• Buradasın

    Orhan Veli ve Garip Hareketi Üzerine Akademik Sunum

    youtube.com/watch?v=ROP6v0XClxM

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Türk Edebiyat Sohbetleri serisinin 33. bölümü olup, Gamze Akpınar, Fırat Bircan, Merve Dalköylüoğlu ve İLber Hoca gibi akademisyenlerin yer aldığı bir akademik sunum formatındadır. Lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle birlikte düzenlenen bu programda Orhan Veli'nin hayatı, şiir anlayışı ve Garip hareketi ele alınmaktadır.
    • Video, Orhan Veli'nin 1914'te İstanbul'da doğumundan 1950'te vefatına kadar olan hayatını kronolojik olarak anlatmaktadır. Garip hareketinin kuruluşu, şiir anlayışı, toplumculuk yaklaşımı ve mizah tekniği detaylı olarak incelenmektedir. Ayrıca Garip şairlerin hececi şairlerle yaşadığı tartışmalar ve Batı şiir akımlarından etkilendikleri konuları da ele alınmaktadır.
    • Sunumda Orhan Veli'nin şiirlerindeki ironi, paradoks ve alay teknikleri, "pasif realizm" yaklaşımı ve "küçük toplumculuk" kavramı gibi edebi terimler de açıklanmaktadır. Ayrıca Haşim, Nazım Hikmet ve diğer şairlerin edebi bilincine de değinilmekte, Garip hareketinin tarihsel gelişimi ve dönemin sosyolojik ortamı bağlamında değerlendirilmektedir.
    00:01Etkinliğin Tanıtımı
    • Türk edebiyat sohbetleri serisinin otuzüçüncü konferansı, Orhan Veli'nin şiirleri ve Garip hareketi üzerine düzenlenmiştir.
    • Konferans, akademisyenlerin sıkça konuşulan isimlerden ziyade farklı bir konu üzerinde konuşması için genç araştırmacılara platform sağlamayı amaçlamaktadır.
    • Orhan Veli'nin ölümünün altmışbeşinci yıldönümü münasebetiyle bu etkinlik düzenlenmiştir.
    01:38Orhan Veli'nin Hayatı
    • Orhan Veli 13 Nisan 1914'te İstanbul'da Beykoz'da dünyaya gelmiştir.
    • Babası Mehmet Mili Bey, İstanbul'da Mızıka-i Hümayun'da çalışmış ve daha sonra Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Armatra Şefi olarak görev yapmıştır.
    • Orhan Veli, ilk öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde başlarken, babasının tayini nedeniyle Ankara'ya taşınmış ve Gazi İlkokulu'nda eğitim görmüştür.
    02:54Eğitim ve Arkadaşlık
    • Orhan Veli çocukluk yıllarında tiyatroya meraklı olmuş, arkadaşlarıyla bahçelerinde kulisler hazırlayıp oyunlar sergilemiştir.
    • Ankara Erkek Lisesi'nde Oktay Rıfat ile arkadaşlık kurmuş, bir yıl sonra Melih Cevdet de katılarak üçlü arkadaşlık oluşmuştur.
    • Arkadaşları arasında şiir ve edebiyat sohbetleriyle dolu bir öğrencilik hayatı yaşamışlardır.
    04:08Garip Hareketinin Doğuşu
    • Orhan Veli ve Oktay Rıfat, vezinsiz, kafiyesiz yeni bir şiir akımı oluşturmak istediklerini birbirlerine ilk kez lisede anlatmışlardır.
    • Lisede yayın organı olan "Sesimiz" dergisinde şiirlerini ve edebi eserlerini yayınlamaya başlamışlardır.
    • Orhan Veli, İstanbul Üniversitesi'nde felsefe okumak için İstanbul'a giderken, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın teşvikiyle şiirlerinin gelişmesinde ilerlemiştir.
    05:32Memurlık ve Şiir Kariyeri
    • Orhan Veli 1936 yılında Ankara'da PTT'de memur olarak çalışmaya başlamış ve şiirleri Varlık dergisinde yayımlanmıştır.
    • Garip hareketini tanıtan önsöz niteliğindeki yazıyı Orhan Veli kaleme almış ve Varlık dergisinin 154. sayısı ve Garip'in 1. sayısında yer almıştır.
