Buradasın
İslam Felsefesinde Kader ve İnsan Özgürlüğü Üzerine Akademik Ders
youtube.com/watch?v=VczURtUGHk8Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Halit Hoca ve Osman Demir Hoca'nın önderliğinde gerçekleşen, İslam felsefesinde kader ve insan özgürlüğü meselesini ele alan bir akademik ders formatındadır. Ders, öğrencilere Hasan Basri'nin Kaderi Risalesi üzerine hasat dersi olarak sunulmaktadır.
- Video, İslam tarihinde kader tartışmalarını, Cebriye, Kadiriye ve Mutezile gibi felsefi mezheplerin kader kavramına yaklaşımlarını ve insanın özgürlüğü ile mesuliyeti arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Ders boyunca, Kur'an ayetlerinin yorumlanması, tahrif edilmesi, Maturidilerin dört irade teorisi ve farklı fiil tasnifleri gibi konular ele alınmaktadır.
- Konuşmacılar, kader ve insan özgürlüğü arasındaki ilişkiyi, Allah'ın kudreti ve insanın iradesi arasındaki dengeyi tartışarak, bu karmaşık meseleyi farklı felsefi yaklaşımlarla incelemektedir. Ayrıca, Emevi dönemindeki kader fikrinin gelişimi, Hasan-ı Basri'nin görüşleri ve bu metinlerin tarihsel bağlamı da tartışılan konular arasındadır.
- 00:01Hasat Dersi Tanıtımı
- Bu ders, Hasan Basri'nin Kaderi Risalesi'nin hasat (değerlendirme) dersidir.
- Hasat dersinde öğrencilerin konuşması ve tartışması beklenir, bu ders öğrencilerin dersidir.
- Her metin bittikten sonra bir sonraki derste hasat dersi yapılacak ve öğrencilerden metinle ilgili yazı yazmaları istenecektir.
- 01:44Hasat Dersinin Amacı
- Öğretmen, risaleyi tahlil ederek bölümlere ayırarak hangi konuların vurgulanabileceği ve tartışılabilen hususlar hakkında sorular hazırlamıştır.
- İlim bir kuyu, müzakere onun kovasıdır, müzakere edilmeyen bilgi zihne tam anlamıyla yerleşmiş olmaz.
- Hasat dersinde sorular belirlenip müzakere edilecek, metin tekrar hasat edilecek ve bu süreç bir metaforla tahılın ekmek haline getirilmesi gibi düşünülecektir.
- 04:39Kader Risaleleri ve Tarihsel Bağlam
- Hasan Basri'nin vefat tarihi (Hicri 110/Miladi 728-730'lular) birinci asrın sonu olup, bu dönemdeki metinler çok kıymetlidir.
- Hasan Basri'nin Kaderi Risalesi'nin yanı sıra, aynı dönemde Ömer bin Abdülazim'in "Risale-i Firret-i Kaderiyye" ve Hasan bin Muhammed el-Hanefiyye'nin kaderiye karşı cebir fikrini savunan bir risalesi vardır.
- Özcan Taşçı Hoca'nın "İlk Dönem Kader Risaleleri Bağlamında İnsan Özgürlüğü ve Sorumluluğu" adlı çalışması bu konuda bilgilendirici bir kaynaktır.
- 08:08Kader Fikrinin Gelişimi
- İnsan fiilleri şeması sonraki dönemdeki gelişimi gösterir, ancak o dönemde böyle bir şema yoktur.
- Cebir fikri ve kader fikri o dönemde mevcuttur, cebir taraftarları siyasi güçleri de vardır.
- Şam merkezli Emeviler o dönemde cebir fikrini güçlü bir şekilde savunurken, Basra'da Hasan Basri'nin kaderi fikirlerini gündeme taşıması olmuştur.
- 09:24Düşünce Tarihi ve Siyasi İlişkiler
- Düşünce tarihi sadece siyasetten, ekonomiden veya maddi kültürden bağımsız olarak anlaşılabilir gözükmüyor, bu nedenle bu ilişkiler dikkate alınmalıdır.
- Tefviz fikri (havale etmek) hem Kadiriye hem de Mutezile tarafından benimsenmiş olmasına rağmen, nereye havale edildiğine göre farklı anlamlara sahiptir.
