• Buradasın

    Biyokimya ve Biyofiziksel Kimya Eğitim Dersi

    youtube.com/watch?v=ErmarR4H8nc

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Biyokimyabet kanalında yayınlanan bir eğitim içeriğidir. Bir eğitmen tarafından biyokimya ve biyofiziksel kimya konuları anlatılmaktadır.
    • Video, biyokimyanın temel kavramlarından başlayarak biyofiziksel olayları detaylı şekilde ele almaktadır. İlk bölümde biyokimyanın amacı, kapsamı ve organizmada bulunan temel maddeler anlatılırken, devamında su ve biyolojik önemi, osmos, ozmotik basınç, difüzyon, yüzey gerilimi, absorpsiyon ve donma noktasının düşmesi gibi biyofiziksel olaylar açıklanmaktadır. Son bölümde ise klinik biyokimya laboratuvar dünyası hakkında bilgiler verilmektedir.
    • Video özellikle veteriner hekimliği ve tıbbi hekimlik öğrencilerine yönelik hazırlanmış olup, hücre organellerinin fonksiyonları, su metabolizması, ozmotik basınçın hücre üzerindeki etkileri ve günlük hayattaki uygulamaları gibi konular örneklerle anlatılmaktadır.
    00:03Biyokimya Giriş ve İçeriği
    • Biyokimyabet kanalı, biyokimya giriş ve biyofiziksel kimya konularını içeren yeni bir içerik sunuyor.
    • Konu iki alt başlıkta incelenecek: biyokimya giriş ve biyofiziksel olaylar.
    • Biyokimya giriş bölümünde biyokimyanın amacı, kapsamı, organizmada bulunan temel maddeler ve oranları, hücre, organeller ve fonksiyonları ele alınacak.
    02:39Biyokimyanın Amacı ve Kapsamı
    • Biyokimyanın amacı, canlı hücreleri ile ilgili biyokimyasal olayları anlamak ve tanımlamaktır.
    • Biyokimya, yaşamın nasıl başladığını, nasıl geliştiğini ve nasıl gelişeceğini öngörebilmek için çalışmaktadır.
    • Biyokimyanın kapsamı, yaşamın olduğu her yerde oluşan biyokimyasal olayları kapsar.
    03:43Biyokimyanın Sorularına Yanıt Verme
    • Biyokimya, canlı organizmaların bileşenlerin kimyasal yapılarını ve bu bileşenlerin nasıl etkileştiğini araştırır.
    • Yaşayan maddelerin çevrelerinden nasıl enerji aldığını ve büyüme ve çoğalması için gereksinim duyulan bilgiyi nasıl sakladığını ve naklederini açıklar.
    • Üreme, yaşlanma ve organizmanın ölümünde hangi kimyasal değişimler olduğunu ve canlı hücreler içinde kimyasal reaksiyonların nasıl kontrol edildiğini inceler.
    05:50Biyokimyanın Sağlık Bilimleri Alanındaki Önemi
    • Temel biyokimya bilgisi, genetik, parmakoloji, fizyoloji, endokrinoloji, mikrobiyoloji, biyoloji, immünoloji ve toksikoloji gibi sağlık bilimleri dallarına hazırlık yapar.
    • Fizyoloji için "fizyolojinin yarısı biyokimyadır" ifadesi, biyokimyanın temel bir bilim olduğunu gösterir.
    • Klinik biyokimya, biyokimyada öğrendiğimiz bilgilerin klinik anlamda değerlendirildiği ve klinik olaylar üzerinde çalışıldığı bir alandır.
    07:55Hücreler ve Metabolizma
    • Her canlı organizma hücre denilen ortak yapısal ve fonksiyonel bir üniteye sahiptir.
    • Hücre metabolizmasını sürdürmek için organik ve anorganik maddeler alır, bu maddelere substrat denir.
    • Hücrelerin tercih ettikleri organik substratlar arasında karbonhidratlar (glikoz), aminoasitler (alnin, asparta) ve yağ asitleri (oleik asit, stearik asit) bulunmaktadır.
    09:27Hücre Organelleri
    • Çekirdek, genetik materyalin muhafaza edildiği ünitedir.
