Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitimci tarafından sunulan psikiyatri hemşireliği eğitim dersidir. Konuşmacı, duygudurum bozuklukları ve klinik bakımı konusunu detaylı şekilde anlatmaktadır.
- Video, duygulanım ve duygu durumu arasındaki farklarla başlayıp, DSM-4'te duygudurum bozukluklarının sınıflandırılmasını ele alıyor. Ardından depresyonun tanımı, semptomları, etiyolojik yaklaşımları ve tedavi yöntemleri anlatılıyor. Son bölümde ise bipolar bozukluk türleri, semptomları ve hemşirelik bakımında dikkat edilmesi gereken noktalar açıklanıyor.
- Ders içeriğinde ayrıca intihar riski belirtileri, intihar riski değerlendirme ölçekleri, bipolar bozukluğun manik ve depresif dönemlerindeki semptomları, nörobiyolojik yaklaşımlar ve tedavi yöntemleri (lityum, viproik asit, antipsikotikler, EKT) detaylı şekilde ele alınıyor. Video, kendine ve başkalarına zarar verme riski olan hastalarda uygulanması gereken bakım yöntemlerini de kapsamaktadır.
- 00:21Duygudurum Bozuklukları ve Temel Tanımlar
- Duygudurum bozuklukları kliniklerde sıklıkla karşılaşılan bozukluklardan biridir.
- Duygudurum bozukluklarını anlamak için duygulanım ve duygu durumu arasındaki farkı bilmek önemlidir.
- Duygulanım, bireyin uyaranlara ve olaylara düşünceleri alınarak duygusal anlık tepki verebilmesidir (neşe, öfke, üzüntü, kin, sıkıntı gibi).
- 01:30Duygu Durumu ve Özellikleri
- Duygu durumu, bireyin belli bir süre değişik derecelerde rahat, endişeli, üzüntülü, tedirgin, öfkeli, taşkın ya da çökkün bir duygulanım içinde olmasıdır.
- Duygu durumu daha uzun vadeli, gün içine yayılmış bir duygulanımdır ve kişisel özellikler olarak tanımlanabilir.
- Duygulanım anlık uyarılara verilen duygusal tepki olarak, duygu durumu ise daha uzun vadedeki durum duygulanımdır.
- 02:16Duygudurum Bozukluklarının Özellikleri
- Duygudurum bozukluklarının temelinde özellikle bipolar bozukluklarda duygu durum değişmeleri çok fazladır.
- Bipolar bozukluklarda duygudurum bozukluklarına sürekli bir labilite görülür, beş dakika önce farklı bir duygudan beş dakika sonra farklı bir duyguya geçiş olabilir.
- Duygudurum bozukluklarında taşkın duygu durumu (öfori), taşkınlık (eaasyon) ve ektasyon (saldırganlık) gibi aşırı duygular görülebilir.
- 04:00Duygudurum Bozukluklarının Sınıflandırılması
- Duygudurum bozukluklarında anlık duygu değişimleri görülür.
- DSM-4'te duygudurum bozuklukları genel tıbbi drama bağlı duygudurum bozuklukları, madde kullanımına yol açtığı duygudurum bozuklukları, depresif bozukluklar (majör bozukluk, dimik bozukluk ve bipolar bozukluk) ve siklotimik bozukluk olarak gruplanır.
- 04:23Depresyon Tanımı ve Özellikleri
- Depresyon, çökkünlük, derin üzüntü ve bazen bunaltılı bir duygu duyumu olarak tanımlanır ve anksiyete ile eşlik edebilir.
- Depresyonda içte sıkıntı, üzüntü, kaygı halleri oluşabilir, psikomotor ajitasyona ve fizyolojik işlerde yavaşlamaya yol açabilir.
- Depresyonda anhedoni (her zaman yaptığı işlerden keyif alamama), karamsarlık ve anksiyete duygu ve düşünceleri oluşur.
- 05:15Depresyonun Klinik Özellikleri
- Depresyon, iki haftadan uzun süre ve giderek artan şiddetli semptomların olması durumunda klinik olarak tanımlanır.
- Depresyon birincil çökkünlük (bedensel veya ruhsal hastalığa bağlı olmaksızın ortaya çıkan ilk çökkünlükler) ve ikincil çökkünlük (bedensel veya ruhsal hastalığa ikinci olarak ortaya çıkan) olarak ikiye ayrılabilir.
- Depresyonda genel semptomlar arasında çökkün yüz ifadeleri, aşağı doğru derin kaş çizgileri, ön omuzlar öne çökük postur ve apatik bir ifade bulunur.
- 07:07Depresyonun Duygusal ve Zihinsel Özellikleri
- Depresyonda keyifsizlikten derin üzüntü ve iç acısı duyma derecesine veren artma (çökkün duygu durumu) görülür.
- Hastalarda depresyon, depresif duygulanım, üzüntü, kederler ve anksiyeteyi içerir, özellikle erken sabah saatlerinde oluşan anksiyete günlüklerin genel özelliklerinden biridir.
- Zihinsel yetilerde bilinci açık, koopera oryante ama durgun, uyuşuk bir durum görülür, ağır çökkünlüklerde bilinç bulanıklığı izleme olabilir.
- 08:25Depresyonun Psikomotor ve Fizyolojik Belirtileri
- Depresyonda psikomotor yavaşlık ve azlığı, enerji eksikliği, günlük yaşam aktivitelerini yerine getirirken zorlanma veya erteleme görülür.
- Anhedoni sadece uğraşlarına değil, zevk aldığı şeylere de yansıyabilir; yemek yeme isteği değişebilir, duygusal yeme durumu olan hastalarda obezite riski oluşabilir.
- Hastalarda uyku bozukluğu, cinsel istekte azalma, sabah erken uyanma, uykuya dalmada güçlükler ve yeterince dinlenememiş kalkma gibi fizyolojik belirtiler görülebilir.
- 10:14Depresyonun Epidemiyolojisi
- Depresyon kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür (kadınlarda %5,40, erkeklerde %2,29 oranında) ve tüm nüfusta %4 oranında depresif nöbet yaygınlığı gözlenir.
- 18-44 yaşları arasında, özellikle 25 yaşından sonra yaygınlık artar, 45-65 yaş arasında cinsiyet farklılığı azalmakta, 65 yaşından sonra kadınlar aleyhine risk daha da artıyor.
- Yaşlılarda depresyon belirtileri fiziksel belirtiler şeklinde daha ağır ortaya çıkar ve ölüme varıncaya kadar semptomlar ortaya çıkabilir, bu nedenle beslenme düzeni, hiddetasyon bulguları ve uyku alışkanlığı ilk öncelik olmalıdır.
- 11:51Depresyonun Nörobiyolojik Yaklaşımı
- Kalıtım çalışmalarında duygudurum bozukluğu olanların birinci derece akrabalarında hastalanma riskinin yüksek olduğu bulunmuştur.
- Biyokimyasal kurama göre depresyonda sodyum ve potasyum elektrolitlerin dengesizliği ve nörotransmitterlerin salınımında dengesizlik görülür.
- Nöroppinefrin, dopamin ve serotonin gibi kimyasal maddelerin eksikliği gözlenir ve psikotrop tedavide bu nörotransmitterlerin seviyesini düzenlemek ve artırmak için SRRI, SNRRI gibi ilaçlar kullanılır.
- 12:43Depresyonun Psikolojik Yaklaşımları
- Nörobiyolojik yaklaşımda nörotransmitter etkinliği reseptörlerin yoğunluğu, seçiciliği ve duyarlılığı ile ilgilidir ve genetik aktarım bu faktörleri etkiler.
- Psikodinamik yaklaşımda Freud, ruhsal çökkünlüklerdeki belirtilerin yas tutma sırasındaki belirtilere benzediğini, ancak çökkünlüklerde soyut bir kayıp olduğunu ve nesne yitimi anksiyete ile ilişkili olduğunu belirtiyor.
- Virge göre, benliğin rahat, uyumlu ve değerli olabilmesi için her kişinin kendini gerçekleştirmeye çalıştığı beklentileri (erekler) vardır ve bu ereklerin yitimine ilişkin yas reaksiyonu depresyona neden olur.
- 14:41Depresyonun Diğer Yaklaşımları
- Bilişsel yaklaşıma göre depresyon temelde bir duygulanım bozukluğu değil, bilişsel bozukluklar olarak tanımlanır ve bu duygulanım bozukluğu ikincil olarak eşlik eder.
- Davranışçı yaklaşım Seligman'ın öğrenilmiş çaresizlik kuramı ile depresyon ilişkilendirir; kişi bir işi denediğinde olmuyorsa denemeden vazgeçerek öğrenilmiş çaresizlik gelişir.
- Objek kaybı kuramına göre yaşamın ilk altı ayında çocuk kendisi için önemli kişiden ayrıldığında veya terk edildiğinde benlik gelişimi kesintiye uğrar ve çocuk kendini çevreden geri çekmeye başlar.
- 16:08Depresyon Tedavisi
- Depresyonda benlik saygısı azalarak karşımıza çıkan suiist (kendine zarar verme) riski vardır ve özellikle hastanın geçmiş yaşantısında kendine zarar verme öyküsü varsa risk altında olur.
- Tedavide psikotrop tedavi, psikoterapiler ve somatik tedaviler (EKT ve TMS) kullanılır; öncelikle antidepresanlar kullanılır.
- Antipsikotikler özellikle benlik saygısı ile ilgili olumsuz düşünceleri olan hastalarda ve atipik antipsikotikler depresyonun gelişmesini engellediği için tedavide kullanılır.
- 18:13Psikoterapi ve Somatik Tedaviler
- Psikoterapiler etkili olur; bilişsel davranışçı psikoterapiler, psikanalitik psikoterapiler, bireysel veya grup psikoterapileri tercih edilebilir.
- EKT özellikle negatiftivizmi olan, koopera olmayan, ilaç uyumu bozuk olan ve sürekli suiist düşüncesi olan hastalarda etkili bir yöntemdir.
- TMS (transmagnetik uyarım tedavisi) beynin magnetik alanı değiştirilerek nörotransmitter salınımını aktive ederek etkili bir yöntem olarak tedavide kullanılır.
- 19:30Suiist Riski ve Hemşirelik Bakımı
- Hastanın depresyon semptomları azalmaya başladığında, suiist riski eyleme dökülebileceği bir güç bulmasına neden olabilir, özellikle ilk bir aylık zaman antidepresan kullanımında suiist riski hastalar açısından iyi gözlemlenmelidir.
- Suiist riski açısından risk grupları: kadın cinsiyetli, başka ruhsal hastalığı olan, alkol ve ilaç bağımlılığı olan, daha önce suiist girişimi olan, ailesinde suiist riski olan, parçalanmış aile üyeleri, yeni bir kayıp yaşayanlar, fiziksel hastalıklar olanlar ve cinsel istismar edenler.
- Hemşirelik bakımda hastayı tanı, klinik uygulama rehberlerinde ve veri toplama formlarında sağlığı algılama yönetimi, hastaneye yatış şekli, baş etme özellikleri gibi parametreler değerlendirilir ve hasta yakınlarıyla yapılan görüşmelerde suiist riski değerlendirilir.
- 23:10Özkıyım Belirtileri ve Değerlendirme
- Özkıyım belirtileri arasında "keşke ölseydim", "yarın beni göremeyeceksiniz" gibi direkt sözel ifadeler ve sevilen objeleri başkalarına verme isteği bulunur.
- Dolaylı sözel ifadeler, her zamankinden farklı telaş, ajite ve huzursuzluk, yeme-uyuma alışkanlıklarının değişmesi, ilaçları reddetme ve vasiyet yazma gibi davranışlar da özkıyım riskini gösterir.
- İntihar riski değerlendirme ölçekleri (intihar bilişleri ölçeği, intihar düşüncesi ölçüsü) kullanılarak hasta risk seviyesi belirlenir ve bu bilgiye göre bakım planlanır.
- 26:23Bipolar Bozukluk
- Bipolar bozukluk bipolar bir, bipolar iki ve siklotimik bozukluk olarak gruplanır; bipolar bir'de manik veya karışık epizotlar, bipolar iki'de majör depresif ve hipomanik epizotlar, siklotimik bozuklukta ise kronik duygudurum bozukluğu görülür.
- Manik evrede mizaç neşeli, öfori var, motor etkinlik artmış, beslenmede ve uykuda azalma, psikomotor hızlanma ve taşkın hareketler görülür.
- Depresif evrede majör depresyon belirtileri, karışık evrede ise birkaç gün içinde manik ve depresif evreler arasında geçişler olur ve bazen psikotik özellikler eşlik edebilir.
- 28:34Bipolar Bozuklukta Hemşirelik Bakımı
- Bipolar bozuklukta hasta hem çok neşeli hem de çok üzgün olabilir, bu iki uçlu duygulanım bozukluğu nedeniyle hastanın semptomları diğer hastalar tarafından desteklenebilir.
- Hemşirelik bakımında hasta neşe kaynağı gibi görünse de bu hastalığın semptomu olduğu için manipüle edilmesine izin vermemek gerekir.
- Hastanın dürtüselliği azaldığında amaçlı görüşmeler yapılmalı ve neden böyle yapıldığı ve nasıl olması gerektiğiyle ilgili farkındalık kazandırılmalıdır.
- 29:44Bipolar Bozukluğun Mania Epizotlarının Semptomları
- Bipolar bozukluğun semptomlarında tüm alanlarda aşırılık görülür: garip, parlak giyinme, aşırı makyaj, erotomanik durumlar, aşırı konuşma, fazla güler yüzlü olma.
- Hastalar sürekli yürüme, adım atma, yerinde oturamama gibi psikomotor ajitasyon gösterirler ve mania epizotlarında beş dakikalık bir görüşme bile tamamlayamazlar.
- Hastalar pek çok aktiviteye katılmak için koşuştururlar ancak klinik içinde bir aktiviteye dahil olduğunda sonuna kadar sürdüremiyorlar ve grup içi dinamiği bozabiliyorlar.
- 30:55Karar Verme ve Riskli Davranışlar
- Hastalar karar vermede yargılama zayıflığı gösterirler, öfke ve mutluluk arasında gidip geldiklerinden radikal kararlar verebiliyorlar.
- Hastalar aşırı para harcama, gelecek yatırımlarını harcama, kontrolsüz cinsel davranışlar, kötü araba kullanma, madde bağımlılığı gibi riskli işlere girebiliyorlar.
- Koşullara uygun olmayan davranışlar (gülünecek yerde ağlama, ağlanacak yerde gülmek), şikayetler, iletişim zorlukları ve öfke patlamaları olabiliyor.
- 32:05Duygusal ve Psikolojik Özellikler
- Hastalarda artmış zevk alma hissi, gerçekçi olmayan optimizm, utanma ve suçluluk eksikliği, süper ego ortadan kalkması ve artmış boş özgüven mevcut.
- Değişken duygu durumları (depresyon, iritabilite, öfke ve mutluluk) var, geçmiş başarılarını abartıyorlar ve bazen psikotik özelliklerle kendilerine yeni başarı alanları yaratabiliyorlar.
- Hastalar kelimelerle oynuyor, şakalaşıyor, fikir uçuşmaları gösteriyor ve psikomotor ajitasyon varsa bir amaçlı görüşmeyi sürdürebilmek için hastayı görüşmenin amacını hatırlatmak gerekiyor.
- 33:41İletişim ve Fiziksel Belirtiler
- Hastalar insanlarla iletişimden hoşlanıyor ama yüzeyel bir iletişim kuruyorlar, sorumluluk almaktan kaçıyorlar ve manipülatif bir iletişim şekli sergiliyorlar.
- Fiziksel belirtilerde bazen çok fazla yiyor, bazen yemek yemeye vakit bulamıyor, uyumaya vakit bulamıyor.
- Bipolardaki tipik özellik çok az uyudukları halde yorgunluk gibi belirtiler göstermemeleri, uyku bozuklukları varsa kilo kaybı, yoksa normal kilo veya obeziteye eğilim olabiliyor.
- 34:39Nörobiyolojik Yaklaşım ve Tedavi
- Nörobiyolojik yaklaşımda genetik aktarımdan bahsediliyor ve bipolar bozukluğu olan hastaların beyin görüntüleme çalışmalarında dorse lateral prefrontal korteks, ön singular amigdala ve üst temporal gir gibi bölgelerde yapısal ve işlevsel anormallikler tespit ediliyor.
- Tedavide duygudurum dengeleyiciler, antidepresanlar, anksiyolitikler kullanılıyor, özellikle manik epizotları bastırmak için lityum kullanılıyor.
- Lityum tedavisinde karaciğer, böbrek, tiroid değerlerinin kontrol edilmesi ve lityum düzeyinin kanda düzenli olarak kontrol edilmesi gerekiyor, ayrıca hastaların sodyumdan fakir beslenmemesi önemli.
- 36:49Diğer Tedavi Yöntemleri
- Anti-vizyonlar (Depak, Integretool) hücre zarında sodyum, potasyum ve kalsiyum kanallarını etkileyerek antikorvinizal etki yapıyor ve beynin elektriksel akımını dengeleyerek nörotransmitterdeki dengeyi sağlıyorlar.
- Atipik antipsikotikler (rispeidon, ketiapin, klozapin, volanzapin) duygudurum yenilerini, mani dönemlerini önleyebiliyor ve aynı zamanda depresyonu tedavi etmektedir.
- Benzodiazepinler taşkınlık anlarında verilebilir, EKT özellikle negatifizm olan hastalarda kullanılabiliyor ve altı ila sekiz EKT arası hastanın manik nöbetleri stabilleşiyor.
- 37:43Hemşirelik Tanıları
- Duygudurum bozukluklarında en fazla rastlanan hemşirelik tanıları kendine ve başkalarına zarar vermesi, depresyonu, anksiyete ve etkisiz bireysel baş etme.
- Beden gereksiniminden az veya çok besin alma, total öz bakımı yetersizliği, düşünce süreçlerinde değişim, duyusal ve algısal değişimler, halüsinasyon, veliler, illüzyonlar sürece eklenmişse sosyal etkileşimde bozulma ve uyku alışkanlıklarına değişim gibi genel nando tanımları da olabilir.
- 39:01Kendine Zarar Verme Riski
- Kendine zarar verme riski olan hastalarda öncelikle davranışları gözlemlenip subjektif ve objektif risk değerlendirmesi yapılmalıdır.
- Hasta intiharı düşündüğünü fark edildiğinde, güven ilişkisi kurulmuşsa uygun zamanda hasta ile konuşulmalıdır.
- İntiharla ilgili sorular (kendine zarar verme planı, nasıl yapmayı düşünüyor, nerede ve kiminle yapmayı düşünüyor) sorularak eylem planı tespit edilmelidir.
- 40:56İntihar Riskini Değerlendirme
- İntihar riski, davranış/semptomlar ve risk yoğunluğu olarak ikiye gruplandırılarak değerlendirilebilir.
- Anksiyete düşük, depresyon orta, izolasyon/geri çekilme varsa intihar riski orta, günlük işlevsellik iyi değilse intihar riski yüksek olarak değerlendirilir.
- Sosyal destek sistemi az veya hiç yoksa, alkol/madde kullanımı varsa intihar riski yüksek olarak değerlendirilir.
- 42:19İntihar Riski Yüksek Hastalarda Alınacak Önlemler
- İntihar riski yüksek hastalar yakın gözleme alınmalı ve mümkün olduğunca yalnız bırakılmamalıdır.
- Hastayla intihar etmeme anlaşması yapılmalı ve bu durum çift arkadaşlara aktarılmalıdır.
- İntihar riski yüksek durumlar ekip işi olarak psikiyatrist ve psikologlarla entegre bir şekilde çalışılmalıdır.
- 43:57Başkalarına Zarar Verme Riski
- Başkalarına zarar verme riski genellikle manik epizotla karşımıza çıkar ve sakin, kararlı bir yaklaşım etkili olur.
- Kısa, kesin açıklamalar yapılmalı, ses tonu kontrol edilmeli ve bakım sürekliliği yapılandırılmış çevre içinde devam ettirilmelidir.
- Hastanın sınırlarını iyi çizmek, rekabet içeren etkileşimleri engellemek ve ajitasyon belirtilerini izlemek gerekir.
- 44:56Başkalarına Zarar Verme Riski Yüksek Hastalarda İzolasyon
- Başkalarına zarar verme riski yüksek hastalar odada izole edilebilir, ancak bu durumda hastaya açıklama yapılmalı ve formül doldurulmalıdır.
- İzolasyonda hastayı yalnız bırakmamak, sakinleşince kliniğe dönmesini sağlamak ve gerekirse fiziksel/mekanik/kimyasal tespit prosedürlerine geçmek gerekir.
- İzolasyon sırasında her iki saatte bir ihtiyaçlar için gitmek, odasına az kişi girmesi ve acil durumlar için güvenlik önlemleri alınmalıdır.