Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Milli Selamet Genel Dark'unda görev yapmış ve haftalık bir dergi çıkarmış bir konuşmacının İslam, İran ve Alevilik konularında düşüncelerini paylaştığı bir sohbet formatındadır.
- Konuşmacı, İslam'a zarar veren herkesin karşısında olduğunu belirterek başlıyor ve ardından İran'ın Şia mezhebiyle ilişkisini, Safevi tarikatının tarihini ve Şah İsmail'in kökenini detaylı şekilde açıklıyor. Ayrıca İran'ın Alevilik'i benimsediğini, Anadolu'daki Türk devleti ile İran'daki Türk devletinin birleşmesini önlemek için bu mezhebi benimsediğini ve İran'ın "melanet yuvası" olduğunu iddia ediyor.
- Konuşmacı, İran'ın Şii mezhebi, Hz. Ali'yi Allah olarak kabul etmesi ve Hz. Osman, Hz. Ömer, Hz. Ebubekir ve Hz. Aisha'yı kafir olarak görmesi gibi görüşlerini eleştiriyor. Ayrıca İran'ın Şia mezhebinin kalesi olduğunu ve Safevi devletinin kuruluşundan sonra 40 bin Sünni alimin öldürüldüğünü belirtiyor.
- İnanç ve Milliyet Hakkında Görüşler
- Konuşmacı, kendisini İran yanlısı olarak nitelendiren iddialara karşı çıkıyor ve İslam'a zarar veren herkesin karşısındayken, İslam'a faydalı olan herkesin yanındaymış.
- Konuşmacıya göre yeryüzünde iki millet var: inananlar bir millet, inanmayanlar bir millet.
- Allah'ın varlığını kabul etmeyip inkar etmek en büyük adillik, şerefsizlik, akıl hastalığı, ahlaksızlık ve vicdansızlık olarak nitelendiriliyor.
- 01:56Kainat ve İnanç
- Akıllı bir adam, hayata, tabiata, kainata ve kendi bedenine baktığında, bu mükemmel eserin kendi kendine meydana gelemeyeceğini, bunu bir var eden olması gerektiğini aklen bulur.
- Kainat, kudret-i ilahiyenin nakışlarının teşhir edildiği bir sergi alemidir ve bunu görmeyen adam kördür.
- İnanmaktan daha büyük şeref, insanların birbirinden tefrikine medar olmak üzere bundan daha belirleyici vasıf olmadığından iman insanlığı ikiye ayırır: inananlar bir millet, inanmayanlar bir millet.
- 04:46İran ve Şia Tarihi
- Konuşmacı, İran'a düşman olmadığını ancak İslam içinde İran mezhebini ırkçılığına maske yapmış bir millet olarak tanımlıyor.
- Şia'nın doğum yeri Irak'tır, Kufe ve havalisidir; İran'ın Şia ile ilgilenmesi Şah İsmail'i Safevi iledir.
- Safevi tarikatı başlangıçta Sünni bir tarikattır, ancak dedesi Şeyh Cüneyt devlet olma hevesine kapıldı ve ülkesini Osmanlı'ya nakletmek istedi.
- 06:57Safevi Tarikatının Dönüşümü
- Şeyh Cüneyt, Osmanlı'ya gelmek istediğini söyleyince padişah onu durdurdu, bu da Şeyh Cüneyt'i kızdırdı ve Uzun Hasan'ın yanına gitti.
- Uzun Hasan'ın yanında Aleviliği öğrendi ve Osmanlı'ya karşı bu Aleviliği kullanabileceğini düşündü.
- Şeyh Cüneyt, Samsun'a geldi, dört bin müridiyle Trabzon kalesini kuşattı ve Fatih'in Trabzon'a indiği sırada Gürcistan'a geçti.
- 09:50Şah İsmail ve Safevi Devleti
- Haydar, babasının öğrendiği Aleviliği Osmanlılara karşı kullanılabilir olarak öğrendi ve oniki dilimli Alevi takkesini icat etti.
- Şah İsmail, Kara Karakoyunlu devleti İran'da hakimdi ve Osmanlıyla uğraşmaktansa İran'ı ele geçirmek daha makul göründü.
- Şah İsmail, İran'ı ele geçirdi, Safevi devletini kurdu ve İran'ı Şiileştirmek için kırk bin Sünni alim kesti.
- 11:22Anadolu ve İran Arasındaki İlişkiler
- Anadolu, Yunanlılarla İranlılar arasında devamlı bir alma verme hareketindeydi, özellikle milattan önce bu hareket daha büyük ölçüdeydi.
- İranlılar milattan önce Balkanlara kadar fütuhat yapmış, İslam'dan sonra sönmüş ve Sasani İmparatorluğu tarihte kalmıştır.
- İran'ı kamilen Türkler idare etmiş, bu idare 1926 senesine kadar devam etmiş ve en son Acem ırkının hanedanından son hanedan gelmiştir.
- 12:10İran'daki Türk Devleti ve Mezhep Farkları
- Türkler Müslüman oldukça batıya yürüdüklerinde ilk karşılarına çıkan yer İran olmuştur.
- Dini tabirlerin çoğu Acemcedir; abdest Arapçada "budur" demektir ve hiçbir Türk bilmez, namaz ise "salat"tır.
- Anadolu'daki Türk devleti ile İran'daki Türk devletinin birleşmesini önlemek için mezhep parkını yegane çare olarak görmüşler ve taassupla Aleviliğin müdafi olmuşlardır.
- 13:05İran'ın Mezhep Politikası
- İran'da Şia, Acem kavmiyetinin devamı için bir zırhtır ve en şedit Alevi Türkleri yapmıştır.
- İran, hem Orta Asya Türklüğü (Buhara, Semerkant) hem de Anadolu Türklüğünden farklı bir mezhebi varlık sebebi olarak benimsemiştir.
- Gitgide bu taassubunda o kadar ileri gitmiştir ki, menşei Aleviliktir diye Hz. Ali Allah diyerek dinsizleşen Musarileri bile bugün Suriye'de tutmaktadır.
- 14:15İran'ın Siyasi Tutumu
- İran, Esad'ın rakipleri İhvan-ı Müslimin (Ehl-i Sünnet Müslümanları) olmasa, Esad'ı müdafaa etmez.
- İran, "sadece hasmının hasmı dostumdur" mantığıyla Esad'i tutmaktadır.
- İran'da "Ay'ın Ali'yi temsil eder, Mim Muhammed'i temsil eder, Selman-ı Farisi tesbihleri" gibi inançlar vardır ve namaz yoktur.
- 15:34Konuşmacının İran Hakkındaki Görüşleri
- Konuşmacı, Humeyni hareketi varid olduğu zaman savcılardan İran'ı alkışlamayan yoktu ve haftalık dergisi 50 bin adet satardı.
- Konuşmacı, Humeyni'yi desteklemeyen tek Müslüman Türkiye'de kendisi olduğunu ve Erbakan bile uğraştığını belirtmiştir.
- Konuşmacı, İran'ın Hz. Osman'a, Hz. Ömer'e, Hz. Ebubekir'e ve Hz. Aişe'ye kafir dediğini ve Kur'an'ı Hz. Osman'ın değiştirdiğini iddia ettiğini söylemiştir.
- 18:20İran Hakkındaki Son Değerlendirmeler
- Konuşmacı, "İran'da güneş doğsa şemsiyenin altına saklanın, radyasyonludur" diyerek İran'ı "melanet yuvası" olarak tanımlamıştır.
- Bahailik ve bir sürü melune zihniyetin İran'da çıktığını belirtmiştir.
- Konuşmacı, İran'ın durumunu tahrifin birinci cildinde tafsilatlı yazdığını ve emri maruf, nehy-i anil münker vazifesini yerine getirmeye çalıştığını ifade etmiştir.