Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir filozof tarafından öğrencilere İbni Sina'nın "Sekiz Fasıl" eseri ve metafizik anlayışını açıklayan bir eğitim dersidir. Derste Büşra ve Merve adında öğrenciler de katılımcı olarak yer almaktadır.
- Video, İbni Sina'nın "Sekiz Fasıl"ın "Doğruluk ve Gerçeklik Üzerine" bölümünden başlayarak, filozofun metafizik anlayışını, varlık bilgisini ve idrak teorisini detaylı şekilde ele almaktadır. Ders boyunca dil, düşünce ve varlık arasındaki ilişki, zihin-dışsallık paralelliği, olumlu-olumsuz kavramları, çelişik kavramlar ve madde-suret teorisi gibi temel felsefi konular incelenmektedir.
- Derste ayrıca İbni Sina'nın felsefe sisteminde bilimlerin hiyerarşik sıralaması, metafiziğin diğer bilimlerin konularını "zati araz" olarak ele alması ve filozofun görevinin insanı hakikate hatırlatmak olduğu vurgulanmaktadır. Konuşmacı, Farabi ve Platon gibi diğer düşünürlerin görüşlerini de İbni Sina'nın anlayışıyla karşılaştırarak felsefi kavramları açıklamaktadır.
- 00:02Sekizinci Fasıl ve Temel Kavramlar
- Sekizinci fasıl, doğruluk ve gerçeklik üzerine "Beyan, Hak ve Siddık" başlıklı bir makaledir ve sofis kuşkularının tartışıldığı bir fasıldır.
- Bu fasılda iki temel kavram vardır: kuşku ve hayret (şaşkınlık).
- Hak ve siddık arasında ayrım yapılır: zihindeki kavramın dış dünyaya mutabakatı dikkate alındığında siddık, dışın buna mutabakatı dikkate alındığında hak olarak adlandırılır.
- 01:14Felsefe Geleneğinin Eleştirisi
- Bu fasıl aynı zamanda felsefe geleneğinin cevher-araz ontolojisinin eleştirildiği bir fasıldır.
- Nietzsche ile başlayan bir eleştiri geleneği, cevher-araz ontolojisini dilden kaynaklanan bir yanılsama olarak görür.
- Nietzsche'ye göre insan dış dünyayı kullanışlı hale getirmek için dil, bilimler ve matematik oluşturur, bunlar gerçekliği yoktur, sadece araçlardır.
- 02:22Yirminci Yüzyıl Felsefesindeki Eleştiriler
- Yirminci yüzyılda kıta Avrupa felsefesinde çıkan pek çok akım, Nietzsche'nin eleştirisine irtibatlıdır.
- Descartes sonrası gelişen düşünceler, insanın kendi gelişim süreçlerini kendisi için şeffaf olarak izleyebilir görüşü eleştirilmiştir.
- Psikanaliz, insan zihnin kendisi için şeffaf olmadığını; Dil ve toplumsal yapılar tarafından inşa edildiğini iddia etmiştir.
- 04:44İbn-i Sina'nın Yaklaşımı
- Sekizinci fasıl, Batıda radikalleştirilen eleştirilere bir cevap olarak okunabilir.
- Zorunlu-mümkün bahislerinin bulunduğu fasıl, akıl ve varlığın doğası gereği örtüştiği, olumlama-olumsuzlama arasında herhangi bir vasıta olmadığı iddiasını içerir.
- İbn-i Sina, öz özdeşlik ve başkalık prensiplerinin hem aklın hem de dış dünyanın prensipleri olduğunu savunur.
- 06:14Hak ve Siddık Kavramları
- İbn-i Sina'ya göre, bazı kavramlar kendiliğinden apaçık olup, hak kelimesi dışın ziyne mutabakatı bakımından söylenen bir sözü ifade eder.
- Filozof, zihnin dışını bilmeyi eleştirirken, zihnin dış dünyayı kavramı elverişli olduğunu ve ikisinin tabiatının aynı kaynaktan pay aldığı görüşünü savunur.
- Hak olmaya layık olan sözler, herhangi bir aracıyla değil doğrudan insan zihninde ilk olarak meydana gelir ve kendisiyle açıklanır.
- 08:50İlk Öncüller ve Varlık
- Olumlu ve olumsuzlama arasında vasıta olmadığı, bu vasıta beyne icap ve hepsinin temelinde bu ilk ilkenin bulunduğu belirtilir.
- Varlıkta bulunan her şey nihai bir ilk ilkeye dayanır gibi, bütün kavram ve önermeler de bir ilk ilkeye dayanır.
- İlk kavram ve öncüller, sonrakileri inşa etmesi bakımından bir kuvvet, kendi olmak bakımından ise bir fiildir ve kendi kendisine açıktır.
- 11:29İbni Sina'nın Felsefe Anlayışı
- İbni Sina, Allah'ın her şeye şahit olması insan idrakinin son mertebesi olarak kabul eder ve Allah'ın aleme delil olması söz konusu edilir.
- İbni Sina'nın felsefe geleneğinde, dıştaki nesnelerin ve zihindeki kavramların nihayet halde bir ilkeye varması vurgulanır.
- İlk ilke, külli bir ilke değildir; Tanrı ile alem arası veya zorunlu ile mümkünler arasında zati müba (ayrı) bir ilişki vardır.
- 13:24Metafizik ve Varlık Anlayışı
- İlk kavram en geneldir ve sonraki bütün kavramlar ve önermeler, bu ilk kavramın genelliğini feda ederek elde edilir.
- Her türlü bilgilenme sürecinde nesneyle özelleştirilme vardır ve ilk kavramı ancak tüm bilgiler öğrenildikten sonra kavrayabiliriz.
- Varlık başlangıç ve son kavramdır, en açık ve en gizli kavramdır; başlangıçta öğrenilen ve ancak tahsil sürecinde kavranabilen bir kavramdır.
- 15:01Metafizik ve Diğer Bilimler
- Metafizikçinin asıl işi, "olumlu ve olumsuz arasında vasıta yoktur" cümlesini savunmaktır.
- Diğer disiplinlerin konuları metafiziğe gelince arazlara (zati araz) dönüşür; matematiğin konusu mevcudu zati araz, fiziğin konusu mevcudu zati araz olur.
- Metafizikte öğrenilen şey mevcuttur ve mevcut kapsamında vücuttur; ilk önermenin konumu varlıkların hiyerarşisine göre belirlenmiş olur.
- 17:00İnsan ve Metafizik İlişkisi
- Varlık bilgisini kabul etmeme, filozoflara göre insanın kendisine özgü vasfını kaybetmek anlamına gelir.
- Metafiziğin konumu, fizik ve matematik bilgilerinden farklı olarak her şeyi kendisi için araçsallaştıran ve nihai halde insanı bulduran bilgi olmasıdır.
- İnsan, başlangıç için bir fiil ve süreçte ancak ulaşılabilen şeydir; metafiziğin konusu insan olmakla özdeş bir disiplindir.
- 20:31Sofist ve Şaşkınla Mücadele
- İbni Sina, sofist (inatçı) için susturma, şaşkın için uyarı gerektiğini belirtir.
- Konuşmanın ve düşünmenin anlamı, özdeşlik ve başkalık ilkelerinin kabul edilmesiyle mümkündür.
- Özdeşlik prensibi vardır ve bir şey kendisi dışındaki farklıdır; aksi takdirde var olmanın, düşünmenin ve konuşmanın bir anlamı yoktur.
- 22:44Filozofların ve Peygamberlerin Üslubu
- Filozofların ve hiçbir şekilde hata yapmayan peygamberlerin üslupları, bir konuyu tamamen kabul edip reddetme şeklinde olur.
- Bu tür üslup, insanın kafasını karıştırır ve hakiki anlamda bilginin olmadığı kanısına sevk eder.
- Filozofların bu üslubu, bilginleri uzaklaştırır ve kalbini yadırgar.
- 24:11Konuşma ve Düşünce İlişkisi
- Konuşurken bir lafızla ya bir şey kastedilir ya da hiçbir şey kastedilmez, konuşmada dürüstlük esastır.
- "Hiçbir şey anlatmadım" iddiası, konuşmanın tarzını reddetmek demektir ve doğruyu öğrenme çabasında değildir.
- "Her şeyi kastettim" diyen kişi de doğruyu öğrenme isteğinin dışındadır.
- 25:54Varlık ve Sınırlanma
- Var olmak, teşahhus etmek (bireyleşmek), taayyün etmek, belirginleşmek ve sınırlara girmek demektir.
- Aynı lafın farklı açılardan söylenen ama aynı şeye delalet eden kavramlar olabilir.
- Konuşmanın zemini özdeşlikle başkalık meselesidir, bu dil tartışması değil, dil ile düşüncenin ve şeyin varlığın paralelliği tartışmasıdır.
- 27:06Zihin ve Gerçeklik İlişkisi
- Konuşurken belirli bir şeyin kastedilebilmesi için zihnimizde belirli bir nesnenin olması ve ayrımın ortaya çıkması gerekir.
- Zihin yanlış bağlantı kurabilir, yanlış tasdikler oluşturabilir ve terkipler yapabilir ama yeni baştan bir yanlış şey kuramaz.
- Zihin, algıladığı dünyanın şeyine ilişkili olmayacak şekilde bir özneler ve şeyler dünyası inşa edemez.
- 28:29Dil ve Gerçeklik Paralelliği
- Zihin, dış ve dil temel ilkelerde tamamen paralel olmak zorundadır, aksi halde düşünme, şey, konuşma ve dil mümkün değildir.
- İnsanlar dünyayı kendileri için inşa eden değil, onun parametrelerine ve temel ilkelerine bağımlıdırlar.
- Dil farklılıkları, gerçeği farklı şekilde tasavvur etme ve betimleme imkanı oluşturur, ancak düşünürlere göre bu farklılıklar vehimden kaynaklanır.
- 30:39Dil ve Felsefe İlişkisi
- Konuşmayı sağlayan ilkeler bütünü olarak dil, felsefi görüşler arasında farklılıklar yaratabilir.
- Filozoflar, özellikle Farabi ve İbni Sina, dilden kaynaklanan yanlış teorilerin felsefe tarihindeki hataların önemli bir kısmını oluşturduğunu düşünürler.
- Farabi'nin "Kitab-ül Hurufu" adlı eserinde, bir kelimenin halk dilinden uzman diline, nihayet filozofların diline geçiş sürecini anlatmaktadır.
- 32:01Dilin Felsefe Tarihindeki Etkisi
- Felsefe tarihçileri, dilin dakikleşmemesinden dolayı düşünürlerin pek çok hataya düşmesini, örneğin "yoktan yaratma" görüşünü savunmasını açıklamaktadır.
- Kuvvetin fiile intikal kavrayışının gelişmediği için, yokluk ve varlık kavramları göreceli yokluk kavramını oluşturmaktan dolayı iki uç haline gelmiştir.
- Farabi'ye göre, dildeki kelimeler zihnin varlıktaki durumu idrak etmesi ve buna kelime uydurmasıyla oluşur.
- 33:00Aristoteles ve Burhani Bilim
- Farabi ve İbni Sina, Aristoteles'in felsefenin burhanlaşmış bir bilim olduğunu iddia etmektedir.
- Burhani bilim, herhangi bir otoriteden bağımsız araştırma yapabilme ve hakiki illetleri araştırmak demektir.
- Farabi, Parmenides ve Heraklitos'un görüşlerindeki hatanın, dış dünyadaki nesneyi akıl analiz edemediğimizde dilin tesislerinde kalmanın sonucu olduğunu düşünmektedir.
- 35:18Dilin Felsefi Anlamı
- Doğruyu öğrenmek isteyen kimse, ismin tek bir şeye delalet ettiğini kabul eder.
- İnsan ismi, insan olmayana delalet etmez, aksi takdirde insan, taş, kayık ve fil aynı şey olurdu.
- 35:47Dil ve İdrak İçin Ayrışma Gerekliliği
- Dilin mümkün olması için her şeyin aynı olmaması gerekir; aksi takdirde hitap, söz, kuşku ve delil olamaz.
- İdrak ve dilin temel özelliği, nesnelerin kendisinde ayrışmış olmasıdır; bu ayrışma olmadan düşünce ve dil ortadan kalkar.
- Düşünce, birbirinden farklı olan şeyler arasında bağlantı kurmayı amaçlar; farklı olmayan şeylerde kıyas yapmak ve kavram oluşturmak mümkün olmaz.
- 38:23Olumlu-Olumsuz Ayrışmanın Önemi
- Bazı şeylerde olumlu-olumsuz ayrışma olurken, bazılarında ayrışmaz; ayrışan yerde insan gibi kavramlar ve onların dışındaki şeyler farklıdır.
- İdrak ve dilin temel özelliği olumlu-olumsuz ayrışmadır; bu özellik yitirildiğinde düşünme ve dil ortadan kalkar.
- Olumlu ve olumsuz aynı anda doğru olamaz; örneğin bir şey hem insan değildir hem de insan olmayan değildir.
- 41:59Çelişkinin Farklılık Mertebesi
- Çelişik sadece hükümlerin değil, kavramların da çelişikleridir ve hakiki başkalık demektir.
- Farklılık mertebeleri vardır: türsel farklılık, arazi farklılık gibi farklılıklar vardır.
- Çelişik, farklılığın en uzak noktası olarak görülür; nicelik ve nitelik üzerinden düşünüldüğünde, çelişik en uzağa zıt bir noktadır.
- 43:29Kavramsal ve Kapsam İlişkisi
- Bir kavramı kendisi için çelişiyle dikkate aldığımızda, kavramsal itibariyle en uzak olanı dikkate alırken, kapsam itibariyle en uzak olan çelişik değil, mağduresidir.
- "Kara olmayan" ifadesi, aka kadar bütün skalayı içerecek şekilde kullanılır ve çelişik de dahil olmak üzere tüm seçenekleri kapsar.
- İnsan ve insan olmayan arasındaki fark, mahiyet seviyesinde farklılık bulmakta ve bu farklılık ontolojik bir ayrım oluşturur.
- 45:12Metafizik ve Kavramlar
- Mesele sadece yargıyla ilgili değil, yargıların birimleri olan kavramlarla ilgili olup, kavramlar dış dünyadaki nesnelere benzerken, yargılar nesneler arasındaki nispetlere benzer.
- Kavramlar arasındaki nispetler zihinde kavram dünyaları oluşturur ve kavramın değerini belirler.
- Yüzyirmi'ye göre, inatçıya ateş ve ateş olmayan bir olduğuna göre ateşe girmeye zorlanması, acı ve acı olmayan bir olduğuna göre dayak atılması gerekir.
- 46:32Ontolojik Farklılık
- Çarpıcı şekilde kişiye farklılığın gösterilmesi, sadece subut değil aynı zamanda ontolojik farklılık da olduğunu vurgulamaktadır.
- Sofi bahsi daha çok subut seviyesinde tartışılırken, hakikatlerin birbirine başkalaşmış, özdeşliği ve başkalığı olan bir ontolojiden bahsedilir.
- Metafiziğin temeli cevher-araz ontolojisi oluşturur ve İbn Sina, varlık-mahiyet ontolojisini bu temele eklemiştir.
- 48:38Metafizik ve Burhan
- Metafizikçi filozofun görevi, burhanların ilk ilkesini savunmaktır ve burhanlar konularına ait zati arazları öğrenmede fayda verir.
- Burhan öncüllerden kurulur, meseleler için kurulur ve konular hakkında kurulur.
- Metafizikçinin görevi sadece burhanın kurulduğu öncüllerle bitmez, aynı zamanda burhanın kendisi hakkında olduğu konularla da ilgilidir.
- 51:14Tasavvur ve Tasdik
- İbni Sina'ya göre, bilgide tasavvur ve tasdik ayrımı yapılsa da nihai gaye tasavvura ulaşmaktır.
- Her tasavvur aynı zamanda tasdik olup, her tasdik de bir konunun zati arazın ortaya koyması bakımından bir tasavvura dönüşür.
- Nihai maksat, ezeli ve ebedi sıfatlarla birlikte düşünülebilmesi demek olan eşyanın hakikatini elde etmektir.
- 53:42İbni Sina'nın Kıyas Türleri
- İbni Sina, kıyasın iki türünü belirtmiştir: kendinde kıyas ve başkası için kıyas.
- Hakiki kıyas, kendinde kıyas olarak nitelendirilirken, sofist veya şaşkınla konuşurken kurulan kıyaslar sadece bir şeyi anlatmak için kurulan kıyaslardır.
- Filozofun yapabileceği şey sadece bir tembih olabilir, sofist karşı savunulacak bir hüküm değil, nesnelerin özdeşliği prensibi savunulur.
- 56:02Metafizikçinin Görevi
- Metafizikçilik, insanın kendi kuşkularına ve gafletine rağmen insanın kendisinin savunucusudur.
- Metafizik, insana kendisini hatırlatmak anlamında bir zikirdir çünkü Tanrı'yı unutan kendisini unutur.
- Nihai ilkenin kaybedilmesi, insanın kendisine ilişkili idrakinin kaybedilmesi demektir ve bu hayvanlaşmamız anlamına gelir.
- 58:00Hakikate Erenlerin Sayısı
- İbni Sina, düşünce tarihinde bu hikmete zorunlu olacak şekilde sahip olan insanın çok az olduğunu, altıbin yıllık insanlık tarihinde bir iki tane olduğunu belirtmiştir.
- Bu hikmeti zorunlulukla kavramak çok az insana nasip olan bir şeydir ve bunun için kabiliyet, ortam, sabır ve azim gereklidir.
- Metafiziğin kendi iç düzenini mantıksal bir şey olmaktan çıkardığında, insan-ı kamil lafını ve dinin peygamber vurgusunu anlıyoruz.
- 1:01:23Hakikate Erenlerin Görevi
- Hakikate erenler, mağaranın dışına çıkan adam gibi, merhametinden dolayı insanlara tekrar kendilerini ve varlığı hatırlatma amacını taşlanma ve hakaret olmasına rağmen giderler.
- Taif sahnesinde Hz. Peygamber'in taşlanan ve hakarete uğrayan ama yine de insanlara ne olduklarını ve Tanrı'yı hatırlatma çabasında olduğu anlatılır.
- Hakikate eren insan, henüz insan olma kubbesini fiil haline getirmemiş, kanatsız sürünen "insancıklara" (güvelere) merhamet eder ve onlara rahmet nazarıyla bakar.
- 1:04:19Cömertlik ve Cedel Kavramları
- Bir kişinin yaptığı işten kendisine dönük bir şey varsa (ihtiras, ticaret, yetkinleşme) cedel ve saflıktan bahsedilebilir.
- Eğer işten kendisine dönük bir şey yoksa bu cömertlik olarak adlandırılır ve dışarıdan savun olarak anlaşılır ve görünür.
- 1:05:46Metafizik ve Bilimler Hiyerarşisi
- Metafiziğe göre siyasi ve toplumsal varlık ancak metafizik bir idrakin sonucu olarak ortaya çıkabilir.
- Bilimler hiyerarşisinde mantık, matematik, fizik, metafizik şeklinde ilerler ve ahlak ve siyaset metafiziğe mülhak olur.
- Ahlak ve siyasetin ilkeleri ve nazariyeleri ancak metafizikçi tarafından kurulabilir, başkası tarafından kurulamaz.
- 1:08:38Metafizik ve Diğer Bilimler
- Başka ilimlerde konu olan şeyler, metafizikte zati arazlara (konunun cinsi veya cinsinin cinsini) dönüşür.
- Zati araz, konunun cinsi veya cinsinin cinsini alınabildiği araz demektir.
- Başka ilimlerin konuları metafizikte zati araz olduğunda, mevcutla irtibatları kurulmadan onlar hakkında anlamlı konuşmak mümkün değildir.
- 1:10:32Metafizik ve Kanıtlanma
- Metafiziğe ulaşıncaya kadar fizik ve matematikte kurulan cümleler "acaba" ifadesini barındırır, kesinlik taşımaz.
- Metafiziğe geldiğimizde, mevcudu (varlığın doğası) aksi alınamaz şekilde bilinir ve hepsi metafiziğin meselesine dönüşür.
- Metafizikte mesele konuya yüklenir, aşağıda ise mevcut konuya yüklenirdi.
- 1:12:51Metafizik ve Tasavvuru İlkeler
- Aşağıdaki ilimlerde tasavvuru ilkeler (tarifler) elde edilir, ancak bunlar varlıkları kanıtlamaz.
- Metafizik mevcut ile tasavvuru ilkeler arasındaki irtibatı kurup bunları mevcuda yüklem yapar.
- Başka ilimlerin konuları metafizikte zati arazlara (meselelere) dönüşürler.
- 1:14:52Metafizikte Mevcut Kavramı
- Mevcut, cevher ve araz olmakla nitelenen farklı varoluş hallerinin bir bütününü ifade eder.
- Mevcut, herhangi bir cevher veya araz olmakla sınırlı değildir, bunların tamamını kapsayan bir ilkedir.
- Metafizik, aşağı ilimlerin konularını (tanım, tasavvur ve burhan) inceleyerek, bu ilkelerin kendilerini değil, onların temelini ele alır.
- 1:17:03Metafiziğin Konusu ve Yapısı
- Birinci makalede metafiziğin konusu tartışılır ve mevcut olarak tanımlanır.
- Mevcut, cisim olarak, cismani olarak veya hiçbir şekilde cismani olmaksızın bulunabilir.
- Metafizik, cisim olarak bulunmak, cismani olarak bulunmak ve hiçbir şekilde cismani olmaksızın bulunmak şeklinde üç kısıma ayrılır.
- 1:19:09Konu ve Mahal Ayrımı
- Cismani cevherin yapısı meselesinde konu ve mahal ayrımı önemlidir.
- Madde ve suret, kendileriyle var olmak yerine birbirlerine ihtiyaç duyarlar; maddenin surete yerleşmesiyle var olur.
- Konu ve mahal arasındaki ilişki, saf suretle saf madde arasındaki ilişki, parça-bütün ilişkisi değil, kuvve-fiil ilişkisidir.
- 1:23:32Konu ve Mahal Kavramları
- Filozoflar konu ve mahal kavramlarını ayrıştırır ve aralarındaki ilişkiyi mutlak bir ilişki olarak görürler.
- Konu, belirlenmiş olmak anlamına gelirken, mahal ise taşıyan bir şeydir.
- Madde belirlenmediği için konu değil, mahal olarak adlandırılır.
- 1:24:56Madde ve Suret Kavramları
- Madde ve suret, nesneyi oluşturan ve nesnenin doğasını tanımlayan unsurlardır.
- Madde ve suret konusu, tanım teorisi ile zorunlu olarak ilişkilendirilmelidir.
- Madde ve suretin birleşme sürecinin nasıl açıklanacağı ve hangisinin varlık anlamına tekabül ettiği soruları yeni Eflatuncularla gündeme gelmiştir.
- 1:26:04Madde ve Suretin Birleşmesi
- Madde ve suretin birleşmesi bir süreç olarak düşünülmemeli, mertebe fikriyle yaklaşım yanlıştır.
- Teorik fizik sadece bir nesne hakkında konuşur ve bu da modern dönemde deneylerin genelleştirilmesine olanak sağlar.
- Meşşai filozoflar, cisimlerin cismanilikte (cisim olmak bakımından) özelliklerinde ortak olduğunu savunmuşlardır.