    • Ribozomlar ve granüllü endoplazmik retikulum, protein sentezinin gerçekleştiği fonksiyonel ünitelerdir.
    • Golgi aygıtı, protein trafiği ve pit metabolizması açısından önemli olan organellerdir.
    10:20Hücre Membranı ve Diğer Organeller
    • Hücre membranı, hücreyi çevreleyen, hücre içi ve hücre dışı ortamı ayıran ve madde alışverişini kontrol eden önemli bir hücre bileşenidir.
    • Mitokondriler, hücrelerin enerji santralleridir, kendi genetik materyalleri (mitokondriyal DNA) vardır ve köken olarak bakteriler olduğu düşünülmektedir.
    • Sitoplazma, hücrenin sıvı kısmıdır ve hücrenin en önemli enzimlerini içerir.
    12:36Hücre Organellerinin Görevleri
    • Hücre membranı, çok sayıda reseptörü ve transport moleküllere sahip karmaşık bir yapıdır.
    • Sitoplazma ve mitokondri, glikoliz, glukoneogenez, ventos siklusu, trikarboksilik asit siklusu ve beta oksidasyon gibi reaksiyonları gerçekleştirir.
    • Endoplazmik retikulum, lipit sentezi; golgi aygıtı, protein trafiği ve salgılama; lizozomlar ise proteolitik enzimler, esterazlar ve glikozdazlar içeren güçlü katalitik aktivitelere sahip enzimleri barındırır.
    14:38Hücrelerin Yapısı ve Ürünleri
    • Hücre organellerinin yapısal detayları ve komisyonları farklı disiplinlerde aktarılmaktadır.
    • Hücrelerin önemli ürünleri su, karbondioksit ve sentez ürünleridir.
    • Glikozun tamamen okside olması ve parçalanması sonucunda temel ürünler enerji, su ve karbondioksittir.
    15:35Organizmada Bulunan Temel Maddeler
    • Canlı organizmaların %60-70'i sudan oluşmaktadır ve su yaşamın vazgeçilmez faktörüdür çünkü tüm metabolik reaksiyonlar sulu ortamlarda gerçekleşir.
    • Organizmada azotlu bileşikler (proteinler, aminoasitler, nükleik asitler, lipidler), karbonhidratlar, mineraller ve diğer maddeler bulunur.
    • Karbonhidratlar organizma bütünlüğünde %1 yer tutarken, büyük bir kısmı enerji için kullanılır ve fazla olan kısmı yağların sentezinde kullanılarak yağ halinde depolanır.
    18:00Temel Bilim Dalları
    • Temel bilim dalları anatomi, histoloji, fizyoloji ve biyokimyadır.
    • Veteriner hekimliği veya beşeri hekimlik öğrencilerinin ilk yılları bu dört ana bilim dalının verdiği derslerle geçmektedir.
    • Biyokimyanın moleküler düzeydeki çalışma alanı anlaşılması açısından zor olabilir, ancak animasyon ve üç boyutlu canlandırmalar bu konuyu anlamamıza yardımcı olmaktadır.
    20:08Su ve Önemi
    • Su hayatın vazgeçilmez bir faktörüdür ve susuz olarak yaşamını koruyabilen hiçbir canlı yoktur.
    • Yetişkin canlılarda toplam vücut suyunun %60-70'i su içerse de, organ ve dokuların toplam vücut suyundaki payı değişiklik gösterir.
    • Kas dokusunda %77 oranında su bulunurken, dişte %10 oranında su vardır ve vücut suyu miktarı her canlı için sabittir.
    22:13Su Miktarındaki Dalgalanmalar
    • Su miktarındaki dalgalanmalar ile canlının organizasyon derecesi arasında ters orantı vardır.
    • Daha kompleks organizmalar su miktarındaki dalgalanmalara daha hassastır ve daha gelişmiş düzenleyici mekanizmalara sahiptir.
    • Metabolik değişimler süreklilik arz ettiği ve tek tip olmadığı için bir canlının total vücut suyunu ölçen bir metot bulunmamaktadır.
