Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitimci tarafından edebiyat fakültesi öğrencilerine sunulan kapsamlı bir akademik ders formatındadır. Eğitimci, sanat tarihi, felsefe ve mitoloji konularını ele almaktadır.
- Ders, "sanat" kavramının kökenlerinden başlayarak klasik sanat anlayışını, Apollo tanrısının mitolojik önemini ve bu anlayışın modern sanata geçişini incelemektedir. Video, Apollon ve Dionisos arasındaki karşıtlık, klasikizm, romantizm ve modernizm gibi sanat akımlarını karşılaştırmalı olarak ele alırken, ikonoloji ve ikonografik motiflerin anlamlarını da açıklamaktadır.
- Ders içeriğinde Vatikan Müzeleri'ndeki Apollo heykeli, Albrecht Dürer'ın "Adem ve Havva" resmi, Jelico'nun "Medusa" tablosu ve Edward Munch'un "Scream" gibi sanat eserleri analiz edilmektedir. Ayrıca, Batı kültürü, modernizm ve postmodernizm felsefeleri, 20. yüzyılda DNA araştırmaları ve Nazi Almanyası gibi tarihsel olaylar da dersin içeriğinde yer almaktadır.
- 01:01Sanat Kavramının Doğal Olmayan Özü
- Sanat kelimesi "suni" kökünden gelir ve doğal olmayan anlamına gelir.
- Batı dillerinde de sanat kavramı benzer şekilde "artificial" (İngilizce) ve "Kunst" (Almanca) gibi yapay anlamına gelen köklerden türemiştir.
- Sanatın ölçütü, doğadan ne kadar uzaklaşırsa o kadar sanat olma hüviyetine bürünebilir.
- 02:30Klasik Sanatın Özellikleri
- Sanat, kültürün doğayı nasıl alımladığını ve algıladığının göstergesidir.
- Klasik sanat doğayı iyice sıkan, demir korseler giydiren bir sanattır.
- Klasik eserlerde sıradan, şiveli, küfürlü ve çirkinliği tarif eden kelimeler kullanılmaz.
- 03:40Klasik Sanatın Doğayı Aşma Eğilimi
- Klasik sanatta doğayı aşma ve rasyonalize etme eğilimi vardır.
- Doğayı taklit etmekten ziyade, doğanın korkunçluğunu ve vahşiliğini ak kültüre eder.
- Müzikte ritme tabi olmak ve şiirde belirli bir şeması izlemek zorundadır.
- 05:00Apolloni Sanat
- Doğayı arsız, domestie edilmemiş doğayı harmonik bir biçime uyarlayan sanata "Apolloni sanat" denir.
- Vatikan Müzeleri'ndeki Apollon heykeli, klasik sanatın temsilcisi olarak kabul edilir.
- Bu heykel, Roma kopyası olup aslı MÖ 5. yüzyılda Yunanistan'dan gelir.
- 06:32Apollon'un Sembolik Anlamı
- Apollon güneş tanrısıdır ve ışığıyla tüm tehlikeli unsurları ortaya çıkarır.
- Apollon'un en bariz atribütleri yay ve oklarıdır, bunlar güneş kahramanı ve Zeus'un oğlu olduğu anlamına gelir.
- Apollon'un oklarıyla doğayı aydınlatması, felsefenin mitostan logosa geçişini temsil eder.
- 09:00Klasik Sanat ve Erkek Bedeni
- Winkelman'ın resmi tarif edişi sadece klasik sanatı değil, ideal erkek bedenini de temsil etmektedir.
- Erkek bedeni klasik sanatta kapalı ve mükemmelliğe ulaşmış bir bedendir, çevreleyen evrenle empati kurmaz.
- Erkek bedeni kendisini çevreleyen evreni şekillendirir ve rasyonalize eder.
- 11:01Apollon Mitolojisi ve Rasyonalizasyon
- Apollon Delos adasında doğduğunda, ada yüzmeyi bırakarak yerini tarif edilebilir hale getirir.
