Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Çingenelerin tarihi ve kültürü hakkında bilgi veren eğitici bir belgesel formatındadır. Tekece tarafından sunulan içerikte, Çingenelerin kökeni, dilleri, yaşam tarzları ve Osmanlı Devleti'ndeki durumu anlatılmaktadır.
- Video, Çingenelerin dünya genelindeki dağılımından başlayarak, etimolojik kökenlerini ve Hindistan kökenli bir kavim olarak kabul edilmesini açıklamaktadır. Ardından Osmanlı Devleti'nde çingenelerin hukuki durumu, idari düzenlemeleri, vergi yükümlülükleri ve toplumsal konumları ele alınmaktadır. Son bölümde ise çingenelerin Osmanlı toplumundaki çeşitli meslekleri, İstanbul'daki yerleşim yerleri ve eğlence dünyasındaki yeri anlatılmaktadır.
- Videoda ayrıca Reşat Ekrem Koçu gibi tarihçilerin görüşleri, Evliya Çelebi'nin anlattığı hikayeler ve Yahya Kemal'in çingenelerin düğün alaylarını betimlemesi de yer almaktadır. Çingenelerin Osmanlı'daki önemli devlet görevleri almasa da toplumun önemli müesseselerini nasıl destekledikleri ve kürekçilik, cellatlık gibi mesleklerde yer alması nedeniyle yaşadığı olumsuz şöhret de ele alınmaktadır.
- 00:16Çingenelerin Tanımı ve Adları
- Çingeneler, Avrupa, İran, Bricistan, Mısır, Kuzey Afrika ve Amerika'da yaşayan, fiziki görünümleri, mizaçları, yaşam tarzları ve dilleriyle diğer milletlerden ayrılan gezici bir topluluktur.
- Çingene kelimesinin kökeni hakkında kesin bilgi yoktur; Brahman kitaplarında paryalara verilen çandaladan geldiği veya antiganus kelimesi ile ilişkilendirildiği düşünülmektedir.
- Çingeneler kendilerini Rom (insan) veya Kalo (kara) olarak nitelemektedir.
- 01:37Çingenelerin Adları ve Kökenleri
- Çingeneler Türkiye'de pırpırı, karaoğlan, Araplar arasında gacer, gaci, zud ve saabice, Finlandiya'da müstale, Macaristan'da faro onep (firavun kavmi), Yunanistan'da zaferi, Doğu Ermenileri arasında boşa olarak adlandırılmıştır.
- 19. yüzyılın sonuna kadar çingenelerin Mısırlı olduğu kabul edilerek batı dilinde kıpti anlamına gelen cips, yes, eception ve giano gibi isimlerle anılmışlardır.
- Türkiye'de çingene ya da bu kelimenin aşağılayıcı bir ifade taşıdığı gerekçesiyle kendilerinin Roman adıyla anılmamasını isteyen topluluğa Anadolu'da boşa, boşa karaçi, murp, mrp, kıpti, arabacı, elekçi, köçer gibi adlar verilmiştir.
- 03:56Çingenelerin Etimolojisi
- Bizans çingeneleri üzerine yapılan bir çalışmada Türkçe'de çingene, İtalyanca'da zingari, Fransızca'da tsigane ve Almanca'da zigner kelimelerinin hepsinin Atsin caniden geldiği ileri sürülmüştür.
- Kelimenin Mezopotamya'da singer şeklinde kullanılması, en azından Hindistan'da zingar diye geçen kelimenin burada singar biçimine dönüştüğüne, daha sonraki dönemlerde ise Anadolu'da bunun çingen ve çingene haline geldiğine, böylece sözcüğün doğudan batıya geçtiğine işaret eder.
- Çingene isminin menşei hakkında bir takım menkıbeler bulunmaktaysa da bunların nasıl, hangi kaynaktan beslendiği bilinmediği gibi çoğu muhayyel uydurma rivayetlere dayanır.
- 05:26Çingenelerin Göçleri
- Çingenelerin beşinci yüzyıldan itibaren Hindistan'dan kopmaya başladıkları tahmin edilmektedir; Hindistan'a hükmedenler çingeneleri yerleşik olmaya zorlayınca, onların gezginci yaşamlarını sürdürebilmek için batıya göç ettikleri belirtilir.
- Beşinci ve onbirinci yüzyıllar arasında farklı yollar takip ederek Hindistan'dan İran'a, oradan batıya ve güney olmak üzere iki kola ayrılarak yayıldıkları bilinmektedir.
- İlk kol Suriye üzerinden Mısır'a ve oradan da Avrupa'ya geçerken, ikinci kol İran üzerinden Hazar Denizi'nin kuzeyini takip ederek Romanya yoluyla Balkanlar'a ulaşmıştı.