    23:17Suyun Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri
    • Su molekülünde hidrojen atomları elektronları düzensiz dağıldığından asimetrik olarak yerleşmiştir ve bu nedenle su molekülünde sürekli dipol karakterini veren ağır yüklü iki noktanın oluşumu, molekülün belirli şekilde polarize olmasını sağlamaktadır.
    • Tek tek su molekülleri arasında hidrojen köprülerinin oluşumundan dolayı düzenli bir asus olma şansı vardır ve esas yapı içerisinde bir su molekülü ile koordine olmuş dört su molekülü tetrahedral yapı meydana getirir.
    • Suyun tek başına tertiplenme durumu yarı kristalleşme veya buz yapısı olarak da ifade edilir.
    24:47Suyun Kimyasal Özellikleri
    • Bir madde suda eritilirse esaslı değişikliğe uğrar ve sulu çözeltideki bütün iyonlar hidratize formunda bulunurlar.
    • Katyonlar su molekülünün negatif yük merkezine (oksijen) çekilirken, anyonlar da su dipolünün pozitif yük merkezine (hidrojen) çekilir.
    • Küçük iyonlar suyu büyük iyonlardan daha kuvvetli bağlarlar.
    26:15Suyun Biyolojik Görevleri
    • Su, makro moleküllerin yapı taşıdır ve polisakkarit, protein ve nükleik asit gibi kompleks bileşikler suyu düzenli bir şekilde tutma yeteneğine sahiptir.
    • Su, metabolizma olaylarının meydana geldiği, substratların taşındığı ve metabolizma olayları sonucu oluşan artık ürünlerin atılmasını sağlayan bir çözücüdür.
    • Su, enerjinin yönetilmesi ve enerjiyi düzenli şekilde yönetme noktasında da görev alır ve iyi bir ısı regülatörüdür.
    29:04Suyun Fonksiyonel Dağılımı
    • Suyun fonksiyonel dağılımında temelde su vücutta hücre içi sıvı ve hücre dışı sıvısında bulunmaktadır.
    • Hücre içi sıvıya intrasellüler sıvı (IF) denir.
    29:30Hücre İçi ve Hücre Dışı Sıvılar
    • Hücre içi sıvının temel katyonu potasyum, anyonları ise fosfor ve protein atlardır ve organizma suyunun %70'ini kapsar.
    • Hücre dışı sıvının temel katyonu sodyumdur, anyonları ise klor ve bikarbonat olup organizmadaki toplam suyun %30'unu kapsamaktadır.
    • Hücre dışı sıvı üç kısma ayrılır: hücreler arası bölgede %20, damar içinde (intravazal) ve kompartmanlar arasında devamlı su alışverişi vardır.
    31:45Su Türleri ve Kaynakları
    • Vücutta serbest su (kan, lenf, boss snow yan sıvı gibi) ve bağlı su (hidrat suyu, inter-moleküller su) bulunur.
    • Su temelde iki kaynaktan elde edilir: egzojen su (besin maddeleri veya doğrudan içilen sıvılar) ve endojen su (metabolizma olayları ile elde edilen su).
    • Egzojen su sindirim kanalında izotonikleşir, çoğu ince bağırsak, kalanı kolondan emilir ve kan dolaşımına alınarak dokulara taşınır.
    35:04Endojen Su ve Metabolizma
    • Endojen su, metabolizma olayları ile elde edilen sudur ve metabolik su veya metabolizma suyu olarak da isimlendirilebilir.
    • Metabolik su hücre içerisinde üretilen sudur ve enerji için kullanılan hammaddenin ne olduğuna bağlı olarak üretilen su miktarı değişir.
    • Yağlardan daha fazla su üretilir çünkü formül yapılarında fazla hidrojen bulunan maddelerden daha fazla su sentezlenir.
    36:54Su Atımı ve Kontrol
    • Su vücuttan başlıca idrar olarak atılır, ayrıca dışkı, süt, terleme, gözyaşı, tükürük, burun salgısı ve solunum havasında atılan su da su kayıp yollarıdır.
    • Su kayıpları olağan şekilde sağlıklı bir canlıda normal bir süreç şeklinde devam etmektedir ve belirli bir kontrol altındadır.
    • Su kaybının artması ödemler ve şoklar gibi olumsuz gelişmelere, fazla su alımı ise zehirlenmelere sebep olabilir.
    39:47Su Miktarı ve Dehidrasyon
    • Su vücuttaki miktarı ile ilişkili olarak mutlak artış (polyhetri) ve nispi artış (hiperhitri) olabilir.
    • Mutlak azalış (oligohidri) terleme, idrara çıkma, kusma gibi durumlarda, nispi azalış (hipohtr) ise elektrolit miktarındaki artış gibi durumlarda görülür.
    • Su miktarının azalması veya su kaybı ile ilişkili durumlara genel olarak dehidrasyon olarak tanımlanır.
    41:33Osmoz ve Ozmotik Basınç
    • Su metabolizmasının düzenlenmesinde görev alan kuvvetlerden biri osmos ve ozmotik basınçtır.
    • Hücre membranı yarı geçirgen bir membrandır, su ve küçük moleküllerin geçmesine izin veren ancak iyonlar ve büyük moleküllerin geçemediği bir membrandır.
    • Osmoz, su ve küçük moleküllerin yarı geçirgen bir zardan düşük çözünen madde konsantrasyonuna sahip bir çözeltiden daha yüksek çözünen madde konsantrasyonuna sahip bir çözeltiye geçmesidir.
    43:50Ozmotik Basınç
    • Ozmotik basınç, hücrenin sitoplazma yoğunluğundan kaynaklanan emme kuvvetidir ve sadece çözeltideki partikül sayısına bağlıdır.
    • Çözünmüş parçacıkların sayısı arttıkça ozmotik basınç da artar; örneğin, 0,1 molar sodyum klorür çözeltisi, 0,1 molar glikoz çözeltisinden iki kat daha fazla ozmotik basınca sahiptir.
    • Ozmotik basınç, çözeltideki ozmotik bakımdan aktif partikül sayısına bağlıdır.
    45:13Ozmotik Basınç Deneyi
    • Deneyde, bir glikoz çözeltisi ve saf su, yarı geçirgen bir membranla ayrılmış iki tüpte yerleştirilir.
    • Membrandan soldan sağa, saf sudan çözeltiye akış gerçekleşir ve saf çözücü akışın ters yöndeki çözücü akışından daha fazla olması, yüksek konsantrasyonlu bir emme kuvveti oluşturur.
    • Denge haline gelindiğinde, çözücü miktarını artırmak suretiyle çözeltinin ozmotik basıncına eşit olan basınç farkı, her iki yöndeki çözücü akış hızını eşitler.
    47:30İzotonik Çözeltiler
    • Hücre membranları yarı geçirgen olduğundan ve biyolojik sıvılar çözülmüş iyonlar ve moleküller içerdiğinden, osmos canlı hücrelerde devam eden bir olgudur.
    • Hücre zarının her iki tarafındaki sıvılar, hücre içinde veya dışında basınç oluşmasını önlemek için aynı ozmotik basınca sahip olmalıdır.
    • Hastanelerde kullanılan serumlar, kandaki ozmotik basınca eşdeğer izotonik çözeltilerdir ve en meşhur örnekleri %0,9'luk sodyum klorür çözeltisi ve %5'lik glikoz çözeltisidir.
    50:05Hipotonik ve Hipertonik Çözeltiler
    • Hipotonik çözelti, daha düşük ozmotik basınca sahip olan bir sıvıdır ve hücre dışındaki su konsantrasyonu hücre içerisindeki su konsantrasyonundan daha yüksektir.
    • Hipotonik çözeltiye yerleştirilen kırmızı kan hücresi şişer ve sonunda patlar (hemoliz).
    • Hipertonik çözeltide, hücre dışındaki partiküllerin konsantrasyonu hücre içindeki partiküllerin konsantrasyonundan daha yüksektir ve su hücre dışına difüze olur.
    • Hipertonik çözeltiye yerleştirilen hücreler küçülür ve bu sürece kreasyon (hücrelerin çentikleşmesi) adı verilir.