- Apollon kültür merkezi olan Atina'ya gider ve doğayı geriye çekme dürtüsü gösterir.
- Mitolojide Apollon'un ayak bastığı yerde kültür ortaya çıkar, doğa yok olur.
- 13:08Doğanın Rasyonalize Edilmesi
- Apollon mitolojisinde doğanın arsızca doğurma mefhumu ters düz edilir, doğurganlık eleştirilir.
- Apollon, doğanın korkunç çağlayanları ve çok fazla doğurganlığı hoşlanmaz.
- Kadın doğurganlığı ve doğanın arsızca doğurma mefhumu, Apollon'un eleştirdiği bir yönüdür.
- 16:50Erkek ve Kadın Bedeninin Karşılaştırması
- Erkek bedeni kapalı çünkü manevi doğumlarda bulunur, düşüncede var olur.
- Kadınlar sürekli çevreleyen evrenle empati kurduğu için maddeyi doğurur.
- Batı dillerinde madde kelimesi (materia) anne kelimesinin etimolojisidir.
- 19:27Klasik Sanat ve Anneci Sanat
- Klasik sanatta çizgiler kapalı ve ozmotiklik yoktur, bu babasının oğlu sanatçıdır.
- Anneci sanatta şekillerin üstüne "tuz ruhu" dökülür ve çizgiler akmaya başlar.
- Modern sanatlar kesin çizgilere "tuz ruhu" atarak izlenimciliğe dönüşür ve perspektif objektiften sübjektife geçer.
- 22:45Klasik Sanatta Ölüm ve Ebediyet
- Klasik sanatta ölüm yoktur, insanlar hastalanmaz ve yaşlanmaz.
- Klasik sanat ebediyete intikal edecek dondurulmuş, rasyonalize edilmiş doğa imgeleri gönderir.
- Klasik kültürlerde erkeğin erkekliğinden kadın düşkünlüğü götürür, ideolojik eşcinsellik temsil edilir.
- 25:11Platonik İdeal ve Dinamiklik
- Platonik ideal en güzel ilksel örnektir ve ebediyet içindir, statik olmak zorundadır.
- Karlar Kraliçesi masalında trajik bir anne, Gerda'nın kalbini alıp buz parçası yerleştirmek isteyerek onu sanal yapmak ister.
- Etten kemikten olan insan dinamiktir, zaman geçtikçe yaşlanır ve sonunda ölür.
- 26:48"İşıklar İçinde Yürüyüş" Fantezisi
- Konuşmacı, "işıklar içinde yürüyüş" fantezisini eleştiriyor ve bunun bir tür tanrısal inanç olduğunu belirtiyor.
- Laik sekülerlerin bile "ışıklar içinde yürüyüş" ifadesini kullandığını ve bunun aslında bir tanrısal inanç olduğunu vurguluyor.
- Konuşmacı, bu ifadenin batı kültürü tarafından yaratıldığını ve bu kültüre göre ölümün sadece başkasını ilgilendirdiğini, kendilerini ise ölümsüz gördüklerini açıklıyor.
- 28:15Batı Kültürü ve Ölüm İnançları
- Batı kültürü, 2000-4200 yıllık süregelen bir kültür olarak tanımlanıyor ve doğaya karşı savaşan bir kültür olarak nitelendiriliyor.
- Konuşmacı, kendi kalp krizi geçirmiş olduğunu ve ameliyathanede "ışıklar içinde" olduğunu anlatıyor.
- Stephen Hawking'in vefat etmesine rağmen "ışıklarda yürüyor" gibi ifadelerin kullanıldığını ve bunun kültürün dışavurumu olduğunu belirtiyor.
- 30:08İnsanlık ve Gelecek
- Konuşmacı, insanlığın dünyayı terk edip başka bir gezeye taşınabileceğini düşündüğünü ve bunun kültürün insanlığı sonsuza dek süreceğine inanmasını yansıttığını açıklıyor.
- Yeni bir gezegen bulmanın imkansızlığını ve ışık hızına ulaşmanın bile zorluğunu vurguluyor.
