Buradasın

İslam Üstadı ile Tarih ve Siyaset Üzerine Sohbet

youtube.com/watch?v=5ZsjbsyvXJw

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, bir İslam üstadı ile yapılan soru-cevap formatında bir sohbettir. Konuşmacı, kendisini İslam muhterisi olarak tanımlamakta ve 80 yıllık ömründe İslam'a olan bağlılığını vurgulamaktadır.
Videoda Şeyh Nazım Kıbrıs'ın vefatından sonra sosyal medyada dolaşan iddialar, İslam kıyafetleri, Kadir Mısıroğlu'nun yaşadığı deneyimler, Kemalizm ve din ilişkisi, Osmanlı tarihi ve asalet kavramları gibi konular ele alınmaktadır. Konuşmacı, Mustafa Kemal Atatürk'ün İslam'a olan bağlılığını savunurken, Kemalizm'in din aleyhtarı bir politika olduğunu iddia etmektedir.
Sohbette ayrıca sarığın İslam'daki önemi, Osmanlı hanedanının Türk olup olmadığı, Sultan Vahideddin'in tahttan indirilmesi süreci, Hz. Mevlana'nın Sultan Alaaddin Selçuk'a yazdığı beyanlar ve Osmanlı tarihi hakkında çeşitli görüşler paylaşılmaktadır. Konuşmacı, İslam düşmanlığının üç farklı yönünü (dini kötüleme, tarihi kötüleme ve fıkıh ıstılahatını kötüleme) açıklamakta ve İslam'ın tüm kavimlere açık olduğunu vurgulamaktadır.

00:03Devlet İhaneti ve Türk Milleti: Devlete ihanetin cezası idam olmalıdır.
Hakaik-i Muhammediye'nin galip aleminin bugün de lideri Türk milletidir ve istikbalde de o olacak.
00:54Şeyh Nazım Kıbrıs'ın Vefatı ve Sosyal Medyada Tartışmalar: Bu hafta Şeyh Nazım Kıbrıs vefat etmiştir.
Şeyh Nazım'ın vefatından sonra kendisine takdirlerini bildirenler olduğu gibi, son yıllarda yaptığı açıklamalardan dolayı tenkit yöneltenler de vardır.
Darbe kayaya ithal edildikten sonra sosyal medyada tartışmalar devam etmektedir.
01:50Sosyal Medyada Şeyh Nazım Hakkında İddialar: Bazı siyasi odaklar ve cemaatler, Şeyh Nazım'ın İngiliz ajanı olduğu ve Kıbrıs'ta vazifeli olduğu iddiasını savunmaktadır.
Bazı kişiler, Şeyh Nazım'ın konuşmacının halefi olarak Türkiye ayağını ajanlık faaliyetinin oluşturduğu iddiasını dile getirmektedir.
Sosyal medyada Şeyh Nazım'ın konuşmacının şeyh olduğu yönünde iddialar da dolaşmaktadır.
02:40Konuşmacının Şeyh Nazım Hakkındaki Görüşleri: Konuşmacı, Şeyh Nazım Efendi'yi 70'li yıllarda tanımıştır.
80 ihtilalinden sonra yurt dışına çıkmak zorunda kalan konuşmacı, İngiltere'ye gittiğinde Şeyh Nazım ile yakın temas kurmuştur.
Konuşmacı, Şeyh Nazım'ın her sene İngiltere'de bin civarında gayrimüslim hidayetine sebep olduğunu gözlemlemiştir.
03:51Kıbrıslı Mustafa'nın Hikayesi: Kıbrıslı Mustafa adında bir bakkal, Ramazan-ı Şerif'te Şeyh Efendi'nin Londra'ya geldiği günlerde Pekam semtinde teravih kılınmıştır.
Bakkal, Amerika, Kanada, Jamaika, Afrika ve dünyanın dört bucağından gelen insanlara yemek pişirerek iftar ettirmiştir.
Kıbrıslı Mustafa, kayınpederinin hastalığı nedeniyle Manchester'daki Babo adlı Yemenli'yi ziyaret etmek için gitmiş ve orada bir hikaye anlatmıştır.
06:13Londra'da Yaşanan Bir Vakaya Dair: Konuşmacı, Londra'da bir bakkalın evine gittiklerini ve adamın lambasının yanmasına rağmen onları uyandırmadıklarını anlatıyor.
Bakkal, konuşmacıya iki saat arabada beklediklerini ve zile basmadıklarını söyleyerek özür dilediklerini belirtiyor.
Bakkal, konuşmacının hastasının onbeş gün ömrü kaldığını ve iki sebeple geleceğini söylüyor: hastanın ağrısız rahat öleceğini ve torununun ölümünden sonra onu da öldüreceğini.
08:30Aşırı Muhabbetin Tehlikesi: Konuşmacı, aşırı muhabbetin bela getirdiğini ve bir mümin kalbi için aşırı muhabbetin sadece Allah'a karşı olabileceğini belirtiyor.
Bir malı veya evladı aşırı sevmenin Allah'ın onu gözden düşürecek şekilde belalara girmesine neden olabileceğini açıklıyor.
Ailede yaramaz bir çocuk çıkarsa, genellikle sonuncudur ve Allah, ana-babanın aşırı muhabbetini izale etmek için onu gözden düşürücü işlere sevk eder.
10:27Bakkal Mustafa'nın Hikayesi: Bakkal Mustafa, Londra'da park yeri bulmak zor olduğu için evine yakın bir yerde park ettiğini ve konuşmacıya biraz yürümesini önerdiğini anlatıyor.
Bakkal, konuşmacının oğlunun başını tutup "ölümünden sonra yanına alacak olduğu torunu budur" dediğini söylüyor.
Bakkal, kayınpederinin izdirabını bıçak gibi kestiğini ve onbeş gün sonra öldüğünü belirtiyor.
11:38Şeyh Efendi ile Karşılaşma: Konuşmacı, yaşadıkları vakayı anlattıkları için Kıbrıs'tan bir kişi geldiğini ve bu kişinin Türkçe bilmediğini, konuşmacının da iyi Arapça bilmediğini söylüyor.
Şeyh Efendi ilk defa Londra'ya geldiğinde, Kıbrıslı Türkler onu "hoca" olarak tanıdılar.
Konuşmacı, Bakkal Mustafa'nın hikayesini Şeyh Efendi'ye anlattı ve Şeyh Efendi, Bakkal Mustafa'nın yaptığı işin riyazat iledir dedi.
13:46Riyazat ve Kerametler: Riyazat, az yemek, az konuşmak, az uyumak ve vaktin kahir ekseriyetini ibadet ve taat ile geçirmek anlamına geliyor.
Konuşmacı, Şeyh Efendi'nin de harika işler yaptığını ve bir kanser hastası doktor kadını ameliyat ettiğini anlatıyor.
Şeyh Efendi, bir ateist ailenin kızı için Allah'ın hidayeti için bu derdi verdiğini ve kendisinin bu kızı "ye edeceğini" söylediğini belirtiyor.
17:45Konuşmacının Kızı İçin Şeyh Efendi'ye Gitmesi: Konuşmacı, kızının kasığında bir ur olduğunu ve doktorun ameliyat edeceğini söylüyor.
Kızı Şeyh Efendi'ye götürdüğünde, Şeyh Efendi "korkma, ben onu hallederim" dediğini anlatıyor.
Kız, Şeyh Efendi'nin rüyasında bacağını çektiğini ve röntgende urun çıkmadığını, doktorun da bunu kabul etmediğini belirtiyor.
19:09İman ve Gayb: Mümin insanlar sadece gördüğüne değil, gayba da iman eder ve iman gaybedir.
Meşhudu kabul etmek mükafatı gerekmez, zaruriyattır.
Kainattaki asar fiiliyesinden Allah'ın varlığına intikal etmek beşeri bir dirayeti gerektirdiği için mükafatı da müseldizmdir.
20:31Şeyh Efendi'nin Ramazan Faaliyetleri: Şeyh Efendi, Ramazan'da dertli adamların birbirlerine söylediği için dünyanın dört bucağından ruh hastaları ve fiilen hastalar Pekam Camii'ni doldurur.
Şeyh Efendi, ikindiden sonra İngilizce vaaz eder, iftara gidilir, iftardan sonra teravih kıldırır ve vakit varsa sohbet yapar.
Ramazan'ın onbeşinden sonra, teravihden sonra on-onbeş kişi kelime-i tevhidi getirerek Müslüman olur ve her Ramazan bin civarında adamın hidayetine sebep olur.
22:29Sarık ve Kıyafet Hakkında: Türk vatandaşı olmayan bir kişi, devri kadim efendisi kıyafetiyle Türkiye'ye gelir ve kimse ona sarığını çıkar demez.
Sarık, bir insanı kefenleyecek kadar türbandır ve "ben kefenimi başımda taşıyorum, her an ölüme hazırım" demektir.
Kıyafet bir tebliğdir ve iyi bir kıyafet, iyi bir tavsiye mektubu gibidir çünkü kıyafet, o kıyafeti taşıyanın şahsiyetinden bir beyandır.
25:04Kemalist Görüntü ve Kıyafet: İkinci Mahmut'tan sonraki alışkanlık icabı olarak sadece ilmiye sınıfı sarık, ilmiye sınıfından olmayanlar sadece fes giyerlerdi.
Alimlerin ve cahillerin sarıkla dolaşarak Türkiye'nin kemalist görüntüsünü bozuyorlar.
Camilerde kemalist Türkiye denmesine engel bir görüntüdür.
26:40Batılı Red ve İslam: Batılı red hakkı kabul eden evladır.
İslam'a girişin anahtarı kelime-i tevhiddir ve la ile başlar, la reddetmektir.
Batılı red illa hakkı celbetmektir.
27:11Hata ve Masumiyet: Masumiyet sıfatına haiz olan peygamberlerde bile zelleva denilen gayri iradi hata vardır.
Bir gruba giren, bir tarikata giren, Fethullah'ın cemaati gibi bir cemaate giren, o cemaatin önündeki adamı peygamberde bile zenne varken hatasız kabul ederse hatadadır.
İlk insan Adem aleyhisselam, ilk peygamber Adem aleyhisselam, ilk hatayı işleyen Adem aleyhisselam'dır ve onun zellesi sebebiyle biz dünyada yaşıyoruz.
29:07Şeyh Efendi Hakkında: Şeyh olmasa ne lazım gelir, şeyh diye munzam bir sevap yoktur.
Aslolan hizmettir, şeyh de olsa o dahi yanılabilir.
Mutasavvuf hataya müsamaha ile bakar, kurtarmayı, müsamaha sebebiyle o yanlıştan kurtarmayı, döndürmeyi daha doğru görür.
31:52İtaat ve Şeriat: İtaat şeriatle mukayyettir, şeriat dışında ne babana itaat edersin, ne şeyhine itaat edersin.
Fethullah cemaatinin şeriata mugayir ahvalde dahi itaatini devam ettirmek gibi bir hatası var ki bu Allah katında asla mazeret teşkil etmez.
32:23İstihbarat Yalanları ve İslam Hizmetleri: Konuşmacı, bir istihbaratçının "Şeyh Nazım İngiliz casusudur, Kadir Bey de onun Türkiye'deki mümessilidir" şeklinde yalan söylediğini anlatıyor.
İslam hizmetlerini aksatmak ve müessir olan adamların itibarını sarsarak bu müessiriyeti azaltmak için böyle yalanlar çok söylenir.
Konuşmacı, kendisine Amerika'da "yedi sülalem yahudiymiş" şeklinde yalan uydurulduğunu belirtiyor.
35:13İngiltere'deki Vatandaşlık Sorunu: Konuşmacı, yurt dışında vatandaşlıktan atıldıktan sonra İngiltere'de haymatlos statüsünde mavi pasaport almak için müracaat etmiş.
İngiltere polisi, konuşmacının 36 ağır cezalık davası ve 163. maddeden ve 5816 sayılı Mustafa Kemal aleyna işlenen suçlarla ilgili iki madde olduğunu öğrenince gülmüş.
Polis, konuşmacının Mustafa Kemal'i tenkit etmesinin siyasi rejime karşı başka bir rejimi istemek olduğunu ve bunun suç olmadığını söylemiş.
38:35Hatıraların Yazılma Amacı: Konuşmacı, hatırat mahiyetinde dört kitap yazdığını ve bu kitapların davasının gençliğinden bugüne kadar yaklaşık 60-70 senelik gelişme seyrini anlattığını belirtiyor.
Hatıraları yazmasının amacı, insanların ümitsiz olmamasını sağlamak ve Allah'ın rahmetinden ümit kesmemelerini öğretmek.
Yaşlandıktan sonra yazmasının sebebi, nefsine bir kahraman veya yiğit gibi bir mülahazayla bir pay çıkmasın diye.
40:11Eskişehir'deki Dava: 1970 senesinde Milli Türk Talebe Birliği'nde Kemal Paşa hakkında ağır sözler söyleyen bir konferans vermiş.
Konferansın bandını dinleyenlere Anadolu'nun muhtelif yerlerinde dava açılmış ve bunlar Eskişehir'de birleştirilmiş.
Duruşmada hakim, konuşmacının İngiliz desteğiyle hareket ettiğini iddia eden bir MIT raporu görmüş ve beraat kararını yıktırmış, cezayı yedi seneye çevirmiş.
44:33Almanya'daki Deneyimler: Cevizoğlu'nun programlarına çıktığında, yurtdışına Almanlara dost, İngilizlere düşman gittiğini, dönerken ise Alman'a düşman, İngiliz'e dost olduğunu söylemiş.
Almanya'da bir mimarla iş görüşmesi yapmış, mimar 2500 mark para istemiş, ancak iş görüşmesi ücretsiz olduğunu belirtmiş.
Almanya'da yaşanan hukuk tecrübelerinden bahsederek, Alman doktorlarının cahil olduğunu ve Alman milletinin dünyanın en adi milleti olduğunu iddia ediyor.
47:13Almanya ve İngiltere'deki Sağlık Hizmetleri Karşılaştırması: Konuşmacı, Almanya'da bir sağlık hizmeti için 350 mark fatura aldığını ve İngiltere'de sigortalı oğlunun bu parayı sigortadan alıp alamayacağını sorduğunu ancak cevap alamadığını anlatıyor.
Almanya'da yapılan testlerin sonuçları açıklanmadan, hiçbir ilaç verilmeden 500-550 mark ödenmiş.
İngiltere'de üniversite tercihinde, koleji birincilikle bitiren kızının beş üniversiteye başvurmasına rağmen hiçbirini kazanamadığını, ancak iki ay sonra Manchester Üniversitesi'nden kabul edildiğini ve orada fizik bölümünü bitirdiğini anlatıyor.
50:12İngiltere'deki Sağlık Hizmetlerinin Özellikleri: İngiltere'de anası ve babası doktor olmayan bir kadın doktor olamayacağını, bu nedenle kızının fizik bölümünü bitirdiğini belirtiyor.
Almanya'dan gelen bir işçi arkadaşının İngiltere'de mide kanaması geçirdiğini, hastaneye kaldırıldığını ve ameliyat edildiğini anlatıyor.
İngiltere'de devlet hastanesinde turist olup olmadığına bakılmaksızın para konuşulmadığını, Almanya'da ise sigortalı işçinin parasını alabileceğini belirtiyor.
52:34İnsanları Değerlendirme Ölçüsü: Konuşmacı, Yahudilerin insani bakımdan iyi olduğunu ancak siyasi alet olarak bize fenalık ettiğini belirtiyor.
Kimsenin meziyetini veya kabahatini inkara veya hoş görmeye vesile kılmadığını, bu ölçünün islami bir ölçü olduğunu vurguluyor.
Mustafa Kemal'in meziyetini görsem takdir etmeyeceğini, Yunan Harbi dahil hiçbir meziyeti olmadığını belirtiyor.
55:05Feyzi Feyzioğlu ve Siyasi Geçmişi: Feyzi Feyzioğlu'nun Danıştay'da Van depremi ile ilgili siyasi konuşmalar yaptığı ve bu nedenle toplantıyı terk ettiği belirtiliyor.
Türkiye'de sol fikirlerin belli zümrelerde revaç bulduğunda ayrı bir parti kurduklarını, Çetin Altan'ın bu partinin tek milletvekili olarak parlamentoda bulunduğunu anlatıyor.
İsmet İnönü'nün "ortanın solu" davasını attığını ve Feyzi Feyzioğlu'nun üniversite mezuniyet töreninde siyasi bir konuşma yaptığı için istifa ettiğini, Halk Partisi genel sekreterliği için aday olduğunu belirtiyor.
58:12Feyzi Feyzioğlu'nun Siyasi Yolculuğu: Feyzi Feyzioğlu'nun Milli Türk Talebe Birliği'nde "Türkiye Petrolleri millileştirilsin" konferansında konuştuğunu ve bu konuşmanın alkışla karşılandığını anlatıyor.
İsmet İnönü'nün Feyzi Feyzioğlu'nu tercih etmediğini, Bülent Ecevit'i tercih ettiğini ve Feyzi Feyzioğlu'nun bu hakareti partide hayatının sonunda gördüğünü belirtiyor.
Feyzi Feyzioğlu'nun genel sekreterlik için Halk Partisi'nin uç kısımlarının desteğini aldığını ve Güven Partisi kurduğunu, ancak bu parti hiçbir netice alamadığını anlatıyor.
1:00:26Halk Partisi'nin Kapanışı: Halk Partisi'nin kongresinde, Mustafa Kemal Paşa'yı "Atatürk" olarak adlandırmak yerine "Mustafa Kemal Paşa" olarak adlandırmak gerektiği belirtildi.
Parti lideri, Mustafa Kemal Paşa'yı bayrak yaptıkları için partinin yaşamadığını ve milletin onu sevmediğini söyledi.
Gençlerin ya komünizmi ya da şeriatı istemesi nedeniyle mecburen Kemalizm'e sarıldıklarını, ancak milletin bunu tasvip etmediğini belirtti.
1:01:47Halk Partisi'nin İktidar Olma Şansı: Halk Partisi'nin zihniyeti "ortanın solu Kemalizm" olarak tanımlandı ve milletin bunu tasvip etmediği belirtildi.
Parti lideri, Halk Partisi'nin iktidar olma şansının olmadığını ve bu durumun onu sinirli hareketlere sürüklediğini söyledi.
Askerin kozunun yere yandığı ve hukuk ihtilalinin başarısız olduğu için parti liderinin son çare olarak sandıktan vazgeçtiği belirtildi.
1:02:53Halkın Halk Partisi'ni Reddetmesi: Halkın Halk Partisi'ni reddetmesinin sebebinin halkın cahil olması değil, İslam'dan yana olması olduğu belirtildi.
Halkın Halk Partisi'ni reddettiği için karşısında kimi görürse onu seçtiği, bazen gönüllü seçenler de olduğu söylendi.
Mecliste bir mescit varken Halk Partisi milletvekillerinin namaz kılmadığı, bu durumun partinin dinsizliğine karşı bir işaret olduğu belirtildi.
1:04:01İman ve Amel İlişkisi: İmanın amel haline dönüşmesi gerektiği, amelinden kişinin mümin olup olmadığı anlaşılacağı belirtildi.
Fatih'in İstanbul'u fethederken samimiyeti sorgulanması, Allah için değil nefsi için bunu yapma ihtimaline temas etmek olduğu söylendi.
Adamını, davanı yükseltmek için Fatih'i küçültmeye hakkın olmadığı, bu millete iftira ve hakaret olduğu belirtildi.
1:06:43Siyasi Konuşmalar ve İman: Metin Feyzioglu'nun çığrının epeydir devam ettirildiği, bunlardan birinin vaktiyle Anayasa Mahkemesi reisi olduğu belirtildi.
İmran Ökten'in "Allah yoktur, Allah'ı insanlar yaratmıştır" dediği ve cenazesi Maltepe Camii'ne geldiğinde bir Müslüman'ın "Bu gavurdur" diyerek silah çektiği anlatıldı.
Haşim Kılıç'ın da benzer şekilde siyasi konuşma yaptığı ve bu durumun siyasi konuşma yapma hakkı olmadığını gösterdiği belirtildi.
1:09:27İktidar ve İman-Küfür Kavgası: İktidardan razı olmamak kastı ile bakan insanların asla meziyet görmez, hep kusur gördükleri belirtildi.
İktisadi, siyasi ve ahlaki görünür hadiselerin kökünde iman-küfür kavgası olduğu vurgulandı.
Bazıların bu dini istemediği, halkın elinde reis silahı olduğu için bunu açıkça ifade edemediği, iktidara geldiklerinde gün hayatına baskı tatbik ederek bunu önlemeye çalıştıkları belirtildi.
1:11:14Kemalizm ve Din: Dünyada Kemalizmden daha şiddetli din aleyhtarı hiçbir rejim olmadığı belirtildi.
Alman Harbi devam ederken Stalin'in Alman ordusunun üzerine kumlara Ayet-i Kürsi okunmasını emrettiği, bunun kendi askerlerine moral vermek için yapıldığı anlatıldı.
Mustafa Kemal'in "İlahımızı gökten ve gaipten değil, hayattan ve tabiattan aldık" sözü aktarıldı ve Türkiye'nin şeyhler, dervişler, hocalar memleketi olamayacağı belirtildi.
1:13:14Mustafa Kemal'in İttihat Terakki İlişkisi: Mustafa Kemal, İttihat Terakki'nin mümtaz elebaşı durumundaki elemanlarından biri değildi ve İttihat Terakki kadrosu içinde nafiz bir mevki yoktu.
Sultan Vahideddin, İttihat Terakki aleyhtarlığı yaparak hulul etti.
Sultan Vahideddin, Mustafa Kemal'i veliaht olarak yanına alarak düşman olmaması için onu yaver ittihaz etti.
1:14:53Sultan Vahideddin'in Mustafa Kemal Hakkındaki Görüşleri: Sultan Vahideddin, Mustafa Kemal'in İttihat Terakki aleyhine konuştuğunu öğrenince, onu içki içirip konuşturmasını istedi.
Ömer Faruk, kayınpederine Mustafa Kemal'in İttihatçıların Enver'in aleyhinde olduğunu ve hanedana bağlı olduğunu bildirdi.
Sultan Vahideddin, Mustafa Kemal'i Anadolu'ya protesto hareketleri için göndermek istedi ve Yıldırım Ordular Faciası sonrası İngiliz Büyükelçisi'nin ricasıyla Harbiye Nazırı yapması için onu tercih etti.
1:17:08İttihat Terakki'nin Tasfiyesi: Mustafa Kemal, İttihat Terakki'ye girmesiyle iftihar ettiğini Falih Rıfkı'nın Çankaya'sında görebilirsiniz.
İttihatçıların mümtaz adamları, Mustafa Kemal'in müstesna bir fırsat elde ederek Türkiye'de lider durumuna yükselmesini hazmedemediler.
İzmir Suikasti, o devrin yüzünde bir lekedir ve dünyada eşi, emsali görülmemiş bir cinayettir.
1:18:04İzmir Suikastı ve Hukuksuzluklar: O günkü ceza hukukuna göre bir adama idam cezası verilmesi için suç ika edilmiş, tamamlanmış olması gerekir.
Suikast teşebbüsüne dahil üç adam vardı, ancak silahı bile ateş etmediler ve hazırlık safhasında yakalandılar.
İzmir'de üç kişi, Ankara'da dört kişi idam edildi, ancak on sekiz kişiden sadece üçünün suikastla alakası vardı.
1:19:43Mustafa Kemal'in Devri ve İttihat Terakki: Mustafa Kemal'in devri, 158 kişiyle Reisi Cumhur seçilmiş Meclis'in 400 kişi olduğu İttihat Terakki'den hiçbir farkı yoktur.
İttihat Terakki iktidara geldiğinde Balkan ve Trablusgarp Harbi gibi savaşlar çıktı, Mustafa Kemal ise iki sene sonra Yunan Harbi'ni halledince perişan bir Türkiye'de muhaliflerini tasfiye etti.
Mustafa Kemal, kendisine en büyük yardımı yapan Kazım Karabekir'i bile İzmir'de atacaktı.
1:22:10Sultan Vahideddin'in Tahttan İndirilmesi: Sultan Vahideddin tahttan indirilmiş değildir, kendi çekilip gitmiştir ve bu da gördüğü bir rüya üzerinedir.
Sultan Vahideddin'in gördüğü rüya şahsıyla ilgili değil, sıfatı ile ilgiliydi; hilafet vatandan izale edilecek ve tekrar gelecek olan da o idi.
Sultan Vahideddin gittikten sonra meclis kararıyla azledildi ve yerine Abdülmecid Efendi seçildi.
1:23:39Sultan Abdülhamid'in Tahttan İndirilmesi: 31 Mart hadisesinden sonra İttihat Terakki, Sultan Abdülhamid'i 31 Mart vakasını çıkartmış olmakla itham ederek hal etmek istedi.
Yusuf Kemal Tengirşenk, Mustafa Kemal'in hariciye vekili yaptığı hukukçudur ve tahkikatta vazife almıştır.
İttihat Terakki, fetva emini Hacı Nuri Efendi'yi zorla çağırdılar, ancak Hacı Nuri Efendi fetvayı imzalamak istemedi.
1:26:16Hamdi Efendi'nin Fetvası: Talat Paşa, Hacı Nuri Efendi'nin ısrar karşısında Hamdi Efendi'ye fetvayı vermesini istedi.
Hamdi Efendi, Hacı Nuri Efendi'nin izahlarının tesiri altında kalarak yalan yanlış dolu bir fetva takrir etti ve yazıp yazdırdı.
Bu fetvaya istinaden Sultan Abdülhamid ithal edildi, ancak bu işten dolayı Hamdi Efendi itham edilmiştir.
1:27:01Hamdi Efendi'nin Fetva Hikayesi: Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Hamdi Efendi'ye Abdülhamid'in haline verdiği fetvanın yalan olduğunu ve sebeplerinin varit olmadığını sormuş.
Hamdi Efendi, fetva ile halledilmezse öldürüleceğini, fetva verirse hayatta kalacağını söyleyerek uyduruk bir fetva verdiğini itiraf etmiş.
Hamdi Efendi büyük bir alim olmasına rağmen, Kur'an'ın aslının yerine Türkçe'yi ikame etme davasında Mustafa Kemal'in hastalığı nedeniyle 1950'ye kadar depolarda bekletilmiş.
1:31:05Dilin Önemi: İslam tefekkür olarak bir pehlivandır, bu nedenle dil büyük bir iştir ve Allah iradesini lisanla beyan etmiştir.
İman lisanla teşekkül eder, bir insan lisanen kalben tasdik ettiğini lisanen ikram etmezse müslüman kabul edilmez.
Allah, kıyamete kadar beşerin ihtiyacını karşılayacak en son ve nihai bir din göndermeyi murad ettiğinden ve bunu da ilmi ezelisiyle Arapça murad ettiğinden, Arap milletine iki bin yıl evvelden belagat, fesahat ve edebiyat meli vermiştir.
1:34:00Osmanlı Devleti Hakkında Sorular: Bir tarih eserinde, Selçuklu yıkıldıktan sonra Osman Gazi'nin saltanat sahibi olması için Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran ve Şeyh Edebali'nin Allah'a niyazda bulunmuş, Hz. Mevlana'nın ise saltanatın Tatarlara verilmesi arzusunda olduğu iddia edilmektedir.
Boğaziçi Üniversitesi'nde tarih bölümünde okuyan bir öğrencinin sualine göre, Osmanlıoğulları'nın orijini tam olarak bilinmemektedir çünkü o dönemde mevcut olan yazılı eserlerin az olması ve Aşıkpaşazade gibi ilk bakanistlerin eserlerinin devlet kurulduktan yüz sene kadar sonra kaleme alınmış olması sebebiyle.
İlk dönem, özellikle Osman Gazi devrinde ve oğlu devrinde gaza mefhumu muğlak bir meseledir, bazen gayrimüslim unsurlarla ittifak halinde diğer Müslüman beyliklere karşı savaşıldığı dahi olmuştur.
1:36:03Mevlana ve Osman Gazi Hakkında Anekdot: Sultan Alaaddin-i Selçuki, son Selçuklu sultanı olarak bir na layık adamı kendisine pederi manevi ittihaz etmiş ve bu vesileyle sarayda bir ziyafet vermiş.
Mevlana, ziyafette rahatsız olmuş, kimseye hürmet selam vermeden meclisi terk etmiş ve sarayın merdiveninde Osman Gazi ile tesadüf etmiş.
Osman Gazi, Mevlana'nın ilmiye kisvesini görünce kenara çekilmiş, yol vermiş ve Mevlana'nın terbiyesi dikkatini çekmiş.
1:39:43Mevlana ve Selçuklular Arasındaki İlişki: Sultan Alaaddin Selçuk, kendine manevi bir baba ittihaz etmiş ve saltanatı Ali Selçuk'tan almış.
Konuşmacı, Eskişehir'de hapsedilmeden önce Halilcan Neyzen'i ziyaret etmiş ve ondan bir yazma tarih almış.
Bu yazmada Mevlana'nın Fatiha-ı Şerif'i on sekiz kez okuduğu ve "sen ve neslinden otuzaltı adil padişah gelir" beyanı olduğu belirtilmiş.
1:42:13Osmanlı Padişahları ve Mevleviler: Osmanlı padişahları Mevlevidir ve Osman Gazi, Mevlana'yı manevi baba olarak kabul etmiştir.
Konuşmacı, Mevlana'nın Selçuklulara karşı Osmanlıları tuttuğuna dair Ata Tarihinin birinci cildinde naklettiğini belirtmiştir.
Osmanlıların aslı nesli biliniyor ve ailelerde şecere tutulurdu, ancak Cumhuriyetten sonra soysuzlar iş başına gelince soyadlarını değiştirdiler.
1:44:14Asalet ve Komünizm: Saltanatın ehemmiyeti vardır, tarih devamlı şuuru verir ve asalete itibar eder.
Asalet mücbir sebeptir; dürüst, namuslu bir ailenin çocuğu kötü bir işe teşvik edildiğinde, ailesinin namusu ve şerefi onu korur.
Anası babası belli olmayan bir çocuk kimseyi utandırmayı düşünmediği için kötülüğe kolay gider, bu nedenle komünizm aileyi yıkar.
1:45:13Osmanlıları Kötülemek: Osmanlıları kötülemek Cumhuriyetten sonra moda olmuştur.
Konuşmacı, Fatih'in Hristiyan olacağını ancak gururu mani olduğunu söyleyen bir profesör örneği vermiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki mektep kitaplarında padişahlar küfürlerle lebaleptir ve sövünmemiştir.
1:46:17Osmanlı Hanedanı Hakkında Yanlış İddialar: Konuşmacı, "Bir Hanedan ve Millet" adlı kitapta Şeref Faikkut adlı kişinin Osman Gazi'den Vahideddin'e kadar herkese sövüp Fatih'e kulan paralık isnad ettiğini belirtiyor.
Konuşmacı, Halk Fırkası ve güdümündeki kalemlerin yazdıklarından bıktığını, ilk defa "Türk değildiler" ifadesini duyduğunu söylüyor.
Konuşmacı, Osman Gazi'nin Müslüman olmadığı iddiasını mantıksız buluyor ve Celaleddin Harzemşah'ın Moğollarla birlikte Batıya başarısızlık üzerine geldiğini, Müslüman beldeye gittiğini örnek vererek bu iddianın mantıksızlığını vurguluyor.
1:48:57Osmanlı Düşmanlığının Üç Cephesi: Konuşmacı, Osmanlı düşmanlığının üç cephesi olduğunu belirtiyor: doğrudan doğruya dini kötülemek, dinle mülemma olan tarihi kötülemek ve dini düşünceyi icap ettiren ıstılahat-ı fıkıyeyi kötülemek.
Konuşmacı, İslam düşmanlığı tarih, din ve edebiyat üç istikamette yürütüldüğünü söylüyor.
Konuşmacı, kaynak gösterilmeyen iddiaların mantıksız olduğunu, ilk yazanın kaynağı olmadığını ancak onu kaynak göstererek tekrarlayanların da yanlış olduğunu belirtiyor.
1:50:20İslam ve Millet Kavramı: Konuşmacı, İslam'ın bizi birleştirdiğini, Osmanlı ailesinin Türk olmayıp Kürt, Çerkez veya Arap olsaydı bile onu küçültmeyeceğini söylüyor.
İslam nazarında insanlar iki millettir: El-Küfrü Ümmetin Vahide (Küfrü bir millet) ve El-İslamiyye (İslam milleti).
Konuşmacı, İslam'da kardeş olmanın önemini vurgulayarak, Allah'ın herkesi kardeş ilan ettiğini belirtiyor.
1:51:44Mustafa Kemal ve İslam İlişkisi: Konuşmacı, Kemal Paşa'nın derdinin İslam olduğunu, Şark'taki isyanların halkın dindar olmasından kaynaklandığını söylüyor.
Konuşmacı, Mustafa Kemal'in "Menemeni sapanla sürün, gayrimeşkun hale getirin" gibi emirlerini veren bir adamın hatıratını aktarıyor.
Konuşmacı, Mustafa Kemal'in "Milli irade olmadan reisi cumhur seçildi" ifadesini eleştiriyor ve 150 kişinin ittifakıyla seçildiğini, diğerlerinin hapis olduğunu belirtiyor.
1:57:45İslam Terbiyesi ve Sonuç: Konuşmacı, Müslüman muhteris olmanın nefse bağlı olmamak şartıyla makbul olduğunu, Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmanın önemli olduğunu vurguluyor.
İslam terbiye kelimesinin "rab" kökünden geldiğini, rablaştırmak demek olduğunu açıklıyor.
Konuşmacı, Allah'ın milleti Allah'ın ahlakıyla ahlaklandırmasını, Ankara'nın İslam dünyasının liderliği mevkiine yükselmesini ve İslam düşmanlarının kendi başlarına mahkum olmasını diliyor.

İslam Üstadı ile Tarih ve Siyaset Üzerine Sohbet

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir