Buradasın
Hiç Doğmamış Olmanın Doğmuş Olmaya Göre Daha İyi Olup Olmadığı
youtube.com/watch?v=5Y9DOj5Ij68Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir anlatıcı tarafından sunulan felsefi bir anlatımdır. Anlatıcı, "Mamudo Kurban" karakteri ve Hindistan'da Rafael Samuel'in anne-babasına karşı açtığı dava örneği üzerinden başlayıp, felsefe tarihindeki önemli düşünürlerin görüşlerini kronolojik olarak incelemektedir.
- Video, "Hiç doğmamış olmanın doğmuş olmaya göre daha iyi olup olmadığı" sorusunu ele alarak, Antik Yunan felsefesinden başlayarak Stoacılar, Epikürcüler, Kinistler, Teognis, Sophokles, Hegesias, Mahsuni Şerif, Voltaire, Flaubert, Dostoyevski, Schopenhauer, Kierkegaard, Nietzsche, Tolstoy, Kropotkin ve Chernichevsky gibi düşünürlerin bu konudaki görüşlerini incelemektedir.
- Anlatım, hayatın anlamsızlığı, acı ve kötülük temaları etrafında şekillenmekte ve Schopenhauer'ın felsefesiyle modern pesimizmin nasıl ortaya çıktığını açıklamaktadır. Video, hayatın anlamsızlığının gerçekliğini kabul etmekle birlikte, bu gerçekliği yeni manalar yaratarak karşı koyulması gerektiğini vurgulayarak sona ermektedir.
- 00:46Doğmamış Olmanın Doğmuş Olmaya Yanıp Yanmadığı Sorusu
- 2009 yılında Hindistan'da Rafael Samuel, anne ve babasına rızasını almadan dünyaya getirildiklerini iddia ederek dava açmaya hazırlandığını belirtti.
- Rafael kendisini antinatalist olarak tanımlayarak, acı çekecekleri bilinerek çocuklar getirildiğini ve bir çocuğu dünyaya getirmeye zorlayıp kariyer yapmaya itmek adam kaçırma ve köle tacirliği olduğunu sordu.
- Rafael'in bu davranışının temelinde daha derin bir sorunsal vardı ve bu sorunsal sadece Rafael Samuel tarafından düşünülmemişti.
- 01:53Antik Yunan'da Doğmamış Olmanın Güzellemeleri
- Yunanlılar insan varoluşunun ölümlü, acı ve ızdırap dolu olduğunun farkındaydılar ve hayata karşı bir anlam oluşturma gayesi içerisine girmişlerdi.
- Silenos'un efsanesinde, hayattaki en iyi ve en mükemmel şeyin doğmamış olmak, var olmamak, hiç olmak olduğu belirtiliyor.
- Teognis, Sophokles ve Krates gibi Yunan şairleri ve filozofları da doğmuş olmanın, ölümlülük ve var olmanın olumsuz yönlerini vurgulamışlardır.
- 03:58Hegesias ve Modern Pesimizm
- Pesi Thanatos lakaplı Hegesias, mutluluğun mümkün olmadığını, zenginliğin, refahın, şan ve şöhretin mutluluk üzerinde büyük etkileri bulunmadığını savunmuştur.
- Mahsuni Şerif'in "Mamudo Kurban" türküsünde de yoksulluk ve hastalık gibi musibetlerden dolayı hazza ulaşamayan insanların en uygun yolun hayatlarını sonlandırmak olduğu belirtilmiştir.
- Yunanlılar hayata karşı yeni anlamlar yaratabilmişlerdi; bu anlamların en başında sanat ve üretkenlik gelmekteydi.
- 06:16Modern Pesimizmin Gelişimi
- Hiç doğmamış olmaya yapılan güzellemelerin en etkili safhası, modern pesimizmin kurucusu olan Schopenhauer'la ortaya çıktı.
- Voltaire ve Flaubert gibi 18. ve 19. yüzyıl edebiyatçıları da hiç doğmamış olma konusunu ele almışlardır.
- Dostoyevski'nin "Karamazov Kardeşler" romanında, Ivan Karamazov yetişkinlerin elmayı yiyerek kötülüğün ne olduğunu öğrendiklerini ve zalimleştiklerini, çocukların ise hiçbir şeyi yemedikleri için suçsuz olduklarını savunmuştur.
- 08:42Schopenhauer'ın Felsefesi
- Schopenhauer, binlerin mutluluk ve sefa içerisinde yaşaması, asla tek bir kişinin ızdırabını ve can çekişmesini telafi edemeyeceğini belirtmiştir.
- Schopenhauer'ın felsefesiyle artık var olmamak, kesinlikle var olmaya yeğlenebilir hale geldi ve felsefesinin görevi insanı tamamen bu kavrayışa ulaştırmaktı.
- Schopenhauer'a göre olumlu mutluluk sonsuz bir kuruntuydu, insanlar ancak olumsuz mutluluğa ulaşabilirlerdi ve bu olumsuz mutluluk acıların kısa bir süreliğine dinmesi anlamına geliyordu.
- 11:04Kierkegaard'ın Hayat Anlayışı
- Kierkegaard, 22 yaşında iken günlüğüne "asıl mesele benim için hakikat olan hakikati bulmak" yazmıştır.
- Kierkegaard, Schopenhauer kadar sert ve karamsar olmasa da yaşamın manasızlığı konusunda hemfikirdi.
- 1843 yılında kaleme aldığı "Ya Ya da" adlı kitabında manasızlığa karşı nükteci bir yaklaşım sergilemiştir.
- 12:43Kierkegaard'ın Ölüm ve Mutluluk Anlayışı
- Kierkegaard'a göre ölümün varlığı mutluluğu getiren bir ödüldür ve en mutsuz kişi ölmeyi beceremeyen, en mutlu kişi ise bunu başarabilen kişidir.
- Yaşlıyken ölen kişi gençliğinde ölenden daha mutlu, doğarken ölen bunlardan daha mutlu, hiç doğmamış olan ise hepsinin arasında en mutludur.
- Kierkegaard, hayatın manasızlığını Tanrı'ya koşulsuz şartsız bir bağlılıkla giderilebileceğini düşünmüştür.
- 14:49Doğmamış Olmaya Dair Özlem
- 16. yüzyılın bir Rus kriğinde, Kazan Hanlığı'nın bağımsızlığını savunan Süybik'in Moskova'ya teslim edilirken eski eşi Sefa Giray'ın mezarını ziyaret ettiği anlatılır.
- Süybik, mezarı başında "Hiç doğmayanlarla ölenler bahtiyar olur" diyerek doğmamış olmaya dair özlemi dile getirmiştir.
- Mustafa Kemal Atatürk'ün 1916 yılında Madam Corinne'e yazdığı mektupta "Hiç doğmamış olmak veya hiç unutulmamak isterdim" ifadesi yer almaktadır.
- 16:06Hayatın Anlamsızlığına Karşı Antitezler
- Nietzsche'ye göre hayatın anlamsızlığını daha oynanabilir kılan unsurlardan en başta geleni sanattır.
- Schopenhauer ve Tolstoy'ya göre insan iradesinin ötenazisidir, Kierkegaard'a göre Tanrıya koşulsuz şartsız bir bağlılıktır.
- Kropotkin'e göre toplumsal bir dayanışma, Chernichevsky'e göre insan benliklerinin uzlaştırılmasıdır.
- Hayatın anlamsızlığından dert yanıp el etek çekmek, zeki fakat meyyus zihinlerin güvenli bir sığınak arayışıdır.