- Güneşin kanser yapamadığını, AIDS virüsünün varlığını ve Ebola salgını gibi olayların varlığını örnek olarak göstererek, insanlığın kendini beğenmiş ve narsistik olduğunu belirtiyor.
- 32:54Kültürel Travmalar
- Konuşmacı, postmoderizmin ve anti-klasizmin gelişimini anlatırken iki travma olduğunu belirtiyor.
- İlk travma, Copernicus'un "dünya evrenin merkezinde değil, güneş merkezde" dediği ve bu görüşün engizisyon tarafından karşı karşıya getirildiği olaydır.
- İkinci travma, Darwin'in evrim teorisinin ortaya atılması ve bu teoriyle insanın evrenin merkezinde olmadığı fikrinin sarsılmasıdır.
- 35:00Modernizm ve İnsanın Yerini Kaybetmesi
- 20. yüzyılda Freud'un "İnsan kendi bedeninde bile ev sahibi değil" dediği ve bu görüşün insanın kendini beğenmişliğini sarstığı belirtiliyor.
- Nietzsche'nin "Tanrı öldü" dediği ve bu ifadenin kültürün tanrıya olan inancını sarstığı açıklanıyor.
- 20. yüzyılda DNA araştırmaları ve yer araştırmaları sonucunda insanın tesadüf sonucu ortaya çıktığı anlaşıldığı ve bu durumun insanı bir makineye dönüştürdüğü belirtiliyor.
- 37:39Kültürel Depresyon ve Gerçeklik
- 20. yüzyıl, birinci ve ikinci dünya savaşları, Nazi Almanyası gibi olaylarla insanlığın hayal kırıklığına uğradığı bir dönem olarak tanımlanıyor.
- Konuşmacı, entelektüel olmanın iyi insan olmakla aynı şey olmadığını, hatta mükemmel olunduğunda korkunçlukla da eşit ölçüde ilerlenebileceğini vurguluyor.
- Gerçekliğin daha kompakt ve başı sonu belli olduğu, evrenin sona erdiği ve bunun Dionisos adlı timsel bir varlığın vakti olduğu belirtiliyor.
- 39:58Dionisos'un Mitolojik Hikayesi
- Zeus, Kadmos'un kızı Semele'ye aşık olur ve onu karanlıkta sevişir, ancak Hera bu durumu öğrenir.
- Hera, yaşlı bir bilge kadın kılığına girerek Semele'ye Zeus'un gerçek şekliyle kendisini göstermesini ister, Semele bunu yapınca şimşek çakar ve Semele kül olur.
- Zeus, Semele'den doğan embriyoyu kendi baldırına dikerek onu dünyaya getirir, bu nedenle Dionisos "baldır doğumlu" olarak anılır.
- 42:27Dionisos'un Özellikleri ve Anlamı
- Dionisos, beden coğrafyasında bel altına ait olan, kaka yapma, sevişme ve çiş yapma dürtülerini temsil eden eşitleyen bir tanrıdır.
- Dionisos iki kez doğar, annesini hiç görmez ve babasının baldırından doğduğunda her ay Titanları gönderen bir çocuk olur.
- Dionisos, kendisini tanıtan hayvanlara dönüşerek Titanları yanıltmaya çalışır, ancak yakalanıp parçalanır ve büyükannesi tarafından kazanın içine atılarak yeniden canlanır.
- 45:04Dionisos ve Apollon'un Karşılaştırılması
- Dionisos'un ortaya çıktığı her yerde anne özlemi ortaya çıkar, Apollon'un ortaya çıktığı yerde ise babanın yasaları ortaya çıkar.
- Apollon, etik kurallar, felsefe tarihi ve mükemmel hali temsil ederken, Dionisos bu yasakları çözmeye başlar.
- Akademik bir tabloya asit atıldığında çizgiler akar, kompozisyon yok olur ve eskinin bir torsosu kalır, bu Dionisos'un etkisi gibidir.