- İnsan fiilleri Allah'a havale edildiğinde cebri olurken, insan fiilleri insana havale edildiğinde Kadiri olur.
- 11:55Mutezile ve Farklı Mezhepler
- Mutezile, Kadiriye ve Cebriye'nin fikir mirasına sahip çıkmıştır.
- Mutezile iki mezhepten oluşmaktadır: biri Kadiriye, diğeri Cebriye.
- Selef döneminden sonra Ehl-i Sünnet bir mezhep haline gelmiş ve teşekkül etmiştir.
- 12:55Kader Tartışmalarının Önemi
- İlk tartışmaların kader üzerine olması, antropolojik, psikolojik, çevresel, siyasi ve kültürel faktörlerden etkilenmiştir.
- Kader konusu hem bireyin kendi fiillerini benimsemesi hem de toplumsal meşruiyet kaynağı olarak görülmesi açısından önemlidir.
- Kader tartışmaları hem bireyin kendi varlığını benimsemesi hem de toplumun kendi varlığını ve inşasını tamamlanması açısından önemli konulardır.
- 14:23Kişisel Varoluş ve Sorumluluk
- Kişi kendi varlığını benimserken, kendi fiillerinin sorumluluğunu alacak mı yoksa başka bir mekanizmaya mı devredecektir.
- Kişinin bulunduğu sosyolojik ortam (köy, şehir veya geçiş dönem) kader görüşünü etkilemektedir.
- Kader, kişinin varoluşsal olarak kendi konumunu belirlemesi ve özgürlük ile sorumluluk arasında bir ilişki kurması anlamına gelir.
- 16:25Kur'an ve Kader Tartışmaları
- Kur'an'daki kudret merkezli dili ve ahlaki altyapısı, kader tartışmalarını şekillendirmiştir.
- Hasan-ı Basri kader tartışmalarını ayetler üzerinden yaparken, hadislere hiç girmemiştir.
- Peygamber Efendimiz zamanında sorumluluk ve özgürlük gibi kavramlar ve tartışmalar yoktu, bu tür varoluşsal tartışmalar daha sonra başlamıştır.
- 18:07Hadislerin Yazılışı ve Kader Tartışması
- Ömer bin Abdülaziz döneminde hadislerin yazıya geçirilmesi ve hadis mecmualarının oluşması önemli bir dönemdi.
- Kader tartışması, hadislerin yazılı olmasıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi.
- Hasan-ı Basri, kader fikrini savunmak için ayetler üzerinden yürüyordu ve bu görüşü siyasi gücü arkasında savunuyordu.
- 20:27Mektupların İçeriği ve Hasandağlıklık
- Kader risalesi iki mektuptan oluşuyor ve Hasan-ı Basri'nin ayrılmışlığı (itiza) tartışması gündeme getiriyor.
- Bazı kişiler mektubun Hasan-ı Basri'ye ait olmadığını iddia ediyor, çünkü metin Mutezile tezlerini savunur görünüyor.
- Halife, Hasan-ı Basri'nin görüşünün marjinal olduğunu belirtiyor ve sahabeden hiçbirinin bu konuyu böyle anladığını bilmediğini söylüyor.
- 23:01Metnin Özgürlük ve Kader Görüşü
- Konuşmacı, metnin Hasan-ı Basri'ye rahatlıkla nispet edilebileceğini ve cebri kaderi görüşünü bir geçiş olarak görüyor.
- İslam toplumunun gelişiminde, peygamberin otoritesi kabul edilmesiyle ilgili problemler ortaya çıkmış ve bunlar geleneğe yaslanarak çözülmüştür.
- Emevi döneminde, halifelerin eylemlerini meşrulaştırmak için cebir fikri kullanıldığı ve bu politik sebeplerle bir itiza hareketinin gerçekleştiği görülüyor.
- 25:01Metnin Tefsir Özellikleri
- Bu metin aynı zamanda bir tefsir metnidir ve tüm İslam ilimlerinin bir tefsir faaliyeti olarak ortaya çıktığı belirtiliyor.
- İslam ilimlerinin hayata karşılık geldiği ve yaşamda karşılaşılan problemleri çözmek için var olduğu vurgulanıyor.
