Buradasın
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyelerinin Gözaltı Deneyimi ve Savunma Konuşmaları
youtube.com/watch?v=WTi8P31a2cgYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Kocaeli Üniversitesi'nden gözaltına alınan öğretim üyelerinin kendi odalarını terk ederken yaptığı konuşmaları içeren bir belgesel formatındadır. Konuşmacılar arasında mimarlık bölümünde öğretim üyesi ve koruma uzmanı, 35 yıllık üniversite tecrübesine sahip bir hoca, kanser biyolojisi alanında çalışan bir akademisyen ve diğer akademisyenler bulunmaktadır.
- Videoda akademisyenler, üniversitelerinden tasfiye edilme sürecini, bu durumun kendilerine ve öğrencilerine etkilerini ve gelecek planlarını anlatıyorlar. Konuşmaları, üniversitelerdeki demokratik değerlerin korunması, barış imzacıları olarak adalet arayışı ve üniversitelerine geri dönüş planları üzerine odaklanıyor.
- Konuşmalarında bağımsız üniversite, eşitlikçi toplum, insan hakları, çocuk hakları ve işçi hakları gibi konulara değinmektedirler. Ayrıca, "akan kanı durdurma" için imza attıklarını ve bu nedenle pişman olduklarını ancak bu imzayı geri çekmediklerini vurgulamaktadırlar. Kanser ve faşizm arasındaki benzerlikleri de örneklerle açıklamaktadırlar.
- 01:07Üniversiteye Geri Dönüş İsteği
- Konuşmacı, 40 yaşında olduğunu ve yıllardır emek verdiği üniversitede yalnız bırakılmaması gerektiğini belirtiyor.
- Kocaeli Üniversitesi'nin her yerinin kimliği taşıdığı sürece onların olduğunu ve hiçbir yasa veya emir onları engelleyemeyeceğini vurguluyor.
- 02:09Barış ve Demokrasi İçin Mücadele
- Konuşmacı, şu anki koşullarda olmaktan gurur duyduğunu ve devlet tarafından ceza almaması durumunda pişman olacağını ifade ediyor.
- Kent ve yaşamı savunmanın her yolunu yazarak, çizerek ve üreterek devam edeceğini belirtiyor.
- Mimarlık bölümünde öğretim üyesi ve koruma uzmanı olarak kültürel ve doğal varlıklar üzerine çalıştığını, ülkenin bir yangın yeri olduğunu ve ortak değerlerin tahrip edildiğini söylüyor.
- 03:09Okul ve Eğitim Anlayışı
- Konuşmacı, okulun sınırlar, duvarlar ve mekanlar olmadığını, bir mekan tasarımcısı olarak insanın bulunduğu mekana dönüştürdüğünü belirtiyor.
- Mekanda insanın dönüştürüldüğünü ve bulundukları her yerde bilgilerini paylaşmaya devam edeceklerini söylüyor.
- 04:05Üniversiteye Dönüş Beklentisi
- Konuşmacı, bir gün döneceklerini ve çok uzak olmayan bir gelecekte geri döneceklerini biliyorlarını belirtiyor.
- Akademik çalışmalarıyla ve insan olarak varlığıyla barışı, demokrasiyi, özgürlüğü ve ırkçı, cinsiyetçi ayrıma karşı mücadeleyi savunduklarını vurguluyor.
- Üniversiteyi üniversite yapan değerlerin bu olduğunu ve bu değerlere sahip çıkmak için her zaman burada olacaklarını söylüyor.
- 04:51Pişmanlık ve Umut
- Konuşmacı, bilgisayarlarını açamadıklarını ancak hiç pişman olmadığını ve üzgün olmadığını belirtiyor.
- Sadece öğrencileri için üzgün olduğunu ve barış istediklerini, istemeye devam edeceklerini söylüyor.
- Üniversitelerin bu haldeyken üniversitede öğretim görevlisi olmadıklarını ve bundan kısmen mutluluk duyduğunu ifade ediyor.
- 05:47Gözaltı Odası
- Konuşmacı, dönüşlerinin muhteşem olacağını ve kendini hiç yalnız hissetmediğini belirtiyor.
- Gözaltı odasında "Gözaltı öğrencilerimiz" yazısını astığını söylüyor.
- Oda küçük ve kötü olsa da içindeki aydınlık önemli olduğunu vurguluyor.
- 07:42Hukuk Dışı Uygulama ve Adalet
- Konuşmacı, sadece en tepedeki karar vericileri değil, hukuk dışı uygulamanın gündelik uygulayıcılarından da hesap sorulması için elinden geleni yapacaklarını söylüyor.
- Yasadışı, kanun dışı emire uyulmamasının temel bir evrensel hukuk kuralı olduğunu belirtiyor.
- Türkiye'de çekilen çileleri gördüklerinde yaşadıklarından şikayet etmeye utanacaklarını ifade ediyor.
- 08:48Aile Hayatı
- Konuşmacı, kızına büyük okula getireceğini söylemiş ancak küçük okula gideceğini belirtiyor.
- Kısa süreli tatilinden dönüşte kızını kampüse getirmeyi düşünüyor ve güzel kampüsünde kitap okuyacaklarını söylüyor.
- Kızıyla birlikte ormanda gezeceklerini ve kitaplarını eve götürmeyi planladıklarını belirtiyor.
- 10:44Üniversite Hayatı
- Konuşmacı, kitaplarına ve hepimizin adına sahip çıktıklarını söylüyor.
