Buradasın
İslam Felsefesi Dersi: Mutezile ve Ehl-i Sünnet Arasındaki Teolojik Tartışmalar
youtube.com/watch?v=rRxBQfVHkcYYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir akademik ders formatında olup, bir hocanın öğrencilere İslam felsefesindeki Mutezile ve Ehl-i Sünnet akımları arasındaki teolojik tartışmaları anlattığı bir derstir. Dersin başında Hamdi Hoca ile birlikte, daha önce Hayrettin Hoca ve Murat Hoca ile dersler yapıldığı belirtilmektedir.
- Ders, acılar ve hükümleri, teodise bahsi, Allah-kul ilişkisi, iyilik-kötülük kavramları ve ilahi adalet gibi temel felsefi meseleleri ele almaktadır. Özellikle Mutezile'nin "Allah'ın en iyisini (aslah) yaratması" prensibi, Cüveyni'nin bu prensibe yönelik eleştirileri ve Ehl-i Sünnet'in bu tartışmalara yaklaşımı detaylı şekilde incelenmektedir.
- Ders boyunca, Mutezile'nin "mutezile" prensibi, karşılıksız elem meselesi, teklifin meşakkatli olma konusu, Allah'ın sıfatları ve insan iradesi gibi konular pratik örneklerle açıklanmaktadır. Ayrıca İbrahim Hakkı Erzurumlu'nun değirmenci hikayesi, "Üç kardeş örneği" gibi somut örneklerle felsefi tartışmalar somutlaştırılmaktadır.
- 00:01İrsat Dersinin Beşinci Bloğu
- İrsat dersinin beşinci bloğuna giriş yapılıyor ve daha önce Hayrettin Hoca, Murat Hoca ve ders veren hocanın derslerinin yapıldığı belirtiliyor.
- Ders sırasında mail iletişimi konusunda sorunlar yaşandığı ve bazı mailin ulaşmadığı belirtiliyor.
- 02:26Acılar ve Hükümleri Hakkında Bölüm
- Acılar ve hükümleri hakkında bir bölüme gelindi ve iki öncülünün açıklaması yapıldığı hatırlatılıyor.
- İki öncülden çıkan üç meseleden birincisi elem bahsi olarak tanımlanıyor.
- Mutlak adaletten bahsederken ve kötülüğü sadece kul ilişkilendirecekse, karşılıksız acılar denen bir olgu var mıdır, yok mudur sorusu temel soruların biridir.
- 04:31Karşılıksız Elem Bahsi
- Bahsin en önemli problemlerinden biri herhangi bir karşılık olmadan elem verilebilir mi sorusudur.
- Bu bahs, tarihsel bir tartışma değil, şu anda içinde yaşadığımız dünya ile ilgili bir açıklama sunmaktadır.
- Dini düşünce bu tartışma için tarihsel değil, şu anda yaşanan olaylarla ilgili bir açıklama hedeflemektedir.
- 07:23Mutezile ve Ehl-i Sünnet'in Görüşleri
- Mutezile teorisini doğurmak için karşılıksız elemin olmadığını ortaya koymak gerekmektedir.
- Eş'ari'nin teorisine göre karşılıksız elem olabilmesi gerekir, ancak fiilen olması gerekmez.
- Mutezile teorisiyle ilgili aklen bir çirkinlik bulunup bulunamayacağı değerlendirilmektedir.
- 10:40Farklı Zümrelerin Görüşleri
- Konuşma, Cüveyni putperestler, Bekriyye, Mutezile ve tenasühfçüler gibi farklı zümrelerin görüşlerini ele alıyor.
- Hüsün-kubuh bahsi, Allah'ın alemle ilişkisinin alt başlıklarına sirayet etme özelliğine sahip bir bahis olarak tanımlanıyor.
- Bu bahsin tenasüh meselesine kadar sirayet edebilme özelliği vurgulanıyor.
- 11:53Mutezile'nin Temel Prensibi
- Mutezile'ye göre, herhangi bir gaye olmaksızın kulun menfaatine olan bir fiil düşünülemez, çünkü bu maksatsız ve anlamsız bir iş yapmak demektir.
- Aklen çirkin (kötü) olan bu fiil Allah'tan olumsuzlanması gerekir.
- Mutezile'ye göre Allah bir kimseye başlangıçta herhangi bir kusuru olmaksızın acı verebilir, ancak bunu vermesi halinde ona karşılık vermesi gerekir.
- 13:37Tenasüllerin Görüşü
- Tenasüller, İslam inancındaki ahiretin inkarına kadar gidebilecek geniş bir grupdır.
- Tenasüller'e göre, herhangi bir hak etme olmaksızın karşılık vermek yakıştıramadığımızla ilgili sıkıntılı durumlar kulun fiillerle ilişkili hale gelecek ve hayatla ilgili süreklilik tamamıyla kulun dünyada yaptığı şeylerle açıklanabilir hale gelecektir.
- Tenasüller'e göre bir kimse iyi bir fiil yaptığında mutlaka karşılığını görecek, kötü bir fiil yaptığında mutlaka karşılığını görecek ve bu döngü mutlak bir arınmaya ulaşmadığı sürece devam edecektir.
- 15:35Tenasüllerin Sonuçları
- Tenasüllerin en önemli sonucu, kötü adını verdiğimiz fiillerin Allah'ın nispeti değil, doğrudan Tanrı ile ilişkisinin kesilmesidir.
- Mutezile bu fiillerin Tanrı ile ilişkisini kurmak istemediği için, insan iradesi ile ilişkisini kurduğu için efsaneviye (putperestler) grubuna giriyor.
- Ehl-i Sünnet açısından, karşılıksız elemin imkanı açık olabilir, ancak Allah'ın alemin muamelesi olgusu olarak incelendiğinde böyle bir şey yoktur çünkü Allah mutlaka kula lütuf sahibidir.
- 18:12Bekleyenin Görüşü
- Bekleyenin (Hüsün ve Kubu'nun) görüşü, kötü addettiğimiz fiillerle Tanrı arasındaki irtibatı öylesine koparıyor ki, çocukların ve hayvanların acı duymadığını ileri sürüyor.
- Bu görüş, çocukların hastalanması ve zulüm görmesi gibi durumları açıklamakta zorlanıyor.
- Cüveyni bu görüşü zorunlu bilgiye aykırı olarak reddediyor ve bunun sinir sistemi ile ilgili bilgi eksikliğine dayandığını belirtiyor.
- 22:48Mutezilerin ve Cüveyni'nin Felsefi Yaklaşımları
- Mutezilerin temel önermesi, Allah'ın sadece hak edilmiş bir durumdan sonra azap ettiğini ve menfaat kazanmak için acı vermenin caiz olmadığını iddia etmektedir.
- Cüveyni, Mutezilerin teorisinin Allah-alem ilişkisinde zorunlulukla açıklanması gereken bazı olguları yeterince açıklamadığını eleştirir.
- Cüveyni'ye göre, dünyaya gelmek ve mükellef olmak bir meşakkattır; bu imtihanın kendisi zorunlu bir sıkıntı içerir.
- 25:09Cüveyni'nin Acı ve Kötülük Anlayışı
- Cüveyni, Allah'ın her şeyi kulun menfaati için yaptığını ve kulun sıkıntıyı kendisinin celbettiğini savunur.
- Mutezilerin kudret fikri, tabiat kavramına benzer; insanın kudretiyle ilişkilendirilen fiiller doğanın gereğini yerine getirmek gibidir.
- Filozoflar, varlıkta hiyerarşik bir yapı olduğunu ve bu yapıyı Tanrı'nın iradesi yerine maddenin gereği olarak açıklarlar.
- 27:15Filozofların Kötülük Anlayışı
- Filozoflara göre kötülük, varlıktaki hiyerarşik yapıdan ve nesnelerin doğasından kaynaklanır.
- Kötülük, var olmanın zorunlu bir neticesi olarak ortaya çıkar; örneğin, madde sahibi olmak belli özelliklere sahip olmak ve bu özelliklerin gereğini yerine getirmek zorundadır.
- Filozoflara göre Tanrı kötüyü bilmez ve imkansızları bilgi konusu değildir; kötülükler yokluklar olarak görülür ve Tanrı'nın bilgisine konu olmaz.
- 32:53Tenasül Teorisi ve Eleştirileri
- Tenasül savunucuları arasında teklifin başlaması konusunda farklı görüşler vardır; bazılarına göre Allah ruhları sorumlu tutarken, bazılarına göre Allah ruhların iradesine bırakmıştır.
- Tenasül teorisinin aşırıları haşir ve ahireti inkar etmişlerdir.
- Cüveyni'nin teklif konusundaki en önemli eleştirisi, teklifin meşakkatli olmasıdır; nübüvveti reddedenlerin de bu delili kullanmışlardır.
- 35:41Mutezile'nin Acılar Teorisi
- Mutezileye göre acı iki nedenden dolayı olabilir: önceki bir hak etmeden dolayı veya daha iyisinin elde edilmesi ve zararının def edilmesinden dolayı.
- Mutezile, önceki bir hak etmeden dolayı acı verildiğinde acıdan sonra karşılık verilmediğini, hak etmeden dolayı acı verildiğinde ise karşılık verildiğini iddia etmektedir.
- Cüveyni'nin en önemli eleştirisi, "salt karşılık, elemi zulüm olmaktan çıkarmaz" cümlesidir; fiillerin birbirinden bağımsız olduğu ve karşılık verilmesinin acıyı kötülükten çıkarmadığıdır.
- 39:54Acılar ve Tanrı İlişkisi
- Mutezile düşünürler, acı vermenin önceki bir hakediş veya sonradan verilecek karşılığa bağlı olduğunu söyleyerek bunun akli anlamda çirkin olmadığını iddia etmiştir.
- Cüveyni, mutezilenin ilkenin yanlış olduğunu kanaatinde olup, aklen bunun çirkin olmamasının iddia edilemeyeceğini söylüyor.
- Metinde muhtemelen Arapça metinde de kilit cümle "salt karşılık, elemi zulüm olmaktan çıkarmaz" olup, bu cümleyi merkeze alarak teorik tartışma yapılabilir.
- 44:01İyilik ve Kötülük Kategorizasyonu
- İyilik ve kötülük kategorik olarak ayırdığımızda, kötülükler fiillerle ilişkilendirilirken, Mutezileye göre bazı durumlar kötülük tanımına girer.
- Zulmetme gibi fiiller tek taraflı değil, failin nesnesi konumundaki kişiler masum olabilir ve bu durumda kişinin kendi iradesine muhalif olarak yaşadığı acılar nasıl izah edilecek sorusu ortaya çıkar.
- Mutezile, bu durumları iyilik ve kötülük kategorisinin dışına çıkarır, tümdengelimsel olarak kişinin ya önceki bir hak ettiğinin karşılığı olduğunu yahut sonradan ona karşılık vereceğini düşünür.
- 46:43Dindarlık ve İtimat
- Dindarlık Tanrı'ya güven ve itimat ile Tanrı'dan korku arasında gidip gelir.
- Dindarlığın iki boyutu vardır: biri Tanrı'ya güven ve itimat (reca), diğeri Tanrı'dan korku (beynul havf).
- Ehl-i Sünnet, kişinin hakkındaki yazgın kaderin galip gelip de ömrünün sonunda bir hata yaparak cehenneme gitmesini yadırgamaz.
- 48:47İrade ve Kader İlişkisi
- İyilik ve kötülüğün akliliği tartışması aynı zamanda kaderle irade arasındaki bir tartışmadır.
- Ehl-i Sünnet, kaderin, ezeli tercihin, Allah'ın ezeli tercihinin kulun hayatında etkili olduğunu düşünür.
- Mutezile, bu durumları tamamen kendi tercihleriyle açıklar.
- 51:24Salah ve Islah Meselesi
- Prensip olarak kul için en iyinin Allah tarafından yaratılması ve halk edilmesi gerekir.
- Basra ekolüne göre, kulların dinleri ve dünyaları hakkında en iyi yapmak Allah'a vaciptir.
- Mutezile, Allah'ın kulun iyiliği hakkında takdir ettiğini en uzağa halk etmesi gerektiğini, yaratmayı başlatmak hikmeti gereği Allah'a vacip olduğunu iddia eder.
- 54:52Mutezile Felsefesinin Temel İlkesi
- Mutezile felsefesine göre insanın elde ettiği her şey onun için en iyi olanıdır.
- Bu ilke, mevcut durumun sadece meşru değil aynı zamanda insan için zorunlu olduğunu gösterir.
- Mutezilerin görüşüne göre, mümkün durumlar içerisinde en iyi olan durum şu anda içinde bulunduğumuz durumdur ve bu Tanrı'nın en mükemmeli bilmesinden çıkar.
- 56:37Mutezile Felsefesinin Tanrı Anlayışı
- Muteziler, kulun yapacağı her şeye karşılık vermekle mükellef olan, mutlak kudretini kulun lehine sınırlayan bir Tanrı tasavvuruyla karşılaşıyoruz.
- Bu anlayışta Tanrı, kulun yaptığı her şeye bir tür karşılık ilişkisi olarak tasvir edilir.
- Mutezilerin en iddialı olduğu alan tadil ve tecvi bahisleri (kader bahisleri) ile ilahi adalet konusudur.
- 58:02Mutezilerin Tanrı'ya Güveni
- Muteziler, Tanrı'nın söylediklerini ciddiye almak durumunda olduklarını düşünürler.
- Onlara göre Tanrı güvenilmez bir varlık olamaz, aksi takdirde peygamberlik anlamsızlaşır.
- Muteziler, peygambere vadettiği şeyin doğru olup olmadığına emin olamayacaklarını ve dinin doğruluğunu temin edemeyeceklerini iddia ederler.
- 59:32Kelam'da Adalet ve Salah Hassas Sorunu
- Kelamcılar adalet ve salah hassas sorununu niçin tartışırlar?
- Tartışma olgusal olarak takip edilebilir ancak genel ilkelerin spekülatif olduğu anlaşılır.
- Eşari tavrı, mutezileye göre daha olgusal olup, Tanrı'nın alemi muamelesindeki çeşitliliklerin mutezilerin belirlediği tümdengelimsel ilkelere göre açıklanamayacağını düşünür.
- 1:02:32Mutezile Felsefesinin Spekülatif Karakteri
- Kulun içinde bulunduğu şartların kendisi için en iyi olduğunu düşünmek olgusal olarak değil, spekülatif olarak mümkün olan bir iddiadır.
- Muteziler, Tanrı'nın sıfatlarından hareketle (Tanrı adildir, Tanrı'ya kötülük yakışmaz) spekülatif olarak kötülükleri Tanrı'dan uzaklaştırır.
- Muteziler, kötülüğün kulun kendi tercihiyle ortaya çıktığını, iyiliklerin ise Allah'ın mutlak iyiliğinden geldiğini iddia ederler.
- 1:05:05Kur'an'da Allah'ın Sınırları
- Kur'an'da Allah'ın mutlak bir tasvirde olduğu durumlarda "saptırır, hidayete erdirir" gibi ifadeler kullanılır, ancak Allah'ın kötülükleri emretmesi gibi bir ayet bulunmaz.
- Kur'an, kötülükleri Allah'a nispet eden durumları kabul etmez, ancak bütün olarak Allah'a bağlılığımızı teslim eder.
- Mutezile'ye göre Allah "sizi ve yapmaklığınızı yaratmıştır" diyerek, insanın fiillerine kaynaklık eden kudreti yarattığını ifade eder.
- 1:06:22Mutezile'ye Göre Tevhid ve Adalet
- Mutezile'ye göre adalet, insanın fiillerini Allah'a nispet etmemesini gerektirir.
- Tevhid, varlıktaki her şeyin doğrudan ya da dolaylı Allah'tan kaynaklanmasını ifade eder, ancak dolaylılık insanın ahlaki değerlerini Allah'a değil insana atfetmeye imkan verir.
- Mutezile'ye göre Allah, bir kul yaratıldığında onu başıboş bırakmaz, düşündürmeli ve doğruya ulaşmasına imkan vermeli, hikmeti gereği ona lütuf vermeli ve en iyi şartları yaratmalıdır.
- 1:08:19Cüveyni'nin Eleştirileri
- Cüveyni, Mutezile'ye göre Allah'ın "tahsil ve takvin" akli olduğunu kabul etmekle birlikte, bu prensipleri kabul etmek zorunda olup olmadığını sorgular.
- Cüveyni, şahide (insan) ve gaybe (Allah) kıyas yaparak, kulun asla yapmasını zorunlu görmeyip Allah'ın asla yapması zorunlu olduğunu eleştirir.
- Mutezile'ye göre kulun en iyi yapması zorunlu değildir, çünkü kul meşakkat halinde olabilirken Allah için bir meşakkat veya eksiklik söz konusu değildir.
- 1:13:18Sıfatların Kadim ve Kıyam Sıfatları
- Tanrı'nın kadim sıfatları (bilgi, kudret) ile kıyam sıfatları (hayat gibi) ayrıştırılır.
- Düzenli fiiller yapmak bir failin bilgili olduğuna delalet eder, Tanrı'nın da hakim ve ilim sahibi olduğu anlaşılır.
- Tanrı hayat sahibi olmasına rağmen ölümlü olmaz çünkü kadim olan bir şey ölümlü olamaz, hayat sahibinin Tanrı'da nasıl tahakkuk ettiği ilahi öznenin en özel sıfatlarına göre belirlenir.
- 1:15:20Mutezile'nin "En İyi" Prensibine Eleştiriler
- Cüveyni, Mutezile'nin "en iyi" prensibinin eleştirilerinden biri olarak, Allah'ın ilminin (malum) değil, durumun (mukaddes) dikkate alındığını belirtiyor.
- Mutezile'nin "en iyi" prensibinin temel sorunlarından biri, Allah'ın kulunun en iyi yaratması zorunda olmasıdır.
- Ömer örneğinde, Allah'ın Ömer için en iyi şartları hazırladığını ve Ömer'in nefsini oyup başaramayacağını bildiğini göstererek, bu prensibin zorluklarına ışık tutulmaktadır.
- 1:17:43Varlık ve Yokluk Değerlendirmesi
- Mutezile'ye göre, varlık değersel olarak yokluktan üstündür, ancak bu bakış açısı, ebedi cehennem durumunda zorluklar doğurabilir.
- Kelamcılara göre varlık mutlak anlamda yokluktan üstündür, ancak bu iddiaya aklı başında insanlar genellikle itiraz eder.
- Filozoflar ebedi cehennemin değersel üstünlüğünü kabul etmezler çünkü kendi değer sistemlerinde bu tür durumlar söz konusu değildir.
- 1:23:28Cüveyni'nin İkinci Eleştirisi
- Cüveyni'nin ikinci eleştirisinde, Mutezile'nin prensibinin dinden zorunlu olarak bildiğimiz şeyleri anlamsızlaştırması belirtiliyor.
- Eğer Allah'ın cennet ve cehennemi yapması zorunlu ise, kulların Allah'a şükretmesi gereksiz hale gelir.
- Cüveyni, Mutezile'nin prensibinin Allah'ın hazları konusundaki sınırlamalarını sonsuz kıldığını ve "en iyi" ölçüsünün belirsiz olduğunu eleştiriyor.
- 1:25:34Mutezile'nin Asla Prensibi ve Eleştirileri
- Mutezile'nin "asla" prensibi kolay açıklanabilen bir kavram değildir ve teorik olarak ciddi sorunlar doğurur.
- Kelamcılar niceliksel olarak herhangi bir şeyin kuvve halinde sonlu olduğunu kabul etmezler, bu da Allah'ın sonsuz bir lezzetler maduru olduğu düşüncesine yol açar.
- Mutezile, "asla" prensibinin kendi içinde uygulandığında alt kademelere bölündüğünü iddia eder; Allah'ın tahakkuk etmesi kulun iradesiyle, Allah'ın iradesiyle içinde yaşadığı şartları içerir.
- 1:27:36Lezzetler ve Sonsuzluk Eleştirisi
- Lezzetlerin sonsuz olması belirli bir nesne ile ilgili tanrı dışında belli bir nesne ile ilgili lezzetlerin de sonsuz olacağına gerektirmez.
- Bedensel hazlardan bahsedildiğinde, bedenden bağımsız bir insan yoktur; ruh da aklen değil, cismani bir şey olarak görülür.
- Mutezile, Allah'ın fiillerinde ve fazlında ihtiyarı olmadığını savunurken, bu görüşün ihtiyar kavramıyla çeliştiğine dair eleştirilere maruz kalır.
- 1:30:59Cüveyni'nin Eleştirileri ve Mutezile'nin Cevapları
- Cüveyni, Mutezile'nin "asla" prensibinin Allah'ın iradesine aykırı olduğunu ve bu görüşün ümmetin icmamasına muhalefet ettiğini iddia eder.
- Mutezile, dünyadaki "asla" prensibinin Allah'ın maktullarına nispetle denizde katre misali olduğunu savunur.
- Mutezile, Allah'ın lütufunun en son sınırı göstermesinin Allah'a vacip olduğunu ve lütufun salah hastalığa bağlandığını iddia eder.
- 1:34:03Tartışmanın Dindarlık ve Metafizik Boyutları
- Bu tartışma bir dindarlık sorunu olarak değerlendirilmeli mi yoksa bir metafizik sorun olarak mı değerlendirilmelidir?
- Mutezilik teorisiyle düşündüğümüzde, Allah'ın adil olması zorunluluğu ve Allah'ı zorunlu kılmaları ile ilkeler kişinin kulluğunda ne gibi bir sonuca yol açar?
- Eşarilik, Tanrı-kul ilişkisini bir tür pazarlık ilişkisinden kurtarmaya mı çabalıyor? Kur'an'da cennet ve cehennemle ilgili anlatıların olduğu ayetlerde pazarlık ilişkisi nasıl yorumlanacaktır?