- 25:25Cebriye'ye Eleştiri
- Kelamcılar, fıkıhçılar ve tasavvufcular ayetleri kendi alanlarına göre yorumlarken, Hasan-ı Basri cebriyeye sert eleştirilerde bulunuyor.
- Hasan-ı Basri, cebriyeyi iki tür tahrif olarak nitelendiriyor: Kur'an'ı bütüncül bir metin olarak okumadıkları ve ayetleri bağlamdan koparıp kullanmaları.
- Cebriyeler sadece belli ayetlere odaklanırken, insanın etken ve fail olduğu ayetleri görmezden geliyorlar, böylece Kur'an'dan her şeyi çıkarabilirler.
- 26:44Ehl-i Sünnet ve Mutezile İlişkisi
- Hasan-ı Basri cebriyeden koparken direkt mutezileye bağlanmıyor, çünkü mutezile henüz oluşmamış durumda.
- Ehl-i sünnet sonraki bir oluşum olup, tarih sürekli değiştiği için objektif bir tarih algısı mümkün değil.
- Hasan-ı Basri'nin talebeleri olan Vasil bin Ata ve Amr bin Ubeyd, mutezile mezhebini kuran kişiler olarak görülüyor.
- 29:44Kur'an Ayetleriyle Örgütleme
- Hasan-ı Basri, kendi görüşünün kendi fikri olmadığını, Kur'an ayetlerini örgütlerek ispat etmeye çalışıyor.
- O dönemde Kur'an'ın maneviyatından istifade etmeden, fikri savunmak için sahabenin otoritesinden ve peygamberin otoritesinden yararlanmak gerekiyordu.
- Hasan-ı Basri'nin metni, cebriyeye mani olacak günahların çoğaldığı bir ahlaki sorunun çözümü için yazılmış.
- 31:10İslam Toplumunda Değişimler
- Devletin kurumsallaşması ve imparatorluklaşma, topluma etki ederek farklı kültürlerle etkileşim artırdı.
- Abbasiler döneminde Mültezimler de İslam toplumunun içine girdi ve müşterek bir kültür politikası geliştirildi.
- Bu süreçte farklı yorumlar ve zihinsel faaliyetler ortaya atıldı, bunlar metnin yazılma sebebi olarak önemlidir.
- 34:50İslam'da Özgürlük Kavramı
- İslam'da özgürlük kavramı fıkıh bir kavramdır ve "hür" kavramı kölelikle karşıtlık içinde kullanılır.
- Özgürlük kavramı modern anlayışla değil, Kur'an ve hadis metinlerinin ruhuyla yaklaşılmalıdır.
- Kur'an'da insana en çok nispet edilen kavram "istidat" (güç getirmek) olup, bu kavram insanın eylemine işaret eden bir kavramdır.
- 35:58Mutezile ve Eş'arilerin İstidat Anlayışı
- Mutezile'ye göre insanda fiilden önce bir istidat vardır ve kul muhtar tercihlerinde özgürdür.
- İlk mutezililer genelde insana "muhtis" (bağımlı) derlerken, sonraki mutezililer daha ılımlı bir yaklaşım benimsemiştir.
- Eş'arilerin kanadı, insanda kudretin var olduğunu ancak bu kudretin "araz" (sürekli yaratılan) olduğunu savunmuştur.
- 38:34Fail Sorunu ve İrade Kavramı
- Bu tartışmaların temel sorusu "fail kimdir?" yani eylemi kim yapar sorusudur.
- Allah'ın sürekli yaratması durumunda, insanın eylemi ve sorumluluğu belirginleşmez, insan etkinliği buharlaşır.
- İmam Maturidi, irade kavramını ortaya atarak "irade-i cüz'iye" (insan iradesi) ve "irade-i külliye" (Allah'ın iradesi) ayrımı yaparak bu problemi çözmeye çalışmıştır.
- 40:53Cebriye ve Mesuliyet
- Cebriye'de fail belirginleşmez, ancak cebriler insanı yok saymazlar çünkü Allah'ın eylemlerini insan üzerinde gerçekleştirdiği için insan sorumludur.
- Dini düşünce içinde tam özgürlük savunulamaz, ancak mesuliyetten vazgeçilemez.
- Bu kavramlaştırmalar yapılmazsa, cennet, cehennem, din ve insanın bağlı olduğu Tanrı tasavvuru yok olur.
- 42:27İstitrari ve İztrari Fiiller
- İnsan fiilleri tasnif edilir: teklifi fiiller (ahlaki, değer yüklü fiiller) ve iztrari fiiller (zorunlu fiiller).
- İztrari fiiller, insanın fizik yasalar ve psikolojik yasalara tabi olduğu eylemlerdir.
- İnsan tabiatın bir parçası olarak doğanla uyumlu yaşamak zorundadır ve bu da kaderin bir parçasıdır.
- 45:23Kader ve Tevekkül
- Rıza kadere göstermek başta değil, sonda olacak bir şeydir; tevekkül neticeyi garanti etmez çünkü kaderi oluşturan zorunlu ve iradi şartları dikkate alarak yapılan neticeyi garanti etmez.
- Taftazani'nin kesit teorisine göre kul eylemlerin detaylarını bilmez ve neticeyi garanti edemez, ancak neticeyi göremememiz bizi bazı bilgimiz doğrultusunda belli ilkeler ve kurallar da olsa davranmaktan uzak tutmamalıdır.
- Hasan-ı Basri'ye göre insan dünyevi işlerinde muhtar ve eylem kapasitesi olduğunu biliyor, ancak uhrevi konular gelince sorumluluğu Allah'a atıyor ve kendinden kaçıyor.
- 47:27Sorumluluk ve Özgürlük
- Gündelik hayatımızda hep sorumluluğu başkasına atmaya çalışırken, başarıya ulaşmak için aktif olmak ve özne olmak gerekir.
- Bir eylem yapabilmek için bütün şartların tekamül etmesi gerekir; insan çevreni kendine uydurmak yerine, çevrenin eylemi yapması için ideal formlara ulaşmasını bekler.
- Özgürlük kul-tanrı ilişkisi arasında değerlendirilir; insan geçmişine karşı özgür değil, doğduğu çevre, cinsiyet, coğrafya, anne-babası belirleyemiyor.
- 49:35İrade ve Sorumluluk
- İrade (tercih edebilme potansiyeli) insanı diğer varlıklardan ayırt eder ve eylemlerinin hasılını kazanmasını sağlar.
- Sorumluluk duygusu zordur çünkü teklif (tercih) külfetten (meşakkatten) gelir; kadı kadabül cebbar mutezile teorisine göre teklifte bir güçlük olmalı ve kişi sorumlu olduğu konusunda bilgi sahibi olmalı.
- İnsan muhtar görünümlüdür, ortada verilen imkanlar var ve insan bu imkanları doğruyu yanlıştan ayırt etmek için tercih etmek ve ihtiyarınla (iyiyi tercih etmek) istifade ediyor.
- 52:04İyi ve Kötü
- İnsan iyiyi tercih etmek için yaratılmıştır; iyi olmak için engelleri kaldırmak yeterliyken, kötü olmak için ekstradan bir şey yapılması gerekir.
- Allah "Hayatta zorluğu değil kolaylığı istiyor" demiştir; zor olanı inkar etmek (kötülük yapmak), kolay olanı (iyi olmak) fıtraten kolaydır.
- Allah insan nefsinde iyi ve kötüyü ayırt etme yetkisi vermiştir; Necm suresinde geçen ayetlerde nefse ve onu düzenleyene yemin edilerek, nefse ilham (fıtrunun da takvasını) verildiği belirtilmiştir.
- 55:51Kaderiyenin Fikirleri
- Kaderiyenin cebriye karşı çıkmasının sebeplerinden biri ahlak problemidir; fiilleri Allah'a nispet edersek insan etkinliği ortadan kalkacak ve ahlaki kriz yaşanacak.
- O dönemde hırsızı yakaladıklarında "Ben de Allah bunu benden istediği için yaptım" diyen kişiye "Allah'ın izniyle sana dayak atacağız" denilmiştir.
- Kaderiyenin ikinci problemi kötülük problemidir; bütün eylemleri Allah'a nispet edersek kötülüğü de Allah'a nispet etmek zorunda kalırız.
- 56:49İyilik ve Kötülük İlişkisi
- İyilik kendinde iyi ve menfaate dayalı olarak tanımlanırken, kötülük problem olarak görülüyor.
- Eylem teorisinde kötülüğün Allah'a nispet edilmesi sorun yaratıyor çünkü bu durum insanın sorumluluğundan kaçmasını sağlıyor.
- Hasan-ı Basri, peygamberlerin hatayı kendilerine nispet etmelerini örnek vererek bu görüşünü destekliyor.
- 57:48Peygamberlerin Sorumluluk Algısı
- Hz. Adem "İsyan ettim" diyerek hatasını kendine nispet etmiş, Hz. Musa ise "Beni ziyana uğrattım" diyerek Allah'a değil kendi nefsinde sorumluluk kabul etmiş.
- Bu görüş, peygamberlerin otoritesiyle destekleniyor ve teorik argüman olarak kullanılıyor.
- Ehl-i Sünnet'in ismet teorisinde peygamberlerin hatası, peygamber olmadan önce olduğu gibi açıklamalarla izah ediliyor.
- 59:41İnsan Fiilleri ve Kader
- İnsan fiilleri konusunda mutlak kader ve insanın iradesi arasında ayrım yapılıyor.
- İnsan fiilleri konusunda istirari fiiller, ihtiyari fiiller, mütevellid fiiller, mübaşir fiiller gibi çeşitli tasnifler yapılarak insanın sorumluluğu belirlenmeye çalışılıyor.
- Bu ayrıştırmalar, insanın iradesine alan açmak ve ahlaka ve sorumluluğa yol açmak için yapılmıştır.
- 1:01:41Cebriye ve Kadere Bakış Açısı
- Konuşmacılar, Hasan-ı Basri'nin görüşünü destekleyip desteklemediklerini sorguluyor.
- Cebriye (kaderin insanı zorunlu olarak belirlediği görüş) makul görülmediği, özgürlüğün olduğu yerde cebriye olamayacağı belirtiliyor.
- Cebriye görüşüne göre insan sorumlusu olamaz ve ödül-ceza sisteminin mantığı bozulur.
- 1:04:06İnsan Eşitliği ve Mükelleflik
- İnsanlar arasında eşitliği sağlayan şey, çevresel şartlardan bağımsız olarak her insanda bulunan akıl bali ve mükellef olma durumudur.
- İslamiyet'te mükellef olmak için her insanda doğuştan aynı şeylerin olması gerekir, çevresel şartları bir tarafa bırakın.
- İslamiyet'te eşitsizlik gibi görünen durumlar, farklı toplumsal ve kültürel etkenlerden kaynaklanmaktadır.
- 1:05:32İnsanın Doğası ve Allah'ın Hatırlatması
- İnsanın doğası ve Allah'ın hatırlatması, herkesin hayatının bir döneminde Allah'ı hatırlama evresine gelmesine neden olur.
- Allah herkese kendisini hatırlatır, ancak sonra seçmek ve seçmemek o insanın kibrine bağlı bir şeydir.
- İnsan doğuşta tabula rasa (bomboş) olarak gelir, sonrasında yaşadığı deneyimler ve çevresel etkenler onu şekillendirir.
- 1:08:45Allah'ın İnsanla İlişkisi
- Tanrı yarattı ve bıraktı, hareket etti ve bıraktı, ancak bırakmadı, doğrudan hepimizi sorgudan hatırlatıyor.
- Allah emir verip emirleri bıraktı, yarattı, emretti, nehyetti ve bıraktı.
- İnsanlar mükellef (sorumlu) olarak yaratılmıştır, ancak fiilin tamamen Allah'a ait olması Allah'ın adil olmasıyla çelişir.
- 1:12:09Metnin İçeriği ve Anlamı
- Metin sistematik bir kelam eseri değil, birçok farklı konuyu ele alır: insan, değer problemi, tabiat, ahlak, hidayet-dalalet meselesi.
- Metinde kudret, tahrif konusu, insan doğası, peygamber tasavvuru ve ilahi adalet gibi konular işlenmektedir.
- Metnin politik anlamları da vardır; Emevi dönemi iktidarı eleştirilirken, iktidarla iyi geçinmeye çalışan bir alim yaklaşımı da görülür.
- 1:14:41Cebriye ve Mesuliyet İlişkisi
- Modern dönemde Freud'la birlikte insanın çocukluğundan itibaren tanrıdan bağımsız bir şekilde belirlendiği teorisi yaygınlaşmıştır.
- Cebriye (kaderin belirlenmişliği) makul bir teori olmasına rağmen, insanın mesuliyeti de kabul edilmelidir.
- Cebriye ve mesuliyet arasında bir ilişki kurmak zordur, çünkü her iki kavram da farklı teoriler içinde çözülmeye çalışılır.
- 1:16:52Kur'an'daki Çelişkiler ve Çözüm Önerileri
- Kur'an'daki bazı ayetler arasında çelişkiler görülebilir, bu çelişkileri çözmek için farklı yaklaşımlar benimsenir.
- Bazıları Kur'an'ın bütününün bir aklı olduğunu savunurken, diğerleri belirli ilkeyle tutarlı kalarak konuyu açıklamanın daha doğru olduğunu düşünür.
- Maturidiler, Allah'ın dört çeşit iradesi olduğunu dile getirerek çelişkileri çözmüşlerdir.
- 1:18:49Allah'ın İradesi ve İnsanın Rolü
- Allah'ın iradesi, muradı ve isteri farklı kavramlardır; örneğin Hz. Ebubekir'in Müslüman olması Allah'ın iradesiyle gerçekleşirken, Ebu Cehil'in Müslüman olması Allah'ın muradı olsa da izin verilmez.
- Cebriye teorisinde Allah, eylem sürecimizdeki her alanı belirlemiş ve çerçevelemiştir.
- İnsanın karakteri, genetik özellikler, aile değerleri ve çevresel faktörlerle şekillenir.
- 1:20:40Cebriye ve Mesuliyet Arasındaki İlişki
- Cebriye ve mesuliyet arasında bir arayla izah etmeye çalışılır, ancak bu arayı bulmak zordur.
- Cebriye savunulurken, insanın fiilinden daha büyük şeyleri de savunması gerekiyor.
- Tutarlı bir cebriye teorisi için uç bir noktaya gitmek zorunludur, örneğin Allah'ın kudretini merkeze alıp kötülük diye bir şeyin olmadığını savunmak.
- 1:22:44Kur'an'ın Çelişkileri ve Çözüm Yolları
- Kur'an'ın bazı ayetleri arasında çelişkiler görülebilir, bu çelişkileri çözmek için farklı yaklaşımlar benimsenir.
- Külli irade (Allah'ın iradesi) ve cüzzi irade (insanın iradesi) kavramları arasındaki ilişki önemlidir.
- Cebriye ve mesuliyet arasında bir ayrım yapmak zordur, çünkü kader beyaz kağıt üzerine sütle yazılmış gibi ayırt edilemez.
- 1:25:22Cebriye ve Ahlaki Sorumluluk
- Cebriye teorisinde ahlaki sorumluluk nasıl yer alır?
- İnsanın piyon gibi olduğunu kabullenmek, sorumluluk demektir.
- Cebriye ve mesuliyet arasında bir ayrım yapmak zor olsa da, hayatın içinde ikisi de var olabilir.
- 1:27:36İrade ve Cebir Tartışması
- Konuşmacı, kendisinin de yüceci olduğunu ve her şeyin kendisine yaptırıldığını, gücü kendisinde olmadığını ancak kendisine verildiğini ifade ediyor.
- Mutezile'ye göre her şey Allah'ın yaptırmasıdır ve insanın kendi iradesi yoktur, ancak aile ortamından itibaren iman ve vicdan devreye girer.
- İmancın imtihan sırrını ortadan kaldıracağı ve insanın özgür görünmeye ve hissetmeye ihtiyacı olduğu belirtiliyor.
- 1:29:00Özgürlük ve İrade İlişkisi
- İnsan bazen özgür olmadığının farkında olmak için rahatlamak ister, özellikle bizi aşan konularda.
- Özgürlük ve cebir arasında bir döngü vardır ve insan bunun farkındadır.
- Fıtrattan kaçmak ve sadece bir teori üzerine kurmak problem yaratırken, iki teorinin sürekli değişen ve dönüşen yapılar olarak görülmesi daha iyi olabilir.