    • Garip hareketi çok eleştirilmiş ve alaya alınmış, özellikle Orhan Veli'nin "Kitabe ise mezarda" şiirindeki "nasır" kelimesi tepkileri çekmiştir.
    08:36Şiir Stili ve Etkileri
    • Orhan Veli sadece kendi döneminin değil, batı şiirinin ve dünün şiirlerini de iyi bilen bir şairdir.
    • Fransızca'dan çeviriler yapmış ve 1947'de Fransız şiir antolojisi yayınlamıştır.
    • Divan edebiyatına ve aruzun tüm kalıplarını iyi bilen Orhan Veli, Mevlana'dan rubailer ve Ömer Hayyam'ın aruz kalıplarındaki şiirlerini çevirmiştir.
    09:54Kişiliği ve Son Yılları
    • Orhan Veli yazdıklarında ve hayata bakışında alaylı, nüktedan bir insandır.
    • 1942 yılında askere girmiş, yedek subay olarak Gelibolu'da askerlik görevini yapmıştır.
    • Milli Eğitim Bakanlığı'nda tercüme bürosunda çalışmış, ancak "anti demokratik bir hava" nedeniyle istifa etmiştir.
    11:45Yaprak Dergisi
    • Orhan Veli geçim sıkıntısına düşmüş ve 1 Ocak 1949'da "Yaprak" dergisini çıkarmaya başlamıştır.
    • İki sayfalık olan bu derginin kağıdını, mürekkebini kendisi tedarik etmiş, dağıtım, para toplama ve postaya verme işlemlerini de kendisi halledmiştir.
    • Garip hareketi daha Orhan Veli'nin sağlığında bir kopma başlamıştır.
    12:31Orhan Veli'nin Son Yılları ve Vefatı
    • 1945 yılında Orhan Veli, Rıfat ve Melih'le yolları ayrılır ve Garip dergisinin ilk sayısında hepsinin şiirleri yer alırken, ikinci sayısında sadece Orhan Veli'nin şiiri bulunur.
    • Yaprak dergisi 15 Haziran 1950'ye kadar çıkar ve 28. sayı ile İstanbul'a döner, çünkü derginin kapanmasının verdiği mutsuzluk ve hayattan zevk alamama durumu yaşanmaktadır.
    • Orhan Veli 10 Kasım 1950'de Ankara'ya bir haftalık bir geçiş yapar, ancak karanlık bir sokakta yürürken belediyenin açtığı bir çukura düşer ve başından hafif bir yara alır.
    13:55Orhan Veli'nin Vefatı
    • İki gün sonra İstanbul'a geri dönen Orhan Veli, arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalaşır ve hastaneye kaldırılır.
    • Hastanede alkol zehirlenmesi teşhisi konulur, ancak sonradan beyin kanaması geçirdiği anlaşılır ve 14 Kasım Salı günü vefat eder.
    • Vefatında ceplerinden çıkanlar at yarışlarına ait bir program ve sarı bir ambalaj kağıdına sarılı bir diş fırçası olup, kağıtta yazılan şiirin bazı kısımları ıslak fırçadan dolayı silinmiştir.
    14:49Orhan Veli'nin Etkisi
    • Orhan Veli'nin beklenmedik ölümü herkesi derinden sarsmıştır çünkü 36 yaşında vefat etmiştir.
    • Yakın arkadaşı Halim Şefik onun için "Otopsi" başlıklı bir şiir yazmıştır.
    • Orhan Veli sadece dönemin değil, sonraki dönemleri de etkilemiştir; Turgut Uyar'a göre "bizim kuşak Orhan Bey'in Garibi ile şiirin farkına vardılar".
    16:05Garip Şiirinin Tartışmaları
    • Garip şiirinin en çok tartışılan noktalarından biri estetik olup olmadığıdır.
    • Atilla İlhan ve ikinci yeni şairleri, Garip şairlerini şiiri estetik olmamakla, şiiri ayağa düşürmekle, imgeyi bertaraf etmekle, kafiyeyi ve vezni bertaraf etmekle suçlamışlardır.
    • Fırat Bircan, Orhan Veli'nin Kadıköy Halkevi'nde yaptığı şiir hakkındaki konuşmaya değinmektedir.
