• Buradasın

    Türk ve Kürt Aşiretlerinin Toplumsal Yapısı ve Etnografya Üzerine Akademik Sunum

    youtube.com/watch?v=rbg3Oi4n3ac

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir konuşmacının Türk ve Kürt aşiretlerinin toplumsal yapısı, etnografya ve sosyoloji konularını ele aldığı akademik bir sunumdur.
    • Sunum, sosyolojinin kaynakları ve etnografyanın önemi ile başlayıp, devletin ilmi temelleri için gerekli kurumları anlatmaktadır. Ardından Türk ve Kürt toplumsal yapıları, aşiret sınıflandırması, lehçeleri ve toplumsal kurumları detaylı şekilde incelenmektedir. Video, özellikle Doğu Anadolu'daki aşiretlerin (Mardin, Siverek, Suruç, Harran) yapısı, nüfusları, reislik sistemleri ve yaşam biçimleri hakkında kapsamlı bilgiler sunmaktadır.
    • Sunumda ayrıca aşiretlerin göçebelik ve yerleşik yaşam tarzları, vergi sistemleri, düğün ve cenaze törenleri, adalet uygulamaları ve coğrafi faktörlerin toplumsal yapıya etkileri gibi konular ele alınmaktadır. Video, aşiret sisteminin ilkel toplumların devam etmesinin nedenleri ve bunların modern topluma entegrasyonu için önerilerle sonlanmaktadır.
    Sosyolojinin Kaynakları
    • Sosyoloji kendisi için gerekli verileri kendisi hazırlayamaz, bunları tarih, etnografya ve istatistik ilimlerinden alır.
    • Yazılı edebiyatları olan milletlerin tarihleri yazılmış olduğundan, sosyoloji bu milletler hakkında tarihten bilgi edinir.
    • Gelişmiş milletlerde istatistik örgütleri bulunurken, ilkel toplumlarda istatistik örgütleri ve yazılı tarihler olmadığı için sosyolojiye gerekli verileri etnografya sağlar.
    00:50Etnografya ve Antropoloji
    • Fransız bilginleri etnografyayı antropolojiden ayırdılar; antropoloji anatomik kökenlerden ibaret ırkları konu alırken, etnografya yazılı belgelere sahip olmayan cemiyetlerin sosyal kurumlarını ve medeniyetlerini tetkik eder.
    • İngilizler antropoloji adı altında etnografya ve antropolojiyi birleştirmektedirler, ancak Fransızların bu konudaki görüşü ilme daha uygundur.
    • Etnografya tarihlerinde yazılı belgelerden, abidelerden ve özellikle sözlü geleneklerden yararlanır.
    02:45Sözlü Geleneklerin Önemi
    • Gelişmiş cemiyetlerin bellekleri kendi tarihleridir, aşiretlerin tarihleri ise sözlü geleneklerinden ibarettir.
    • Sözlü gelenekler bir takım örgüt ve kurumlara, törenlere bağlı olduğu için kişiler bu gelenekleri değiştiremez ve yok edemezler.
    • Örneğin, Oğuz illerindeki yirmidört boy sistemi, her boyun birer tamgası ve unu olması gibi gelenekler, örgüt ve kurumlara dayanan önemli sosyal yapılar oluşturur.
    03:58Etnografyanın Görevleri
    • Etnograf, aşiretlerdeki dinsel, siyasal ve kavimsel örgütleri ayırtabilmelidir.
    • Siyasal güce sahip heyetin içinde çeşitli uyruklara mensup amareler bulunabilir ve bunlar başka kavimlere, dinlere mensup da olabilir.
    • Etnograf, aşiretlerin sosyolojisi ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmalı ve dini, ahlaki, hukuki, estetik, iktisadi kuruluşların konuştukları dillerdeki özellikleri anlayabilmelidir.
    06:31Etnografya Müzesi
    • Avrupa'nın birçok ülkesinde etnografya müzeleri vardır çünkü yazılı edebiyattan yoksun olan, sözlü geleneklerden başka toplumsal hafızaları bulunmayan topluluklar yalnız aşiretler değildir.
    • Etnografya müzesi, halk geleneklerini konu alan folklor bölümüne sahiptir ve memlekette kullanılan tüm müzelik eşyaları içerir.
    • Etnografya müzesi, tarih müzesinin tamamlayıcısıdır; tarih müzesi bir milletin mazisini gösterirken, etnografya müzesi milletin mevcut halidir.
    08:22Türkiye'de Etnografya Çalışmaları
    • Maarif Vekaleti birkaç yıl önce etnografya çalışmalarına yönelik bir şubesi kurmuş, maarif müdürlüklerinden folklora ait defterler ve eşya gönderilmiş ancak merkezde bir etnografya müzesi olmadığından bunlar tasnif edilememiştir.
    • Türkiye hakkında mükemmel bir etnografya tetkikatı yapabilmek için merkezde bir etnografya müzesi kurmak ve etnografya dergisi çıkarmak gerekir.
