Buradasın
Necip Fazıl'ın Tasavvuf Yolculuğu ve Abdülhakim Arvasi ile Tanışması
youtube.com/watch?v=MQdFHC_whjQYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Necip Fazıl'ın "O ve Ben" adlı eserinden bir bölümün okunmasını içeren monolog formatında bir anlatımdır. Anlatıcı, Necip Fazıl'ın Abdülhakim Arvasi ile tanışma deneyimini ve bu tanışmanın kendisine etkilerini aktarmaktadır.
- Video, Necip Fazıl'ın Abdülhakim Arvasi'nin dersine katılması, onunla tanışması ve Eyüp Sultan'daki Gümüş Suyu'ndaki evine ziyaretini anlatmaktadır. Anlatım, Arvasi'nin fiziksel özellikleri, konuşması ve etkisi hakkında detaylı bilgiler verirken, onunla olan dokuz yıl süren temaslarını ve ruhsal değişimlerini de aktarmaktadır.
- Videoda ayrıca Necip Fazıl'ın tasavvuf konusundaki bilgi seviyesi, Arvasi'nin ona verdiği ilk tavsiyeler ve "Büyük Kapı" adlı eserinin 1965 yılında yayınlanmasından bahsedilmektedir. Anlatım, tasavvuf, irşad ve ruhsal gelişim konularını işleyen bir edebi eser niteliğindedir.
- 00:14Abdulhakim Arvasi'nin Tanıtımı
- Necip Fazıl, büyük doğu'nun kurucusu Abdulhakim Arvasi'nin eteğinde Allah yolcusu olan birinin fırtınalı yaşamını ve irşadını anlatacak.
- "O ve Ben" kitabının 88-99. sayfalarında anlatılan hikaye, Necip Fazıl'ın Abdulhakim Arvasi'yi tanıma sürecini içeriyor.
- 01:01Abdulhakim Arvasi'nin Fiziksel Tanımı
- Camide sol tarafta balkonumsu bir yerde sarıklı, esmer beyaza yakın ve uzun sakallı bir zat bulunuyor.
- Arvasi'nin kısık, donuk, ancak son derece tesirli bir sesi var ve kelimeleri tane tane konuşuyor.
- Gözlerinden henüz bahsedilmemiş, ancak uzaktan dalgın ve içine kapanık duruyor.
- 03:22Arvasi'nin Dersi ve Sonrası
- Ders bittiğinde, esmer, tatlı yüzlü, tıknaz, uzun boylu bir genç Arvasi'ye balkonumsu yerden inmesi için yardım ediyor.
- Dinleyiciler ayakta kalmakta ve Arvasi'yi yakından görmek için kürsüden iniyorlar.
- Arvasi, hafif öne eğilmiş, orta boylu, yetmiş yaşlarında görünüyor ve etrafındakilere şefkatle bakıyor.
- 04:08Arvasi'ye Yaklaşma
- Arvasi ve esmer genç kapıya geldiğinde yanlarına ihtiyar bir kadın sokulup hastasının şifa bulması için dua istiyor.
- Arvasi, "İşte siz bizim için dua edin. İleti de şifayı da veren Allah." diyerek cevap veriyor.
- Necip Fazıl ve arkadaşları Arvasi'ye yaklaşıp ellerinden öpmek istediklerini söylüyorlar.
- 06:31Rüya ve Eyüp Sultan'a Yolculuk
- Necip Fazıl, o günden kısa bir süre sonra bir rüya görmüş: Büyük bir amfi, binlerce sarıklı insan ve merkezde sarıklı, nur yüzlü bir zat.
- Rüyada Necip Fazıl kürsüde konuşuyor ve konuşmasının ardından merkezdeki zat onu öpüyor.
- Aradan haftalar geçtikten sonra Necip Fazıl, Eyüp Sultan'da Arvasi'yi bulmak için bir ressam arkadaşıyla Eyüp'e gidiyor.
- 09:10Arvasi'nin Evine Gidiş
- Caminin kenarından sağa dönüp bahriye'ye doğru birkaç adım atıldıktan sonra mezarlığın içinden yukarıya merdivenli bir yol sapıyor.
- Pierre Loti kahvesine kadar giden bu yoldan çıkıp tepeye kadar gittikten sonra karşılarına gelecek ilk bahçe kapısı Arvasi'nin evi.
- Haliç'e bakan bir set üstünde mezarların arasından çıkanlar, Arvasi'nin evini buluyorlar.
- 10:23Arvasi'nin Evindeki Karşılaşma
- Bahçe kapısını ittikten sonra karşılarına şadırvan, haliç'e bakan set, mezar taşları, mescit ve boş bir salon geliyor.
- Camideki esmer, tatlı yüzlü genç Şakir olarak kendini tanıtıyor ve Arvasi'nin yakını olduğunu söylüyor.
- Arvasi ve eşleri geldiğinde Necip Fazıl, bankada çalıştığını ve şair olduğunu, arkadaşı ise ressam olduğunu ve Mesnevi şairi Abidin Paşa'nın torunu olduğunu söylüyorlar.
- 12:24Arvasi'nin Görünümü ve Konuşması
- Arvasi, açık kül rengine çalan ince bir kumaştan pantolon ve ceket, beyaz ve tertemiz bir gömlek, takke giymiş ve derin gözleriyle dikkat çekiyor.
- Gözleri, fezanın insanı bir tutuşta fezaya çeken, rahmet gibi dipsiz, sıcak ve diriltici.
- Arvasi, "İş kitapla olmaz, akılla da varılmaz. Yemeğin lezzeti çatal bıçakla aranıp bulunabilir mi?" diye soruyor.
- 14:42Konuşma ve Etkisi
- Abidin Dino, iyi Türkçe bilmediğini, kültürünün daha çok Fransızcaya bağlı olduğunu ve İslam tasavvufuna ait birkaç Fransızca kitap okuduğunu söylüyor.
- Arvasi, Beka ile Fenayı ele alıyor ve kalbin bir mertebesine ait Fenada istikamet cihetinin kalmadığını belirtiyor.
- Konuşma sırasında Arvasi'nin ahengi belirsiz, ağlamaklı sesi ve kucaklayıcı gözleriyle konuşması, Necip Fazıl'ı kendinden geçmeye sürükliyor.
- 16:55Bir Ermişle Karşılaşma
- Anlatıcı, Eyüp semtinde bir ermişle karşılaştığını ve bu kişi ona derin bir tesir bıraktığını anlatıyor.
- Ermişin belirsiz ahengi, ağlamaklı sesi ve kucaklayıcı gözleri anlatıcıyı etkilemiş, ruhuna bir buğu yayarak onu yere sermiş.
- Anlatıcı, erişicilik sanatının irşad davası olduğunu ve arkadaşının da aynı tesir altında kaldığını belirtiyor.
- 18:34Ermişin Etkisi
- Ev vapurunda karşı karşıya otururken anlatıcı ve arkadaşının sükutu devam etmiş.
- Anlatıcı, ermişin konuşmazken bile söylediklerinin ötesini belirten, bakışlarıyla baktıklarının ötesini işaret eden müthiş bir ermiş olduğunu ifade ediyor.
- Ermişin kucaklayıcı gözleri, susması ve en küçük bir hareketi bile göstermeden huzur belirtici heybeti anlatıcının üzerinde derin bir tesir bırakmış.
- 20:42İradesizlik ve Dönüşüm
- Anlatıcı, bir bakışta allak bullak olmasına rağmen ertesi günü kendini görmeden, geçen hayatının sıkıntıları içinde kıvranmakta olduğunu belirtiyor.
- Bir gece sabaha karşı yazı yazarken, inandığı dünya bir anda elinden çıkıveriyor ve kaleminden vazgeçiyor.
- Elektriği açık bırakarak dışarı atılıp yatağa atılan anlatıcı, gözlerini yumarken bir canavar görüp uykuya dalıyor ve ertesi sabah dünya için onun için bir başka dünya oluyor.
- 24:33Rüyalar ve Dönüşüm
- Anlatıcı, Efendi Hazretlerini tanıdıktan sonra başka bir rüya yaşadığını anlatıyor.
- Gece karanlığında yürüyüş sırasında ağzından balon gibi şeffaf bir şey çıktığını ve bu balonun kafa büyüklüğünde olduğunu görüyor.
- Kafatasının içi boş bir zar halinde olduğunu ve yerinde hissettiğini, bu rüyanın çileş yerindeki hayalin aynı olduğunu düşünüyor.
- 26:05Acı ve Bırakma
- Anlatıcı, beyninin mutlak hakikat acılarına yataklık ettiğini ve bu acıların masallardaki benzetişlerle bile anlatılamayacağını belirtiyor.
- Hayatında bir gün geldiğinde, anne-baba, dadı, mektep, hoca, tabiat, cemiyetten aldıklarını geri verdiğini ifade ediyor.
- Her şeyi ararken her şeyi elden çıkarmaya giden bir yolculuk yaşadığını ve bu yolculukta İmami Gazali'nin kanlı fikirlerine benzer bir taahhüt aldığını anlatıyor.
- 29:00Tanrı Kulu ve Gizli Kapı
- Anlatıcı, ruhunun büyük zelzelesini ve bir yıkıntı alemi içinde Tanrı Kuluna açılan gizli kapıyı meydana çıkarmış bir saik olduğunu belirtiyor.
- Eşya ve hadiselerin aslını araştırırken tırmıkladığı bir sırrı anlatıyor ve bu sır insanın nezaret ufkunu karartıp, ensemden bastırıp dipsiz bir kuyuda yokluğu göstermeye kalktığını söylüyor.
- Maddenin mahpus olduğu kaba bir dört köşede, eşya ve hadiseleri düzenleyip Allah'a var diyenlerle Allah'a yok diyenlere nispet ediyor ve bu devrilişin altından yalnız mutlak hakikat doğurabileceğini ifade ediyor.
- 31:07Kitabın Tanıtımı
- Anlatıcı, bu eserin dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususi renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatının hikayesi olduğunu belirtiyor.
- Kitabın kendisini görünceye kadar malik olabildiği bir nispetle cilde aşan ve hepsini birden o nura borçlu bildiğini söylüyor.
- Kitabın 1965 senesinde "Büyük Kapı" ismiyle yayınlanmıştır.