    18:54Orhan Veli'nin Şiir Anlayışı
    • Orhan Veli'nin Kadıköy Halkevi'ndeki konuşması halk önünde yaptığı ilk ve tek konuşmadır.
    • Orhan Veli şiir hakkında kesin yargılarla konuşulamayacağına ve belirsizlik bırakılacağını fark eder ve bu doğrultudaki estetik kaygılarını benimser.
    • Sait Faik ile ilgili yapılan bir ankette, Sait Faik'in en çok Orhan Veli ile özdeşleştirildiği görülmüştür.
    20:31Orhan Veli'nin Şiirle İlişkisi
    • Sait Faik, Orhan Veli'ye "nasırı niye şiire soktunuz?" diye sorar ve Orhan Veli "hayatında büyük acıları olmayan bir insanın acısını anlatmak istedim" cevabını verir.
    • Orhan Veli, şiirin tahayyül ve imgeye olan bağlılığını gösterir.
    • Bir röportajda "edebiyatın işlevini geniş halk kitlelerinin zevkini bulma ve vermek olarak tanımladığımız a göre, şiirlerinizde hep verdiği kalışımızın sebebi nedir?" sorusuna "arabanın araba, elbisenin elbise, şiirin de şiir olması yeterlidir" cevabını verir.
    22:06Edebi Bilinç ve Toplumsal Edebiyat
    • Haşim, Orhan Veli ve Nazım Hikmet'in şairliği ile 1970'lere kadar olan dönem, edebiyat bilincinde "80 sonrası" olarak ayırt edilebilir.
    • Tanzimat, Orhan Veli ve 1970'lere kadar olan gruplar için edebiyat işlevi, bilinçli bir şekilde toplumdan yana olan ve toplumdan uzak düşmeyen bir edebiyattır.
    • Toplumsal edebiyat, toplum sorunlarını ilgilendiren veya toplumdan bahseden eserlerdir, ancak kendini yenileyemezse miladını tamamlamış olur.
    23:06Divan Edebiyatından Tanzimat'a Geçiş
    • Divan şiirinin modernleşmeye ayak uyduramadığı veya ayak uydurmaya çalıştığında seküler dünyayla karşılaştığı için kendini yenileyemediği bilinmektedir.
    • Tanzimatçılar, divan edebiyatını bıraktığı yerden alarak iktidar olmalarının getirdiği hassasiyetle divan edebiyatçılarına saldırmışlardır.
    • Tanzimat'ın amacı şiir yazmak değil, fikir anlatmak ve halkı bilinçlendirmektir.
    24:23Haşim ve Bireysel Edebiyat
    • Haşim'in bireyselliği savunan şiirleri, toplumcular karşısında ayakta kalamadıkları için kısa bir dönemde ortadan kalkmıştır.
    • Haşim'in bireyselliğini ön planda tutmasının nedeni, estetik kaygıları gözettiğinde toplumculuktan uzaklaşacağıdır.
    • Orhan Veli'nin de "Şairin işi" kitabının adı, estetiği gütmek ve sadece toplumsal olaya odaklanmak yerine şairin işi olduğunu vurgulamaktadır.
    26:44Orhan Veli ve Arkadaşlarının Şiir Anlayışı
    • Orhan Veli ve arkadaşlarının lise yıllarında Haşim'in tesiri çok güçlü olup, ömürleri boyunca Haşim tesirini taşıyorlar.
    • Garip'in ortaya çıkışında halkın beğenisini temel aldıkları bir saha var, ancak siyasi baskılar ve davalarla ilgili atıf yapmıyorlar.
    • Şiirin yenileşmesi gerektiğinde en çok saldırdıkları Haşim oluyor.
    27:32Garip Manifestosu ve Şiir Anlayışı
    • Garip manifestosu Haşim'in "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" yazısına bir tür cevap olarak yazılmış.
    • Haşim için şiirde anlam olmaz, önemli olan ahenktir; Orhan Veli ise şiirin şiir müziğinde müzik için olduğu iddiasında.
    • Orhan Veli, sembolizm yerine sürrealizm geliştiriyor ve bilinçdışının yansıması en açık manayı açığa çıkaracağını iddia ediyor.
    28:32Orhan Veli'nin Şiir Anlayışı ve Haşim İlişkisi
    • Orhan Veli toplumcuları iyileştiriyor, ancak toplum ve gerçek ilişkisi kuramadığı için gerçekçi diye adlandırılan toplumcu gerçekçi sınıfta yer almıyor.
    • Orhan Veli'nin şiiri, şairi sokağa taşıdığı doğru olsa da anlamsızlığı açısından ve toplumculuğundan uzak oluşuyla Haşim şiiri ile benzerlik gösteriyor.
    • Haşim'in şiiri imge vardır ve estetik kaygısı vardır, Orhan Veli'nin estetik kaygısı açıkça bariz bir şekilde gözükmez çünkü Garip düzyazıya yakındır.
    29:36İkinci Yenicilerin Şiir Anlayışı
    • 1950'ler sonrası Oktay Rıfat ve Melih Cevdet bambaşka bir şiire yöneliyorlar, yoğun imgeyle yüklü, tahayyüle imkan veren şiirler yazıyorlar.
    • Özellikle Oktay Rıfat'ın "Perşembe Sokak"la başlayan ikinci yenicileri etkileyen bir düşünüşe giriyor ve politika geliştiriyorlar.
    • Orhan Veli 1930'lardaki imge şiire, benzetmeyle yüklü şiirler yazıyor, "Ey Hatırası İçinde Yemin Kadar Büyük" gibi şiirlerinde yeşil sabahlar, baharın seslerle çiçeklenmesi gibi imgelerle yüklü şiirler yazıyor.
    30:35Garip Öncesi ve Sonrası Orhan Veli
    • 1940 Garibinin ortaya çıkışında benzetmelerden aranmış, sanatlardan uzak, yalın bir şiire varmak amacı güdülüyor.
    • Orhan Veli estetik kaygıyı bırakamamıştır, "Mora Romantik" başlıklı ilk şiirindeki renkli dünyanın özlemini çekmektedir.
    • Garip sonrası yayınladığı "Vazgeçemediğim" şiir kitabında estetiği gözettiği ilk şiirlerine yakın şiirler yazıyor.
    32:24Orhan Veli'nin Garip Manifestosu Üzerine Dönüşü
    • Garip manifestosunun son cümlesi "eskiye ait olan her şeyin, her şeyden evvel şairanın aleyhinde bulunmak" şeklindedir.
    • 1945'te "Garip İçin" adlı bir yazı yayınlayarak dönüş rücü yapıyor ve Garip adlı kitabını yeniden basılmasına razı olmadığını belirtiyor.
    • Orhan Veli'nin estetik kaygısının en önemli kaynağı mizacı ve duygusallığı belirliyor.
    33:34Orhan Veli'nin Yalnızlığı ve Şiir Anlayışı
    • Orhan Veli'nin Nahit Hanım'a yazdığı mektuplarda yalnızlığı gerçek ve kendi kaygıları dışında bir şeylerden bahsetmediği görülüyor.
    • Toplum ilgisini çektikten sonra yine aslı şairliğine, asli sanatçılığına dönmeyi amaçlıyor.
    • Şiirin imgenin ve tahayyül olmadan olamayacağını veya tükeneceğini biliyor ve şairhanevi sahiplenir.
    36:19Garip Şiirinin Toplumculuğuna Bakış
    • Garip şiirinin en büyük eleştirilerinden biri, sadece bireysel konulardan ibaret olmasıdır.
    • 1946'dan sonra özellikle Yaprak dergisi dönemine girildikten sonra Orhan Veli ve Melih Cevdet'in, özellikle Melih Cevdet'in şiirlerinde ciddi bir değişimin, topluma yönelme ve toplum sorunlarını ele alma şeklinde olduğu görülüyor.
    • Merve Dalköylüoğlu'nun konuşmasında Orhan Veli'nin toplumculuğuna dıştan bir bakış açısıyla yaklaşılacak.
    37:39Toplumculuğun İki Çeşiti
    • Toplumculuk iki farklı şekilde incelenebilir: küçük toplumculuk (didaktik ve ideolojik) ve büyük toplumculuk.
    • Küçük toplumculuk, öğretici bir felsefe ve siyasi argümanlarla hareket ederken, büyük toplumculuğun sınırları belirsizdir ve farklı ideolojilere yansıyan geniş bir zamana sahiptir.
    • Büyük toplumculuğun içinde çıkıp kalınlaşan, ideolojikleşen ve tekelleşen toplumculuğun son aşaması 19. yüzyılın üretimi olan Marksist teoridir.
    39:41Toplumculuğun Tarihi
    • Toplumculuğun tanımı ve başlangıç tarihi belirgin değildir, ancak 18. yüzyıldan itibaren toplumculuğun dünyayı etkisi altına almaya başladığı söylenebilir.
    • 1789 Paris Devrimi, uluslaşma ve tarihi iktidarların el değiştirmesinin başlangıcı olmuştur.
    • Toplumculuk, içinde muhalif bir kimlikle taşır ve karşıtıyla doğmuştur; insanlık tarihinin büyük bir kısmı kendine karşı hak arayışı içinde geçmiştir.
    43:33Türkiye'de Toplumculuk
    • Türkiye'de toplumculuk, batılılaşma, asrileşme ve ulusallaşma ile yakından ilişkilidir.
    • Tanzimat Devri (1839) sonrası dil, kültür ve edebiyat alanlarında değişimler yaşanmış, bu süreç 1869'da ilk özel gazete, 1908'de meşrutiyet, 1911'de milli edebiyat ve 1923'te cumhuriyetle devam etmiştir.
    • Yeni Türk edebiyatı, Tanzimat'tan beri toplumcu bir edebiyattır; daima gerçek hayatı aramış, akıllı ve seküler olmaya çalışmıştır.
    45:33Edebi Gruplar ve Ankara
    • Tanzimat'tan sonra Türk edebiyatında Fecriati gibi içe dönük bir edebiyat akımı oluşmuş olsa da, Fecriati'nin "halkı eğitmek" için konferanslar düzenlemek gibi toplumculuk yönleri vardır.
    • İstanbul aristokrat bir kentken, Ankara aranan toplumun başkentidir; İstanbul'dan Ankara'ya taşınma süreci, 18. yüzyılın sonunda başlamıştır.
    • Ankara'da üçlüsü (Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rıfat) ortaya çıkmış ve edebiyatta ilk defa mahfil olarak karşımıza çıkmışlardır.
    48:16Orhan Veli ve Toplumculuk
    • Orhan Veli, ideolojik olan, programı ve denklemi olan, arkasında siyasi filozofları ve ideologları olan toplumculuğu aramaz, ancak büyük toplumculuğu mevcuttur.
    • Orhan Veli'nin şiirleri (Garip, Vazgeçemediğim Destan, Karşı Son Şiirler) toplumcu şiirlerin artmasıyla devam etmektedir.
    • Orhan Veli'deki realizm pasif bir realizmdir; aktif realizmin onlardan sonra başlaması onların pasif realist olduklarını gösterir.
    50:25Orhan Veli ve İkinci Dünya Savaşı
    • Türkiye ikinci dünya savaşına girmemiş olsa da, savaşın etkilerinden kurtulamamıştır.
    • Orhan Veli'nin 1937'de yazdığı "Sokakta giderken kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığım zaman beni deli zannedeceklerini düşünüp gülümsüyorum" şiirinin toplumsal bir şiir olmadığı belirtiliyor.
    • Orhan Veli'nin 1938'de yazdığı "Ali Rıza ile Ahmet'in hikayesi" ve 1939'da yazdığı "Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları sizin için" şiirleri de bu dönemde yazılmıştır.
    52:24Orhan Veli ve Nazım Hikmet
    • Orhan Veli ve Nazım Hikmet arasında bir diyalog vardır; Nazım Hikmet Orhan Veli'yi sevmekte ve Rusya'da yaşadığı dönemde Türkiye'de onu tanıtmıştır.
    • Orhan Veli, Nazım Hikmet'in açlık grevi için destek vermesine rağmen, Nazım Hikmet'in ideolojisini pek anlamadığını belirtmiştir.
    • Orhan Veli'nin 1937 yılında yazdığı "Yazık oldu Süleyman Efendiye" şiirinde insanları ve hayvanları anlatmaktadır.
    54:34Orhan Veli'nin Şiirinde Mizah
    • Orhan Veli'nin şiirinde mizah, sadece şiirinin değil, yaptığı işlerle ve konuşmalarıyla birlikte kendisindeki ironiyi yansıtmaktadır.
    • Mizah, olayların gülünç, alışılmadık ve çelişkili yönlerini yansıtarak insanın düşündürme, güldürme ve eğlendirme amacı gütmektedir.
