Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Elif İşıl Karakaş'ın sunduğu "Klasik Nota" programında, eğitmen, yazar, dilbilimci ve bedenbilimci Ahmet Şerif İzgören ile yapılan bir röportajdır. İzgören, özellikle çocuklara ve ebeveynlere kitaplarıyla ve seminerleriyle tanınan bir uzmandır.
- Röportajda etkili konuşma yeteneği, kültürler arası farklılıklar, dokunma kültürü, kitap okuma alışkanlığı ve kişisel gelişim gibi konular ele alınmaktadır. İzgören, kendi konuşmacılık yolculuğunu anlatırken, Türkiye'nin eğitim sistemi hakkındaki görüşlerini, ilkokul eğitiminin değiştirilmesi gerektiğini ve torpil yerine liyakatla başarılı olmanın önemini vurgulamaktadır.
- Röportajda ayrıca Elif Uğur Böcekleri Derneği'nin üç ilke ve iki değer üzerine kurulu olduğu, Manisa Demirci'de kurulan Elif Kara Oklar Ekolojik köy enstitüsü ve eğitim projeleri hakkında bilgiler verilmektedir. İzgören, Atatürk'ün kitap ve bilgiye verdiği önem, Kurtuluş Savaşı'ndaki Türk askerlerinin centilmenliği ve Avustralya'daki Türklerin saygı kazanma hikayesi gibi konulara da değinmektedir.
- 00:07Ahmet Şerif İzgören'in Tanıtımı
- Elif İşıl Karakaş, Klasik Nota programında çocuklara ve ebeveynlere kitaplarıyla ve seminerleriyle rehberlik eden Ahmet Şerif İzgören'i konuk olarak davet ediyor.
- İzgören, konuşmak doğuştan gelen bir yetenek olduğunu, ancak etkili konuşmak ve kendini dinletebilmek çok daha özel bir yetenek olduğunu belirtiyor.
- İzgören, diksiyon kursları almadığını, konuşmacı olmak istemediğini, seyircinin arasında oturup onları dinlediğini ve ilk konuşmasını 1991'de Demir Perde Yıkılmıştı'da yaptığını anlatıyor.
- 01:52Etkili Konuşmanın Özellikleri
- İyi konuşan insanların en büyük özellikleri iyi dinlemek, iyi gözlemlemek ve okumaktır.
- İzgören, Hitler'in müthiş bir hatip olduğunu ancak sahnedeki adamla aşağıdaki adamın aynı olmadığını, politikacıların deterjan kutusu sattığını belirtiyor.
- Rahmetli Bülent Ecevit'in başbakanlıktan ayağa takılıp düşmesi durumunda gazetecilerin fotoğrafını çekmediğini, o dönemde gerçek bir insan olarak algılandığını örnek veriyor.
- 02:57Kültür ve Dokunma
- İzgören, kültürlerde dokunma ve gülmek gibi değerlerin farklı anlamlara sahip olduğunu, günümüzde birine dokunmanın taciz, gülmek ise hafif insan olarak algılanmasını eleştiriyor.
- Kurum kültürü ve şehir kültürlerinin farklı olduğunu, Amerika'daki davranışın başka bir yerde taciz olarak algılanabileceğini belirtiyor.
- Türkiye'nin güvenilir insanları olduğunu ve kültürü kaybetmemek gerektiğini, kendi kültüründen yola çıkıp evrensel olmayı başarıyorsan harikulade olduğunu vurguluyor.
- 05:12Yazarlık ve Hayal Gücü
- İzgören, Kafka'nın "Dönüşüm" kitabındaki Gregor Samsa'dan sonra bir şey şaşırmak zor olduğunu, yazarların hayal gücünden etkilenmemek elde olmadığını belirtiyor.
- Kızının tiyatroda darı olmak istediğini, bu durumun biçimlenmemiş bir hayal gücünün olduğunu gösterdiğini anlatıyor.