- 07:11Çingenelerin Yaşam Tarzı
- Bulundukları ülkelerde marjinal topluluklar içinde ilk sırayı alan çingenelerin bir bölümü yerleşik hayata uyum sağlamıştır; Türkiye'de de göçebe ve yerleşik çingeneler arasında gerek dil gerekse yaşayış ve adet bakımından zamanla büyük farklar oluşmuştur.
- Göçebeler kendilerine has nitelikleri ve dillerini muhafaza ettikleri halde, yerleşenler yerli halkla karıştıklarından hem dillerine Türkçe ve Rumca kelimeler girmiş hem de göçebe çingene adet ve yaşayışını terk etmişlerdir.
- Gelenek ve göreneklerine çok bağlı olan çingeneler, gittikleri yerlerde açık biçimde ayrımcılığa, çeşitli baskılara ve şiddete maruz kaldıkları halde yine de geleneklerini korumaya çalışmışlardır.
- 08:17Çingenelerin Kültür ve Dil
- Müzik ve eğlence hayatına yönelik faaliyetler çingenelerin vazgeçilmez bir parçası olarak sürmektedir; bu kavim üzerine araştırma yapan bilim adamlarının genel kanaati, hiçbir etnik grubun bu kadar müziğe düşkün olmadığı yönündedir.
- Çingenece dili, Kuzeybatı Hint Ari dillerinin bir kolu olan Sami dil grubuna mensuptur; ana öbekten beş yüzyıla doğru ayrılmış ve çingenelerin göçleri sonucunda birkaç kola ayrılmıştır.
- Belli başlı çingene lehçeleri olarak Ermenistan, Suriye ve Avrupa lehçeleri anılır; çingeneler yaşadıkları ülkelerin dilleri ile de konuşurlar.
- 09:06Çingenelerin Efsanesi
- Bir efsaneye göre İran'ın büyük şairi Firdevsi'nin iddiasına göre İran Şahı Berhamgur, hayat neşesini kaybetmiş, halkının müzik ve eğlence kültürünün bulunmaması üzerine Hint Kralından yardım istemiş.
- İran Şahı'nın verdiği tüm mükafatı kısa sürede tüketen çingeneler, tekrar Şahın huzuruna çıkan çingeneler, içinde bulundukları müşkül durumu Şaha bildirmiş, oysa Şah, kendilerine ekip biçmek için yeterli mükafat verdiğini belirterek, çingenelerin taleplerini reddederek İran diyarından gitmelerini istemişti.
- Bu efsaneye göre İran'dan ayrılan çingeneler dünyanın dört bir yanına dağıldı.
- 11:10Çingenelerin Tarihi Acıları
- Efsaneler bir kenara bırakıldığında çingeneler tarihi aynı zamanda acılar tarihi olarak karşımıza çıkıyor; dünyanın neredeyse her kişisine dağılan çingeneler, gittikleri yerlerde ayrımcılık, hakaret, tecavüz ve cinayete maruz kalmışlardı.
- Yaşadıkları tüm acılara rağmen hiçbir çingene topluluğu onlara en büyük katliamı yapan Almanlar da dahil olmak üzere bir kavme kin gütmemiştir.
- Çingeneler tarihleri boyunca büyük zulümlere maruz kalmışlardı ama iki dünya savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından sistematik bir soykırıma maruz bırakıldılar.
- 12:06Nazi Almanyası'nın Çingenelere Yönelik Katliam Planı
- 1942 tarihinde Nazi komutanlarından Henrich Himmer tarafından yürütülen katliam planı çerçevesinde Avrupa kıtasında yarım milyon çingene öldürüldü.
- Naziler kurdukları özel timleriyle büyük bir çingen avı başlatmış, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda gibi geniş bir coğrafyaya yayılan çingeneleri tek tek toplayarak insanlık tarihine kara bilek olarak geçecek imha planını ortaya geçirmişti.
- Çingenelerin katledilmesi kadar acı olan bir başka gelişme ise Nazi savaş suçlusunun çingene katliamından ceza almamasıydı; 1962 yılına kadar süren savaş suçlarının yargılanmalarının tamamı Yahudi soykırımı çerçevesinde ele alınırken, yarım milyon çingenenin soykırımı dünya vicdanı tarafından görmezden gelindi.
- 14:13Çingenelerin Mitolojisi
- Yazar Hermonberger, çingeneler mitolojisi isimli eserinde üç temel gruba ayırdığı çingenelerin kökeni hakkında bilgiler vermektedir.