- 47:44Modernizm ve Postmodernizm
- Modernizm, Nietzsche ve Schopenhauer'dan itibaren logos, Apollonizm ve ataerki yerine ten, beden, anaerki ve anarşi getirir.
- Nietzsche'nin "Tanrı öldü" demesi Alman kültüründe büyük panik yaratır ve Hitler, "Babamız var, babamız ölmedi" sloganıyla bir din inşa etmeye çalışır.
- Postmodernizm, ortak paydaları yitiren kültürü temsil eder ve sanatçılar performatif aktlar yaratmaya başlarlar.
- 52:45Sanatın İki Ana Ekseni
- Sanatın iki ana ekseni vardır: Apollon ve Dionisos.
- Lady Gaga'nın etten kıyafet giymesi son derece dioniyaktır ve şuhluğu, seksiliği, cinselliği ve kadının ana tanrıçanın yenilenmiş gücünü temsil eder.
- 53:34İkonografik Birikim ve Sanat
- İkonografik birikim, sanatçıların motifleri zamanına göre yorumlayabilmesi için gerekli bir araçtır.
- Sanatçılar motif birikimleri olmadan kompozisyon oluşturamazlar, bu durumda sadece korku filmlerindeki gibi arbitre ve yamalı bohçalar ortaya çıkar.
- Sanatçılar mitoloji, kesik edebiyat, kanonik edebiyat, Rus edebiyatı gibi alanları öğrenmelidir, aksi takdirde tabloları anlaşılmaz kalır ve satılamaz.
- 56:20Klasik Sanat ve İkonografik Temsiller
- Klasik sanatta kadın doğa sembolize edilir, bu nedenle feminizm klasik sanatı kadın düşmanı olarak nitelendirmek yanlıştır.
- Apollo ve Venüs gibi klasik figürler, Adem ve Havva resimlerinde de temsil edilir; Apollo Adem'e, Venüs ise Havva'ya karşılık gelir.
- Rönesans, her şeyin ölçüsü insan olacak bir dönemdir ve ilk büyük kültür krizidir.
- 58:24Albrecht Dürer'ün Adem ve Havva Resmi
- Albrecht Dürer, pagan mitolojisini resmileştirerek Apollo'yu Adem'e, Venüs'ü Havva'ya dönüştürmüştür.
- Resimde Havva'nın elindeki elma, mitik olarak altın çağlarda insanların iyi ve kötüyü ayırt edemeyecekleri bir dönemdir.
- Resimdeki hayvanlar (fare, kedi, tavşan, aslan, kurt, keçi) insanın arsız yönlerini temsil eder; tavşan özellikle cinsel dürtüyü simgeler.
- 1:01:55Zaman Kavramı ve Cennetten Kovulma
- Cennette zaman çizgisel akar değil, Schopenhauer'in "durağan şimdi" kavramına benzer şekilde akar.
- Cennetteki varlıklar iyi ve kötüyü ayırt edemeyen, ölümsüzlük bilmeden yaşayan varlıklardır.
- Elmayı ısırma, bilişsel sistemimizin gelişmesine, beynimizin büyümesine ve ateşi terbiye etmemize tekabül eder.
- 1:04:24Zamanın Evrimi
- Schopenhauer'in "durağan şimdi" kavramı, ilk etapta mitolojide döngüsel zamana (kış-bahar-yaz-sonbahar) tekabül eder.
- Klasik sanat ve logosantrizmle birlikte zaman her günün birey şeklinde bir hüviyete kavuşmasıyla tarihsel zamana dönüşür.
- Döngüsel zaman, fortuna'nın çemberi (çarkıfelek) olarak adlandırılır ve her dönem nasıl geçeceğini tanrılar bilir.
- 1:05:17Medusa Tablosu ve Romantik Sanat
- Jelico'nun Medusa tablosu, Avrupa resim sanatında önemli bir revolüsyonu temsil ediyor.
- Tabloda, Afrika kıyısında fırtınaya yakalanıp 17 gün boyunca hareketsiz kalan bir Fransız gemisinde yaşanan korkunç olaylar anlatılıyor.
