Buradasın
Foucault'un İktidar ve Özne Kavramları Üzerine Akademik Sohbet
youtube.com/watch?v=XuJJbscxB-sYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir akademik sohbet formatında olup, konuşmacılar arasında bir psikiyatrist, Ferdi adında bir akademisyen ve diğer akademisyenler bulunmaktadır. Konuşmacılar arasında Foucault'un "modern iktidarın insanı özneleştirme biçimleri" konusunda doktora tezini yazmış biri de bulunmaktadır.
- Video, Foucault'un iktidar, özne ve yönetim modelleri teorilerini Türkiye'nin siyasi tarihi ve toplumsal dönüşümleri üzerinden incelemektedir. Konuşmacılar, uysallaştırma, panoptikon, has-performans mekanizmaları ve üç yönetim modeli (hükümdarlık, disiplin ve yönetimsellik) gibi kavramları ele alırken, modernite, neoliberalizm ve kapitalizm gibi toplumsal süreçlerin insanı nasıl özneleştirdiğini tartışmaktadır.
- Sohbet, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan günümüze kadar olan süreçte bu yönetim modellerinin nasıl uygulandığını, askeri darbelerin disiplin modelinin geri dönüşü olarak yorumlanmasını ve 1980'lerden itibaren neoliberalizmin Türkiye'ye girişi gibi konuları kapsamaktadır. Ayrıca, delilik, suç, hastalık ve cinsellik gibi kavramların tarihsel olarak nasıl kurulduğu ve kimliklerin nasıl oluşturulduğu da incelenmektedir. Video, soru-cevap bölümüyle devam etmektedir.
- 00:01Giriş ve Konuşmacının Tanıtımı
- Konuşmacı, gelenek ve modernite arasındaki karşıtlığın felsefi bağlamda incelenmesi konusunu ele alacak.
- Doçent Dr. Ferda Keskin, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Lisans ve Kolombiya Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayan, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde görev yapan bir akademisyendir.
- Ferda Keskin, Türkiye'de Foucault'yu tanıttığı ve eleştirel felsefe konusunda önemli çalışmaları bulunan bir düşünürdür.
- 01:50Konuşmanın Amacı ve Yöntemi
- Konuşmacı, Türkiye'de moderniteyi siyasal modernite açısından ele alacak ve bu analizi Foucault'ın teorileri üzerinden yapacaktır.
- Foucault, modernite kavramını gelenekle ilişkisi içerisinde en kapsamlı şekilde tartışan düşünürlerden biridir.
- Konuşma, konuşmacının son birkaç yıldır üzerinde çalıştığı ve yakın gelecekte zenginleştirmeyi hedeflediği bir hipotezi içermektedir.
- 05:03Modernite Kavramı ve Foucault'ın Yaklaşımı
- Konuşma, moderniteyi Foucault'ın analizini takip ederek ele alacak ve geleneği modernite içinde tartışacaktır.
- Modernitenin başlangıcı konusunda fikir birliği yoktur; bazıları Descartes'la, Foucault ise Kant'la başladığını iddia etmektedir.
- Foucault'ın modernite analizleri farklı alanlarda farklı dönemlerde yapılmıştır: sanatta, siyaset düşüncesinde, bilimlerde ve bilim tarihinde.
- 07:21Foucault'ın Siyasal Modernite Analizi
- Konuşmacı, Foucault'ın 1974-1979 yılları arasındaki çalışmalarını temel alarak siyasal modernite analizini yapacaktır.
- Foucault'ın "Cinselliğin Tarihi" kitabında "Modernite, batı'da modernitenin eşiği, insan bedeninin siyasal stratejilerinin nesnesi haline gelmesiyle başlar" diyerek modernitenin başlangıcını tanımlamıştır.
- Foucault'ın bu analizinde, batı'da uzun süre geçerli olan bir iktidar modeli vardı ve bu modeli "hükümtanlık" veya "hukuki söylemsel iktidar modeli" olarak tanımlamaktadır.