    • Etnografya müzesi kurulduktan sonra livadan livaya, ilçeden ilçeye, köyden köye gezilerek sözlü gelenekler toplanacak ve Anadolu'da kaç çeşit Türk lehçesi bulunduğunu öğrenebileceğiz.
    09:52Devletin İlmi Temelleri İçin Gerekli Kurumlar
    • Harpten sonra devleti ilmi temeller üzerine kurmak için beş kurumun düzenli olarak kurulması gerekiyor: Milli İstatistik Örgütü, Milli Arşiv, Milli Belgeler Kütüphanesi, Tarih Müzesi ve Etnografya Müzesi.
    • Milli hazinenin servetleri her gün yok olup gidiyor; arşiv belgeleri, kütüphanelerdeki kitaplar ve milli asar-ı atika Avrupalılar tarafından satılıyor.
    • Savaşların zararları, sözlü gelenekleri bilenlerin vefatı ve belgelerin yok olması, değerli kaynakların kaybolmasına neden oluyor.
    10:50Sözlü Geleneklerin Toplanması
    • Sözlü geleneklerin toplanması için her aşiretin geleneklerini sadece o aşiretin insanlarından, özellikle ihtiyarlardan ve yöneticilerden öğrenmek gerekir.
    • Aşiretlerin çeşitli geleneklerini (ünse, hukuk, masallar, türküler, tandırname) ilgili uzmanlardan öğrenmek önemlidir.
    • Etnograf, içine girdiği aşiretin güvenini kazanmalı ve gerekirse aşiretin özel tarikatına girmelidir.
    12:18Toplumsal Grupların Sınıflandırılması
    • Toplumsal gruplar birbiri içine konulmuş çeşitli büyüklükteki kutular gibidir; cemiyet, camia ve tali gruplar olarak sınıflandırılır.
    • Cemiyet, dayanışma örgüt yönünden kendisinden büyük veya küçük olan gruplardan daha kuvvetlidir.
    • Camia, cemiyeti içine alan daha büyük gruptur; cemiyet ise tali grupları içine alan daha küçük gruptur.
    13:06Cemiyetlerin Sınıflandırılması
    • Cemiyetler, aşiret ve millet olmak üzere iki büyük sınıfa ayrılır.
    • Millet, önceden var olmayıp sonradan ortaya çıkan toprak bölümleri (il, liva, ilçe, bucak, köy) ve mesleklere göre uygulanan uzmanlık grupları olmak üzere iki türlü talih gruptan oluşur.
    • Millet, onu içine alan daha büyük bir camia (Turan Türk Kavmi, İslam Ümmeti, Avrupa Topluluğu) oluşturur.
    14:23Aşiretler ve Topluluklar
    • Aşiretler, bir yandan aileye, diğer yandan siyasal bir kuruluşa benzeyen siyasal aile topluluklarıdır.
    • Bu gruplar genellikle hakiki veya hayali bir akrabalığa dayanır ve aralarında kan davası ve savaş dayanışması vardır.
    • Eski Araplarda soyağacı, Arap kavmi iki şuruba (Kattan ve Adnan) ayrılmaktadır ve her şuruptan iki kabile oluşur.
    16:26Aşiretlerin Alt Grupları
    • Arap aşiretlerinin alt grupları: kan, şurup, kabile, amare, batın, semiye, talih semiye, asabe, ehl ve hayalden oluşur.
    • Cemiyetlerin hücresi semiyedir; semiyeden büyük toplumlar semiyelerin birleşiminden, semiyeden küçük olanlar ise semiyenin gizli bölümlerinden meydana gelen aile gruplarıdır.
    • Arap ve Türk terimleri meydana gelis yönünden birbirine karşılık olmakla beraber ifade ettikleri gruplar arasında farklar vardır.
    18:01Türk Terimleri ve Aşiret Sınıflandırması
    • Türk kavmi buruklardan oluşur ve Türk dilinde aşiret yapısı: uruk (illerden), il (korlardan), kol (boylardan), boy (bölüklerden), bölük (yarım tirelerden), tire (soylardan), soy (ocaklardan), ocak (akevlerden) ve akev (ana-baba ile çocuklardan) meydana gelir.
    • Aşiretler ağırlık noktasına göre sınıflandırılır: semiyede ağırlık noktası olanlara semiye ve aşiret (basit totemli aşiretler), kabilede ağırlık noktası olanlara kabilevi aşiretler, şuhut'ta ağırlık noktası olanlara il adı verilir.
    • Türkmen illeri aşiret örneğinden uzaklaşmış, kan davasını kaldırarak küçük bir hükümet şekline girmişlerdir.
    19:51Dicle Bölgesi Aşiretlerinde Dayanışmalar
    • Dicle bölgesi aşiretlerinde hamse (beni sıhhiye sıhhiye hamse), beni amme ve sıhhiye olmak üzere üç grup görülür.
    • Beni amme, çeşitli fuhul veya batı'nın şeyhleri tarafından oluşturulan siyasi bir bileşimdir ve reis olacak kişi kılıcını uzatıp hepsi kılıca dokunarak beni amme grubu doğar.