    • Mizah genellikle büyük toplumsal ve siyasi olaylar ardından önemli bir patlak verir ve baskı dönemlerinde sanatçıların kendilerini ifade etme yolu olarak kullanılır.
    58:40Garip Akımında Mizah
    • Garip akımının evrelerine göre mizah tarzları değişmiştir; hareketin ilk evresinde (1937-1941) şiirlerde tamamıyla mizah kullanılmamıştır.
    • Orhan Veli'nin ilk dönem şiirlerinde mizah, şiirin bütünü yerine vuruculuğu arttırmak ve şiirde mizahi bir bitiş sağlamak adına kısmi olarak kullanılmıştır.
    • Garipçiler kara mizahı okuyucunun acıma duygusunu ortaya çıkartarak düşündürmeye yönelik kullanmıştır.
    1:00:50Orhan Veli'nin Mizahi Şiirleri
    • Orhan Veli'nin "Soru işareti" şiirinde uyumsuzluk kuramı kullanılmış, beklenmedik bir durumla okuyucuyu şiirin bir adım ötesine götürerek anlam arayışına düşürmüştür.
    • "Kitabe-i sengi mezar" şiirinde yoksul bir insanın ölümünü ve gömülmesini sıradan bir olaymış gibi göstererek okuyucuda acıma ve üzülme duygusu uyandırmıştır.
    • "Hardal hardalname" şiirinde hardal kelimesinin tekrarı zenginliğin sembolü olarak kullanılmış ve zenginlere dolaylı yoldan alay edilmiştir.
    1:04:21Orhan Veli'nin Mizahi Şiirleri
    • Tereyağı, Rönesans ve Sabaha Karşı şiirleri ironi tekniğiyle yazılmıştır.
    • "Sokakta Giderken" şiiri paradoks oyunuyla yapılmış olup, okuyucuyu ikileme düşürerek gülümsemeyi tekrar tetikler.
    • Hareketin ikinci evresinde Orhan Veli'nin birkaç şiir dışında mizah şiirlerine çok rastlanmaz, "Eskiler Alıyorum" ve "Festival Şiiri" bu dönemde yazılmıştır.
    1:05:12Festival Şiiri ve Eleştirel Yaklaşım
    • "Festival Şiiri"de Orhan Veli, Dünya Savaşı'nda ekmek karnesi ve kömür beyannamesiyle alay ederek kadercilik anlayışını kullanmıştır.
    • "Eskiler Alıyorum" şiiri edebi hayatı ve edebiyat camiasını eleştirmek için yazılmıştır.
    • Şiirde Orhan Veli, sanatlı anlayışa eleştiri getirirken, "Bir de rakı şişesinde balık olsam" mısrasıyla geleneksel şiiri yıkma çabasını göstermiştir.
    1:06:53Hareketin Üçüncü Evresi
    • Hareketin üçüncü evresinde Orhan Veli kara mizaha yeniden ağırlık vermiş ve çevresini genişleterek alaya yergiyi de dahil etmiştir.
    • "Pireli Şiir"de zıtlık ve argo dil oyunlarına başvurarak toplumsal eleştiri yapmıştır.
    • Hareketin son döneminde Orhan Veli'nin kara mizah şiirleri daha önceki dönemlerine göre daha azdır.
    1:08:18Ironi ve Toplumsal Eleştiri
    • "Bedava" şiirinde Orhan Veli yoksulluk, pahalılık, özgürlük ve eşitlik gibi kavramlara ironiyle eleştiri getirmiştir.
    • "Bedava" sözcüğünün sürekli yinelenmesi, ironinin gerçeğin tam tersini kastetme tekniğini vurgulamaktadır.
    • "Erol Güney'in Kedisinin Bahar Mevsiminde" şiiri, kedinin ağzından toplumsal olaylar eleştirilmiştir.
    1:09:54Kuyruklu Şiir ve Cevap
    • "Kuyruklu Şiir"de Orhan Veli, ciğercinin kedisi ve sokak kedisi arasındaki farklılıkları anlatarak zenginlik ve fakirlik arasındaki çatışmayı göstermiştir.
    • "Tanrının Günü" şiirinde cevap olarak, ciğercinin kedisinden sokak kedisine açlıktan bahsetmesiyle komünizm eleştirilmiştir.
