Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- BBN Türk kanalında yayınlanan "İsimsiz" programında sunucu Gülay, Dr. İzzet (eğitmen yazar) ve Dr. Umut Kıssa (kurumsal danışman) arasında geçen bir sohbet programıdır. Konuşmacılar eğitim ve psikoloji alanlarında uzmanlaşmış kişiler olarak programda yer almaktadır.
- Program, insanların hayatlarındaki dönüm noktaları, karar alma süreçleri ve kişisel gelişim üzerine odaklanmaktadır. Sohbet, duygusal gelişim, bilinç ve bilinçdışı, inançların davranışları nasıl etkilediği, iletişim ve kendini tanımak gibi konuları ele almaktadır. Ayrıca, eğitimlerin etkisi, davranış değişikliği ve bilinçli seçimlerin önemi de tartışılmaktadır.
- Programda ayrıca rekabet duygusu, sosyal medyanın etkisi, evrim ve medeniyet konuları da incelenmektedir. Konuşmacılar, insanların günlük hayattaki stres ve mutsuzluk durumlarını, kendini kabul etmenin önemini ve bilinçli olmanın gerekliliğini vurgulayarak, insanın evrim sürecindeki yerini ve medeniyetin doğayla olan ilişkisini eleştirel bir bakış açısıyla incelemektedir.
- 00:24Programın Tanıtımı
- Sunucu, BBN Türk ekranlarında "İsimsiz" programında iki konukla birlikte olduğunu belirtiyor.
- Konuklar Dr. Umut Kısa İletişimci Yazar ve Dr. İzzet Eğitmen Yazar olarak tanıtılıyor.
- Programda karar alma, motivasyon, bilinç ve yeni bir hayat yaşamak gibi konular ele alınacak.
- 02:32Umut'un Dönüşüm Hikayesi
- Umut, Türkiye'nin büyük bir holding şirketinin genel müdür yardımcısı düzeyinde çalışırken bir dönüm noktası yaşadı.
- Bir gün ofise giderken, kendisinin değil pozisyonunun neden saygı gördüğünü sorguladı ve kendi değerini bulmak istediğini fark etti.
- İşten istifa etmek istediğini söylediğinde patron ona altı ay daha çalışmasını istedi, toplam bir yıl süren bir süreçten sonra kararını uyguladı.
- 05:30İzzet'in Dönüşüm Hikayesi
- İzzet, üniversite okumak istemediği halde farklılık arayışıyla tıp okumaya karar verdi.
- Doktor olduktan sonra farklılık kavramının anlamını kaybettiğini fark etti.
- Son kurumsal işini bırakırken maddi ve manevi şartları yüksek olsa da, kitabının çıktığı ve eğitim vermeye başladığı için bu yolda kalmaya karar verdi.
- 09:01Dönüşüm ve Farkındalık
- Herkesin hayatında bir dönüşüm olduğu, ancak bunu farkındalıkla yaşamak veya reddederek aynı yerde kalmak seçenekleri var.
- Dönüşümü reddederek hayat bir girdaba dönüşebilir, hep aynı şeyleri yaşamak zorunda kalınır.
- Sunucu da benzer bir deneyim yaşadığını, bir anda her şey durduğunda kendine "Bunu mu istiyorsun hayatında?" diye sorduğunu anlatıyor.
- 10:12Kişisel Gelişim ve Kendini Sevme
- Konuşmacı, kendi değerlerini başkalarının terazisinde ölçmeye çalışmak yerine, özkaynaklarından yanıt alabileceğini ancak bu öğrenmenin kolay olmadığını belirtiyor.
- Kendini sevmek konusunda yanlış anlaşılmalar olmasına rağmen, özünde bir farkındalık uyandırdığını düşünüyor.
- Her şeyin sürece hizmet ettiğini ve kırılma noktalarının aslında ilgi çekmeye çalışmak olduğunu vurguluyor.
- 12:24Kendini Kabul Etme Süreci
- Asıl mesele kendini kabul etmek, hayatın tek bir ritimde gitmediğini ve farklı ritimler olduğunu belirtiyor.
- Teslimiyet duygusuyla, akışta kalmak ve olanın içindeki iyiyi fark etmekle kendini tanıma yolculuğunun geliştiğini düşünüyor.
- Sevginin zıttı ile var olmak özelliğine sahip olduğunu, bir şeyleri seviyorsanız bir şeylerden nefret etmek zorunda olduğunuzu söylüyor.
- 14:26Kabul ve Şefkat
- Konuşmacı, kabul etmenin daha anlamlı olduğunu ve pozitif ve negatif tarafların birlikte var olduğunu vurguluyor.
- İnsanların robotlaşmış bir hayatla yaşamasına rağmen, her şeyin zıttıyla var olduğunu ve bunları ayırt edebilmeyi savunuyor.
- Mutluluğun, huzurun ve dengenin en önemli kriterlerinden birinin içindeki karakterlere şefkat gösterebilmek olduğunu ve bunu bir gelişme olarak görüyor.
- 16:33Kurumsal Kimlik ve Danışmanlık
- Kurumsal kimlik, genellikle kurumun yöneticileri tarafından değil, içindeki tüm çalışanlar tarafından oluşturulur ve her biri bir şeyler ekler.
- Bazı şirketlerde dominant gruplar vardır ve bu gruplar genel müdürden daha güçlü olabilir, kurumsal kimliği ve yapıyı belirlerler.
- Danışmanlık alanında amaç, herhangi bir kişinin ilham verici bir hale gelmesi ve bunu nasıl yapabileceği konusunda stratejik bir yaklaşım sunmaktır.
- 19:15Duyguların Önemi
- İnsanların sadece ve sadece duygularla karar alabildiklerine inanılıyor, bazen mantıklı görünen kararlar bile duygularla alınmış kararların kılıfıdır.
- Duyguları yöneten dünyayı yönetir, toplulukları bir yere götürmüş ve ülkelerin lideri olmuş herkes aslında duyguları yöneterek bunu yapmıştır.
- Duyguyu okuyup yazabilen (duyguyu yönetebilen) ve diğer insanların duygularını yönetebilen kişi, dünyanın istediği her şeyi elde edebilir.
- 20:33Gelişim ve Hayat Felsefesi
- Gelişim ve başarı arasındaki fark özkaynağa veya bilgelikte yatır, bu da kişinin yaşadığı travmalar, seçimleri ve deneyimlerinden gelir.
- Çin'de üç farklı gelişim yolu vardır: acı çekerek ilerlemek, erdemli olmak ve eğlenerek ilerlemek.
- Konuşmacı, artık insanın hayattan mutlu olmaması ve eğlenmemesi durumunda hayattan bir anlamı kalmayacağını savunmaktadır.
- 23:45Stoacılık ve Acıla Yüzleşme
- Konuşmacı yaklaşık iki-üç senedir Stoacılığı takip ediyor ve dış etkilerin etkisini yönetmeyi, hiçbir zaman geriye bakmamayı savunuyor.
- Acımla yüzleşirken mazoşist bir tavır yerine, büyük heyecanla ve keyifle yaklaşıyor.
- Karanlık yerleri aydınlatmaya çalışırken, her aydınlattığı yerde gölgelerin de ortaya çıkacağını bilerek bütünlüğü korumaya çalışıyor.
- 25:59Kişilik ve Değişim
- Konuşmacı, eğitiminin temellerinden birinin çok kişilikli olmak olduğunu ve insanın katman katman zihinsel yapıya sahip olduğunu belirtiyor.
- Üç sene önce hiç tanımadığı biri gibi hissettiğini, sürekli yeni şeyler deneyimlediğini ve öğrenmekte olduğunu ifade ediyor.
- Pozitif düşünce ve dönüşüm talep etmek güzel olsa da, bunlar için yapılması gerekenlerin de çok önemli olduğunu vurguluyor.
- 27:07Bilinç ve Davranış
- Günümüzde insanın %90-95'i oto pilotta geçirildiği ve bilincin aktif olmadığı bir alanda olduğu belirtiliyor.
- Davranışların en büyük ipucu olarak kabul edildiği ve davranış değişikliği için davranışların gözlemlenmesi gerektiği vurgulanıyor.
- Her davranışın belli kurallardan, bu kuralların da inançlardan (mantıksal varsayımlardan) çıktığı ifade ediliyor.
- 28:52Duygu ve Davranış İlişkisi
- İnsanların duygularını rasyonalize etmeye çalıştıkları, örneğin "öfkeliydim, o yüzden yaptım" gibi mantıklar kurdukları belirtiliyor.
- Duyguların öncelikli bir fonksiyonu olarak bağ kurmanın sağladığı vurgulanıyor.
- Duyguyu değiştirmek için konuya bilgi eklemek gerektiği ve beyinin bilgiden beslendiği ifade ediliyor.
- 31:31Duygu ve Düşünce İlişkisi
- Duygu ve düşünce arasındaki ilişki uzun süredir tartışılan bir konu olarak belirtiliyor.
- Descartes'ın beden (duygular) ve zihin (düşünceler) arasında ayrılık olduğunu, Spinoza'nın ise ikisinin ayrılmaz olduğunu düşündüğü açıklanıyor.
- Beynin yapısında ön tarafta prefrontal korteks, arka tarafta amigdala (hormon mekanizmasını yöneten) olduğu ve kararların çoğunun amigdala tarafından verildiği belirtiliyor.
- 36:20Duygu ve Düşünce İlişkisi
- Duygu ve düşünce birbirini etkileyen karmaşık bir ilişki içinde bulunur.
- İlk başta duygu önde olabilir, ancak zamanla düşünce gelişir ve her iki faktör de birbirini etkiler.
- Düşünceleri yeterince düşünmek, bizi o düşüncelere ikna edebilir.
- 37:06İnanç ve Akıl
- İnanç, mantıklı gelen varsayımlardır ve bilgiyle farklıdır.
- Akıl belirsizlikle mücadele etmek için boş bulduğu yerleri, sebep-sonucu kendine mantıklı gelecek şekilde doldurur.
- İnsanlar hikayeleri üzerinden geleceğe duygusal yatırımlar yapar ve bu yatırımların başarısızlığını kabul etmek istemezler.
- 39:21Hata ve Duygusal Yatırım
- Hata yapmanın insanı zorlayıcı olmasının nedeni, diğer hikayelerde de hata yapma olasılığını ortaya koymasıdır.
- Akıl içinde hata, yaşama devamlılığını etkileyen bir "ölüm tehdidi" gibidir.
- İnsanlar hayal kırıklığını kabul etene kadar duygusal yatırımlarını devam ettirmeye çalışırlar.
- 40:51Mutsuzluk ve Büyüme
- Mutsuzluk zamanlarımız bizi geriye çekse de, zorlandığımız zamanlarda büyüme ve gelişim sağlayabilir.
- Başarısızlık, kendimizle yüzleşmeyi göze aldığımız bir kabuktur ve bu değişim kolay değildir.
- Mutsuz olduğumuz ve zorlandığımız taraflardaki yüzleşmeler asıl sıçramalarımızı sağlayabilir.
- 42:18Acı ve Büyüme
- Başarısızlık hikayeleri, mutluluktan sonra yeni bir moda haline gelmiştir.
- Belirli acıları ve rahatsızlıkları doğru zamanda görüp önleme alırsak, büyük acılar vermez.
- Acılar, fark etmediğimiz birçok şeyin birikimi olarak karşımıza çıkabilir.
- 43:34Acıyı İfade Etme
- İnsanlar rahatsız olduklarında bunu ifade etmek yerine sineye çekmeye başlarlar.
- Bu rahatsızlıklar zamanla büyüyerek büyük acılar haline gelir.
- Bir şeyden rahatsız olunduğunda, acıya dönüşmeden önce kendini açmak ve hissiyatı paylaşmak önemlidir.
- 45:17Rahatsızlıklar ve İletişim
- Bir gün içerisinde kendimize sormalıyız ki kaç defa başka biri nedeniyle rahatsız oluyoruz ve bu rahatsızlıkları tamamen geçirebiliyor muyuz.
- Eşinizin sizi çiçek almamasından veya özen göstermemesinden rahatsız olabilirsiniz, ancak bunu söylemezseniz, karşı tarafın eylemleri stratejik bir hale gelebilir.
- Kendimizi değersiz hissettiğimiz durumlarda karşı tarafa bunu söylemek, onun eylem adımlarının daha net olmasını sağlayabilir.
- 46:38Kendi Olma Lüksü
- Dünyanın en iyi gelişimi, herhangi bir şeyden rahatsız olduğunda bunu karşı tarafa iletebilme becerisidir.
- Kendi gibi olma lüksü, kendin olmanı engelleyen birçok şey nedeniyle zorlaşır; örneğin istediklerimizi söyleyemeyiz çünkü korkuyoruz.
- Kendi olma lüksü, kendi istediğin gibi yaşayabilmektir ve bunun psikolojik ve maddi bedelleri vardır.
- 47:35Öfke ve Öfke Patlaması
- Toplumsal olarak öfke ve öfke patlaması birbirine karıştırılır; öfke patlaması rahatsız edici ve şiddetli görülen şeydir.
- Öfke, hedeflerimize ulaşmak istediğimizde birinin bize engel koymasıdır; örneğin saat 10'a kadar uyumak istiyorsak ve 9'da arandığımızda rahatsız olabiliriz.
- Öfke, "bu saatte aramamı tercih ederim" gibi bir ifadeyle ortaya çıkar ve aslında çok faydalı bir duygudur.
- 51:44Rahatsızlıkları Düzmek
- Kendi olma lüksüne kavuştan sonra "istediğim şeyi yapabilirim" hissi gelir ve bunun en iyi yolu rahatsızlıklarımızı dünyaya duyurmaktır.
- Bir kısmı diğer insanların iyi niyetiyle çözülür, yüzde 20'si devam edebilir ve bunları çözmenin stratejileri vardır.
- Kendi sınırları belirleyerek, samimiyetle seviyesizlik arasındaki çizgiyi aşmamak ve karşıdakinin nasıl davranacağını belirleyebilmek önemlidir.
- 53:50Eğitim Programı ve Bilinçlenme
- Eğitim programına gelen insanlar genellikle bilinçlenmek ve farkındalık sahibi olmak için gelirler.
- İnsanlar kendini bilmeye gelirler çünkü kendini bilmeyen insan ne mutlu edeceğini tam olarak bilemez.
- Psikoloji biliminde de bilinç kullanımının hayatı belirlemesi noktasında daha keskin açıklamalar yapılır ve mindfulness (şüphe) kavramı kullanılır.
- 55:18Kendini Bilmek ve Beklentileri Yönetmek
- Kendini bilmeyen insan beklentilerini doğru yönetemiyor ve mutlu edecek durumları iyi bilemiyor.
- Kendini bilmek için neyi neden düşündüğünü ve hissettiğini bilmeye ihtiyaç var.
- Eğitimler her zaman birilerine hizmet ediyor ve her biri birinin yolculuğuna katkıda bulunuyor.
- 56:44Kararlarımıza Etki Eden Üç Alan
- Kendimizi bilmemiz için ihtiyacımız olan beden, içsel dünya (psikolojimiz, düşüncelerimiz, duygularımız, inançlarımız) ve dış dünya (toplum veya sosyoloji) üç alanı var.
- Bu üç alan tüm kararlarımızı etkiliyor ve rekabet duygusu bu kararları belirliyor.
- Rekabet duygusu, homo sapien'in tarım devriminden sonra toplu yaşama geçtikten sonra düştüğü en büyük tuzak.
- 57:51Rekabetin Artması ve Hayatımızdaki Etkileri
- Rekabet kızışmış çünkü depolar, rakamsal durumlar, paralar, takipçiler ve beğeniler göz önünde.
- İnternet sayesinde dünyanın her yerinden kişileri görebiliyor ve kendimizi onlarla kıyaslıyoruz.
- Nerede olduğumuzu bilmediğimizde hayatımızda kayboluyor ve ne mutlu edecek bilemiyoruz.
- 59:37Rekabetin Kökeni ve Çözümü
- Herkesin farklı bir rengi ve parmak izi var, hayatımızı kendi rengimizle yaşamak gerekir.
- Kendi değerlerimizi bilmek ve kendimizle bağ kurmak rekabet denizinde daha çapalanabilir olmamızı sağlar.
- Kendini unutup odak noktayı başkalarına verdiğimizde varoluşumuzu bile kaybedebiliriz.
- 1:01:32Rekabetin Biyolojik ve Psikolojik Açıklamaları
- Psikolojide iki akım var: freudyen akımlar (ölümden kaçmak ve cinsellik için yaşam) ve anlam yaratmak üzerine kurulu akımlar.
- İnsan belli bir düzeye kadar daha freudyen, belli bir düzeyden sonra daha anlam için yaşıyor.
- Rekabetin kökeninde doğal seçilim, cinsellik ve ölümden kaçma gibi biyolojik faktörler yatıyor.
- 1:05:18İnsanın İki Temel Görüşü
- Umut, insanın iki temel görüş olduğunu belirtiyor: biri cinsellik ve ölümden kaçış, diğeri ise anlam yaratan insan kavramı.
- İlk görüşe göre insan biyolojisi ilkel olarak hala aynı kalırken, güdüleri sadece farklılaştırılarak devam ettiriliyor.
- Bu görüş üzücü çünkü insanın hayvanlardan çok farklı olmadığını gösteriyor.
- 1:05:51Aydınlanma ve Gelişim Süreci
- Aşkın deneyimler ve transandantal deneyimler, "veli" veya "aydınlanmış" olarak adlandırılan insanların varlığıdır ve bunların sayısı on binde birlerde.
- Ken Wilber'e göre insanoglu sekiz aşamada yükselir ve yedinci aşamada "integral flow" (akış) denilen bir yer vardır.
- Bu aşamadan itibaren insan aydınlanma belirtileri gösterir ve sadece kendi değil, aynı zamanda evrenin gerekliliklerini yerine getiren bir hale dönüşür.
- 1:07:15Hayvanların Düşünme Yeteneği
- İnsan tek düşünen canlı değil, prefrontal korteksi olan memeliler belli düzeyde düşünceler yaşayabilir.
- Şempanzeler gibi hayvanlar insansı davranışlar gösterebilir, örneğin bir şempanzenin izzeti itip gülüşe geçmesi gibi.
- Eğer insanın on binde dokuz bin dokuz yüz doksan dokuzu freudyen temellerle yaşayıp onda biri aşkın hale geçiyorsa, ilk görüş doğru olabilir.
- 1:08:40Kişisel Misyon ve Gelişim
- Umut, kendi misyonunu "benimle karşılaşan herkesin kendi bilincinde bir üst aşamaya geçmesini sağlamak" olarak tanımlıyor.
- Rekabet daha da kızışıyor çünkü erkeklerde sperm sayısı yüzde elli oranında düşüyor ve bu durum insan türünün otuz senede riske gireceği söylentisini doğuruyor.
- Izzet, evrenin belli döngüler yaşadığını düşünüyor ve palindrom benzetmesiyle bunu açıklıyor.
- 1:11:47Bireysel Çaba ve Düzen
- İnsanlık tarihine bakıldığında, birey sadece bir döngünün bir parçası olarak kendi dünyasını paylaşabilir ve kendisinde davranış değişikliği yapabilir.
- Bireysel çabanın, suya atılan küçük bir taşın çıkardığı minik dalgalar gibi giderek büyük bir efekt yaratabileceği düşünülüyor.
- Dinozorlar yaklaşık üç yüz milyon yıl önce yaşamış ve altmış-altmış milyon yıl önce yok olmuşlardır.
- 1:14:14İnsanın Ekolojik Yeri ve Rekabet
- İnsan tarihi 200 bin yıl olup, dinozorların yok olduğu 60 milyon yıl önceki dönemde insanın ekolojik yerini fazla önemsemesi bir sorun olarak görülüyor.
- İnsanlar dünyayı sadece kendileri için yaratılmış gibi algılamakta ve bu büyüklenme kompleksi insanın diğer canlılarla da rekabet etmesine neden oluyor.
- Medeniyet, doğayla olan savaşımızı kazanırsak biz kaybedeceğimiz bir süreç olarak tanımlanıyor ve medeniyet belki de en vahşi olan şey olarak görülmektedir.
- 1:16:14Medeniyet ve Beslenme Piramidi
- Günümüzde medeni olmak ve vahşi olmak arasında bir ayrım var; ormanda kalıp tek başına vahşisin, şehirde medenisin.
- Homo sapiens çok hızlı beslenme piramidinin tepesine yükselmiş, milyonlarca yıl varken on binli yıllar kadar hızlı bu konuma gelmiştir.
- Bu kadar hızlı yükseliş nedeniyle insanlar ne yapacaklarını hala bilmiyor ve bu durum panik yaratıyor.
- 1:17:08Hayatın Anlamı ve Hedonizm
- Felsefi düşünürler ve yazarlar, iyi bir yolcunun varacağı bir yer olmadığını, süreçten keyif almak gerektiğini vurgulamaktadır.
- Konuşmacı hedonist bir yaklaşım benimsemiş ve hayatın sonunda ne kadar eğlenildiğini ve heyecanla uyanıldığını değerlendirmek gerektiğini düşünmektedir.
- Gülmek dünyanın en iyileştirici şeyi olarak görülüyor ve mutlu olmak için bütün fırsatları kullanmak önemli olarak vurgulanmaktadır.
- 1:18:25Modern Hayat ve Kendi Olma Lüksü
- Metrobüslerdeki insanların genel olarak durgun ve robot gibi göründüğü, herkes bir yere yetişmeye çalıştığı ancak mutsuz olduğu belirtilmektedir.
- İnsanların kendi olma lüksüne kavuşamadıkları için bu yüz ifadeleri olduğu ve doğru bedelleri ödemek, doğru adımları atmak önemli olduğu vurgulanmaktadır.
- 1:19:23Eğitimlerdeki Etki Oranları
- Eğitimlerdeki etki oranları: yüzde 50'si iki hafta sonra unutuyor, yüzde 30'u etkileniyor ancak uygulamayı alamıyor, yüzde 10'u uygulama alıyor ancak sürdürülebilir şekilde devam edemiyor, yüzde 10'u ise uygulama yaparak davranış değişikliği yaratıyor.
- Davranış değişikliği, zihniyet değişikliği olarak tanımlanmalı ve hayatı, kendini ve davranışlarını algılayış şeklinin değişmesi anlamına geliyor.
- Farkındalık tedrici bir süreçtir, aniden gerçekleşmez ve küçük adımlarla ilerler.
- 1:22:54Eğitimlerin Etkisi ve Kullanımı
- Eğitimlerde etkili olma oranı, gerçekten eğitim için hazırlanmış ve onu mevzu haline getiren kişilerde daha yüksek oluyor.
- Bilgileri alıp kullanmamak, onları kilerde esirgemek ve hayatımıza uygulamadığımız bilgilerin bize yük olmasına neden oluyor.
- Farkındalık, kaliteli karar vermenin temelini oluşturan ve davranışa dönüşen bilgiyi belirleyen bir süreçtir.
- 1:24:53Şirketlerde Eğitim Etkileri
- Şirketlerde eğitim etkileri, hedef kitleye göre değişiyor; üst yöneticiler daha fazla etki alıyor ve bilinç seviyelerinde daha önemli farklar yaratıyor.
- Genellikle üst yöneticilerin bilgiye daha fazla önem verdiğini, alt seviyedeki çalışanların ise para kazanmak zorunda oldukları için daha çok para için çalıştıklarını gözlemliyor.
- Şirketlerde üst yöneticilerde etki oranları yüzde 50-70 civarında olurken, alt seviyelere indikçe bu oranlar yüzde 5-15'e düşüyor.
- 1:27:52Programın Kapanışı
- Program katılımcılarının enerjisi ve niyetleri sayesinde güzel bir deneyim yaşandı.
- Umut'un patronluğunda özel davranışlar gözlemlendi ve öğrenmeye açık olması vurgulandı.
- İzleyicilere farkındalık, bilinç ve akıldaki sorulara yanıt verme fırsatı sunulduğu belirtilerek program sonlandırıldı.