- Geminin bazı kişileri, açlıktan ve susuzluktan ölmek üzereyken birbirlerini yemeye başlamış, sonunda sadece iki kişi Afrika kıyısına ulaşmış.
- 1:06:39Medusa Olayının Etkileri
- 18. yüzyıl Aydınlık Avrupa'sında Lizbon depremi (1753) ve Medusa olayı iki büyük travma yaratmış.
- Medusa olayı, inançlı insanların ölmeye ve fahişelerin hayatta kalmasına sebep olmuş, bu da Aydınlık felsefesine karşı bir kültür şoku yaratmış.
- Tabloda Apollonik klasik estetikten uzaklaşıp, bedenlerin ahlaki değerlerden (ethos) uzaklaşarak duygusal dışavurumlarına (patos) odaklanıyor.
- 1:08:44İnsan ve Doğa İlişkisi
- Tabloda insanlar ve doğa arasında bir paralellik gösteriliyor; insanların dehşet halini bulutlar ve dalgalı deniz yansıtıyor.
- Bu insanla doğanın empatik bir ilişki kurması, Apollonik klasik kültürde mümkün olmayan bir yenilik olarak görülüyor.
- Tablo özellikle Fransız romantizmin kralı olan Öjen Tela'yı etkilemiş ve bir filmde (The House That Jack Built) önemli bir motif olarak kullanılmış.
- 1:10:14Sadrali ve Modernizm
- Sadrali'nin eserleri modernizmin en önemli dışavurumlarından biri olarak görülüyor.
- Tabloda zamanın artık akışkan olduğu, herkesin kendi zamanının olduğu modernizm prensibi yansıtılıyor.
- Günümüzde teknoloji sayesinde (Netflix gibi platformlar) insanlar kendi zaman çizgilerini şekillendirebiliyor, bu da zamanın standart olmaktan uzaklaştığını gösteriyor.
- 1:13:29Dionizya Sanatı ve Modernizm
- Dionizya sanatı, klasik sanatların biridir ve Edward Munk, Norveçli bir sanatçıdır.
- Munk, çizgiye değil renge, ışığa değil kontrasta önem verir ve doğanın renkleri içinde kaybolan insana odaklanır.
- Modernizm, 1800'lerin sonunda Londra'da Jack the Ripper'in cinayetleriyle başlamıştır.
- 1:14:45Modernizmin Doğa İlişkisi
- Modernizmde insan doğanın umurunda değildir ve doğaya zarar verilse bile bu önemli değildir.
- Doğa, insanın yok olmasına rağmen devam edecektir, çünkü teknik olarak asteroidler kuşağından dünyayı yok edecek meteorlar gelebilir.
- Modernizmde insan, logosunun geri gittiği bir et parçası olarak görülmekte ve çığlık atan bir ağızla temsil edilmektedir.
- 1:16:45Apollonik ve Dionizya Kültürlerinin Karşılaştırılması
- Apollonik kültür güven ve emniyet verirken, Dionizya kültüründe insan panik atak krizi yaşıyor.
- Antioksik sanatın en önemli dışavurumu karışık, kuruşuk varlıklar veya hibrit varlıklar olarak adlandırılır.
- Bu hibrit varlıklar doğanın yaratma gücünü temsil eder ve mitolojilerde sıkça görülür.
- 1:18:48Modernizmin Kent Görünümü
- Modernizmde kentler artık medeniyet değil, barbarik mekanlara dönüşmektedir.
- Londra, Paris, Berlin ve New York gibi modern kentler, Roma, Atina veya Babil gibi antik kentlerin aksine farklı bir zikredilere sahiptir.
- Modernizmde kompozisyon ve harmoni yoktur, yerine dikotomi ve kavga vardır.
- 1:20:28Modernizmin Sosyal Etkileri
- Modernizmle birlikte baba figürü manevi olarak güçsüz kaldıkça, bütün bastırılmışlar süreyal veya protez bir biçimde geri dönmektedir.