    • Sıhhiye, bir bölgede oturan beni ammelere ait olup, içinde kan davası gibi suç takibi ve savaş da olabilir.
    21:03Kan Davası ve Sorumluluklar
    • Kan davasında katilin beşinci göbeği son zamanlarda hamsenin dışında tutulmuştur, dört göbekte bedel vererek intikama hedef olmaktan kurtulabilirken, üç göbeğe kadar olan akrabaları memleketlerini terk etmek zorundadır.
    • Katil ve maktul aynı beni amme olurlarsa ortak sorumluluk beni amme aittir, hamsi içinde kan davası takip edilemez.
    • Cahiliye Arapları kan davasından sorumlu olan topluluğa akile, akilelerin oluşturduğu siyasal ortaklıklara hil adı verirlerdi.
    22:36Kürtlerin Sınıflandırılması
    • Kürtlerin edebi eserlerine göre beş kavim (Gurmanch, Zaza, Leb, Soran) olarak ayrılıp, daha sonra Güran ile Zaza dilinin yakın olduğu görüldüğünde iki kavim birleştirilmiştir.
    • Güran, Bahtiyari, Gelhur dillerini ayırırsak, Kurmanc, Zaza, Soran, Leb olmak üzere dört bağımsız dil kalır; bu diller birbirlerinin konuşmasını anlamazlar ve dil farkları gösterir.
    • Bu dört dil birbirine tamamen yabancı değildir, Kadim Kürtçe adı verilen eski bir Kürtçeden türemişlerdir.
    24:02Kürt Dillerinde Edebi Eserler
    • Güran dilinde Mevlana Halid'in şiirleri, Gürani dilinde Baba Tahir Ureba'nın kıtası, Soran dilinde Şeyh Rızayı Talabani'nin şiirleri, Zaza dilinde Efendi'nin tevellütnamesi yazılmıştır.
    • Kurmanc dilinde Molla Cezaire'nin divanı, Ahmed-i Hani'nin Memuzin adlı mazlum hikayesi ve Ahmed Batini'nin Mevlid-i Şerifi meşhurdur.
    • Kürt kavimleri kendilerine ve birbirlerine farklı isimler verir; Kurmancılar kendilerine Kürt adı vermez, Zazalara "Dümbüllü" derler, Türkler ise Kürt adını Kurmancılara ayırmışlardır.
    25:56Kürt Kavimlerinin Dağılımı ve Özellikleri
    • Kürtlerin en büyük kısmını Kurmancılar meydana getirir, Soran ve Güran Kürtleri Musul vilayetindedir, Zazalar ise diğer vilayetlerde ve İran'dadır.
    • Soranilerden Şeyh Yezni aşireti her tarafa dağıtılmıştır ve Diyarbakır, Trabzon, Ankara'da bile bu aşiretten gelen boylara rastlanır.
    • Zazalar başka dilleri çabuk öğrenirler, halk edebiyatı fakirdir ve şehirlere yerleşince teknikleri öğrenmekte büyük yetenek gösterirler; Kurmancılar ise başka dilleri güç ve geç öğrenirler, halk edebiyatı çok zengindir ve manevi işlerde daha çok yetenek gösterirler.
    27:22Kürt Lehçeleri ve Botan Bölgesi
    • Ahmed-i Hani'nin "Memuzin" adlı kitabında üç lehçe ismi (Buhti Mehdi, Sivi, Zevi) belirtilmiştir.
    • Buhti lehçesi, Botan bölgesinde konuşulan ve gurman şairleri ve alimleri tarafından edebi dil kabul edilen, sınırları belli bir lehçedir.
    • Botan, Siirt ve Cizre bölgelerine verilen addır ve Botan'daki aşiretler yerleşik ve göçebe olmak üzere iki kısma ayrılır.
    28:04Botan'daki Aşiret Grupları
    • Yerleşik bulunanlar Hacı Bayram ve Asıl Botan adlı iki gruba ayrılır, ancak Hacı Bayramlarda Botan nehçesi ile konuşurlar.
    • Hacı Bayram, Silopi ve Güllü Yuvan bucakları ile Şırnak yöresindeki bölgedir, Asıl Botan ise Cila, Hacı Ulyan, Beat, Bir, Şav, Harnan ve Cezire kasabalarını içine alır.
    • Bu iki grup siyasi parti gibi düşmanca tavırlar içinde olup aralarında sürekli mücadeleler vardır.
    28:34Göçebe Aşiretlerin Siyasi Bölümleri
    • Göçebeler iki siyasal bölüme (bent) ayrılmışlardır.
    • Botan göçebelerinin bölündükleri iki bent isimleri Çeksun ve Şirktir.
    • Bentler siyasal nitelikte olduğu için bir bendim bazı grupları diğer bend de geçebilirler.
    29:13Mehmedi ve Sleeviler
    • Mehmediler Meydan bölgesinde otururlar, bu bölge Vanilinin Saray ve Başkan ilçeleri ile Hakkari yöresidir.