- Kaldera çingeneleri Rumencede kazanın adı kalderadır; adlarından da anlaşıldığı gibi çoğu kazancılıkla uğraşmaktadır ve diğer bütün çingene grupları gibi yalnız kendilerinin gerçek çingeneler olduğunu söylerler.
- Manuşlar kendilerine Sinti de denilmektedir; bu ismin onlara verilme sebebi İndus kıyılarından geldikleri içindir muhtemelen.
- 16:12Osmanlı'da Çingenelerin Durumu
- Osmanlı Devleti'nde geniş bir coğrafi sahaya yayılan çingene toplulukları devlet tarafından sıkı disiplin altına alınmış ve özel bir nizama bağlanmışlardır.
- Çingeneler orduda yardımcı kuvvet olarak görev yapmış, Rumeli'nin ele geçirilmesi sırasında yayalar teşkilatının kurulmasıyla daha sistemli vazife görmeye başlamışlardır.
- 16. yüzyıldan itibaren çingeneler genelde imar hizmetlerinde kullanılmış, sahillerde gemi malzemesi temini, gemi yapımı, köprü inşası, erzak toplanması gibi işlerde çalıştırılmışlardır.
- 17:05Çingenelerin Hukuki Durumu ve İdari Düzenlemeleri
- Çingeneler Osmanlı hukuk sisteminden dışlanmamış, haksızlığa maruz kaldıklarında kadıya mahkemeye başvurup haklarını arayabilmişlerdir.
- Çingenelerle ilgili ilk hukuki düzenlemeler Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmış, Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Rumeli kesiminde çingene sancağı teşekkül ettirilmiştir.
- Çingenelerin göçebe olanlarının hangi kazalar dahilinde dolaşacakları tespit edilmiş, cemaatlerini terk edip gitmelerine izin verilmemiştir.
- 18:53Çingenelerin Sosyal ve Ekonomik Durumu
- Çingenelerin belli bir sistem içine alınması önemliydi ve bu durum onların yaşadıkları başka ülkelerde rastlanmayan bir özelliğe işaret ediyordu.
- 16. yüzyıla gelinceye kadar Osmanlı ülkesinde yaşayan çingeneler sadece cize ve ispenç ödeyerek vergi yükümlülüklerini yerine getirmekteydiler.
- 1520'de Rumeli eyaletindekilerle İstanbul ve yöresinde yaşayan çingenelerin bir sancak sayılması üzerine buraya bir sancakbeyi tayin edilmiştir.
- 21:51Çingenelerin İstanbul'daki Yerleşimi
- Çingenelerin İstanbul'un fethinden sonra şehre gelerek önce Kasımpaşa'da Çürüklük denilen yere iskan edildikleri, daha sonra Ayvansaray, Sulukule, Sultan Mahallesi ve Üsküdar'da Selamsız Mahallesi'ne toplu halde yerleştikleri anlaşılmaktadır.
- 1477'de yapılan nüfus sayımına göre İstanbul'da 31 hane çingene ikamet etmekteydi.
- İstanbul surlarının dibinde yaşayan çingeneler, özellikle Edirnekapı ve Sulukule'de bulunanlar yerleşmekten çok konaklamayı tercih ediyordu.
- 23:05Çingenelerin Mesleki Çeşitliliği
- Geleneksel çingene meslekleri; demircilik, nalbantlık, bakır-kalaycılık, sepetçilik, elekçilik, altın arayıcılığı, seyislik, şifacılık, falcılık, ayı oynatıcılığı, akrabalık, müzisyenlik, çengilik, bohçacılık, gemi yapımcılığı, oymacılık, madencilik, kahinlik ve dilencilik şeklinde sıralanabilir.
- Osmanlı tahrir kayıtlarında geçen çingene mesleklerinden bazıları: dokumacı, terzi, hallaç, demirci, nalbant, sarraç, eğerci, dülger, baytar, kethuda, bezirgan, değirmenci, düvenci, arabacı, kasap, darıcı, mumcu, bozacı, sırt, maç, çoban, aşçı, akıncı, kopuzcu, kuyumcu.
- Çingeneler demircilik zanaatında oldukça mahirdiler ve Süleymaniye Camii'nin inşaatı müddetince st. tıraş kalemlerinin ve iskeleler için gerekli olan çivilerin çingene derviş tarafından imal edilip onarıldığı bilinmektedir.
- 24:55Çingenelerin Osmanlı Sarayında Yeri
- Çingeneler, Osmanlı saray eğlencelerinde resmi olarak bulunmamalarına rağmen bazı durumlarda sultan eğlencelerinde ve sünnet şölenlerinde yer almışlardır.
