Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının Risale-i Şemsu ve Yirmiikinci Söz adlı eserlerden bölümleri okuduğu ve açıkladığı dini bir içeriktir.
- Video, Allah'ın varlığını ve vahdetini kanıtlamaya yönelik üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde güneş ve on iki seyyarenin hareketleri üzerinden Allah'ın kudreti ve hikmeti anlatılırken, ikinci bölümde küre-i arzın yapısı ve özellikleri ele alınmaktadır. Son bölümde ise hayat ve ölüm kavramları üzerinden Allah'ın varlığı ve sıfatları açıklanmaktadır.
- Konuşmacı, tabiat ve tesadüfün bu karmaşık sistemleri açıklayamayacağını vurgulayarak, tüm bu düzenin Allah'ın kudreti ve hikmetiyle gerçekleştiğini belirtmektedir. Ayrıca zihayatların ölümleriyle bir hayy-i baki'nin sermediyetine şehadet ettiğini ve zemin yüzünün intizamatı ile baharlar gibi olayların bir sani-i zülcelal'in vahdetine ve beka ve sermediyetine şehadet ettiğini açıklamaktadır.
- 00:09Kainatın Düzeni ve Vahdaniyet
- Güneş, kainatın lambası olarak, kainat sani'inin vücuduna ve vahdaniyetine parlak bir pencere görevi görür.
- Manzume-i şemsiye denilen on iki seyyarenin, küçüklük-büyüklük, uzaklık-yakınlık ve hareket süratlerinde farklılıklar olmasına rağmen, kemal-i intizam ve hikmet ile bir saniye kadar şaşırmayarak hareket etmeleri, büyük bir kudret ve vahdaniyet gösterir.
- Bu büyük ve ağır işe zerre mikdar tesadüf karışsa, kainatı dağıtacak kadar büyük bir patlayış verecektir.
- 01:47Küre-i Arz'ın Şehadeti
- Küre-i arz, güneş etrafında emr-i rabbani ile büyük bir hizmet için uzun bir seyahat ettirilir ve sefine-i rabbaniye olarak acaib-i masnuatı ilahiye ile doldurulur.
- Küre-i arz, kuvvetinde bir şehadetle bir kadir-i mutlakın vücub-u vücudunu ve vahdetini isbat eder.
- Güneş, kendi mihveri üstünde cazibe denilen manevi ipleri yumak yaptırmak için dolap ve çıkrık hükmünde olan güneşi döndürüp seyyaratı manevi iplerle bağlayıp tanzim eder.
- 03:38Kainatın Düzeni ve Tesadüf
- Güneş, bütün seyyaratı ile saniyede beş saatlik bir mesafeyi kestirecek kadar bir sür'atle Herkül burcu tarafına veya Şems-i Şumus canibine sevketmek, ezel ve ebed sultanı olan zat-ı zülcelal'in kudretiyle ve emriyledir.
- Hangi tesadüf bu işlere karışabilir, hangi esbabın eli buna ulaşabilir, hangi kuvvet buna yanaşabilir?
- Kainatin meyvesi, neticesi, gayesi olan zihayatları başka ellere verir mi, başkasını müdahale ettirir mi?
- 04:51Küre-i Arz'ın Şehadeti
- Küre-i arz bir kafadır ki, yüzbin ağzı vardır; her ağzında yüzbin lisanı vardır; her lisanında yüzbin bürhanı vardır.
- Arzın evvel-i hilkatine mai haline gelen bir madde-i seyyalden taş ve taştan toprak halkedilmiş mai kalsaydı, kabil-i sukna olmazdı; o mai taş olduktan sonra demir gibi sert olsa idi, kabil-i istifade olmazdı.
- Tabaka-i türabiye dağlar direği üzerine atılmış, içindeki dahili inkılablardan gelen zelzeleler dağlarla teneffüs edip zemini hareketinden ve vazifesinden şaşırtmasın.
- 06:52Zeminin Şehadeti
- Zeminin yüzündeki acib san'atlara bakıldığında, anasırlar ne derece hikmetle tavzif edilmişler, bir kadir-i hakim'in emriyle zemin yüzündeki rahman misafirlerine nasıl güzel bakıyorlar, hizmetlerine koşuyorlar.