- İzgören, çocukluğunda etkilendiğini Jules Verne'yi örnek veriyor ve Verne'nin 20. yüzyılın Paris'i kitabında interneti ilk hayal ettiğini, kütüphanedeki bilgilerin dumanlarla evlere gideceğini öngördüğünü söylüyor.
- 07:31Kişisel Gelişim ve Kitaplar
- Konuşmacı çocukluğunda Jules Verne ve Robinson Crusoe gibi kitapların kendisini çok etkilediğini belirtiyor.
- "Kişisel Gelişiyor" adlı kitabında kişisel gelişim safsatasının insanları nereye götürmeye çalıştığı hakkında yüz kitaplık bir liste vermiş.
- Konuşmacı kendisini kişisel gelişimci olarak tanımlamıyor, asıl işinin yönetim danışmanlığı olduğunu ve liderlik üzerine konferanslar verdiğini söylüyor.
- 09:08Gençlerin İnançları ve Torpil Kavramı
- Konuşmacı üniversite öğrencilerinin "torpilim olmazsa hiçbir yere varamam" diyerek geleceğe olan inançlarını kaybettiğini belirtiyor.
- Türkiye'deki gençlerin %82'sinin yurt dışında yaşamak istediğini ve %76'sının torpil olmadan hayatta hiçbir yere varamayacağını düşündüğünü söylüyor.
- Instagram'da yaptığı ankette 800'e yakın yorumun tamamının gençlerin haklı olduğunu düşündüğünü belirtiyor.
- 10:33Kişisel Gelişim Konferansları
- Konuşmacı Türkiye'nin ilk kişisel gelişim konferansını veren adam olduğunu ve "alın teriyle yaşamak" konulu konferans verdiğini belirtiyor.
- İnsanları kandırmadan, kendilerini keşfetmeleri, tutkuyla işlerini yapmaları ve kazanırken ülkeye bir şeyler katmaları için anlatmaya çalıştığını söylüyor.
- Konuşmacı, Türkiye'nin ilk kişisel gelişim konferansını veren adam olarak "Türkiye'nin en büyük dolandırıcısı" olarak nitelendirildiğini belirtiyor.
- 11:23Kitap Okuma Alışkanlığı
- Konuşmacı, çocukların kitap okumak konusunda ikna edilememesinin sebebinin sevdirmek yerine ikna etmeye çalışmak olduğunu belirtiyor.
- Babasının devlet memuru olmasına rağmen her ay borcu olmasına rağmen kitap alıp getirdiğini ve evlerinde 3000-4000 kitap bulunduğunu anlatıyor.
- İyi bir edebiyat öğretmeninin kitabı sevdirirken, berbat bir öğretmenin kitaptan soğuttuğunu ve yanlış kitap seçiminin gençleri kitaplardan soğuttuğunu söylüyor.
- 13:37Kitap Okuma Alışkanlığının Önemi
- Kitap okuma alışkanlığının çocukken kazandırılması çok önemli olduğunu ve konuşmacının da çocukken bu alışkanlığı kazandığını belirtiyor.
- Amerika'da kitap okuma oranının çok yüksek olduğunu, metroda, parkta, bankta ve tatilde kitap okuduklarını anlatıyor.
- Konuşmacı iki yıl şehir kütüphanesinde gönüllü çalıştığını ve şehrin en çok ziyaret edilen yerinin kütüphaneler olduğunu söylüyor.
- 14:14Kütüphaneler ve Köyler
- Konuşmacı, dünyanın en büyük kütüphanelerini yapmayan milletlerin dünyanın en büyük adalet saraylarını yapmak zorunda kaldığını belirtiyor.
- Hollanda'nın son altı yıl içerisinde 20 tane cezaevini kapatıp bunları start-up şirketlerine ve gençlere ücretsiz olarak verdiğini, Türkiye'nin ise 174 yeni cezaevi yaptığını söylüyor.