- III. Murad'ın oğlu Mehmet için düzenlenen sünnet merasimine çingeneler ellerinde beyaz ve kırmızı hatları bulunan bir bayrak taşıyarak katılmışlardır.
- Çingeneler Osmanlı eğlence dünyasında çeng, hanende ve sazende olarak da yerlerini almışlardır.
- 25:31Çingenelerin Günümüzdeki Durumu
- Osmanlı coğrafyasındaki Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk, Kosova, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Sırbistan ve Macaristan'ın bir bölümünde yaşayan çingene toplulukları, günümüzde Osmanlıların kültürel mirası olarak değerlendirilebilecek bazı gelenek ve göreneklerini devam ettirmektedirler.
- Osmanlı Devleti'nde diğer topluluklar gibi can, mal, ırz ve namusları güvence altına alınan çingeneler, devletin himayesinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
- Türkiye Cumhuriyeti'nde bulunan çingeneler aynı coğrafyada yaşamlarını, örf ve adetlerini devam ettirerek günümüze kadar gelmişlerdir ve toplum tarafından bazı dışlanmalara maruz kalmalarına rağmen devletçe koruma altına alındıkları ve haklarının saklı olduğu açıktır.
- 27:09Çingenelerin Eğlence Hayatındaki Yeri
- Çingeneler Osmanlı kuruluşundan itibaren eğlence hayatında yer almaya başlamışlardı ve bunun en mücessem örneği Hacı Ehad (Karagöz) olmuştur.
- Orhan Gazi döneminde Osmanlı tebaası içinde Müslüman olan Karagöz arkadaşı Hacı İvaz (Hacivat) beraber halkı öylesine neşe ve eğlenceye sevk etmişti ki, bu durum bir takım tutucu kimselerin tepkisine neden olmuştu.
- Çingeneler, Karagöz örneğinde görüldüğü gibi halk tarafından çok sevilirken, aynı güruhun nefretine de maruz kalabiliyordu ve bunun en kötü kanıtı deyim ve atasözlerimize yerleşen "çingene değiştirilir" ifadeleridir.
- 30:26Osmanlı'nın Çingenelerle İlişkisi
- Osmanlı'nın çingenelerle tarihte iki önemli münasebeti olmuştu: Mısır'ın fethinden sonra çöle sürülen çingeneler ve Endülüs'teki katliam sırasında Osmanlı tarafından kıyımdan kurtarılan topluluklardan birisi de çingenelerdi.
- 30:53Osmanlı'da Çingenelerin Durumu
- Osmanlı'da önemli devlet görevi almayan çingeneler, izdivaç kurumunu ayakta tutan ve bohçacılık, demircilik, seyislik gibi mesleklerde aranan erbaplardı.
- Kürekçilik ve cellatlık gibi toplumun yapmaktan kaçındığı mesleklerin çoğunlukla çingeneler tarafından tercih edilmesi, onların kötü bir şöhrete sahip olmasına neden olmuştu.
- Reşat Ekrem Koçu, Osmanlı çingenelerinin birçok kriminal vakanın baş aktörü olmalarına rağmen, kendi aralarında zina ve livata gibi sapkınlıkların bulunmadığını ve haklarındaki iddiaların çoğunun asılsız olduğunu belirtmektedir.
- 31:45Çingenelerin Dinler Tarafından Görülmesi
- Müslümanlar arasında Hz. İbrahim'i ateşe atmak ve Firavunun soyundan olmakla itham edilen çingeneler, Hıristiyanlar tarafında da Hz. İsa'yı çarmıha geren çivileri imal edip çakmakla suçlanıyorlardı.
- Bu temelsiz iddialar neredeyse her din tarafından dışlanmalarına neden olmuştu.
- Bazı eserlerde çingenelerin devlet kademelerinde görev almamasını, sözde ataları Firavun'un bir laneti olarak değerlendirerek Dördüncü Mehmed dönemindeki bir hikaye ile açıklamaktadır.
- 33:01Çingenelerin Düğünleri
- Çingenelerin acılarla dolu tarihine rağmen cıvıl cıvıl hayatları ve baharın tüm renklerini temaşa eden düğünleri büyük edebiyatçı Yahya Kemal tarafından betimlenmiştir.
- Düğün alayının geçişi yarım saat sürmüş ve yaya kaldırımları üzerindeki diğer halktan seyirciler gülümseyerek, gülerek bakmıştır.
- Çingeneli aşağı küçümsetici bulsa da sevimli de bulmuş, davullar ve zurnalar kafile kafileydi ve bu sesler alafranga yetişen gençlerin kalplerinde kalabilecek akisler olarak tanımlanmıştır.