Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitim içeriği olup, konuşmacı milli edebiyat konusunu anlatmaktadır. Konuşmacı, milli edebiyatın temel amaçlarını ve oluşumunda önemli olan Genç Kalemler dergisini detaylı şekilde açıklamaktadır.
- Video, milli edebiyatın temel amaçlarını (dilde yalınlık, yazı ve konuşma dilini birleştirme, hece ölçüsünü kullanma, yerli konuları işlemek, halk edebiyatını esas almak) ele alarak başlıyor. Ardından 1911'de Selanik'te Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem ve Ömer Seyfettin tarafından çıkarılan Genç Kalemler dergisinin önemi vurgulanıyor. Özellikle "Yeni Lisan" makalesinin milli edebiyat dönemi için başlangıç noktası olduğu ve sade Türkçe'nin ilk kez milli bir dava olarak ele alındığı belirtiliyor. Video, "Yeni İnsan" makalesinin maddelerini detaylı şekilde açıklayarak sona eriyor.
- 00:13Milli Edebiyatın Temel Amaçları
- Milli edebiyatçılar sade Türkçe'yi savunmuş ve yazı dili ile konuşma dilini birleştirmeyi amaçlamışlardır.
- Milli edebiyatçılar hece ölçüsünü kullanmak yerine aruz ölçüsünü tercih etmişlerdir.
- Yerli konuları işlemek, bayrak, vatan, toprak, Anadolu ve Anadolu insanı gibi kültürümüzüze ait konuları ele almışlardır.
- Milli edebiyatçılar halk edebiyatını esas almak için divan edebiyatını (Arap ve Fars kaynaklı) tercih etmemişlerdir.
- 01:47Genç Kalemler Dergisi
- Milli edebiyatın oluşumunda "Genç Kalemler" dergisi çok önemli bir yere sahiptir.
- Dergi 1911'de Selanik'te Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem ve Ömer Seyfettin tarafından yayınlanmıştır.
- Derginin ilk ismi "Hüsün ve Şiir" olup, 8. sayıdan sonra "Genç Kalemler" olarak ismi değiştirilmiştir.
- "Genç Kalemler" dergisinde "Yeni Lisan" makalesi yayınlanarak milli edebiyat dönemi başlamıştır.
- 04:09Yeni Lisan Makalesi
- "Yeni Lisan" makalesinde Türkçede kullanılan Arapça ve Farsça dilbilgisi kuralları ve tamlamaların kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.
- Arapça sözcükler Arapça dilbilgisi değerlerine göre değil, Türkçe'ye girmiş halleriyle değerlendirilmeli ve Türkçedeki söylenişlerine göre yazılmalıdır.
- Konuşma diline girmiş Arapça ve Farsça sözcükler atılmamalı, ancak bilimsel terimlerde Arapça kullanılmasında sakınca görülmemelidir.
- Başka Türk lehçelerinden (Çuvaşça ve Yakutça gibi) sözcük alınmamalı ve konuşmada İstanbul ağzına uyulmalıdır.