    • Şiirlerde ironik yapı ön plandadır ve okuyucuyu beklenmedik durumlarla karşı karşıya bırakır.
    1:11:28Garipçilerin Değerlendirilmesi
    • Garipçiler ve Orhan Veli döneminde basit şiirler yazmakla ve toplumsal olaylara dokunmamalarından suçlanmıştır.
    • Konuşmacı, Orhan Veli'nin mizahı kullanarak toplumun küçük yerlerine dokunmuş ve kendince bir toplumsal eleştiri yaptığını belirtmiştir.
    1:13:08Garip Şiirlerin Batı Şiiriyle İlişkisi
    • Garip şairlerin geleneğe karşı tavrı ve oluşturdukları poetik, batı şiirleriyle münasebetler taşıyor.
    • Garip üzerine yazılan kitaplarda dadaizm, sürrealizm, fütürizm ve kübizm gibi akımların etkisi vurgulanırken, bu etkilenme doğrudan aynen alınıp tatbik edilmiş değil, daha çok ortaya çıkış ve kendini ifade ediş biçiminde kendini gösteriyor.
    • Dünya Savaşı sonrası Avrupa gençliğinde görülen yeni arayışlar ve gelenek karşısında aykırı duruşu, Garip şairlerine de yansımıştır.
    1:14:39Garip Şiirlerin Marjinal Duruşu
    • Oktay Rıfat Bey'in Balkonda Sürrealist Manifesto'yu okuduğu ve arkadaşlarını çok heyecanlandırdığı belirtiliyor.
    • Orhan Veli, kendisinden önceki şiirden şiir olmadığını iddia ederek keskin ve marjinal bir çıkış yapıyor.
    • Garip şairler sadece Osmanlı şiiri değil, Necip Fazıl, Ahmet Haşim, Nazım Hikmet ve Yahya Kemal'in şiirini de reddediyorlar.
    1:16:0520. Yüzyılın Sosyolojik Değişimleri
    • 20. yüzyılda modernizm, geleneksel olanı kökünden yok etme işini hızlandırıyor.
    • Kendi entropisini tamamlayamamış olan oluşumlar, kendilerinden sonra gelenlere "eski" olarak itham ediliyor.
    • 20. yüzyılın "babanın oğlunu anlamadığı yüzyıl" olarak adlandırılabilir çünkü daha önceki yüzyıllarda bu kadar keskin bir kuşak çatışması yaşanmamıştır.
    1:17:23Garip Şiirlerine Yönelik Eleştiriler
    • Garip şiirlerine en sert karşı çıkışı hececi şairler yapmıştır, özellikle Orhan Seyfi Orhon ve Yusuf Ziya Ortaylı.
    • Eleştiriler genellikle "Kitab-ı Sengi, Mezar" şiirindeki kelimeler ve son mısrası üzerine yoğunlaşmıştır.
    • Hikmet Feridun bu şiir üzerine bir anket düzenlemiş ve neredeyse tüm şairler Garip şiirine karşı tavır sergilemişlerdir.
    1:18:24Garip Şiirlerinin Savunucuları
    • Nurullah Ataş ve Şevket Rado Garip şiirlerini savunmuş, onlara olumlu bakmışlardır.
    • Şevket Rado, Orhan Seyfi Orhon'la aynı gazetede yazarken tehdit edilmiş ve Garip şiirini savunmayı bırakmıştır.
    • Garip şiirlerine yönelik tartışmalar genellikle poetika düzleminde değil, polemik ve magazinler boyutuyla ilerlemiştir.
    1:20:15Sonraki Dönemlerdeki Değerlendirmeler
    • Garip şairler daha önce eleştirilere cevap vermemiş, ancak Yusuf Ziya Ortaylı'nın "Edebiyat Vurguncuları" başlıklı yazısından sonra Orhan Veli sert bir tepki göstermiştir.
    • Garip şairlerin şiire getirdikleri yeni soluk dolayısıyla daha sonraları şiirin güçlü isimlerinden olumlu tepkiler almışlardır.
    • Yahya Kemal, Oktay Rıfat'a yazdığı mektupta Garip şiirinin yeniye getirme çabasını vurgulamış ve şiirden anlamayanları önemsememelerini tavsiye etmiştir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor