Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Dr. Eberhart Zanger'in Luviler hakkında yaptığı araştırmaları ve Bülent Tekin'in görüşlerini aktaran tarihsel bir inceleme formatındadır. Dr. Zanger, İsviçre vatandaşı bir jeolog ve arkeojeolog olarak tanıtılırken, Ayhan Çakmur da sunucu olarak yer almaktadır.
- Video, Luviler'in Anadolu tarihindeki önemi, kültürü ve inançları üzerine odaklanmaktadır. İlk bölümde Beyköy'de bulunan 3200 yıllık Luvi yazıtının keşfi ve çözümü anlatılırken, ikinci bölümde Luvilerin "ışık insanı" anlamına gelen bir halk olduğu ve Hitit uygarlığıyla ilişkisi ele alınmaktadır. Son bölümde ise Luviler ve Alevilik arasındaki bağlantılar, "ışık taifesi" kavramı ve Osmanlı dönemindeki durumu incelenmektedir.
- Videoda ayrıca Luvilerin Anadolu'dan başlayarak Yunanistan, Balkanlar, Sicilya ve İtalya'ya yayıldığı iddiası, Luvi inancının günümüzdeki Alevi-Bektaşi geleneğine olan bağlantısı ve "alevi" kelimesinin 16. yüzyılda Osmanlı-Safevi çatışması sırasında nasıl ortaya çıktığı gibi konular da ele alınmaktadır.
- 00:01Luviler ve Bilimsel Araştırmalar
- Luviler'in Anadolu tarihi için öneminin ortaya çıktığı, ancak Türkiye'de bu konuda yeterli bilimsel çalışmalar yapılmadığı belirtiliyor.
- Alman kökenli arkeolog, jeolog ve tarihçilerin Türkiye'de daha fazla ve iyi bilimsel araştırmalar yürüttüğü vurgulanıyor.
- Merkezi İsviçre'de bulunan Luvian Stadis (Luvi Çalışmaları) adlı saygın bir enstitünün, Dr. Eberhart Zanger'in yönetiminde bilimsel tezlerin masaya yatırıldığı belirtiliyor.
- 01:37Beyköy Yazıtının Keşfi
- 1878 yılında Afyonkarahisar'a bağlı Beyköy köyünde kireç taşından yapılmış 10 metre uzunluğunda bir yazıt bulunmuş, üzerinde Truva prensi ve gizemli deniz insanları anlatılıyor.
- Beyköy halkı yazıtı yeni ibadethanenin malzemesi olarak kullanmaya karar vermiş, Fransız arkeolog George Perro bunu engellemeye çalışmış.
- 1914'te Paris'te hayatını kaybeden Perro'nun ardından İngiliz tarihçisi James Mellard meşaleyi almış, 2012'de vefat ettiğinde özel arşivinde Perro'nun kopyaladığı metin bulunmuş.
- 02:42Yazıtın Çözümü ve İçeriği
- Dr. Zanger, İsviçreli ve Hollandalı 20 kişilik bir bilimci kadrosuyla yazıları çözmeye koyulmuş ve yıllar süren uğraşların ardından yazıyı çözmüş.
- Yazıt, Bronz Çağından kalma 3200 yıllık ve Anadolu'da Hititlerden önce yaşayan Luviler'e ait olduğu ilan edilmiş.
- Yazıtta Batı Anadolu'daki krallıkların birleşik donanmalarının Doğu Akdeniz'de sahil kentlerine baskın düzenlediği ve MÖ 1190 yılında Mira kralı Kuanta Kuanta'nın emriyle hazırlandığı belirtilmiş.
- 04:51Anadolu'nun Haritasındaki Boşluk
- 1871'de Şiliman tarafından keşfedilmiş Truva kentinden ve 1690 yılında Almanlar tarafından yapılan kazılarda Hitit uygarlığının ortaya çıktığından bahsediliyor.
- İsviçreli jeologun, Batı toplumunun bilerek tarihi saptırmada bulunduğunu ve Anadolu'daki Hititlerin bulunduğu noktaları Ege Denizi'nin öbür tarafındaki Miken uygarlığına çekmek istediğini gösterdiği belirtiliyor.
- Ege bölgesinin hem ekilebilir verimli arazi ve akarsulardan oluşması hem de madenler açısından zengin olması, Luvilere ait yerleşim yerlerinin altın, gümüş, bakır ve kurşun gibi maden yataklarının hemen yanı başında kurulduğu görülüyor.
- 06:30Luvilerin Yerleşim Alanları
- Hititlerin yerleşim alanlarının toplamı 60, Minosların 34, Miken uygarlığının ise yaklaşık 300 yerleşim yeri olduğu belirtiliyor.
- Dr. Zanger ve ekibi, 2000 yılında uzaya fırlatılan bir mekiğin dünya topografyasını çıkarmak amacıyla alınan dijital görüntüler sayesinde Ege ve Güney Akdeniz'de 300'ün çok üzerinde yerleşim yeri bulunduğunu belirtiyor.
- Luvilere ait olan bölümün yaklaşık 250 bin kilometrekare olduğu, neredeyse Türkiye'nin üçte biri olduğu belirtiliyor.
- 08:15Luvilerin Yaşam Tarzı ve Hititlerle İlişkileri
- Luvilerin yaşadığı bölgelerin tam noktalarını tespit etmek için yükseklikleri gösteren dijital haritalardan faydalanılmış, ortalama 35 km mesafede bir yerleşim alanının izleri ortaya çıkmış.
- Luviler Ege'de ve Akdeniz bölgesinde irili ufaklı birçok yerleşime ve küçük derebeyliği gibi yönetimlere bölünmüşler, bunlara küçük krallıklar deniyor.
- Luviler Hitit kültürünün bir parçası değildi, Hititlere vergi ödeme ve asker temin etme zorunlulukları vardı, ancak ticaret yaparak yaşadıklarından ve zengin maden yataklarına sahip olduklarından bu durumdan şikayetçi değillerdi.
- 09:58Hititlerin Yıkılışı
- Hititlerin doğudaki bakır madenleri Asurlar tarafından ele geçirildi, Hitit kralı bu kaybını kapatabilmek için Kıbrıs'a saldırmaya karar verdi.
- Küçük Luvi krallıkları birleşerek Kıbrıs'ı kurtarmaya karar verdiler, ortak bir donanma oluşturarak Batı Anadolu'dan Kıbrıs'a, oradan Suriye'ye geçip Hitit kralına savaş açtılar.
- Kuzeyli halklar Hattuşaş'a vardıklarında terk edilmiş bir şehir buldular, muhtemelen başta Hitit kralı olmak üzere tüm yöneticiler ve rahipler kısa süre içerisinde yok edildi, Hitit uygarlığı neredeyse bir günde tarih sahnesinden silindi.
- 11:11Deniz Kavimleri ve Luviler
- Arkeolojik dökümanlara göre deniz kavimleri ilk olarak Kıbrıs'a saldırdılar, oradan Suriye'ye doğru ilerleyerek güneyden Hititler'e saldırdılar.
- Bronz Çağı toplumunda en önemli unsur maden kaynaklarına erişimdi ve para ekonomisine geçmemişlerdi.
- Mısır kaynaklarında adı geçen deniz kavimleri kuvvetli ihtimalle Luvilerdir ve Kıbrıs'a saldıran deniz kavimleri değil, Hititler'dir.
- 12:00Truva Savaşı ve Luviler
- Truva şehri tek bir şehir devleti değil, büyük bir yerleşim kompleksiydi ve hüküm sürenler Luviler'di.
- Miken uygarlığının sona ermesinin ardından Yunanistan'da site devletleri oluştu ve bu devletler bir araya gelerek Truva'yı ele geçirmek istediler.
- Dr. Zanger, Truva Savaşı'nın 1182 MÖ tarihinde yaşandığını ve bu tezini kanıtlamak için dönemin yazarlarının anlatımlarına ve Truvalıların savaşçılarının tariflerine Luvilerin oldukça uyduğunu belirtiyor.
- 13:02Luvilerin Kültürel Yeri
- Anadolu'nun batısında kendi dili, alfabesi, kültürü ve inanışı olan bir halk olan Luviler vardı.
- Luvilerin batısında Ege Denizi ve önce Mikenler, sonra Yunanlar yer alırken, doğusunda Orta Anadolu'da önce Hattiler, sonra Hititler vardı.
- Hititler, Luvilerin dilini, inanışlarının bir bölümünü ve sosyal hayat şekillerini kendi kültürlerine adapte etmişler.
- 13:46Luvilerin Dil ve Kültür Özellikleri
- Tarihçiler MÖ 3000 yılın sonlarına doğru Anadolu'da Hint-Avrupa dil grubu içerisinde değerlendirilen üç gruptan bahseder: Neha dili, Hititçe ve Luvi dili.
- Anadolu'nun büyük bir bölümünde Luvice konuşulurken, Hititçe sadece Orta Anadolu'nun merkeziyle sınırlıydı ve orada bile çoğunlukla toplumun üst kesiminin kullandığı dildi.
- Luvi yazısı tam bin yıl boyunca kullanıldı ve diğer uygarlıklar yazıya henüz sahip olmadan çok önce Luviler kendi yazarlarını kullanıyorlardı.
- 15:17Luvilerin Tarihi
- Luviler üzerine tarihçilerin çalışmalarını yürüttüğü temel kaynakların çoğu Hitit kaynaklı Hattuşaş verilerinden oluşmaktadır.
- MÖ 1190 yılında aniden yıkılan Hititlerin aksine Luvi kültürü aniden ortadan kaybolmadı ve varlığını daha beş yıl kadar devam ettirdi.
- Luvi inancına dair en eski metinler Kizzuvatna dönemine aittir ve Hititçe ve Hurrice metin referanslarına dayanılarak Luvi dininin 400 ya da 1000 yıllık bir süreci kapsadığı belirtilmektedir.
- 16:29Luvi İnancı ve Tanrıları
- Eski Hitit döneminde Hitit Devleti'nin ana tanrılarına yönelik bir dizi Luvi kült ritüeli gerçekleştirilmekteydi ve Orta Hitit döneminden itibaren Luvi tanrıları Hitit dini içinde görülmekteydi.
- Hititçe'de "siui" kelimesi Hint-Avrupa dillerinde ışık kelimesine eşdeğer olmakla birlikte, "tivat" kelimesi Hititçe'den genel anlamda tanrı'ya verilen bir isim olarak metinlerde yer alırken, Luvi dilinde tivat güneş tanrısı olarak kabul edilmektedir.
- Luvilerde dağlar, nehirler, rüzgar gibi doğa unsurları bir tanrı ismiyle öne çıkmaktadır ve en büyük Luvi tanrıları arasında yer alan fırtına tanrısı Tarhund, Anadolu Alevi-Bektaşi geleneğinin Luvilerle olan bağına referans olarak gösterilmektedir.
- 18:56Luvi İnançının Özellikleri
- Işıkların inanışına ait sırlar, üstün algılama düzeyi olan, belli bir eğitimden geçen kişilere anlatılırdı ve bilgi büyük bir yüktür, taşımaya ehil olanlara taşıtılır.
- Işık dini kendini sembollerle ve ışık inancının özüne ulaşmış bir azınlıktan başkasının anlayamayacağı terimlerle ifade etmiştir.
- Işık dini silahsız bir dindir ve çaresizliğin getirdiği başkaldırılar dışında ışıkların silah kuşandığı pek görülmemiştir.
- 20:17Luvilerin Kültürel Etkisi
- Alevi kelimesi "aleve ait, ışığa ait, ışıktan gelen" anlamındadır ve bu sözcüğün kaynağı aslında Hititler'e kadar uzanır.
- Sefa Taşkın, Misya ve Işık İnsanları adlı kitabında MÖ 2000 yıllarında Hititlerin bıraktığı yazılı ve resmi belgelerin bize tanıttığı Luviler adı verilen halkın yalnız Anadolu'nun değil, insanlığın derin geçmişiyle ilgili önemli gizler taşıdığını belirtiyor.
- Luvi sözcüğü birçok dilde ışık ve ışık kaynağı sözcüklerinin kökünü oluşturur: Hititçe'de lucca, Latince'de lux, İngilizce'de light, İtalyanca'da louvre, İspanyolca'da luce, Almanca'da licht gibi.
- 22:57Işık Taifesi ve Alevilik
- Işık insanları bir millet değil, her ırktan insanın girebileceği bir inançtır.
- Osmanlılar 16. yüzyılın son çeyreğine kadar alevilere "ışık taifesi" demekteydi.
- Peçevi tarihinde ışık taifesi "ehli İslam'da ayıp bir taife" olarak tanımlanmış ve "ışık ve aptal" olarak anılan kişilerin yanına toplanıp 20-30 bin eşkıyadan oluşan bir çete meydana geldiği belirtilmiştir.
- 24:41Alevilik ve Işık Taifesi Arasındaki İlişki
- Bektaşilere de ışık denmekte ve ışıklara başka bir isimle takılmakta.
- 16. yüzyılda Osmanlı-Safevi çatışmasında ışıkların Safevileri tuttuğu izlenimi yaratıldı, ancak gerçekte propaganda savaşının mağduru olmuşlardı.
- Osmanlı kazanınca ülkesinde ışık arama başlattı ve ışıklar bir kelime oyunuyla ve ses benzerliğiyle alevi kelimesinin ardına sığındılar.
- 25:45Alevi Kelimesinin Kökeni
- Alevi kelimesi daha çok Cumhuriyet döneminde ön plana çıktı.
- Arapça'daki "aşk", "ışık", "asik" sözcükleri neredeyse aynı harflerle yazıldığından ışık kelimesi asik şekline çevrildi.
- Işıklar artık alevi ve kızılbaş olarak anılıyordu.
- 26:29Alevilik Görüşü Hakkında Eleştiriler
- Anadolu'da yaşayan Türk, Kürt ve diğer halkların bazılarının alevilik görüşünün Hz. Ali'ye bakışının çok dışında fikirler barındırdığı belirtiliyor.
- Bazı cemevlerde Hz. Ali resimleri ve ritüellerdeki Hz. Ali'ye atfedilenler tamamen yok sayılıyor.
- Alevilerin inancının kökeninin Luvilere dayandırılmak istendiği ve Luvilerin nereden geldikleri bile bilinmediği eleştiriliyor.