    • Mehmedi lehçesi, Botan lehçesi gibi bilinen ve sınırları belli olan bir lehçe değildir.
    • Sleeviler, Muhtilerle Mehmedilerin dışında kalan bir topluluktur ve halk tarafından bilinen bir isim yoktur.
    30:02Sleevilerin Göçebe Bölümü
    • Sleevilerin göçebe bölümünde Botan'da olduğu gibi iki büyük bent ayrılır: Mil ve Zil.
    • Diyarbakır, Mardin, Siirt, Van, Bitlis ve Erzurum illerimizdeki göçebe gurman aşiretleri hep bu Mil ve Zil sınıflamasına girerler.
    • Eskiden bu göçebeler kışın Diyarbakır çölüne, yazın Bingöl yaylalarına çıkarlardı, ancak bir iki asırdan beri yaylı oturanlar Diyarbakır kışı'na gelmedikleri gibi, Diyarbakır göçebeleri de Bingöl yayla gitmekten vazgeçtiler.
    31:32Göçebeler Arasındaki Bağlar
    • Sleevilerin birbirinden uzak düşmüş olan gruplar arasındaki bağ yalnız bend bağından ibaret değildir.
    • Birçok aşiretin bir bölümü yaylaya bir bölümü kışlakta kalmıştır.
    • Dünya Savaşı sırasında sınır boylarındaki aşiretlerin Diyarbakır iline göç etmesiyle, aynı ismi taşıyan aşiretler arasında bağlar oluşmuştur.
    32:20Özel Bentler
    • Kürtlerin özellikleri iki bent de bölünmüş olmaktır, bu ruhsal duruma Gurmanci lisanında dubezi denilir.
    • Her köyün içinde bile mutlaka bölünen iki bent vardır.
    • Midyat ilçesi Huerki Huki ve Diski Deks isimli iki bent de bölünmüştür ve Midyat'taki savaşlar hep bu iki bent çarpışmalarından ibarettir.
    33:12Kabile Hayatı
    • Kürt aşiretleri genellikle kabile halindedirler, kabile diye birkaç emareden oluşan topluluğa denir.
    • Kabile bir reis tarafından idare edilir ve kabileye mensup bütün amarelerin reisleri bu reise bağlıdırlar.
    • Viranşehir'deki Milli kabilesinin esas amareleri yedi mühür adını alan ve Gamiri (öküzleri ölmüş) ünvanı taşıyan yedi asıl amaredir.
    33:58Kürt Aşiretlerinin Yönetimi
    • Milli kabilesinin amareleri arasında Türkan, Şakıyan, Dean, Advan, Bekare ve Hadidi Mahal bulunmaktadır.
    • Her emmarenin bir reisi vardır ve bu reisler kendi amarelerini soyundandırlar; amarelerinin halefini kendisine asabet tanır.
    • Kürtlerin reislerine Arap şeyh adı verilir ve kabilesinin genel başkanları Abdi İbrahim Paşa ailesi ve Hamdi A. ailesinden gelir.
    35:30Karakeçi ve Roşkili Kabileleri
    • Karakeçi kabilesi, Viranşehir Millisi'nin komşusu ve rakibidir; Bursa'daki Karakeçi'nin bir koludur ve Türkçeyi unutarak Kürtleşmiştir.
    • Roşkili kabilesi, Kürt aşiretlerinden biridir ve "bir gün" anlamına gelen Roşki adını almıştır.
    • Roşkili il on iki şer boydan iki kola ayrılır ve toplam yirmi yedi aşiretten oluşur.
    37:29Kürt Aşiretlerinin Sosyal Yapısı
    • Kürt aşiretlerinde amarelerin bölünmüş olduğu batım grubuna "oba" denir, bu kelime Türkçeden alınmıştır.
    • Kürtlerde baba tarafından akraba ve yakınlara "ezme" adı verilir; bir kişinin gücü ve yüceliği, onun ezmenin çokluğuna bağlıdır.
    • Bir mal batı, birkaç maldan birleşmiş olabilir ve bir mal birçok evden ibaret olabilir.
    38:38Kürt Aşiretlerinde Hukuk ve Adalet
    • Kürt aşiretlerinde gelenek hukuku devam eder ve davaları çözenlere "arife" adı verilir.
    • Botanlarda bazı reisler aşiret mollalarına kadı adı vererek davalarını onlara çözdürürler.
    • Diğer Kürt cemiyetlerinde davaların çözülmesi doğrudan doğruya reise aittir.
    39:16Aşiret Yönetimi ve Sorumluluklar
    • Aşiretlerde reis, ürünlerin satindan pay alır ve savaş ve akinlarda elde edilen ganimetleri bölüştürme görevi üstlenir.
    • Cinayetten veya hırsızlıktan sorumlu kişi, suç ve suçlu aşiretin dışında ise suçlunun bütün aşireti ve bendi sorumludur.
    • İzcilik (izci, rec ve sop) suçlunun hangi obaya, hangi köye ait olduğunu belirlemeye çalışır.