- 1981'de Bursa'da küçük bir barakadan başladığını ve 35 sene olmuş, üniversitedeki en kıdemli hocalardan biri olduğunu belirtiyor.
- Marmara Üniversitesi'nden kötü bir şekilde ayrıldığını ancak Kocaeli Üniversitesi'nde kendini çok iyi hissettiğini ve bölüm arkadaşlarının kucak açtığını söylüyor.
- 12:42Barış İmzacıları ve Adalet
- Konuşmacı, yaptıkları çok basit bir şey olduğunu ancak insanların çektiği acılar yanında bir gece kararnamesi ile üniversitelerinden uzaklaştırıldıklarını belirtiyor.
- Barış imzacıları olarak sadece kendileri için değil, listelerdeki tüm mağdurlar için adalet istediğini söylüyor.
- Demokrasiden, barıştan, bilimsel eğitimden ve bilimden yana olmaya devam edeceklerini, koltuklara ve maaşlara bağlı olmadığını ifade ediyor.
- 14:53Akademik Giysi ve Gelecek
- Konuşmacı, akademik giysisini doktora öğrencisine bırakacağını söylüyor.
- Çalışma üç kez koparmış, asistanken atılmış ve özel sektörde kazanırken de atıldığını belirtiyor.
- Akademik giysisini Merve Erkan Kalkan doktora öğrencisine iletmek üzere ona bırakıyor.
- 16:37Üniversiteye Karşı Suç
- Konuşmacı, rektöründen YÖK başkanına, başkanından AKP'ye kadar bir suç işlendiğini ve bu suçun üniversitede laiklik, laik piyasalaştırmaya ve özelleştirmeye karşı duran öğretim elemanlarını üniversiteden imha etmek olduğunu belirtiyor.
- Geri geleceklerini, odalarını boşaltmadıklarını, kütüphanelerini ve kitaplarını devredip bir daha almak üzere olduklarını söylüyor.
- 18:26Davet ve Türkiye Hakkında Düşünceler
- Davet, nasıl bir üniversite ve Türkiye istendiğini sorgulayan bir davettir.
- Ülkede kan, bebek, genç ve delikanlıların ölümü istenmiyor, bağımsız üniversite ve eşitlikçi toplum talep ediliyor.
- Yoksulluk istenmiyor, herkese ekmek ve iş, sömürünün kalkması isteniyor.
- 19:03Gelecek Planları
- Konuşmacı, bu dönem kendi hayatında bir zenginlik olarak görüyor ve genç arkadaşlarıyla kaldıkları yerden devam edeceklerini belirtiyor.
- Halk sağlığı alanında yetiştirdikleri öğrencilerine bu alanları teslim edeceklerini söylüyor.
- Zonguldak'ta bir madenden 472 metre derinlikten çıkarılan kömürü, işçi sağlığı ve çalışan ölümlü iş kazaları konusunda değerli bir maden olarak tanımlıyor.
- 19:53Dayanışma ve Mücadele
- Çalışmalarını sürdüreceklerini ve düşüncelerindeki insanları tasfiye etmelerine izin vermeyeceklerini vurguluyor.
- Bu durumu kısa bir mola olarak görüyor ve bu molada daha çok çalışacaklarını belirtiyor.
- Kamu görevlerini bugüne kadar hep birlikte olduğu insanlarla paylaştıklarını ve bu durumun değişmeyeceğini söylüyor.
- 21:52İnsan Hakları Mücadelesi
- İnsan hakları, çocuk hakları, işçi hakları ve çevre hakları konularında mücadele ettiklerini belirtiyor.
- İnsan yapan değerlerden ve bilim insanı yapan değerlerden asla vazgeçmediklerini ve vazgeçmeyeceklerini vurguluyor.
- Ülkede akan kanın durması için haykırmaya kalktıklarını ve süresiz sokağa çıkma yasaklarıyla insan hakları ihlallerinin ağır biçimde ihlal edilmesine karşı durduklarını söylüyor.
- 22:46Pişmanlık ve Direniş
- Pişmanlık sorusuna "evet pişmanız ama bu metne imza attığımız için değil, bu ülkede akan kanı durduramadığımız için pişmanız" diye cevap veriyor.
- Ülkede çocuk ölümlerine, insanlara yönelik yürütülen soykırımlara ve ağır işkencelere engel olamadıkları için pişman olduklarını belirtiyor.
- Geri döneceklerini, öğrencileri ve asistanları benden kurtulamayacaklarını, dosyalarını kontrol etmeye geleceklerini söylüyor.
- 24:48Kanser ve Faşizm İlişkisi
- Mikroskobun başında kanser biyolojisi ile uğraşan bir meslek grubunun uygulayıcısı olduğunu belirtiyor.
- Kanserin hücrelerin faşizmi olduğunu, bir hücre grubunun diğer hücreleri kroner olarak görerek sosyal faşizme dönüşebileceğini anlatıyor.
- Biyolojik olarak da sosyolojik olarak da barıştan yanadıklarını vurguluyor.
- 26:06İmza Atma Nedeni
- İkinci savunmada "iş imzaladık, bize yazık olsun, kanı durduramadık" dediğini belirtiyor.
- Nuray adında bir öğrencisinin katledildiğini ve bu nedenle imza attığını söylüyor.
- Nuraylar kaybedilirken seksen yaşındaki bir hastayı kurtarmanın tıbbi olarak görevi ama vicdanı olmadığını düşünmediğini ifade ediyor.