- Zeminin yüzündeki nakışlı çizgilere bakıldığında, nasıl sekenelerine, enhar ve çayları, deniz ve ırmakları, dağ ve tepeleri ayrı ayrı mahluklarına ve ibadına layik birer mesken ve vesait-i nakliye yapmış.
- Zemin, bütün kainatin kalbi hükmünde olduğundan, kainat kadar nur-u vahdaniyeti gösterir.
- 08:51Hayatın Şehadeti
- Hayat kudret-i rabbaniye mu'cizatının en nuranisidir, en güzelidir ve vahdaniyet bürhanlarının en kuvvetlisi ve en parlağıdır.
- Hayat tek başıyla bir Hayy-ı Kayyumu bütün esma ve şuunattı ile bildirir; hayat, pekçok sıfatın me'zuc bir macunu hükmünde bir ziya bir tiryaktır.
- Hayat, kainatin tedbir ve idaresinde hüküm ferma' olan rızk ve rahmet ve inayet ve hikmeti tazammun ediyor.
- 11:07Hayatın Vazifesinin Önemi
- Haik Kayyum olan zat-ı vacib-ül vücud, hayatı pekçok kesretle ve mebzuliyetle halkedi neşir ve teşhir eder ve herşeyi hayatın etrafına toplattırıp ona hizmetkar eder.
- Samediyetin ayinesi olmak kolay bir şey değil, adi bir vazife değil.
- Göz önünde her vakit gördüğümüz bu hadd ü hesaba gelmeyen yeni yeni hayatlar ve hayatların asılları olan ruhlar, birden ve hiçten vücuda gelmeleri ve gönderilmeleri, bir zat-ı vacib-ül vücud ve Hayy-ı Kayyum'un vücub-u vücudunu ve sifat-ı kudsiyesini ve esma-i hüsnasını lemaatın güneş'i gösterdiği gibi gösteriyorlar.
- 13:34Zihayatların Vahdet ve Sermediyet Şehadeti
- Zihayatlar vücudlarıyla bir vacib-ül vücud vücuduna delalet ederken, ölümleriyle bir hayy-i baki'nin sermediyetine ve vahidiyetine şehadet ederler.
- Zemin yüzü intizamatıyla ve ahvaliyle sani'i gösterirken, ölümüyle kış beyaz kefeniyle kapamasıyla nazar-ı beşeri ondan çevirir veya maziye gider.
- Zemin dolusu hayatdar mevcudat-ı arziyenin gelmelerini ihsas ve vücudlarına şehadet ettiklerinden, geniş bir mikyasta, parlak bir surette ve kuvvetli bir derecede bir sani'-i zülcelal'in vücub-u vücuduna ve vahdetine şehadet ederler.
- 15:20Zamanın Geçmiş ve Gelecek Kanadındaki Şehadet
- Hayatdar zemin bir baharda sania şehadet ettiği gibi, onun ölmesiyle zamanın geçmiş ve gelecek iki kanadına dizilmiş mu'cizat-ı kudretine nazarı çevirir.
- Bir bahar yerine binler baharı gösterir, bir mu'cize yerine binler mu'cizatı kudretine işaret eder ve onlardan her bahar hazır bahardan daha kat'i şehadet eder.
- Mazi tarafına geçenler zahiri esbablarıyla beraber gitmişler, arkalarında yine kendileri gibi başkalar yerlerine gelmişler, bu da esbab-ı zahiriye hiçtir ve yalnız bir kadir-i zülcelal onları halkedip hikmetiyle esbaba bağlayarak gönderdiğini gösterir.
- 16:24Tabiat ve Tesadüfün Hakikati
- Tabiata saplanan ve bataklıkta boğulmak derecesine gelen gafil, bütün mazi ve müstakbele ulaşacak hikmetli ve kudretli, manevi el sahibi olmayan bir şey nasıl bu zeminin hayatına karışabilir?
- Tabiat olsa olsa bir defter-i kudret-i ilahiyedir, tesadüf ise cehlimizi örten gizli bir hikmet-i ilahiyenin perdesidir.
- Hakikata yanaşmak için tabiat ve tesadüften uzaklaşmak gerekir.