    40:42Kürt Aşiretlerinde Değerler
    • Kürtler "aşir" adını verilen hür, asil ve kahraman kişileri sayarlar; bu kelime Avrupa dillerindeki şövalye kelimesinin manasını ifade eder.
    • "Baht" (Arnavutlarda besa, Türklerde aman) veren bir aşir, babasının katili olsa bile adamı düşmanlarından ve hükümetten korur.
    • Aşiretlere özgü karakterlerden biri misafirperverlik ve cömertliktir; "Kara çadır namussuzluğu istemez" atasözü bunu gösterir.
    41:54Kürt Aşiretlerinde İstikrar ve Değişim
    • Aşiretlere özgü özelliklerden biri intikam almaktır; intikamını almayan bir adam bütün şeref ve onurunu yitirir.
    • Aşiriliğe özgü karakterlerini kaybederek hükümete bağlanan köylere "tat" adı verilir.
    • Dağlar kürtleri "kürt" ve "akt" olarak ikiye ayırırlar; hükümete bağlı olmayanlara kürt, hükümete bağlı olanlara ise akyurtt adını verirler.
    43:22Kültürel Değerler ve Aile İlişkileri
    • Dağların toprağı erkektir ve kahramanlar yetiştirirken, ovanın toprağı dişidir ve korkak adamlar yetiştirir.
    • Kürtlerde bazı kadınlar erkekler kadar yiğitlik gösterir.
    • Kızların evliliklerinde babaları büyük paralar karşılığında ve kızların onayını almaksızın kocaya verirler; kızlara çeyiz vermek adet değildir.
    44:21Aşiret İçindeki Çatışmalar
    • Reis ailesinin iki şubesi arasında başkanlık mücadelesi uzun zaman devam eder; mağlup olan şikesti (kırılmış) adı verilir.
    • Cinayet işleyen aileler intikamdan kurtulmak için aşiretini terk eder ve bunlara "derketi" (aşiretini terk etti) adı verilir.
    • Reislik davası yüzünden amca ile kardeşinin oğlu arasında düşmanlık olur; bu durumda reisin dayısı onu korur.
    45:19Kürtlerin Aşiret Mefkuresi
    • Kürtlerde vatan mefkuresi olmasa da aşiret mefkuresi çok güçlüdür ve insanlar hayatlarını, servetlerini ve evlatlarını bu mefkureye feda etmekten zevk duyarlar.
    • Aşiret kavgalarında gösterdikleri kahramanlıklar ve fedakarlıklar övülmeye değerdir, kavgaya giderken "ölmek var, dönmek yok" sözünü söylerler.
    • Aşiret mefkuresi aşklardan bile üstün gelir, aşiret ve aile mefkuresi bir tek şeydir ve ferdin tutkusundan daha kuvvetlidir.
    47:37Aşiret Ülküsü ve Hukuk
    • Aşiret ülküsü uğruna işlenen cinayetler, ferdi suçlardan farklıdır; bir kişi kan davasını takip etmezse, namussuz olarak görülür ve adı küçük olur.
    • İlkel toplumlarda ferdi hukuk anlayışı yoktur, hukuk sadece aşirete aittir ve tecavüzler aşiret tarafından intikam alınır.
    • Aşiret ruhuna sahip topluluklar modern hukuka iltifat etmemeleri, ilkel hukuk anlayışının sonucudur.
    49:13Aşiretlerin Tasnifi
    • Aşiretlerin gelişimini anlamak için önce teşhis edilmesi ve sebepleri araştırılması gerekir.
    • Aşiretler tam göçebe, yarım göçebe, yerleşik aşiret, ağ köyleri ve halk köyleri olmak üzere beş gruba ayrılır.
    • Tam göçebe aşiretler tarımla ilgileri yoktur, yarım göçebe aşiretler hem tarım hem çobanlıkla uğraşır ve sosyal şartlar uygun olduğunda yerleşik aşiretler olmaya çalışırlar.
    51:19Aşiretlerin Gelişimi
    • Yerleşik aşiretler birdenbire halk köyleri haline dönüşemezler, aşiret düzeni bozulduğunda toplumsal atomizm denilen bir dağılma yaşanır.
    • Bu durumda fertler arasında sadece "güç yetene altta kalanın canı çıksın" kanunu geçerli olur ve topluluk bir beyin yönetimi altına girer.
    • Köylüler örgütsüz kalmakla büsbütün yok olacaklarını bildikleri için "sıtma" adını verdikleri reaya durumunu kabul ederler.
    53:19Aşiretliğin Devam Sebepleri
    • Aşiretlik ve göçebelik cemiyetlerin eski yaşam şekli olmasına rağmen, bu örgütlerin devam etmesinin sebepleri vardır.
    • Coğrafi sebeplerden biri çöldür; çöl ağzında yaşayan halklar, çöldeki kuvvetli Arap aşiretlerinin tehdidi altında olduğu için göçebe veya yarı göçebe bir hayat yaşamak ve silahlı olmak zorundadır.
