Buradasın
İstanbul'un Fethi ve Rusya-Türkiye İlişkileri Üzerine Akademik Konferans
youtube.com/watch?v=ddhK5we5GWgYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Doçent Doktor Tayfun Özcan (genel Türk tarihçisi, ortaçağ uzmanı) ve diğer akademisyenlerin katıldığı bir akademik konferansı içermektedir. Konferansa yaklaşık 28-29 kişi katılmış olup, sunumlar ve soru-cevap şeklinde ilerlemektedir.
- Konferansın ana konusu İstanbul'un fethi ve Rusya tarihindeki önemi üzerine odaklanmaktadır. İstanbul'un hem Türk hem de Rus tarihindeki farklı rolleri, Rusya'daki Konstantinopolis düşüşünün yankıları, Rusya'nın tarihsel kimliği ve Osmanlı Devleti ile olan ilişkileri detaylı olarak ele alınmaktadır. Konferans, İstanbul'un fethinin Rusya'daki algısı, Rusya'nın Bizans'ın mirasçısı olarak kendini tanımlaması ve Kırım'ın tarihsel önemi gibi konuları da kapsamaktadır.
- Konferans sırasında Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesi, Rusya Ortodoks teolojisindeki kehanetler, Rusya'nın Batı ile karşılaştırıldığında daha despotik göründüğü ve Türkiye'nin Rusya ile Amerika arasındaki ilişkileri kullanarak bölgede güç oluşturması gerektiği gibi stratejik düşünceler de paylaşılmaktadır. Video, öğrencilerin sorularına cevap verilerek sona ermektedir.
- 00:02Konferans Tanıtımı ve Hoca Tanıtımı
- Konferans başlamadan önce katılımcılardan mikrofonlarını kapattıkları ve dışarıdaki seslerin konferansa karışmaması için dikkatli olmaları isteniyor.
- Doçent Doktor Tayfun Özcan, genel Türk tarihçisi olarak tanıtılıyor ve Ege Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi'nde görev aldığını belirtiyor.
- Konferansın konusu "İstanbul'un Fethi Rusların Gözünde" olup, 1,5 saatlik sürece ve son 30-35 dakika öğrencilerin sorularına ayrılacağı belirtiliyor.
- 05:04İstanbul'un Kimliği ve Önemi
- İstanbul çok kimlikli bir kent olarak tanımlanıyor; Roma gibi önemli bir kent olmasına rağmen İstanbul kadar öneme sahip değil.
- İstanbul, Türk tarihinde, Yunan tarihinde, Balkan tarihinde, Asya tarihinde, Akdeniz ve Karadeniz dünyasında ve Rusya için çok önemli bir kent olarak vurgulanıyor.
- İstanbul (Konstantinopolis) 1453 yılında Türkler tarafından ele geçirilene kadar bin yıllık bir geçmişe sahip ve bu geçmişte Hunlar, Avarlar, Hazarlar, Seçenler, Kumanlar, Selçuklular ve Osmanlılar yer alıyor.
- 08:10Türkler ve Konstantinopolis İlişkisi
- Türklerin ortaya çıkışından itibaren Konstantinopolis tarihinin merkezinde yer almayan bir kent olarak görülüyor.
- Türk tarihinin sadece belirli bir döneminden sonra bu kent tarihin içerisinde eklemleniyor.
- Ruslar için ise Konstantinopolis tarihinin başından itibaren çok önemli bir yerde ve tarihini şekillendiren bir hüviyete sahip.
- 08:44Ruslar ve Konstantinopolis İlişkisi
- 850'li yılların sonlarında Rusya'da Rurik ve çevresindeki oluşum ile başlayan Rus devleti kısa sürede yönünü Konstantinopolis'e doğru verdi.
- Ruslar ve Bizans İmparatorluğu arasındaki ilişkiler ticaret, saldırılar ve kültür etkileşimleri şeklinde gelişti.
- 950'li yıllarda Rusya'da Hristiyanlığın hızlı bir şekilde başlaması ve 900'lü yılların sonlarına gelindiğinde Knez Vladimir ile birlikte Hristiyanlığın karşı konulamaz bir güç haline gelmesi, Rus tarihinin her yönünü şekillendirdi.
- 11:15Bizans Etkisi ve Kiev Rusyası
- Hristiyanlaştırma süreci Rus edebiyatından kültürüne, medeniyetine, mimarisine ve folkloruna pek çok açıdan etki etti.
- Kiev Rusyası'nın gelişiminde Bizans İmparatorluğu çok önemli bir yere sahip oldu ve Kiev ikinci bir Konstantinopolis gibi yükseldi.
- Kiev'de bulunan Sofya Kilisesi, Ayasofya Kilisesi'nin küçük bir benzeri olarak inşa edildi ve bu bir semboldür.
- 13:47Rus Hacıları ve Konstantinopolis
- Rusların Hristiyanlığı benimsemesinden sonraki yıllarda Konstantinopolis dini öneme sahip bir kent haline geldi.
- Rus hacıları Konstantinopolis'e giderken yanlarında getirdikleri malların yanı sıra bir dini hisle de geliyorlardı.
- Konstantinopolis, Kudüs'e yapılan hac ziyaretinde uğranılmazsa olmaz bir yer haline geldi ve Rus hacılarının raporları ve anlatıları, İstanbul'un tarihi coğrafyası ile ilgili çalışmalar için önemli kaynaklar oldu.
- 16:22Rusya ve Bizans Kilisesi Arasındaki Sürtüşmeler
- Rus kilisesi'nin gelişmesi sırasında Bizans kilisesi ile arasında sürtüşmeler yaşanmıştır.
- 1438'de Ferrara Konsili'nde Ortodoksluğun ortadan kaldırılması ve iki kilisenin birleşmesi kararı alınmış, Rusya'da bu karar karşılanmıştır.
- Moskova idaresi kararı protesto etmiş ve Kiril, Konstantinopolis'e giderek Union'un kabul edeni olarak kardinal olmuş, ancak Rusya'da hapse atılmıştır.
- 18:09Konstantinopolis'in Düşüşü ve Dünyadaki Yankıları
- Konstantinopolis'in Türkler tarafından ele geçirilmesi sadece Türk ve Rus tarihi için değil, dünya tarihi için de çok önemli bir olay olmuştur.
- Almanya, Fransa ve İtalya'da bu olayın yankıları ile ilgili yabancı bilim adamları tarafından çalışmalar yapılmış, şiirler ve şarkılar bestelenmiştir.
- Papa olacak olan Aineya Stilvius'un "Hıristiyanlığın azılı düşmanı Mehmet ve Trakya'daki muhteşem Konstantinopolis" başlıklı eseri bu olayı anlatmaktadır.
- 19:32Rusya'da Konstantinopolis'in Düşüşünün Yankıları
- Konstantinopolis'in düşüşünün Rusya'da ilk yıllarda büyük bir yankı bulmamasına rağmen, 16. yüzyılın başlarında kroniklerde bu olay hakkında sınırlı bilgiler bulunmaktadır.
- 16. yüzyılın başlarında kaleme alınan bir kronikte Konstantinopolis'in ele geçirilmesi kaydedilmiş, ancak sultanın ismi "Mustafa Muratoviç" olarak yanlış yazılmıştır.
- 1470-1480 yıllarında Bizans imparatoru soyundan gelen Zoe'nin Moskova'ya gelmesi ve burada evlenmesiyle Rusya'da Konstantinopolis'in düşüşüne dair büyük bir hassasiyet ortaya çıkmıştır.
- 23:25"Povest' o vizite Sargrada turkami" Metni
- "Povest' o vizite Sargrada turkami" (Sargrad'ın Türkler tarafından ele geçirilişi hakkında hikaye) başlıklı çok detaylı bir metin, savaş hikayelerini ve mücadeleleri anlatmaktadır.
- Metnin sonunda "Nestor" adlı biri tarafından yazıldığı belirtiliyor ve bu kişi kendisini esir düşmüş, sünnet edilmiş ve askeri seferlerde bulunmuş bir Rus olarak tanımlıyor.
- Nestor, Konstantinopolis kuşatmasına katılmış, gördüklerini, yaşadıklarını ve duyduklarını hıristiyanlara iletmek için bir eser yazmış.
- 27:27Metnin Gerçek Yazarı ve Rusya'daki Değişim
- Metin detaylı incelemeler sonucunda aslında Nestor adlı birinin yazmasından çok, Yunanca olarak kaleme alınmış bir metnin üzerine Rusya'da yapılmış ilavelerle geliştirilmiş olduğu anlaşılıyor.
- 16. yüzyılın başından itibaren Rusya'da Konstantinopolis'in düşüşü ile ilgili bir mit'in doğuşuna şahitlik ediliyor.
- 16. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Rusya kendi tarihiyle bir hesaplaşma içerisine girmiş ve yeni bir tarih yazımına başlamıştır.
- 30:56İstanbul'un Fethi ve Rusya'daki Tepkiler
- İstanbul'un düşüşü, Rusya'da bir Ortodoks başkentinin düşüşü olarak algılanmış ve Türkler ve Osmanlı Devleti imgesi yaratılmaya başlanmış.
- 1500'lü yılların başında Rusya dış dünyaya iyice açılmış, Osmanlı Devleti de Rusya'nın hemen kenarında bulunuyordu.
- 1470'li yıllarda Moskova diplomatlarının Uzun Hasan'ın yanında bulunması ve Afanna, Skit gibi seyyahların uzak diyarlara gitmeleri önemli bir ayrıntıydı.
- 32:48Ivan Peresvetov'un Eseri
- Ivan Peresvetov'un kaleme aldığı "Scazasaye Konstantin" adlı eser, Osmanlı kimliğinin farklı bir yönünü gösteriyor.
- Önceki metinlerde Osmanlılar İstanbul'u yakıp yıkan, Ortodoks devletini ortadan kaldıran kötü karakterler olarak canlandırılırken, Peresvetov'un metninde Fatih Sultan Mehmet adil ve bilge bir hükümdar olarak gösteriliyor.
- Fatih Sultan Mehmet, Ivan'a ideal bir hükümdar olarak sunuluyor ve Osmanlı Devleti modelinde bir devletin kurulmasına dair öğütler bulunuyor.
- 36:16İstanbul'un Fethi'nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkisi
- Osmanlı Devleti İstanbul'u zapt etmekle birlikte şekil değiştiren bir devlet haline bürünmüş.
- Fatih Sultan Mehmet'in yakın çevresi ile akıncılar arasındaki konuşmada, akıncılar İstanbul'un ele geçirilmesi durumunda Edirne'nin önemini kaybedeceğini ve Osmanlı Devleti'nin bir kara devleti olmaktan çıkacağını öngörmüşler.
- Osmanlı Devleti gerçekten de öngörülen şekilde bir şekil değiştirmiş ve "translatio imperio" (imparatorluk dönüşü) gerçekleşmiş.
- 38:36Rusların İstanbul'un Fethi Hakkındaki Bakış Açısı
- Rusların İstanbul'un fethi konusundaki tutumu 16. yüzyıl ortalarına kadar değişiklik göstermiş, önce kentin düşüşünün önemli görülmeyen bir hadise olarak değerlendirilirken, 16. yüzyılın başında sızlanmaya dönüştüğü ve sonrasında tamamen değişik bir havaya büründüğü görülüyor.
- Nestor'un anlatısında İstanbul'un ele geçirilmesi konusunda bir kehanet bulunuyor ve Rus soyunun ilk önce tüm İsmail'i yenip ardından İstanbul'u eski kanuna göre düzenleyecek ve tahtına oturacağı belirtiliyor.
- İstanbul'un fethi gerçekleştikten sonra Ruslar da "bu nasıl bir güç İstanbul'u aldı" diye ciddi bir korku yaşamış ve bu korku, Osmanlı ile ilişkileri güçlendirmeye yönlendirmiş.
- 42:35Osmanlı-Rus İlişkileri
- Osmanlı-Rus arasındaki ilk siyasi temaslar 1492 ve 1493 yıllarında gerçekleşmiş, Rus elçisi Konstantinopolis'e gelerek İkinci Bayezid'in huzuruna çıkmış.
- Osmanlı Devleti'nin Rusya'ya ihtiyacı en önemlisi kürkten kaynaklanıyordu, Osmanlı sultanı vezir-i azamının üzerine giydireceği hilatın kenarına siyah tilki kürkünü Rusya'dan almak zorundaydı.
- Nikon Kroni'de 1512, 1514 ve 1521 yıllarında üç ayrı kayda göre Osmanlı elçilerinin Moskova'ya geldiği ifade ediliyor ve bunlar büyük ihtimalle ticaret amaçlı geliyorlardı.
- 44:56Türkler ve Rus Tarihi
- Türklerin edebiyatlarında davetsiz misafir olarak yansıması ve bunun edebiyata yansımaları incelenmeli.
- Gençlere Rus tarihini iyi çalıştıkları, özellikle imaj meseleleri ve Osmanlı imajı gibi konuları ayrı ayrı ele aldıkları vurgulanıyor.
- Osmanlı imajı, Kırım ve Kefe gibi konuların tesirleri ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.
- 45:53Putin'in Peçeneklerle İlgili Açıklaması
- Putin'in "Koronayı da yeneceğiz, peçenekleri nasıl yendiysek" açıklaması, tarihin nasıl kullanılması gerektiğiyle ilgili bir durum olarak değerlendiriliyor.
- Peçeneklerin Ruslar karşısında yenilmesinin nedeni Rus secaatı değil, daha çok Peçeneklerin Tuna boylarına gitme istekleriyle ilgili olduğu belirtiliyor.
- Liderlerin tarih vurgusu, gençlerin ilgisini peçeneklere çektiği ve Rusya'da olduğu gibi Türkiye'de de peçenekler hakkında araştırma yapan insanların olduğu söyleniyor.
- 47:46Rus İmparatorluğu'nun Bizans Mirasçısı Anlayışı
- Rus İmparatorluğu'nun kendini Bizans'ın mirasçısı sayması ve üçüncü Roma olarak tanımlaması, sadece Romanovlar ile birlikte hayata geçirilen bir politika değil.
- Bu anlayış, Rusya'nın resmi bir devlet politikası haline dönüşmemiş, ancak bazı entelektüeller tarafından benimsenmiş ve belki çarlar tarafından etkilenmiş.
- Zoe'nin Moskova Büyük Kinezi ile evlenmesiyle Bizans'ın hukuki haklarının Rusya'ya devredildiği yönündeki romantik anlayış ortaya çıkmış.
- 49:51İstanbul'un Fethi ve Rus İmparatorluğu
- İstanbul'un fethi o dönemde tüm Avrupa'da panik yaratmış, papayla bile "Hristiyanlığın utancıdır" şeklinde bir söyleme ulaşmış.
- Rus İmparatorluğu'nda da bu korku yaşanmış, Rusya kıtasal bir devlet olduğu için o dönemde mağrur duruşunu korumuş.
- Rusya, İspanya ve Portekiz gibi sömürgeleşmiş devletlerle benzer bir süreç yaşamış, önce kıtasal bir devlet olmuş, sonra deniz gücü haline gelmiş.
- 53:02Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u Fethetmesi
- Osmanlılarda Konstantinopolis'i ele geçirmek, Yıldırım Bayezid ile başlayan bir idealdir; Yıldırım Bayezid iki defa kenti kuşatmış, oğlu Murat da neredeyse alacaktı.
- Fatih Sultan Mehmet çok hırslı bir çocuktur; 14 yaşında babasına "Ben sultansam gel, ondan sonra sana emrediyorum" demiş.
- Fatih Sultan Mehmet 21 yaşında tahta çıktığında, İstanbul'u fethetme hedefini belirlemiş ve bu riskli hedefe iki yıl hazırlık yapmıştır.
- 56:35Fatih Sultan Mehmet'in Özellikleri
- Murat çok önemli bir sultan olmasına rağmen, Fatih Sultan Mehmet'in büyüklüğü nedeniyle onunla kıyaslanmamıştır.
- Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u kuşattığı günlerde "Ya bu kenti alırım ya da o kent beni alır" diyerek iradesini göstermiştir.
- Fatih Sultan Mehmet çok entelektüel biri ve iyi eğitim almıştır; Ivan Peresvetov'un kitabında bilge bir kişi olarak resmedilmiştir.
- 1:02:37Rus Ortodoks Teolojisindeki Kehanetler
- Rus Ortodoks teolojisinde Metodios ve Ezra'nın düşüncelerinin etkili olduğu çeşitli kehanetler, İstanbul'un düşüşüyle "üç Roma" fikrine ideolojik bir altyapı oluşturmaya çalışılmıştır.
- Bu kehanetlerin halk boyutunda ne derecede etkili olduğu ölçümlemek zor olmasına rağmen, manastırlarda yazılan metinlerde bu kehanetlerin alıcı bulunduğu görülmektedir.
- Kehanetler toplum tarafından ciddi bir şekilde alıcı bulunmasına rağmen, Rus toplumu tarafından ne derecede inandığı konusunda daha kapsamlı bir inceleme gereklidir.
- 1:05:07Dördüncü Haçlı Seferi ve İstanbul'un Fethi
- Dördüncü Haçlı seferinde İstanbul'u yağmalama olayının Rusya'da nasıl bir tepkiye yol açtığı hakkında bilgi verilmektedir.
- Bu olayın İstanbul'un fethiyle karşılaştırılması ve ortamın nasıl oluştuğu hakkında soru sorulmuştur.
- 1:05:43Rusya'da Latinler ve Osmanlılar
- Konstantinopolis'in 1204 yılında Latinler tarafından işgal edilmesi Rusya'da, özellikle Novgorod'daki kayıtlarda büyük bir yankı bulmuştur.
- 16-15. yüzyılda Rusların gözünden Latin imajı ve Osmanlı imajı karşılaştırıldığında, Latinler daha büyük bir düşman olarak görülüyordu.
- Rusya, özellikle Novgorod ve çevresinde Livonyalıların katolik tarikatlarıyla şiddetli mücadeleler yapıyordu ve 1242'de Neva Gölü üzerinde Alexander'ın kazandığı zafer ona "Nevski" unvanı kazandırmıştı.
- 1:08:09Ortodoks Dünyasında Latinler ve Türkler
- 1430'lu yıllarda Bizans'daki din adamları ve Türkler, "Biz kentte Latin külahı görmektense Osmanlı sarısı görmeyi yeğleriz" türünden değerlendirmelerde bulunmuşlardır.
- Ortodoks dünyasında Latinlere yönelik tepki, Türkler/Türklere yönelik tepkiden daha katı ve sert olmuştur.
- 1204 faciası ile ilgili Rus din adamlarının Ayasofya'daki yağmalamayı ve insanların çektiği sızlanmayı yüksek tonda ifade ettiği, Osmanlılara karşıki nefretin tonunun ise çok daha düşük olduğu belirtilmiştir.
- 1:10:34Rusya'nın Doğulu Kimliği
- Rusya devleti bir Batı devleti değil, bir Doğu devletidir ve büyümesini her zaman doğuya doğru şekillendirmiştir.
- Manoma şapkası (tipik bir Doğu muamelesi olan bir şapka) Rusya'nın 14-15-16. yüzyıllarda Bizans'ın dışına çıktığı ve yeni bir kimlik kazandığı yılları göstermektedir.
- Latince seyahatnamesi olan Sigismund von Herberstein'e göre, Büyük Kinez batı hükümdarı gibi değil, tipik bir Doğu kimliğiyle davranmaktaydı.
- 1:12:41Rusya'nın Kültür ve Kurumsal Etkileri
- Rusya'da Altınordu'dan gelen karakterler ve Osmanlı Devleti'nden etkileşimlere ortaya konmuş unsurlar bulunmaktadır.
- 16. yüzyılın yarısında Rusya'da yaşanan dini sorunlarda İstanbul'daki patriklik örnek alınmış, patrik gibi giyinmek ve dini ritüeller gerçekleştirmek istenmiştir.
- 18. yüzyılda Batı da Rusya'nın kültür ve kurumsal yapısına dahil olmuştur.
- 1:14:09Rusya'nın Batı ve Doğu İlişkileri
- Rusya, Avrupa'ya göre daha despotik bir yapıya sahiptir ve bu nedenle Türkiye'nin Rusya ile ve Amerika arasındaki iletişim kanallarını diri tutarak faydalanması önerilmektedir.
- Nikola Danlevski'nin 1869'da yazdığı "Rusya ve Avrupa" kitabında, bu iki medeniyetin farklı duruşları ve sistemleri vurgulanmıştır.
- Rusya'nın kendine özgü bir duruş bulması ve "Batıcı" veya "Doğucu" değil, "Avrasyacılık"ın ilk doğuş noktaları olarak değerlendirilmesi önerilmektedir.
- 1:16:10Türkiye-Rusya İlişkileri
- Türkiye-Rusya ilişkilerinde komşuluk ve iletişim faktörleri önemlidir; Rusya'da Tatarlar, Başkurtlar, Çuvaşlar gibi Türk kökenli topluluklar bulunur.
- Kültür ve tarih bağları nedeniyle Türkiye-Rusya ilişkileri daha sıcak ve hızlı bir şekilde barışma sağlamıştır.
- ABD ve Batı ile olan ilişkilerde bu tür tarihi bağlar bulunmamaktadır.
- 1:18:17Kırım'ın Önemi
- Kırım, Türk tarihinde çok önemli bir yerdir; Tao-Hunlardan bu yana Türk tarihinin kalbinin atmış olduğu bir yerdir.
- Karadeniz'in kuzeyinde egemenlik kurup Kırım'da varlık göstermemiş kimse yoktur.
- Osmanlı Devleti'nin Kırım'ı ele geçirmesiyle Türk tarihi sadece Kuzey Türklerinden değil, aynı zamanda Anadolu ile de eklemlenmiştir.
- 1:19:40Türkiye'nin Kırım Politikası
- Türkiye Cumhuriyeti, Kırım konusunda hiç geri adım atmamış ve tutarlı bir şekilde tezlerini sürdürmektedir.
- Türkiye'nin Kırım ile olan bağlarını güçlendirmesi gerekmektedir.
- Tarihçilerin ve öğrencilerin Kırım'ın tarihi geçmişini belgeler ve arkeoloji alanlarından iyi çalışması önemlidir.
- 1:21:41Kırım'ın Türk Geçmişi
- Ruslar Kırım'ın tarihi geçmişini kurgulamak için "Codex Tavrianus" adlı uydurma bir metin hazırlamışlardır.
- Kırım'ın Türk geçmişini ortaya koymak için Peçenek, Hazar, Hun, Kıpçak dönemlerinin yanı sıra Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinin de incelenmesi gerekir.
- Kırım'ın Türk yurdu olduğu kanıtlanabilmek için topografyasının incelenmesi ve arkeolojik araştırmaların yapılması önemlidir.