmak isteyebilirler.
- 47:21İstanbul'un Nezih Olmayan Semtleri
- Fatih'te sabah namazından yatsı ezanına kadar sokakta esnafın sesleri, seyyar satıcıların bağırışları, ezan sesleri, komşuların seslenişleri ve çocukların top oynama sesleri birbirine karışır.
- İstanbul hala nezih olmayan semtleri barındıran bir şehir olup, martı sesleri, metro istasyonlarındaki sokak çalgıcıları ve köşe başlarını tutan çiçekçiler gibi doğal sesler ve renkleri vardır.
- 50:34Kentsel Dönüşüm ve Geleneksel Mekanlar
- Süleymaniye, Hamamonu, Sultanahmet gibi geleneksel mekanlar, seyyar satıcılarıyla komşuluk ilişkileriyle kurulan mahalleler günümüzde nostaljik mekanlar haline getirilmiştir.
- Kentsel dönüşüm meselesi, geleneksel semtlerin artık neden olmadığıyla ilgilidir; apartmanların alt katları kafeye dönüştürülerek mahallenin hakkını kolaylıkla gasp edebilmektedir.
- Kentsel dönüşüm argümanlarından biri güvenlik meselesidir; eski ve bakımsız binalar nedeniyle insanlar güvenli sitelere taşınmaktadır.