    • Bu halkları göçebelikten çıkarmak için çöl ile arasında aşılmaz bir set yapılmalıdır, ancak bu set maddi olmaktan çok manevi olmalıdır.
    55:59Göçebeliğin Ekonomik ve Sosyal Önemi
    • Çöl arapları sınırların dışında kaldığı için, çöl tehlikesini ortadan kaldırarak göçebe ve yarı göçebelerin barışçıl hale geçmesine teşvik sağlanabilir.
    • Göçebeler, kendi sürülerini ve emanet olarak aldığı diğer halkların sürülerini kışın çöle götürürler; bu sayede sürülerin sahipleri ağıl yapmak ve ot yem hazırlamak zorunda kalmazlar.
    • Göçebeliğin önemli bir faydası, büyük koyun, deve ve at sürüleri yetiştirilmesidir; sürülerin ürünleri (yün, yağ, deri) taşınması kolaydır ve memleketin iktisadi hayatında önemli rol oynar.
    57:27Göçebeliğin Ortadan Kaldırılması ve Yerleşik Halk
    • Göçebeliği hamlede ortadan kaldırmak doğru değildir; göçebelerin yerleşik barışçıl hale geçmeleri için toprak verilmesi ve iskan kanunundan yararlanmaları sağlanmalıdır.
    • Sarp dağlarda yaşayan halk, tarımla geçinemediği için silahlı yaşamaya ve ovalara tecavüz etmeye yönelir; bu durum ovaların halkını sürekli tehdit altında bırakır.
    • Sarp dağlarda oturan halkın ovalara indirilmesi ve toprak verilerek yerleştirilmesi, yerleşik aşiretlere son vermenin tek çaresidir.
    59:07Aşiretliğin Yayılması ve Kanuni Sebepler
    • Çölün göçebe aşiretleri dağın etkisiyle yerleşik aşiretler meydana getirir ve bu aşiretler diğer komşular için saldırgan kuvvet olurlar.
    • Bu ikinci derecedeki aşiretler, üçüncü ve dördüncü derecedeki aşiretlerin oluşmasına sebep olur ve bu durum il merkezine çeviri olan köylere kadar aşiretlik hali sızar.
    • Aşiretlerin en son derecesi ağ köyleridir; bu köyler çölden ve dağdan uzak olmakla beraber yine de onların tesisi altındadır.
    59:46İltizam Usulü ve Aşiretler
    • İltizam usulü, hükümete ait yetkilerin para karşılığında halktan bir ferdi satılması demektir; bu usulde kötü bir mültezim köylülere fenalıklar yapabilir.
    • Köylülerin bir ağ bularak topraklarını bazı şartlarda ona terk ettikten sonra onun esareti altına girmesinin nedeni biraz da bu iltizam usulünden ötürüdür.
    • İltizam usulü kaldırılırsa Anadolu köyleri için büyük bir nimet olur.
    1:00:39Adli Kanunlar ve Aşiretler
    • Aşiretlerde kamu hukuku ve fert hukuku kavramları yoktur; bunlarda akile (ortak sorumluluk) kuralı geçerlidir.
    • Aşiretle ilgili suçlar için akile ve diyet usulünü kabul etmek, reislerin reisliği bırakmalarına sebep olacaktır.
    • Yapılacak aşiret kanununa göre reis katili tutup teslim etmezse kendisinin hapis edileceği bildirildiğinde, reisler reislik makamından ve hakkından vazgeçerler.
    1:02:26Askerlik Usulü ve Aşiretler
    • Aşiret fertlerinde yalnız aşiret örgüsü bulunur, vatan ülküsü henüz oluşmamıştır; bu yüzden uzak yerlere giderek askerlik yapamazlar.
    • Bu kişilerden askeri taburlar teşkil edilerek arzu edenlerin inşaat ve bayındırlık işlerinde çalıştırılabilir.
    • Kürtlerin göçebe kalmaya, yerleşik aşiret veya ağ köyleri halinde yaşamaya zorlayan en büyük etken askerliktir; çünkü bu durumlarda kaldıkça asker firarisi olarak kendi obalarında veya köylerinde yaşayabiliyorlar.
    1:03:23Suruç İlçesindeki Aşiretler
    • Suruç ilçesindeki aşiretler, Berazi adı verilen bir grup içindedir ve bu aşiretlerin bir bölümü toprak sahibi olmakla beraber yarı gezginlerdir.
    • Bu aşiretler kış mevsiminde sürülerini ve develerini çizilen sınırın güneyindeki Berriye denilen bölgelere götürürler, hasat mevsiminde köylerine dönerler.
    • İscan sahasında yeterli miktarda su kuyuları mevcuttur ve bataklıklar yoktur.
    1:05:01Harran İlçesindeki Aşiretler
    • Harran ilçesindeki Beni aşireti, Beni Muhammed, Seyyale, Cembile, Ben Yusuf ve Meşhur kabilelerinden meydana gelmiştir.
    • Beni Muhammed kabilesi nüfusu yaklaşık on bin, Seyyale kabilesi nüfusu yaklaşık üç bin, Meşhur kabilesi nüfusu yaklaşık iki bin beş yüz, Beni Yusuf kabilesi nüfusu üç yüzdür.
    • Bu aşiretler tarım ve çiftçilik ile meşgul olup ilçe ve liva içinde otururlar; esasen göçebelere katılmışlardır ve harran'daki sahipli boş köylerde ve bayındır köylerde iskan edilebilirler.
    1:06:38Siverek İlçesindeki Aşiretler
    • Siverek ilçesinde bataklık bulunmamakta, kış ve ilkbahar mevsimlerinde Jaleb nehri suyundan istifade edilmektedir.
    • Siverek'teki aşiretler dört büyük aşiret adı altında toplanmıştır: Malili, Karakeçi, Bucak ve Kırvar.
    • Malili ve Karakeçi Siverek livasının doğu ve güneyinde, Bucak ve Kırvar ise batı ve kuzeyinde oturup birbirleriyle çarpışmaktadır.
    1:07:20Aşiretlerin Yapısı ve Nüfusu
    • Aşiretlerin en büyüğü ve en önemlisi Aşireti'dir, bu aşirete Güran, Hakan, Hızırkan, Halep, Kan, Çimkan, Sincan, Kefeşan gibi yedi kabile aittir.
    • Bu yedi kabileye bağlı olan kabileler arasında Zeka, Kuca, İzole, Mahle, Abeyan, Malikan, Kemna, Açan, Nasıran, Şarkiya, Alçak, Advan, Şarabi, Dutkan, İbni Hatip, Tikan, Branş bulunmaktadır.
    • Bu aşiretlerin oturdukları köy adedi üçbin'den fazla olup, halkının büyük bir kısmı göçebedir.
    1:08:05Karakeçi Aşireti
    • Karakeçi aşireti asıl Karakeçi kabilesi ile Cihan kabilesinden meydana gelir.
    • Karakeçi kabilesi Karakeçi, Cereban, Aminyan ve Kan kabilelerinden oluşurken, Şemikan kabilesi Kuan, Muskan, Şeyh Seda'dan, Küssan, Batın kabilelerinden meydana gelir.
    • Şencanlılar Sinsidus Hazretlerinin soyundandırlar ve Milili Temel Paşa zamanında Mililiye mensuptular.
    1:08:49Mardin Kazası ve Aşiretleri
    • Mardin kazasının çöl kısmında Kiki, Halemban, Dekri, Mül Kebir, Kalederan, Urkan, Lif, Tatr, Harep, Hasmend, Muamele, Keçi, Mersin Yan aşiretleri bulunurken, dağ kısmında Hursi, Taşan, Meşkin, Boylan, Vantlean aşiretleri vardır.
    • Bu aşiretler arasında en önemlileri Kiki, Halemban ve Dekri'dir.
    • Dekri Millie, birlik Kiki ve Halemban Vanilinin Saraya ilçesindeki Takdir aşiretiyle Milan aşiretinin C. Gün bucağındaki Hala aşiretini pek az olarak tanır ve sol yönünden yakınlıkları olduğunu söylerler.
    1:10:06Kiki Aşireti'nin Tarihi
    • Mardin'deki Kiki aşireti iki koldan meydana gelir: bir kolun adı Kiki, diğer kolun adı Halemban'dır.
    • Bu iki kol vaktiyle yalnız Kiki adıyla anılır ve tarihi belli olmayan bir zamanda Van yöresinden göçebe olarak Mardin çölü'ne gelirler.
    • Söylentilere göre, Kiki aşireti çölde bulunan Kemerbasi adlı şahıs ile Reşken suyu üzerinde bir çarpışma yapmış ve bu çatışmadan sonra yaylaya çıkmayarak Mardin çölünde kalmıştır.
    1:12:06Kiki Aşireti'nin Nüfusu ve Reisleri
    • Kiki aşiretinin nüfusu tahminen beşbin, Kiki Halemban'ın ikibinbeşyüz, Mili Kebir'in dörtbin, Dikkuli'nin ikibinbeşyüz, Siva'nın binbeşyüz'dür.
    • Boylan bin, Tatlar binbeşyüz, Harep üçyüz, Karacine beşyüz, Muamele beşyüz, Keçin bin, Görse bin, Reşan bin, Meşkin binbeşyüz nüfusa sahiptir.
    • Aşiretlerin reisleri arasında Kiki Çerkan'ın reisi Şükra, Kiki Halemban'ın reisi Osman Ağa, Mili Kebir'in reisi İbrahim Ağa, Tatların reisi İbrahim, Harplerin reisi Hasan, Karacine'nin reisi İbrahim, Muamele'nin reisi Salimun, Keçinlerin reisi Süleyman, Mersinanlıların reisi Abdihelo bulunmaktadır.
    1:13:15Aşiretlerin Etnik Yapısı
    • Bu aşiretlerden Kiki Çerkan'ın annesi ise Mehmet Ali Bey, diğer kolun reisi Şükra, diğer kolunun reisi Sait Ağa'dır.
    • Bunlar genellikle Kürt olduklarını iddia ederlerse de gerçekte bir bölümü Türk, bir bölümü Kürt, bir bölümü ise Araptır.
    • Dekri, Mili Kebir Türk veya Türkmen, Tat, Harep, Karacine, Muamele Arap, Garsi, Taşan, Meşkin, Boylan Kürt olarak tasnif edilir.
    1:14:46Aşiret ve Kabile Yapısı
    • Harplar aşiresinin kabileleri Ensal, Ebru ve Salim'den Mardin'deki kabilelerdir, diğer kabileleri farklı yerlerdedir.
    • Karacine ve Muamele aşiretleri aslında birer kabiledir ve sırasıyla Bekarenin ve Gubarenin kabileleridir.
    • Mir Sinan ve Meşkin Boylan aşiretlerinin kabileleri yoktur, sadece Garcia aşiretinin Nebbara, Behrami ve Mendel kanadında üç kabilesi vardır.
    1:15:18Aşiret Adetleri
    • Aşiret reis ailesiyle aşiret fertleri arasında özel bir ilişki vardır, reis ailesine hakaret eden veya onları öldüren kişi aşiretten uzaklaşıp başka bir aşirete girmelidir.
    • Aşiret reislerinin bulamları vardır ve bu kişiler aşiretler arası temsilcilerdir, onları öldürmek normal şahısların diyetinden daha fazla kan bedeli gerektirir.
    • Kan Reisi Mehmet Ali Bey, Sitre mensup olması nedeniyle aşiretler arası ocak olarak kabul edilmiştir.
    1:16:18Misafirperverlik ve Vergi Sistemi
    • Aşiretler genellikle misafirperverdir, yemekte ev sahibi her yemekten önce bir lokma alır ve en son oturur, bu misafirin yemeğin temizliğini inandırmak ve özel hürmet göstermek içindir.
    • Aşiret ağları her sene "beş diye" adı verilen bir vergi ile halkı yükler, bu vergi hayvan satışı, yağ ve yük satışından alınır.
    • Fakirlerden vergi alınmaz, ancak ağın isteğine bağlıdır, kız kaçıran şahıslardan ise bir deve alınır.
    1:17:59Düğün ve Cenaze Adetleri
    • Aşiretlerde düğün ve cenaze törenleri sadece aşiret reisleri ve ileri gelenler için geçerlidir, fakirler ayrı tutulur.
    • Düğünde kızın dayısının gönül rızası alınamazsa düğün gerçekleşmez, alınan ceyiz bütünüyle kız evine gönderilir.
    • Cenaze törenlerinde aşiret reislerinden veya ileri gelenlerinden biri vefat ederse, cenazeye mensup kadınlar saçlarını keserek bir mızılağın ucuna takarlar ve ölenin elbiselerini ağaçtan yapılmış heykelin üzerine geçirirler.
    1:20:37Doğum ve Dava Çözümü
    • Yeni doğan çocuk için oğlan ise herkes tebrik eder, kız ise buna gerek görülmez, lohusa en çok üç gün yatakta kalır.
    • Davaların çözümlenmesinde aşiret reisi kabile reislerini toplar ve davalara usul ve kurallara bağlı olmaksızın çözüm üretir.
    • Hırsızlıkta ölenlerin diyeti üçyüz mecidiye, normal katillerin diyeti beşyüz mecidiyedir ve diyetler ölenin en büyük akrabasına verilir.
    1:21:36Göç ve Yaşam Şekli
    • Kışın bazı aşiretler (Milili, Halemban, Dekori, Kiki, Tatar, Harp, Muamele, Hain, Karaçine, Ürsün) kendi köylerinin güneyinde Circip, Habur, Rezgan, Cırcı nehirleri yöresinde çadır kurarlar.
    • Göç edenler ekim ayından itibaren giderler, mart başında dönerler, bunlar sırf mera ve ılık hava için birkaç saat güneye inip çadır kurarlar.
    • Bu aşiretlerden Mergan, Boylan, Taş ve Aşiretleri dışında diğerleri hem göçebe hem çiftçidir, kendi köyleri Resulayn yakınlarında Cır Cip Nehri'nden itibaren Nusaybin'in dört saat uzaklığına kadar olan çöldeki köylerdir.
    1:22:36Sağlık ve Hibe Sistemi
    • Bu aşiretler genellikle yazın yerleşiktirler, yerleşim bölgeleri sağlık şartlarına uygundur ancak sağlık kurallarına uymadıkları için az miktarda sıtma mevcuttur.
    • Yeterli derecede akarsu ve bazı bölgelerde kuyu suyu mevcuttur, bataklık yoktur.
    • Çem aşireti, çölde oturan ve çiftçilik yapan aşiretlerin adeta çekirgesi gibidir, her türlü bayındırlığın düşmanıdır ve yerleşik olan aşiretlerin çalışmalarının ürününden bir kısmını hibe olarak kendilerine vermelerini zorlarlar.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor