Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- AKİT TV'nin "Eğitim Atlası" programında sunucu, yazar ve araştırmacı Hüseyin Yılmaz ile gerçekleştirilen bir röportaj. Yılmaz, 1960'larda Adıyaman'ın Gerger kazası'nın Çobanpınar köyünde doğmuş, Bursa İktisat Fakültesi'ni bitirmiş ve Zaman gazetesinde gazetecilik yapmış bir kişidir.
- Röportajda Yılmaz'ın hayat hikayesi, gazetecilik kariyeri ve Türkiye'nin tarihi ve kültürel konuları ele alınmaktadır. Program, Yılmaz'ın köy yaşamından başlayarak eğitim hayatı, gazetecilik kariyeri, Gülen hareketine karşı muhalefeti ve Türkiye'nin yakın tarihi hakkındaki görüşlerini içermektedir.
- Röportajda ayrıca Osmanlıca'nın eğitim müfredatına dahil edilmesi, Risale-i Nur'un Türkçeyi muhafaza etmek için önemi, Türk edebiyatının önemli yazarlarının eserlerinin okunması gerektiği ve Türk medeniyetinin değerlerini tekrar kazanmanın yolları gibi konular da tartışılmaktadır. Yılmaz, 17-25 Aralık döneminde Gülen'in Risale-i Nur'u sadeleştirme girişimine karşı çıkan ve bu nedenle Zaman gazetesinden ayrılan bir kişi olarak kendini tanıtmaktadır.
- 00:28Program Tanıtımı
- Akit TV'nin "Eğitim Atlası" programı, gençlere ve geleceklerine yönelik bir perspektif sunmak amacıyla önemli isimleri misafir ediyor.
- Program, her hafta farklı konularda farklı dersler sunarak izleyicilere faydalı bir süreç sunmayı hedefliyor.
- Bu hafta konuk, yazar, araştırmacı ve roman yazarı Hüseyin Yılmaz Beyefendi.
- 02:10Hüseyin Yılmaz'ın Hayat Hikayesi
- Hüseyin Yılmaz, 1960'ların başında Adıyaman'ın Gerger kazası Çobanpınar köyünde dünyaya gelmiş, 58 yaşında.
- Çocukluğu, Türkiye'nin içtimai, siyasi, dini ve edebi hayatının içinde geçmiştir.
- Eğitim imkanları çok kıt olan köyde, yol, su ve elektrik gibi temel ihtiyaçlar yoktu.
- 04:27Eğitim ve Okuma Zevki
- Ortaokulu Kahta ve Gerger'de, liseyi Adıyaman'da bitirmiştir.
- Lise yıllarında anarşi ve terör döneminde bir davaya intisap etmek zorunda kalmıştır.
- İlkokul 4. sınıfta kitaplık kolu başkanlığına seçilerek okuma zevkini edinmiştir.
- 05:56Yazma Hayatı ve Üniversite
- Lise yıllarında yazı yazmaya başlamış ve ilk roman denemelerini yapmıştır.
- Üniversite girişlerindeki tercih sistemindeki bozukluklardan dolayı Bursa İktisat Fakültesi'ni kazanmıştır.
- Bursa'da yazdığı ilk üç romanı ve son romanı "Elif Öğretmen" kısmen Bursa'da cereyan eden hadiselerdir.
- 07:06Dilin Önemi
- İnsanın hayvandan ayıran iki temel vasfı akıl ve konuşmadır.
- Bir milletin dili, o millet ve insanı aynı zamanda kendisidir.
- Bir milletin hayatında dilin yerini takdir edemeyenlerin milleti bir yere taşımaları mümkün değildir.
- 08:56Dil Meselesi ve Kişisel Geçmiş
- Türkiye'nin son bir asırda yaşadığı en büyük problem dil meselesidir ve dilini kaybetmiş bir milletin yaşaması ve irtifa kazanması mümkün değildir.
- Konuşmacı, 1983'te ilk defa bir büyük gazetede gazeteciliğe başlamış ve 1987'de askerlikte iken "Hüzün Çiği" adlı ilk romanını yazmıştır.
- Konuşmacı, hayatının hiçbir safhasını saklamadığını ve hiçbir şeyi hiç kimseden gizlemediğini belirtmektedir.
- 10:27Zaman Gazetesinde Gazetecilik Kariyeri
- 1987'de Zaman gazetesinde işe başlamış ve o günün Zaman gazetesi Gülen'e daha yeni geçmiş durumdaydı.
- Şevket Eygi'ye başvurmuş ve Alev Alatlı'dan röportaj yaparak gazeteciliğe başlamıştır.
- Dört yıla yakın Zaman gazetesinde çalışmış, ancak hiçbir zaman dar manasıyla Gülen'in zihniyetiyle hemfikir olmamıştır.
- 13:34Gülen'e Karşı İtirazlar
- Konuşmacı, Nurculuğu ve Nurcuları kullandığından hep itiraz ettiğini ve Nurculuk noktasında hep itiraz ettiğini belirtmektedir.
- 17-25 Aralık öncesinde Gülen'in "Lemalar" kitabını sadeleştirerek neşretmesine karşı çıkmış ve Risale Haber'de bir yazı yazmıştır.
- Gülen'e başından beri en köklü itirazı, onun Nurcu olmadığını, Risale-i Nurları ve Bediüzzaman'ı kullanarak kendine meşruiyet yakaladığını düşünmesidir.
- 16:58Atatürk ve Gülen İlişkisi
- 2009'da Hüseyin Gülerce'nin "Atatürk Müşterek Değer" başlıklı yazısına karşı "Atatürk Müşterek Değer Değildir" başlıklı bir yazı yazmıştır.
- Konuşmacı, 15 Temmuz akşamına gelebileceğini tahayyül etmediğini belirtmektedir.
- Gülen'i başından beri 15 Temmuz'a hazırlanmış bir tertipli proje ile geldiğini ve bu durumun bir ihanet olduğunu düşünmektedir.
- 19:02Gülen'in Etkisi ve Sonuçları
- Konuşmacı, Gülen'e birinci derecede muhalefetinin, Gülen üzerinden Nurculara, Temiz Bir Camiaya, Park Bir Camiaya bulaştırılmak istenilen çirkefliktir.
- Kemalistler, ulusalcılar ve eski darbecilerin Gülen'in bu şekliyle ortaya geldikten sonra bu çuvala ne kadar çok Müslüman, grup, cemaat ve tarikat doldurabileceklerini düşünmektedir.
- Gülen'den boşalan devlet kadrolarına eski tüfekçilerin doldurulması, AK Parti açısından ciddi bir sıkıntıyı beraberinde getirmiştir.
- 19:40FETÖ'nün Zararları ve Hukukun Kılı Kırka Yarması
- Devlet kadroları boşlukları doldurmuyor ve boşalan yerlere tekrar buluşanlar, ülkede din ve dini hayatın yaşayabilme imkanını geriye götürmeyi hedefliyor.
- Gülen'in verdiği zararlar çok büyük olup, bu zararlar AK Parti'ye ödettirilecek.
- Hukuk delile bakar ve toptancılık olmaz, hukuk kılı kırka yarmak mecburiyetindedir; herkesi FETÖ'cülük kokusuyla aynı çuvala durdurmak çok fazla mağduriyet biriktirmiştir.
- 21:16Gaz Kaçağı Fikirler ve Toplumsal Travma
- Arızalı fikirlerin bir gaz kaçağı gibi kolektif hafızaya sızdığı ve bu arızaların tespit edilmesi gerekiyor.
- Çelişkili fikirler bazen doğru fikirlerin içerisine sızarak orayı bozabilir.
- Bu tür hadiseler toplumsal travma olarak az bir şeye tekabül etmiyor ve dengelenmesi belki on yıllar alacak.
- 22:25İslam Perspektifinden Hukuk
- İslam inancına göre bir kişiyi katletmekle bütün insanlığı katletmek aynıdır, hukukun azı çoğu olmaz.
- Hukukun vazifesi suçluyu bulup cezalandırmak ve masumu korumaktır.
- Bediüzzaman'ın ifadesine göre bir gemide dokuz cani bir masum bulunsa, hiçbir kanunu ile o gemiyi batırmaya hakkınız yoktur.
- 24:06Türkiye'nin Tarihi ve Medeniyet
- Konuşmacı 90'lı yıllarda Zaman gazetesinden ayrıldıktan sonra Timaş Yayınları'nda dokuz kitap yayınlamıştır.
- Türkiye'nin yakın tarihinde ciddi sıkıntılar olduğunu fark ederek sosyolojiden tarihe yönelmiştir.
- İnsanlık tarihinin en parlak medeniyetlerinden birini kurmuş olan bir ceddin ahfa olarak Türkiye'nin tarihinin nasıl olur da yüzyıllık bir tarih olabileceği sorgulanmaktadır.
- 26:03Osmanlı'nın Yıkılışı ve Manevi İşgal
- Türkiye çok büyük bir medeniyetin çocuklarıdır; Selçuklu'yu da dahil edecek olursak bin yıllık İslam'la şereflendikten sonra Nizamiyeleri sahne semanları olmuştur.
- Osmanlı'yı tarih sahnesinden düşüren düşmanlar, bir daha korkulu rüya görmemek için tedbirler almışlardır.
- Türkiye vatansız kalmış bir millettir, zihni bir işgal yaşıyor ve yüz yıldır zihinlerimiz işgal altında.
- 28:45İstanbul'un İşgali ve Manevi İşgal
- İngilizler Çanakkale'de ikiyüz tane ölü bırakıp çekilip gittikten sonra, 18 Mart'ta işgal ettikleri İstanbul'da tek kurşun sıkmadan resmi merasimle teslim edip gittiler.
- Birinci işgal bin yıllık irfanımızın kapısına kilit vurmaktır; bir milletin dilini imha ederseniz, o milletin tarihini bitirirsiniz.
- Osmanlı münevveri elli-altmış bin kelimeyle düşünce hayatına hizmet ederken, bugünün Cumhuriyet aydını üçbinbeşyüz tilcik ile yaşamaya mahkumdur.
- 31:03Dil ve Eğitim Üzerine Düşünceler
- Konuşmacı, dilsiz bir milletin çocuklarının nasıl eğitileceğini sorguluyor ve kelimelerin düşünme sürecinde önemli olduğunu vurguluyor.
- Dilin yok edilmesi ve alfabenin yıkılması, bir medeniyetin hafızasını tekrar yerine getirmek için büyük bir zorluk oluşturuyor.
- Konuşmacı, Hüseyin Yılmaz'ın Risale-i Nur Külliyatı'nın Türkçeyi muhafaza etmek için önemli bir kaynak olduğunu ve Osmanlı ile aramızda kalmış tek köprü olduğunu belirtiyor.
- 33:08Edebiyat ve Tercüme Çalışmaları
- Ahmet Hamdi Tanpınar gibi Türkçeyi çok iyi kullanan edebiyatçıların eserleri vurgulanıyor.
- Son dönemlerde transkripsiyon, sadeleştirilmiş ve orijinal halleri bir arada sunulan yüzlerce başarılı tercüme eseri üretildiği belirtiliyor.
- Konuşmacı, AK Parti iktidarının Türkiye açısından refah devri olduğunu ancak eğitim müfredatı konusunda zayıf kaldığını ifade ediyor.
- 34:35Osmanlıca ve Eğitim Müfredatı
- Osmanlıca'nın ilkokuldan itibaren en azından seçmeli ders olarak okutulması gerektiği vurgulanıyor.
- İngiliz çocuklarının Shakespeare'i ana metinlerinden okuyup anlayabildiği gibi, Türk çocuklarının da Tanpınar gibi yazarları sadeleştirme ihtiyacı olmadan okuyabilmeleri gerektiği belirtiliyor.
- Cemil Meriç, Peyami Safa ve Necip Fazıl gibi yazarların eserlerinin okunması gerektiği, dilin gramerden değil tecrübeden öğrenildiği vurgulanıyor.
- 36:51Dilin Önemi ve Müfredat Değişikliği
- Konuşmacı, öğretmenlerin büyük medeniyetin mensupları olduklarını ve yalan hikayelere aldanmamaları gerektiğini hatırlatıyor.
- Düşünebilmenin yolu zengin bir dilden geçtiği ve Osmanlıca'nın müfredata mutlaka girmesi gerektiği belirtiliyor.
- Batıperest nesilleri yetiştiren müfredatın değişmesi gerektiği ve müfredat değişmeden batı kompleksi ile yetişen nesillerle bir yere varamayacağımız vurgulanıyor.