- 10:10Hükümtanlık Modeli
- Hükümtanlık modeli, Foucault'a göre negatif bir iktidar modelidir; yasaklayarak işler ve kendini yasa olarak formüle eder.
- Bu modelde iktidarı yasa olarak ifade eden ve uygulayan temsilci hükümdandır.
- Foucault'ın bu iktidar modelini formüle etmesinde Thomas Hobbes'un "Leviathan" kitabından yararlanmıştır.
- 12:18İktidarın Ontolojisi
- Hükümtanlık modelinin temel ön kabulü, iktidarın ontolojisiyle ilgilidir ve iktidarı herkesin sahip olduğu ve belirli bir sözleşme çerçevesinde devredilebilen bir şey olarak tanımlar.
- Foucault, iktidarın bir şey olarak tanımlanmasına karşı çıkacaktır.
- Bu hükümranlık modelinde, toplanmış olan iktidarı yasa olarak formüle eden ve uygulayan merci hükümran olup, yasa esas itibariyle yasaklama üzerinden işler.
- 14:47Hükümtanlık Modelinin Zamanı
- Hükümtanlık modeli özellikle geç ortaçağ Avrupa'sı için ihtiyaç duyulan bir modeldi.
- Geç ortaçağ Avrupa'sı, farklı iktidar mercileri arasında ciddi çekişmelerin ve çatışmaların devam ettiği, henüz bir çözüme kavuşmadığı bir döneme tekabül ederdi.
- 15:06Hobbes'un Siyaset Teorisi ve Kapitalizmin Gelişimi
- Hobbes'un Büyük Britanya'daki aristokrasi, monarşi ve kilise arasındaki çatışmaları aşmak için geliştirdiği teori, herkesin iktidarını tarafsız bir merkeze devretmek ve bu iktidarı yasa olarak kodlamaktır.
- Kapitalizm, 18. yüzyılda başlayan ve Avrupa'da gelişmeye başlayan bir sistemdir; endüstriyel kapitalizm ise yoğun emek gerektiren bir üretim biçimidir.
- Foucault'a göre modernite, insan bedeninin siyasal stratejilerin nesnesi haline gelmesiyle başlar çünkü bedende var olan emek gücü, ekonomik süreçler için vazgeçilmez bir unsurdur.
- 18:46Biyo-Iktidar Kavramı
- Siyasal iktidar, beden odaklı bir iktidara dönüşmüş olup artık negatif olamaz; çünkü emeğin kaynağı olan can ve beden, ekonomik süreçler için vazgeçilmezdir.
- Foucault için biyo-iktidar, insanın biyolojik varlığını kendisine nesne alan iktidar ve bu da modernitenin başlangıcıdır.
- Biyo-iktidar, insanda var olmayan becerileri kazandırmak veya var olanları güçlendirmek ve bu becerileri iktisadi üretim mekanizmalarına dahil etmek zorundadır.
- 21:24Disiplin ve Nüfusun Biyopolitikası
- Biyo-iktidarın bir mekanizması disiplin olup, insan bedeninin disipline edilmesi gerekmektedir; çünkü üretim sürecine etkili, üretken ve güçlü bir şekilde dahil olabilmesi için bedenin disipline edilmesi gerekir.
- Disiplin, bedeni güçlendirmek ve üretken hale getirmek ile birlikte, aynı zamanda onu uysallaştırmak da içermektedir.
- Foucault'a göre biyo-iktidar hem bireyselleştirici (tek tek bireylere yönelik) hem de bütünselleştirici (insanlığa veya insan bütünlerine yönelik) olup, ikinci versiyonu nüfusun biyopolitikası olarak adlandırılır.
- 24:18Aydınlanma ve Biyopolitik Hizmetler
- 1775 yılında geliştirilen hijyen, sağlık hizmetleri, kanalizasyon sistemleri ve itfaiye örgütleri aslında biyopolitik hizmetlerdir.
- Bu hizmetler, nüfusun sağlıklı bir şekilde üreyebilmesi için gerekli ortamı sağlamak üzere geliştirilen kurumlar ve hizmetlerdir.
- Foucault 1775'ten sonra Cinselliğin Tarihinin Birinci Cildi'ni yayınladıktan sonra, bu analizi farklı bir yere taşıyacaktır.
- 25:47Foucault'un İktidar Modelleri
- Foucault'un 1978-1979 yıllarında verdiği "Güvenlik, Toprak ve Nüfus" başlıklı derslerinde üç farklı iktidar modeli tanımlanmaktadır.
- İlk model hükümranlık modelidir; burada hükümran tebaasından ayrı ve aşkın bir konumdadır, güvenlik de hükümranın güvenliğidir ve yasa-yasaklama mekanizması kullanılır.
- İkinci model disiplin modelidir; bu modelde yasanın yerini normlar alır ve özgürlüklerin kısıtlanması yasaklama yerine "neyin yapılması gerektiğini" belirleyerek gerçekleştirilir.
- 29:16Yönetimsellik Modeli
- Foucault, 18. yüzyıldan itibaren Batı'ya dahil olan üçüncü iktidar modelini "yönetimsellik" olarak adlandırır.
- Yönetimsellik modeli, kapitalizmin ihtiyaç duyduğu emeğin, sermayenin ve malların dolaşım özgürlüğünü güvenlik altına almak için gerekli mekanizmalar bütünüdür.
- Bu modelde gerçekliğe müdahale etmek yerine, gerçekliğin hangi yönde ilerleyeceğini kestirmek ve bu yönde gelişmesini sağlamak amaçlanır.
- 33:22Yönetimsellik Modelinin Özellikleri
- Yönetimsellik modeli, bilimsel yordamlar kullanarak gerçekliğin hangi yönde ilerleyeceğini kestirmeyi amaçlar.
- İstatistik, bu modelin gereksinimlerini karşılamak için ortaya çıkmış ve gelişmiş bir iktidar mekanizmasıdır; aslında "devlet bilimi" anlamına gelir.
- Ekonomi-politik disiplini de bu modelle yakından ilişkilidir ve esas amacı belirli bir özgürlüğü tanımak suretiyle kapitalizmin bekasını sağlamaktır.
- 37:36İktidar Modelleri ve Türkiye
- Foucault'un tanımladığı iktidar modelleri (hükümdarlık, disiplin ve yönetimsellik) Türkiye'nin yakın tarihini okumak için kullanılabilecek bir teorik çerçeve olarak sunulmaktadır.
- Hükümdarlık modelinde hükümran, üzerinde hüküm sürdüğü tebaanın dışında ve ona aşkın bir konumdadır, önemli olan hükümranın kendi güvenliği olur.
- 38:45İktidar Modeli ve Toprak Kavramı
- İktidar modelinde temel kavram toprak olup, hükümranlık belirli bir toprak üzerinden ve o toprağın sınırları üzerinden tanımlanır.
- hükümran, tebaasına dışsal bir konumda olup, kendi güvenliğini ön plana çıkartmak suretiyle yönetir.
- Osmanlı'da da bu model uygulanabilir ve Kanuni Sultan Süleyman'ın kendi oğlunu boğdurduğu olay, hükümranın kendi güvenliği için kararlar aldığını gösterir.
- 40:07Modernleşme ve İktidar Modelleri
- 18. yüzyılda başlayıp 19. yüzyılda hızlanan modernleşme sürecinde iki farklı iktidar modeli görülebilir.
- II. Mahmud'un yeniçeri ocağını lağvetmesi ve asakir-i mansure-i muhammediye ordularını kurmasıyla Osmanlı'da disiplin modeli ortaya çıkmıştır.
- Foucault'a göre Batı'da ortaya çıkan disiplin modelinin en temel örneği modern Prusya ordularıdır.
- 41:38Disiplin Mekanizmaları ve Modern Toplum
- Savaş teknolojisinin değişmesiyle savaşan bedenlerin yeni becerilere ihtiyacı oluşmuş ve disiplin mekanizmaları ordu içinde en iyi şekilde uygulanmıştır.
- Modern toplumda askeri bir düzen içinde oturulmaktadır; öğrenciler saf alır, öğretmen komutan konumundadır.
- Modernite, okullardan başlayarak hastanelere, eğitim ve sağlık sektörlerine askeri modeli uygulamıştır.
- 44:12Yönetimsellik Modeli
- II. Mahmud'la beraber nüfus kavramının önem kazanması ve ilk defa nüfus sayımlarının yapılması, yönetimsellik modelinin ortaya çıkmasına işaret etmektedir.
- Yönetimsellik modeli nüfusu hedef alır ve nüfusun hesaplanabilir, üretkenliği regüle edilebilir bir şey haline gelmesini amaçlar.
- Foucault'un "güvenlik, toprak, nüfus" başlıklı derslerinde yönetimsellik modelinin nüfusa yönelmesi vurgulanmıştır.
- 45:49Türkiye'de Modernleşme
- Türkiye Cumhuriyeti disiplinci model üzerinden kendini şekillendiren bir modernite örneğidir.
- Türkiye, "Talim ve Terbiye Dairesi" adını verdiği eğitim kurumıyla disiplin modelini en iyi anlamış toplumlardan biridir.
- Talim ve terbiye, Foucault'un "Hapishanenin Doğuşu" kitabında kullanılan terimlerdir; bedenin talim yoluyla beceriler edinmesi ve terbiyeli olmasıdır.
- 48:10Türkiye'de İki İktidar Modeli
- Cumhuriyet döneminde sadece disiplin modeli değil, aynı zamanda yönetimsellik modeli de girmeye başlamıştır.
- Liberalizm Türkiye'ye çok daha geç girmiştir; teorik olarak 19. yüzyılın sonundur.
- Mustafa Suphi gibi isimler 19. yüzyılın sonunda liberalizm kavramıyla düşünmüş ve bu kavramı Osmanlı'ya uygulamaya çalışmıştır.
- 50:09Foucault'un İktidar Modelleri
- Foucault'a göre hükümranlık, yönetimsellik ve disiplin üç iktidar modeli birbiri ardına gelse de birbirlerini tamamen iptal eden modeller değildir.
- Disiplin modeline geçildiğinde yasak ortadan kalkmaz, norm olarak işlemeye başlar; yönetimsellik modelinde disiplin teknikleri ortadan kalkmaz, yeni amaçlar doğrultusunda kullanılmaya başlarlar.
- Kriz dönemlerinde modeller geride bıraktıkları modellerin tekniklerine başvurabilir, disiplin toplumu yeri geldiğinde hükümranlığa geri dönebilir.
- 51:30Türkiye'de İktidar Modelleri
- Türkiye'nin yönetimsellik modelinin yerleşmesi 1950 seçimleriyle başlayan Demokrat Parti döneminde başlamıştır.
- Tek partili hükümran disiplinci iktidar modelinden, dolaşım özgürlüğünü ön plana çıkaran kapitalist bir sistemle değişim olmuştur.
- Adnan Menderes'in elindeki kaynakları, dolaşım özgürlüğünü mümkün kılacak altyapıyı hazırlamaya çalışması için harcamasında şaşıracak bir şey yoktur.
- 55:22Türkiye'de Askeri Darbeler ve İktidar Modelleri
- Askeri darbe, disiplinci modelin merkezi ve temsilcisi olan ordudur.
- 1960'tan 15 Temmuz'a kadar yaşanan askeri darbeler, yönetimsellik modelinin krize girdiği durumda disiplinci modelin geri getirilmesi ve müdahale etmesi anlamına gelir.
- Bu darbeler Türkiye'de kapitalist iktidarın krizlerini, disiplinci iktidar modelinin müdahale etmesiyle ve daha sonra yönetimsellik modeline geri dönüşüyle aşmıştır.
- 57:29Neoliberalizm ve İktidar Modelleri
- 2001 yılından itibaren Türkiye'ye neoliberalizm girmiştir.
- Foucault'un analizinde yönetimsellik modeli liberalizmle ortaya çıksa da, daha sonra neoliberalizm tarafından temellendirilmiş ve mükemmelleştirilmiş bir modeldir.
- Neoliberalizm 1930'ların sonunda ortaya çıksa da kurumsallaşması 1979'da Thatcher'ın, 1980'de Reagan'ın iktidara gelmesiyle olmuştur.
- 58:42Neoliberalizm ve Askeri Darbeler
- Şili'deki askeri darbe sonrası neoliberal politikalar uygulanmaya başlandı.
- Türkiye'de 24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesi, neoliberalizmin uygulanması için gerekli bir süreçti çünkü emekçi kesim bunu kabul etmez.
- Özal'la birlikte Türkiye'ye neoliberalizm girdi ve 1980 darbesi sonrası disiplin modeli (askeri vesayet) giderek izole edilmeye çalışıldı.
- 1:00:22Neoliberalizm ve Muhafazakar Ahlak
- Neoliberalizmin 2000 yılından sonra aldığı biçim, Amerika ve İngiltere'de olduğu gibi muhafazakar bir ahlak anlayışının da güçlenmesiyle birlikte geldi.
- Bu muhafazakar ahlak, özgürlüğün regüle edilmesi gereken bir şey olduğuna vurgu yaparak kendini dayattı.
- Dönemin başbakanı saat 10'dan sonra içki satılmasını yasaklarken "regüle etmek" ve "disipline etmek" istediğini belirtmişti.
- 1:02:47Türkiye'de Toplumsal Dönüşüm
- Türkiye'de askeri darbeler, Cumhuriyet'in kuruluşu ve Osmanlı modernleşmesi, hükümranlık, disiplin ve yönetimsellik modellerinin birbiri ardına gelmesi ve birbirlerinin modellerini kullanarak toplumu dönüştürme süreci olarak görülebilir.
- Bu süreç rahat işleyen bir süreç değil, yeri geldiğinde direniş ve muhalefet ortaya çıkabiliyor.
- 200-250 yıl içinde geçirdiğimiz toplumsal dönüşüm, ithal ettiğimiz politik teknolojiler ve yöntemlerin ortaya çıkardığı gerçekliği Foucault'un analizleri üzerinden okunabilir bir süreç.
- 1:06:07Foucault'un Özneleştirme Anlayışı
- Foucault'un yönetimsellik modelinde terbiye etme yöntemi iki yönden gerçekleşir: insanın bedeni ve insanın zihni.
- Foucault'a göre insanlar Batı'nın tarihinde özneye dönüştürülme biçimlerinin analizi yapmıştır ve özne verili bir şey değildir.
- Özneleştirme, insanların kendi rızalarıyla sisteme dahil olmalarını ve bu sistemi yeniden üretmelerini sağlayan mekanizmaların analizidir.
- 1:09:12Öznelik ve Söylem İlişkisi
- Öznelik, Foucault'a göre insanın kendisiyle kurduğu bilinç ilişkisi ve kendi varlığını kendi zihninde temsil etme biçimidir.
- Özneleşme, insanın kendi varlığını belirli bir söylemle eklemlendirmesi anlamına gelir.
- Foucault'un kariyeri, insanların varlıklarını belirli söylemlerle nasıl temsil ettiklerini analiz etmektir.
- 1:10:29Delilik ve Akıl Hastalığı
- Delilik, her zaman var olan bir davranış biçimi, psikiyatri kavramlarıyla tanımlanarak akıl hastalığı adı verilen bir deneyime dönüştü.
- Delilik gerçeklikte olan bir şey iken, akıl hastalığı tarihsel olarak kurulan bir kavramdır.
- Psikiyatri söylemiyle delilik eklemlendirilerek psikiyatri kavramlarıyla tanımlanmaya başlandı.
- 1:11:00Suç ve Mücrimlik
- Foucault'a göre, suç (kriminalite) Batı tarihinde belli bir noktadan itibaren mücrimlik (curum) olarak dönüşmüştür.
- Suç, kuralların ihlali olarak tanımlanırken, mücrimlik hukuki bir kavramdır.
- Suçun kriminoloji, pedagoji ve psikopatoloji gibi söylemlerle ilişkilendirilmesiyle mücrimlik adı verilen bir deneyime dönüşmesi olmuştur.
- 1:12:04Cinsellik ve Hastalık
- Foucault'un çalıştığı tıpta, insan bedeni ve bedende mevcut özelliklerin modern tıbbın söylemiyle kavramsallaştırılmasıyla hastalık deneyimi ortaya çıkmıştır.
- Foucault'un "Cinselliğin Tarihi" adlı eserinde, 18. yüzyıldan itibaren psikopatoloji, tıp ve pedagoji gibi söylemlerle eklemlendirilerek cinsellik adı verilen bir deneyime dönüşmesi anlatılmaktadır.
- 1:12:51Kimlik ve Normlar
- Bilinç ilişkisi kurduğumuz andan itibaren kendimizi kimliklendirmeye başlarız; akıl hastalığı, hastalık, mücrimlik gibi durumlar da bir kimlik oluşturur.
- Kimlikleri tanımlayan unsurlar sadece betimsel değil, aynı zamanda normatifdir.
- Her kimlik, kendisiyle beraber o kimliği tanımlayan normları da benimsemek anlamına gelir.
- Normları benimsediğimiz andan itibaren, kendimizi belli sınırlarla sınırlamaya başlarız ve bunu kendi rızamızla uygulamaya başlarız.
- 1:14:19Panoptikon Örneği
- Foucault'un "Hapishanenin Doğuşu" kitabındaki panoptikon örneği, bu konunun en güzel örneğidir.
- 1:14:29Panoptikon Kavramı
- Panoptikon, Jeremy Bentham'ın tasarladığı ideal hapishane modelidir; yuvarlak bir bina içinde avlunun ortasında gözetleme kulesi bulunur.
- Bina içindeki hücreler şeffaf olup, avluya bakan taraflarında duvar yerine sadece demir parmaklık vardır.
- Gözetleme kulesindeki kişi ışık olmadan pencerelerden gözetleyebilir, bu da mahkumların kendilerini sürekli gözetleniyor hissetmesine neden olur.
- 1:16:11Özneleştirme Tekniği
- Özneleştirme, şiddet kullanmadan insanları uysallaştırmak için kullanılan sinsi ve ekonomik bir tekniktir.
- Normların içselleştirilmesi süreci, insanları özneleştiren ve aynı zamanda uysallaştıran bir süreçtir.
- Foucault'a göre, rıza almaktan ziyade insanı özneleştirmek, onu bir deneyimin öznesi olarak görmesini sağlamak daha etkilidir.
- 1:19:19Bilim ve Özneleştirme
- Tıbbın, psikopatolojinin ve psikiyatrinin normal ile patolojik arasındaki ayrımı yapması, insanları özneleştirmek ve uysallaştırmak için kullanılan önemli bir araç olmuştur.
- İnsanlar kendilerini normal olmanın öznesi olarak görmek isteyince, patolojik olarak tanımlanan davranışları kendileriyle sınırlar.
- Neoliberal öznellik, insanın davranış biçimini yönetmek üzerine kurulu bir sistemdir ve bu sistem insanı neoliberalizmin normlarına uygun olarak kendi zihninde temsil etmeye zorlar.
- 1:21:20Neoliberal Öznellik ve Emek Kavramı
- Neoliberal öznellikte rekabet, emeğin sermaye olarak kavramsallaştırılması temel normlardır.
- Chicago ekolüne göre, ücret bir gelirdir ve emek bir sermayedir; çalışan kişi bir emekçi değil, kendi emeğini yatırıma dönüştüren bir girişimcidir.
- Foucault, bu kavramların 1970'lerden sonra Batı toplumuna nasıl nüfuz ettiğini ilk kez göstermiştir.