Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Sözün Özü" programında bir sunucu ve Ömer Türker hoca, İslam düşünce geleneğindeki insan tanımı ve tasavvuru konusunu ele alıyor. Program, akademik bir sohbet formatında ilerliyor ve farklı konuşmacılar arasında geçiyor.
- Video, "İnsan nedir?" sorusunu merkeze alarak İslam düşünce geleneğindeki insan tasavvurunu incelemektedir. İnsanın farkındalık özelliği, mükelleflik, eksiklik, kulluk ve metafizik bilgiye sahip olması gibi temel özellikleri ele alınırken, modern bilim ve metafizik arasındaki ilişki de tartışılmaktadır. Program, İslam kelamı içindeki farklı ekollerin insan tasavvuru perspektiflerini karşılaştırarak, geleneksel ve modern dünyada insan tasavvurunun nasıl değiştiğini açıklamaktadır.
- Videoda ayrıca insanın ruh teorileri, İslam düşünürlerinin (Mutezile, İbni Sina, Gazali gibi) insan kavramına dair görüşleri ve bu tasavvurun ahlak, siyaset ve toplumsal yaşam üzerindeki etkileri de incelenmektedir. Konuşmacılar, modern bilimin insan idrakini fiziksel dünyaya yönlendirmesiyle metafizik bakış açısının nasıl zayıfladığını ve bunun toplumsal ilişkiler üzerindeki yansımalarını da ele almaktadır.
- 00:38İnsan Tanımları ve Tasavvuru
- Program, pratik bilgelik, usul, ahlak ve siyaset gibi konuların temelini oluşturan insan tanımları ve insan tasavvuru üzerine duracaktır.
- İslam düşünce geleneğindeki farklı okulların insan tasavvurları ile ilgili ortak ve farklı yönleri müzakere edilecektir.
- Ahlak, siyaset, iktisat ve fıkıh gibi pratik bilgeliğin temel önermelerini yönlendiren şey, nasıl bir insan tanımına ve tasavvuruna sahip olduğudur.
- 01:41Dönüşen İnsan Tasavvurları
- Günümüzde ahlaki kategoriler, siyasi perspektifler, iktisadi anlayışlar ve uluslararası teoriler, geleneksel düşünceye nispetle dönüşen insan tasavvurları ile kaim durumdadır.
- Günümüzde "adalet", "iffet", "erdem", "cesaret", "kulluk" ve "iyi yaşam" gibi terimler aynı kalmakla birlikte içerikleri dönüşmüş bir biçimde değerlendirilmektedir.
- Uluslararası ilişkilerden devletlerarası ilişkilere kadar, gündelik yaşamımızda bireylerarası ilişkilere kadar bu dönüşen insan tasavvurlarının etkisi görülmektedir.
- 04:12İnsan Tasavvuru ve Hayat Görüşü
- Bugün İslam düşünce geleneğindeki insan tanımlarını ele alacak ve hayat görüşümüzün ortak nitelikleri bağlamında "insan nedir?" sorusunu sormayı deneyeceğiz.
- İnsan nedir sorusu, varlık nedir ve hakikat nedir sorularıyla irtibatı içerisinde hayatımızdaki anlam arayışlarındaki yerini oluşturur.
- İnsan nedir sorusu önemlidir çünkü verdiğimiz cevaplar hayatımızı nasıl yönlendirir ve tayin eder.
- 05:06İnsanın Farkındalığı ve Varlık Sorusu
- İnsan, algıladığı dünyada kendisine farkında olan, öz bilince sahip yegane varlıktır.
- "İnsan nedir?" sorusu, varlık, hayat ve metafizik sorularımızın temelini oluşturur.
- Metafizik gelenek iki yüzlüdür: bir yüzü Allah'a ilişkin bilgi (marifetullah), diğer yüzü insanın kendisine ilişkin bilgi (marifetün nefsi).
- 06:22Marifetullah ve Marifetün Nefsi
- Allah'a ilişkin bilginin teorisi ilahi zatı ve sıfatları bilmesi, pratiği ise Allah'ın fiillerini bilmesidir.
- İnsanın kendisine ilişkin bilginin teorisi insanın varlık alanını, sırlarını ve bilgi sınırlarını anlamaktır.
- İnsanın kendisine ilişkin bilginin pratiği ahlak olup, insanın varlığına uygun eylemleri belirlemektir.
- 07:34İnsan Nedir Sorusunun Önemi
- "İnsan nedir?" sorusu hem bireysel hem de toplumsal ve siyasi ahlakın temelini oluşturur.
- Bu sorunun cevabı, insanın inançları, metafizik düşüncesi, varlık hakkındaki kanaatleri ve hayat hedefleri üzerinde etkili olur.
- İnsan nedir sorusu fiziksel, sosyolojik, siyasi veya psikolojik bir soru değil, anlam sorusu ve temelde metafizik bir sorudur.
- 09:03İnsan Nedir Sorusunun Cevabı
- Hiçbir fiziksel teori insan ne olduğu sorusuna yeterli bir cevap veremez.
- Değer insan zihninden, farkındalığından türetilebilen bir şeydir.
- İnsan nedir sorusuna cevap verme ehliyetine sahip disiplin, sadece veri sağlayabilir ve tefekkür etmek için elverişli zemin oluşturabilir.
- 10:13Nesnelerle İlişkiler ve Beklentiler
- Nesnelerle ilişkilerimiz ve onlardan beklentilerimiz aracılığıyla şekillenir.
- İnsan çevresiyle ilişkisi, nesnelerin suretleri aracılığıyla muayyen hale gelir ve beklentiler oluşturur.
- İnsan için en korkutucu şey amorf bir varlıktır, çünkü hiçbir surete sahip olmayan şeydir.
- 11:56İnsanın Farkındalığı
- İnsan farkındalık sahibi bir varlık olduğu için özgür iradesiyle gafleti de tercih edebilir.
- İnsanın farkındalığı iki yönlüdür ve insanı robottan veya öğrenme kabiliyeti olan makinadan ayıran şeydir.
- İnsan farkındalığı hayvani farkındalıktan farklıdır, hayvanlar öğrenebilir ve kendilerini geliştirebilirler ancak insani farkındalık farklıdır.
- 13:09İnsanı İnsan Yapan Özellik
- İnsanı insan yapan özellik, öğrenme, zeka, organizma yenilenme, saldırı, beslenme veya üreme gibi özellikleri değil.
- İnsan, bilme ameliyatının iki-üç katmanını değerlendirebilen, kendisine dışarıdan bakma özelliğine sahip olan, bilen, bildiğini bilen ve bildiğini bildiğini bile bile varlık.
- Farkındalık sadece ben idraki değil, aynı zamanda dışa dönük bir özellik olarak da değerlendirilmelidir.
- 14:10Farkındalığın İki Boyutu
- Ben idraki iki boyutlu bir şeydir: biri insanın kendisine dönük, diğeri dışa dönük.
- Farkındalık, sadece kendisini bilen değil, aynı zamanda diğer nesnelerin farkına da varabilen bir özellik.
- Farkındalık çift yönlüdür: bir yönüyle insanın dışa dönük ilgisi, diğer yönüyle insanın kendisine dönük bilgisi gösterir.
- 15:36Farkındalığın Önemi ve Tehlikeleri
- Farkındalığı derinleştirmek gerekir, aksi halde anlaşılmaz.
- Bilinçli bir gaflete açık hale getiren farkındalık, her şeyin bir anlamı bulunduğunu idrak eden insanın kendisinin bir anlamı bulunup bulunmadığı sorusunu gafletle geçiştirmesine neden olabilir.
- İnsan tanımı önemlidir çünkü bize ne bekleniyor sorusunu sormamızı engelleyen bir gaflet yaratabilir.
- 18:15İnsan Tanımı ve Ahlak
- İnsan tanımında esasen benim kemal'im nerede saklı, ben neyi gerçekleştirmek üzere buradayım sorularının cevabı bulunur.
- Tutarlı bir insan tanımı olmadan, birbirimizden ahlaki ve bireysel beklentimiz olmaz, bu da ahlaklık alanını keyfiliğe mahkum edebilir.
- İnsan tasavvuru, insana dair anlam arayışının merkezini oluşturur.
- 19:05İslam Düşüncesinde İnsan Tasavvuru
- İslam düşünce geleneğinde kelam, felsefe, usul, tasavvuf disiplinlerinin kendilerine mahsus insan tanımları vardır.
- Bazıları insanın maddi cihetini, bazıları mücerret-gayr-ı maddi cihetini, bazıları ise ubudiyetini ve Allah ile münasebetini öne çıkaran tanımlar sunar.
- Usul ya da fıkıh cihetinden bakıldığında mükellefiyetin merkezde olduğu tanımlar vardır.
- 19:59İslam Düşüncesinde İnsan Tanımı
- İslam düşünce geleneğindeki farklı disiplinlerin insan tanımlarının ortak noktası, insanın bu dünyada belirli mesuliyetleri veya mükellefiyetleri olan bir varlık olmasıdır.
- İnsan, Allah'ın özel olarak mükellef kıldığı ve bu dünyaya gönderdiği bir varlık olarak görülür.
- İnsan mesuliyet sahibi bir varlıktır, yani sorgulanacak, yükümlü tutulacak ve yükümlülüklerin hesabını verecek bir varlıktır.
- 21:46İnsanın Ahlaklık Doğası
- İnsanın mesuliyetin gereği olarak zorunlu olarak ahlakilikle nitelenen bir varlık olduğu belirtilir.
- İnsan doğuştan ahlaklı değildir, ahlaki davranışın ne olduğunu öğrenmeye ve öğrendiği ahlaki davranışı tahakkuk ettirmeye muhtaçtır.
- İnsan eksik bir varlıktır, eylemleriyle ve bilgisiyle kendisini tamamlaması gereken, bu eksikliğini gidermesi gereken bir varlıktır.
- 26:07İnsanın Eksikliği ve Ubudiyet
- İslam düşünürlerine göre, insan nakıstır çünkü varlıklarını başka bir şeyden (Allah'tan) alır ve varlıklarını sürdürme hususunda da Allah'a sürekli olarak muhtaçtır.
- İnsan zıtları zıt suretlere ve erdemlere, erdemsizliklere kabiliyetli olarak doğar ve bu kabiliyetlerin inkişaf edip bilfiil hale gelebilmesi için ilahi lütfa ve inayete muhtaçtır.
- İnsanın eksikliği, yaratılmış olmasından kaynaklanır ve bu eksiklik insanın özüne bitişik bir şeydir, hiç kimse noksanlıktan kendisini kurtaramaz.
- 28:36İnsanın Metafizik Bilgiye Sahibi Olması
- İnsanın eksikliği dini terminoloji cihetinden onu "kül" yapar ve ubudiyetle nitelenmesine neden olur.
- Ubudiyet esasında mutlaka eksikliği ifade eder ve karanlık, çöl anlamına gelir.
- İnsan tanımlarının üç ortak paydası vardır: İnsan fizik dünyanın dışında bilgisi yani idraki fizik dünyanın dışına taşan, taşmaya elverişli, en azından oradan gelen bilgiyi almaya kabiliyetli varlıktır.
- 29:55İslam Düşüncesinde İnsan Tanımı
- İslam düşüncesi geleneği açısından insanın tanımı, farklı görüşlerin ortak paydası olarak insanın burada sınırlı olması gerektiği belirtiliyor.
- İnsanın özü itibariyle veya idraki itibariyle manevi varlık olduğu iddia ediliyor, en azından idraki itibariyle maddi değil manevi varlık olarak görülüyor.
- Maneviliğin anlamı, fiziksel olanla sınırlı olmayan, fiziksel olmayan bir ilkenin bulunduğunu söylemekle sınırlı olmuyor.
- 30:46Metafizik Bilgi ve İnsan Tanımı
- Bu üç ortak payda, şeyde metafizik bilgide zirveye ulaşır ve metafizik bilgiye kabil olmayı kabul etmek çok köklü bir farkındalık sağlar.
- İnsan tanımına erişebilmek için metafizik bilginin imkan dahilinde olması gerekir, aksi takdirde insan tanımı sadece tasavvur ve vehimden ibaret kalır.
- Metafizik bakımdan insanın bilgiye açık olma kabiliyeti, kendisinin ne olduğunu izah edebilmesi için temel şarttır.
- 33:28Modern Dünyada İnsan Farkındalığı
- Modern dünyada insan farkındalığı "sınırlayalım" demekle sınırlanmıyor veya "maddeden ibaretiz" demekle maddeden ibaret olmuyor.
- İnsan farkındalığının içe dönük ve dışa dönük boyutları vardır.
- Eski metafizikçilerin yerini teorik fizikçiler almıştır.
- 34:00Teorik Fizik ve Metafizik
- Teorik fizikçiler, eskiden metafizikçilerin yaptığı işlevleri üstlenerek, olumsuz teoloji oluşturarak insanın sınırlarını belirleme iddiasında bulunmuşlardır.
- Teorik fizikçiler, alemin sınırlarını, insanın kaynağına ilişkin cümleleri ve varsa tanrı kabul edilecekse reddedilecekse bunları belirleme işini üstlenmişlerdir.
- İnsanlık tarihinde hiç görülmemiş bir despotizma olarak, insan idrakine yönelik baskı yapılarak insanlar öbür tarafa düşüncesini yönetmekten alıkoyma ameliyatı gerçekleştirilmiş olmaktadır.
- 35:40Modernliğin Zulümü
- Modernliğin en büyük başarısı, insanın idrak kabiliyetini sınırlamak olarak değerlendirilmektedir.
- Modern teorilerde "metafizik baskı" terimi kullanılarak insan zihinleri öylesine kısıtlayıcı bir tavra sokulmuştur.
- İslam dünyasının en büyük sorunu iman problemidir ve tarihte peygamberden söz aktardığında etkilenmeme durumu, beyin cerrahından söz aktardığında daha çok etkilenme durumu ilginç bir durumdur.
- 36:55Metafizik ve İdrak
- İslam düşünce geleneğinde de benzer cümleler bulunur; matematikçiler, metafizik sahada vahiy aracılığıyla veya müşahede aracılığıyla bilgi edinme imkanı bırakmaktadır.
- Aydınlanmacı tutum, rasyonalite dışında tüm bilgi sahalarını kapatarak rasyonalite aracıyla özgürleşeceğimizi söyleyen zümreler, asıl tahakkümün kaynağı olmuştur.
- Rasyonaliteyi araçsallaştırmak, gücün aklı aracıyla başkalarını kendi hakikatine ikna etmeye zorlamasına neden olmuştur.
- 39:16İnsan İdrakinin Metafizik Boyutu
- İnsanın imkanları ile ilgili konuda, insanın fizik bilgiyi elde etmeye kabiliyetli olduğu ve bu imkan aracılığıyla ad verme ve verilmiş adları keşfetme imkanına sahip olduğu savunma hususunda zorluklar yaşanmaktadır.
- İnsanın tanımı ile ilgili insanın metafiziği açıklığı, anlam varlığı olduğu hususu altını çizilmektedir.
- Metafizik düşünce tarihte din dünyevi maksatlar için kullanılabilir veya herhangi bir görüş dünyevi maksatlar için kullanılabilir, ancak özünde ne din dünyevidir, ne de metafizik dünyevidir.
- 41:55Metafizik Filozofların Uzlaşı
- Metafizikçi filozoflar, düşünce gelenekleri içerisinde en fazla uzlaşan filozoflardır.
- Metafizik klasik dünyada modern bilimlerin elde ettiği baskı ve hakimiyetini hiçbir zaman elde etmemiştir.
- Modern dönem duyulur olanla iç geldiği için, insan duyularına hitap ettiği ve duyguları yönlendirdiği için insanı manipüle etmeye daha elverişlidir.
- 43:03Farkındalık ve Kulluğun Önemi
- Farkındalık sadece bir imkan değil, bir yük olarak görülür; insanın uğraşması, bilmesi ve hayat boyu uğraşması gereken bir şeydir.
- Dinler sürekli insanı bu dünyadan alıkoyarak öbür dünyaya yöneltmeye çalışırlar.
- İster kelam, ister tasavvuf, ister fıkıh olsun, insanın kul olduğu hususunda hiçbirinin şüphesi yoktur; ibni sina, gazali, ibni arabi, imam eş'ari, pezdevi bu hususta mutabaktırlar.
- 45:04Kulluk ve Ubudiyet Kavramları
- Kulluk, insanın bir kul olarak ele alındığında genelde uzağına düşerken, geleneksel insan tasavvurları bireyin mutlak bir ferdiyet içerisinde ele alınmasına ağırlık verir.
- Ubudiyet esasen kulluk, tezellül (baş eğmek) demektir ve insan kendisini eksiklik içinde hisseder.
- İnsan korktuğu şeyden ve ümit ettiği şeyden baş eğerek tezellül eder, bu korku ve ümit hayatın anlamıyla derin bir biçimde ilişkilidir.
- 46:04Hayatın Temel Soruları
- "Nereden geliyorum, nereye gidiyorum ve burası neresi?" üç endişe verici soru hayatın temelini oluşturur.
- Kur'an-ı Kerim, bu soruları sormamızı ister ve "Ben sizin Rabbinizim, yalnızca bana ibadet edin" diye cevap verir.
- İnsan baştan sona derin bir kaygı ve endişedir, bu kaygıya derman aramak için ilahideye yönelir.
- 47:28Ubudiyet ve İbadetin Anlamı
- Ubudiyet ve ibadet, hayatın temel sorularının nihai cevabını bulmak için asıl ilkeye karşı bir boyun eğiş ve kendi acziyetimizi idrak etmektir.
- Çağdaş insan tasavvurlarına eşlik eden ilerlemeci perspektife göre, dinler ilkel insandan modern Avrupalı insana gelinceye değin sürekli bir olgunlaşma sürecinde mitolojik ve teolojik unsurları ayıklayarak mutlak rasyonelleşmeye ulaştı.
- Bilimsel gelişmeler, yıldırım, kuraklık, çocuk verme gibi fiziksel korkuları izah ederek metafizik anlayışın gerekçesini ortadan kaldırmaya çalışmıştır.
- 48:52Bilim ve Metafizik Arasındaki İlişki
- Yıldırım gibi doğal olayların tanrılar tarafından değil, bulutların çarpışması sonucu oluştuğu bilimsel açıklamalarla anlaşılmıştır.
- Bilim, fiziksel korkuların nedenlerini keşfederek metafiziğe gerek kalmadığını iddia etse de, insanın derin eksiklik ve endişeleriyle ilgili metafizik soruları hala çözmektedir.
- Bilim "nasıl" sorularını cevaplarken, "niçin" sorularını felsefeye terk eder ve epistemoloji insanın idrakini bu sorulara kapatır.
- 51:05Korkular ve Despotizm
- Hakiki despotizm insan aklına kurulan despotizmdir ve bu despotizm soruları kaldıramaz.
- Asli korkular gidince, arazi korkular baskın hale gelir ve hayatımızı yönlendirir; moda sektörü gibi alanlar statü kaybetme korkusunu kullanır.
- Bilgi insan idraki üzerine baskı yaparak, idraki kontrol edilen insanları yönetme imkanı verir.
- 53:42Metafizik ve İnsan İdrakini Yönetme
- İnsanı zenginleştiren yegane şey metafizik yönü açılmadır; bağımsızlaştıran şey maddeye muhtaçlığı azaltıp metafizik yönü güçlendirmektir.
- Bilimsel baskı insanın idraki ortadan kaldırmaz ama idraki yönetmeyi sağlar; metafizik yönünü kapatınca fiziksel dünyaya yönlendirir.
- Duygular ve arzular maddeye karşı ayartıldığında nesnelerine yönelik saldırganlaşırlar, bu da tüketim hırsı gibi durumları ortaya çıkarır.
- 59:24Metafizik ve Objektif Değerler
- Metafizik, insan tasavvuru ile ilgili objektif değerler meselesini gündeme getirir.
- Cesaret, iffet, adalet gibi erdemlerin ve cimriliğin, haz düşkünlüğünün erdemsizlik olduğu objektif değerler alanı vardır.
- Bu objektif değerler alanı, metafizik alanla irtibatlandırıldığında ahlakın kendisinin tümel bir disiplin olma imkanını elde eder.
- 1:00:43Metafizik ve Ahlak Temellendirmesi
- Metafizik kaynaklarla irtibatımızı kesersek, insanın kendisine dair bilgiyi kaybederiz ve objektif değerler alanını temellendirmek mümkün olmaz.
- Mekintay'a göre, 18. yüzyıl sonrası hiçbir modern felsefe ahlak felsefecisi, Kant dahil olmak üzere, ahlakı temellendirememiştir çünkü metafizik anlayışı inkar ederek başlamışlardır.
- Toplumsal ahlakın kontrolü, utanma, pişmanlık ve kınama gibi duygulara dayanır; üstün ve bayağı durumlar vardır ve insanlar bu durumlara erişmek için çaba gösterir.
- 1:03:15Günümüz Toplumsal Düzende Ahlak Değişiklikleri
- Günümüzde utanmak klasik dönemde erdem olarak görülürken, artık zayıflık göstergesi olarak algılanmaktadır.
- Kınama ve pişmanlık duyguları da önemini kaybetmiş, "hiçbirinden pişman değilim" ifadeleri zayıflık göstergesi olarak görülüyor.
- Ortak iyi yaşam idealinin anlamsızlaştığı bir toplumsal düzende yaşıyoruz ve ahlak eğitimi mümkün değil.
- 1:04:31Ahlak Eğitimi ve İslam Ahlakı
- Ahlak derslerinde erdemler (nezaket, vefa, sadakat, iffet, cesaret, cömertlik, hikmet) öğretilmese de, İslam ahlakı açısından bu derslerin eleştirilmesi ahlaksız bir davranıştır.
- Türkiye'de İslam ahlak düşünürlerinin görüşleri (Ragıb el-İsfahani, Gazali, Hasan Basri, Mavardi, İbni Hazm, Fahrettin Razi, Azuddin İçi, Taşköprüzade) ve Kur'an-Hadis'in ahlaka kaynaklık ettiği konuları anlatan hiçbir ders yoktur.
- Eleştirmenin bir ahlakı ve adabı vardır; eleştirdiğimiz konuyu önce anlamalıyız, sonra eleştirebiliriz.
- 1:07:54Ahlakın Temelindeki Sorular
- Nelerin iyi olduğundan öğrenebiliriz ancak "iyi nedir" sorusuna cevap vermek için felsefi bir kavrayışa ihtiyaç vardır.
- İyiliğin temelini inşa edecek bir felsefi kavrayış olmadan, başkaları bize başka şeylerin iyi olduğuna ikna edebilir.
- İslam geleneğindeki insan tasavvuru, ahlak kitaplarında, psikoloji kitaplarında, kelam kitaplarında ve özellikle metafizik kitaplarında görülebilir.
- 1:09:59İslam Geleneğinde İnsan Tasavvuru
- İslam düşünce geleneğinde insan tasavvuru ile ilgili ortak noktalar: insan mükellef ve eksik bir varlıktır, kullukla tanımlanır ve anlam ve hakikat varlığıdır.
- İnsan, kendisinde bulunan suretin keşfi veya ilahi vahiy şeriat aracılığıyla objektif değerler alanına intibak etme kabiliyetine sahiptir.
- İslam kelamında erken dönemde mutezili imamlar tarafından dile getirilen ve Gazali'ye kadarki dönemde hakim olan tavır, manevi bir varlık olarak Allah'ın dışındaki her şeyin cisimsel olduğunu kabul etmiştir.
- 1:12:00İnsan Tasavvuru ve Mutezile Felsefesi
- Bazı Mutezile filozofları (Nazzam gibi) insanı sadece akli değil, latif bir cisim olarak tanımlamışlardır.
- Bu filozoflar, insanın akli varlıkta bulunan tüm özelliklerini bu latif cisme yüklemişlerdir.
- Bu görüş, insanın Allah'tan ayrı bir cevher olarak düşünülmesini mümkün kılacak bir anlayışla meseleyi ele almaktadır.
- 1:13:18Abdulcebbar'ın İnsan Anlayışı
- Abdulcebbar, Mutezile ekolünden Haşme Cübbesi'ne mensuptur ve Mutezile kelamını yeniden gözden geçirmiştir.
- Abdulcebbar'ın görüşüne göre insan, bedenden başka bir şey olamaz; ne manevi bir ruh, ne de latif bir cevher olarak tanımlanabilir.
- İnsan, bedenin parçalarının oluşturduğu bütünlüğün kendisidir ve bu bütünlük parçalarının toplamının ötesinde bir anlam taşır.
- 1:14:39Canlılık ve Bütünlük Anlayışı
- Teoman Duralı'nın "Canlılık Felsefesi" kitabında, canlılığın parçalarının toplamının ötesinde bir şey olduğu belirtilmiştir.
- Modern biyoloji, canlılığın ne olduğunu keşfedemiyor çünkü canlılık parçalara ayrıldığında yeniden birleştirilemez.
- Abdulcebbar'ın anlayışında da insan, parçalarının toplamının ötesinde bir bütünlük olarak düşünülmektedir.
- 1:15:54Mutezile ve Dini İman
- Materyalist perspektiflere karşı, Gazali sonrası perspektiflerde insanın ruhunun gayri maddi olduğu ve bunun kaybedilmesinin imanı etkileyeceği düşünülmüştür.
- Abdulcebbar'ın görüşüne göre din, gayri maddi bir nefs anlayışı üzerine oturmadığından, çağdaş nörobilim ve biyolojideki gelişmeler dini etkilemez.
- Kadaplıca'nın "el-Munis" adlı eseri, insanla ilgili en ayrıntılı ve tartışmalı metinlerden biridir.
- 1:17:34Beden ve Allah Bilgisi
- Abdulcebbar'ın iddiasına göre, insan bedeni Allah'a ilişkin bilgi mümkün kılacak bir terkiptir.
- Bilgiyi mümkün kılan şey, kendine ilişkin ve eşya ilişkin farkındalık, eşyaları tanımlama ve sebepler arasında ilişki kurma çabasıdır.
- Mutezile filozofları, bedenin terkibinin bu bilgiyi mümkün kılacak şekilde elverişli olduğunu savunmaktadır.
- 1:18:35Akıl ve İdrak Konusu
- Eserler akıl ve düşünme melekesinin kalpte olduğunu belirtiyor, "onların kalpleri vardır, onu akledemezler" ifadesiyle destekleniyor.
- İdrak, canlılığı gerektirir ancak belli bir bünyeyi gerektirmez, bu konuda eşariler ısrar etmiş.
- Muteziler ise idrak için bünye şartını koymuş, bu görüş fizikalistceb'de görülen maddeci bir yaklaşıma benziyor.
- 1:19:40İnsan Tanımı Farklı Yaklaşımlar
- Mutezile içinde "latif cisim" görüşü savunulmuş, bu görüşte insanın bir anlam ve beden varlığı olduğu kabul ediliyor.
- İbni Sina, insanın bedene yerleşmeyen bir nefsten ibaret olduğunu ve bedenin bu nefsin aracı olduğunu savunmuş.
- Eserler, gül suyunun güle sirayet ettiği gibi ruhun bedene sirayet ettiği görüşünü benimsemiş, bu da bir tür dualizmi kabul etmeyi gerektiriyor.
- 1:20:51İslam Nasları ve İnsan Tanımı
- İslam nasları ve İslam düşünürleri tarafından mutlaka manevi bir nefsi gerektirecek şekilde yorumlanmamıştır.
- Manevi cevher olduğunu iddia edenler, insanda manevi bir yönü olmadığı takdirde Allah'ı bilemeyeceğimiz iddiasında bulunmuşlardır.
- Kadap Dulceb, manevi cevherin varlığına dair hiçbir delil olmadığını savunmuş, tenasi yolunu kapatamayacaklarını ve insani birliği sağlayamayacaklarını belirtmiş.
- 1:23:46İnsanın Metafizik Boyutu
- İnsan, kendisine başka şeye idrak sahibi bir varlık olup, varlığın kaynağına, kendisinin aslına ve eşyanın hakikatine ilişkin soru sorabilen bir varlıktır.
- İnsanın fiziksel arzu nesnelerine bizi yönelten bünyesi ile birlikte irade, kudret ve ilim kabiliyetleri vardır.
- İnsanın bir bedeni varken, bu bedende gerçekleşen idrak veya anlam da vardır; bu anlam cihetine istinad edildiğinde erdemi, terk edildiğinde ise arzuya ve revaya düşülmektedir.
- 1:25:28Geleneksel Dünyada İnsan
- Geleneksel dünyanın insanı, ruh ve beden gerilimi içinde varlık kazanır; her davranışımız ve nefes alıp verdiğimiz esnada anlama doğru gidiş ve ondan uzaklaşma ile yüz yüzdeyiz.
- Geleneksel dünyanın insanının ana gerilimi ruh ve beden gerilimidir, yani üstün olanla bayağı olan arasındaki gidiş geliş gerilimidir.
- 1:26:40Modern Dünyada İnsan
- Modern dünyanın insanı, kendi kendi nefsinden bağımsız, şeriata veya kendindeki anlama bağlı olsun, bir erdemler alanı tahayyül etmesi etme imkanından mahrum hale gelmiştir.
- Modern dünyanın insanı, sözleşmeci teorilerin temelinde beşer insanın biyolojik dünyanın diğer üyeleriyle türdeş kabul edilmiş, onu onlardan ayırt eden şeyin bünyesinden başka bir şey olmadığı kabul edilmiştir.
- Modern dünyanın insanının gerilimi, hazzı isteyen arzular ile rasyonalite arasındaki gerilimdir.
- 1:27:56Haz ve Rasyonalite Gerilimi
- Haz isteyen arzular, neslin tükenmesine neden olabilir, bu yüzden toplumsal sözleşmeye dayalı bir biçimde paylaşım, mülkiyet, bölme ve aile gibi rasyonalite icat edilmiştir.
- Toplum sözleşmesi teorilerinde, insan hazzı isteyen arzuları rasyonalite icabı terk etmek zorunda kalır ve bu durumda memnuniyet duyma sorunu ortaya çıkar.
- Klasik dünyanın insanı için ahlakta kemal, içselleştirilmiş erdemler aracılığıyla erdemi yerine getirmiş olmanın onuru ve gururuyla birlikte hazzını da doğururken, modern dünyada insanlar rasyonalitenin mani olduğu hazları yerine getiremedikleri için daima hoşnutsuzdur.
- 1:31:07Metafizik Boyutun Önemi
- İnsanın metafizik boyutu ve bu metafizik boyutla ilişkili olarak ahlak ve siyasetin düşünülmesi gerektiği husus, Müslüman olarak varlığımızı sürdürmek için değil, insan olarak varlığımızı kavramak için vazgeçilmez bir husustur.
- İnsan idraki üzerine kurulan bu despotik yapının testinden olabildiğince kendimizi kurtarmamız gerekiyor.
- Duyguculuk, "bu davranış beni hoşnutluk meydana getiriyor, o halde benim için iyidir" gibi cümlelerle hayatını idame ettiren insanlar oluşturur; bu duyguculuğun kaynakları ifşa edilmeyip bununla malul olduğumuz itiraf edilmeyene kadar metafizik kavrayıştan gittikçe uzak kalacağız.