- Türkiye'de dokuz köyden birinde okul olduğunu ve eskiden dokuz köyde bir öğretmen varken şimdi sadece dokuz köyden birinde öğretmen olduğunu belirtiyor.
- 16:12Eğitim ve Bilgi Önemi
- Üretimin yerel olması gerektiği vurgulanıyor.
- Rusya'da bir fırıncı çırağı, Maksim Gorki'nin kitabını okurken çok heyecanlanmış ve ışığa tutmuş.
- Mersin'in Arslanköyü'ndeki Ümmüye Koçak, Maksim Gorki'nin "Ana" kitabını okurken tüylerinin diken diken olduğunu belirtmiş.
- 16:58Eğitim Sisteminin Değiştirilmesi
- Çocukların ellerine test kitapları değil, kitaplar uzatılması gerektiği vurgulanıyor.
- İlkokul beşinci sınıfa kadar sınavların iptal edilmesi gerektiği, çocukların keyifle okula gitmeleri ve öğretmenleriyle proje konuşmaları gerektiği belirtiliyor.
- Atatürk'ün "Her iki kuruşumun birini kitaba vermeseydim bu ülkeyi kurtaramazdık" sözü aktarılıyor.
- 17:57Bilgi Paylaşımı ve Kütüphaneler
- Bilginin çok değerli bir şey olduğu vurgulanıyor.
- Bir ülkede ve şehirde kütüphaneler açmak, kütüphanelere yatırım yapmak ve bu konuda duyarlı olmak çok önemli olduğu belirtiliyor.
- Okuduğun kitapları bilerek bırakarak daha fazla insana ulaştırmanın bir kültür olduğu ve bilginin paylaştıkça çoğalan bir şey olduğu vurgulanıyor.
- 18:28Türkiye'nin Dünyada Görünümü
- Konuşmacı İngiltere, ABD, Hollanda, Slovenya, Danimarka, Almanya, Avusturya, Ukrayna, Avustralya, Fransa ve Azerbaycan gibi ülkelerde eğitim vermiş.
- Türkiye ve Türk eğitim sistemi diğer ülkelerden farklı olarak, Amerika'da "develere mi biliyorsunuz" gibi yaklaşımlarla karşılanıyor.
- Dünyanın birçok yerinde Türkiye'nin izlenimi iyi değil, ancak Avustralya ve Güney Kore'de büyük saygı duyuluyor.
- 19:36Avustralya'daki Türk İzlenimi
- Avustralya'da Türklerin "barbarlara savaşmaya gidiyorsunuz" ve "yamyam Türkler" gibi olumsuz izlenimlerle karşılandığı belirtiliyor.
- Anzak askerlerinin mektuplarında, Türklerin yaralı bir Avustralya askerinin yarasını sarıp yanına su bıraktığı anlatılıyor.
- Türklerin hiçbir sıhhiye çadırına ve üzerinde haç olan gemiye ateş etmediği, kimyasal kullanmayacakları için gaz maskesi takmadıkları belirtiliyor.
- 21:12Atatürk'ün Avustralya'daki Konuşması
- Atatürk, Avustralya'da "Yeni Zelandalı, Avustralyalı anneler, çocuklarınız burada, bizim çocuklarımızın yanında beraber yatıyorlar" diyerek konuşmuş.
- Atatürk, "Onlar bundan sonra bizim kardeşlerimizdir, bizim burada misafirlerimizdir" diyerek Türk-Avustralya ilişkilerini güçlendirmiş.
- Atatürk'ün bu konuşmasının hala Avustralya'da Türkler'e büyük saygı kazandırdığı belirtiliyor.
- 22:03Uğur Böcekleri Derneği
- Uğur Böcekleri Derneği'nde 175'i aşkın iyilik fikri projesine imza atılmış.
- Konuşmacı gönüllü bir uğur böceği olarak tanımlanıyor.
- İzleyicilerden nasıl uğur böceği olabilecekleri ve projelere nasıl katkı sağlayabilecekleri hakkında bilgi isteniyor.
- 22:23Uğur Böcekleri Derneği Hakkında
- On dört yıl önce kurulan Uğur Böcekleri Derneği, dürüstlük, iş kalitesi, girişimcilik, yurt sevgisi ve hoşgörü ilkelerini ve değerlerini anlatmaktadır.
- Dernek, Anadolu'nun her yerine gidip eğitimler ve konferanslar vererek etnik köken ve inançla ilgilenmeden her etnik kökendeki ve inançtaki insanın ülke için değerli olduğunu vurgulamaktadır.
- Dernek, hiçbir yerden bütçe veya destek almadan çalışmakta ve Kara Oklar Ekolojik Hayat Çiftliği'nin desteğiyle bir bilim merkezi kurarak çocukların ekoloji ve girişimcilik üzerine eğitim almasını sağlamaktadır.
- 24:33Televizyon ve İzleyici Kitlesi
- Konuşmacı, televizyonun izleyici kitlesini büyütmenin en kolay yolu olduğunu ancak özgürlüğünü korumak için yirmi yıldır televizyon kanalına çıkmadığını belirtmektedir.
- Üniversitelerde, kendisini tanımadıkları halde öğrencilerin en yüksek notu aldığını ve birçok ünlü isimden bile daha çok oy aldığını öğrenmektedir.
- Konferanslarından sonra öğrencilerin kendisine "sağcı mısın solcu musun?" diye sorduğunu ve bu durumun kendisini birleştirici insanlar olmamız gerektiğini hatırlattığını ifade etmektedir.
- 28:22Beden Dili ve Mizah
- Konuşmacı, beden dilinin evrensel olmadığını, kültürel bir dil aksanı gibi olduğunu ve farklı kültürlerde farklı ifadeler olduğunu belirtmektedir.
- Mizahın yüzyıllardır direnişin bir yolu olduğunu ve mizahın bir misyonu olabileceğini düşünmektedir.
- Aziz Nesin'in en büyük silahının izahtı olduğunu ve mizahın sınıf mücadelesi olmadan çevrecilik ve bahçecilik olduğunu vurgulamaktadır.
- 30:28Eğitim ve Toplumsal Sorumluluk
- Konuşmacı, Aziz Nesin'in matematik okullarını kurduğunu ve bu okulların Anadolu'nun her yerine açılması gerektiğini düşünmektedir.
- Devletin en büyük destek vereceği alanlardan birinin matematik okulları olduğunu ve temel bilimin çocuklara sevdirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
- Nazım Hikmet'in Bursa Cezaevi'nde kadınlara halı dokuma kursu ve erkekler arası futbol turnuvası başlatarak toplumsal sorumluluk gösterdiğini örnek vermektedir.
- 32:18Yazarın Muhalefeti ve Ülkeye Katkı
- Bir yazar veya edebiyatçı hangi iktidar olursa olsun muhalif olmak zorundadır çünkü okuyan aydın bir adam yanlışları görüp söyleyebilmelidir.
- Nazım Hikmet gibi yazarlar ülkeye bir şeyler bırakmış, Manisa Demirci'de bir köy enstitüsü kurmuş ve köylü çocuklara eğitim vermiştir.
- Konuşmacı, Manisa'da bir köy enstitüsü bilim merkezi kuruyor ve Türkiye'nin her yerinden çocuklar orada eğitim alacaklardır.
- 34:18Eğitim ve Ülkeye Katkı
- Konuşmacı için en büyük muhalefet üretmek ve ülkeye bir şeyler bırakmaktır.
- Cuma günü İstanbul'da kimsenin adını bilmedik küçük bir Ermeni okulunda otuzbeş çocuğa eğitim vereceğini belirtiyor.
- Türkiye'nin ve dünyanın en büyük kurumlarına eğitimler vererek evini geçindirirken, Anadolu'nun her yerinde etnik kökenine ve inancına bakmadan insanlara cesaret ve umut vermek gerektiğini düşünüyor.
- 35:54Bilgi ve Yazarlık
- Bilgi sadece zenginleştirir, hayal gücünü kısıtlamaz; hayal gücünü kısıtlayan şey komutlar almak, otoritenin altına girmek ve aynı reklamları tekrar tekrar dinlemektir.
- Kitaplar bilgi kadar değerli bir şeydir ve kitaba saygı insana saygıdır.
- Konuşmacı herkesin yazar olamayacağını düşünse de, yazarlık kurslarının acayip yararlı olabileceğini ve kendisinin de felsefe veya yazım teknikleri kursuna gitmek istediğini belirtiyor.
- 37:40İş Hayatı Deneyimleri
- Konuşmacı altı şirketin yönetim kurulu başkanı olarak Amerika'da Amerikalılara Türk kahvesi satıyor.
- İşletme eğitimi almadığını ancak işletme üzerine konferanslar verdiğini belirtiyor.
- İşletme okusaydı bugün konferans veremeyeceğini, çünkü duyduklarımı tekrarlıyor olacağını düşünüyor.
- 38:28İşletme Deneyimi ve Eğitim
- Yirmialtı yıllık şirket İzgör Akademi'nde başlangıçtan beri çalışan üç-dört kişi var ve onlar şirket genel müdürleri.
- Genel işletmeyle ilgili çok az şey bildiğini, bu yüzden biçimlenmemiş olmanın akıllıca olduğunu düşünüyor.
- Yazarlık kursu alsa bu kitapları böyle yazamayacağını düşünüyor.
- 39:08Yazma Becerisi ve Kitap Yazma
- İngilizce derslerinde ve literatür derslerinde essay yazmanın herkesten beklenilen bir şey olduğunu belirtiyor.
- Bir yazarın ne sıklıkla kitap yazması gerektiğini belirleyen bir kural olmadığını, çok üretken insanlar olduğunu söylüyor.
- Şu anda "Karaoklar Çetesi"nin üçüncüsünü yazıyor, bu kitap 1928'de geçiyor ve İstanbul'da başlıyor.
- 39:56Zaman Yönetimi ve Eğitim Sistemi
- Türk insanının en büyük sorunlarından birinin zaman yönetimi olduğunu düşünüyor.
- Zaman yönetimi kazandırılabilmesi için ilköğretim eğitiminin tamamen değişmesi gerektiğini savunuyor.
- Çocuklara proje yönetimi, zaman yönetimi, değerlerle yönetmek gibi hayatla ilgili gerçek sorunlara yönelik bir eğitim sistemi oluşturulması gerektiğini vurguluyor.
- 40:33Eğitim Sisteminin Önemi
- Çocuklara dürüst olmayı, kırmızı ışıkla geçmemeyi, komşusunun hakkını korumayı öğretirsek her şeyden geçilebileceğini düşünüyor.
- ODTÜ'nün içerisinden kızının küçük öğretim üyeleri varken, yasal olmayan bir şekilde açılan yolda binlerce ağaç kesildiğini ve öğretim üyelerinin kızgın olduğunu anlatıyor.
- Kızının "yanlış kişiye kızıyorsunuz, belediye başkanına değil, öğretmenine kızın" dediğini ve iyi bir öğretmenin ağaçları sevmeyi öğretirdiğini söylüyor.
- 42:01Liyakat ve Torpil
- Okula girerken torpil kullanmadığını, adisyonlardan geçtiğini ve videolarını samit ettiğini belirtiyor.
- Liyakat kadar değerli bir şey olmadığını, Anadolu'nun bir köyünde doğan bir çocuğun çaba gösterirse liyakatla iyi yerlere varabileceğini düşündüğünü söylüyor.
- Dürüst olmak, işini hakkıyla yapan insanlara daha çok yer vermek ve torpilin yerinin olmadığını anlatmak gerektiğini vurguluyor.