    53:26Ozmotik Basınç ve Kan Hücreleri
    • Hücrelerin ve kan hücrelerinin normal çalışması için ozmotik basıncın nötr olduğu ortamlar gereklidir.
    • Bir hastaya verilecek damar içi enjeksiyonların ozmotik basınçta olması gerekir.
    • Tuzlu su çözeltisinde eritrositler normal formunu korurken, yoğun tuzlu su çözeltisinde su kaybederek çentikleşir.
    55:15Ok Basınç ve Hidrostatik Basınç
    • Ok basınç, plazmada bulunan proteinli maddelerin hücre zarından geçememesi sonucu meydana gelen basınçtır ve kısaca proteinlerin neden olduğu basınç olarak tanımlanabilir.
    • Hidrostatik basınç, bir sıvı içinde bulunan bir cisme bu sıvının kütlesi tarafından etki eden basınçtır.
    • Damarlar ve dokuların intercityl boşluğu arasında devamlı bir sıvı akışının neden olduğu hidrostatik basınç dalgalanması vardır; arteriyel tarafta hidrostatik basınç büyük olduğu için kan dokuya doğru filtre olur, venöz tarafta ise hidrostatik basınç küçük olduğu için dokudan kana absorpsiyon gerçekleşir.
    56:51Diyaliz
    • Diyaliz, yarı geçirgen bir membran aracılığıyla büyük kompleks moleküllerin ayrılmasına izin veren, küçük veya basit moleküllerin geçmesine olanak sağlayan bir biyofiziksel olaydır.
    • Memeli canlılarda kan diyaliz işlemi böbreklerden süzülür ve her böbrekte bir milyondan fazla nefron bulunur.
    • Nefronlar kandaki glikoz, aminoasitler, iyonlar ve su gibi küçük molekülleri filtre eder, ancak proteinler gibi büyük moleküller filtre olamaz; filtre edilenlerin birçoğu yeniden absorbe edilirken, üre ve diğer atık ürünleri idrar yoluyla atılır.
    58:50Difüzyon
    • Difüzyon, moleküllerin veya atomların yüksek konsantrasyonlu veya yüksek kimyasal potansiyeli bir bölgeden düşük konsantrasyonlu veya düşük kimyasal potansiyeli bir bölgeye net hareketidir.
    • Difüzyon, konsantrasyon grad yanında aşağı doğru hareket olarak adlandırılır ve osmosun zıttıdır; difüzyonda yarı geçirgen membran yoktur.
    • Difüzyon, organizmada oksijen taşınması, besin maddelerinin kandan dokulara geçmesi ve ilaçların etrafa yayılmasında önemli rol oynar.
    1:01:16Yüzey Gerilimi
    • Yüzey gerilimi, sıvı molekülleri arasındaki koheziv kuvvetlerden kaynaklanır ve ataçın suda batmaması veya böceğin su yüzeyinde durmadan batmaması gibi ikonik fotoğrafları açıklar.
    • Sıvının yüzeyindeki moleküller, yatay yönlerden karşılıklı olarak birbirini dengeleyen çekim güçlerinin etkisi altına alırken, düşey yönde etkileyen çekim güçleri dengelenemez ve bir arada tutularak yüzeyde bir zar oluştururlar.
    • Yüzey gerilimi olmasaydı, en küçük nesneler bile su altında batardı; bu nedenle böceklerin suda batmadan yürüyebilmesi ve suyun ince cam borularda yükselmesi gibi olaylar yüzey gerilimi ile ilişkilidir.
    1:06:30Absorpsiyon
    • Absorpsiyon, gazın, sıvının veya çözünmüş katının atomlarının, moleküllerinin veya iyonlarının bir yüzeye yapıştığı, maddenin parçacıkları ile temas ettikleri yüzey arasındaki çekim olduğunda meydana gelen bir süreçtir.
    • Absorpsiyon, katı yüzeyler, sıvı yüzeyler veya hatta gaz yüzeyleri gibi çeşitli yüzeylerde gerçekleşebilir ve sıcaklık, basınç, yüzey alanı ve hem adsorbend hem de adsorbd özellikleri gibi faktörlerden etkilenir.
    • Absorpsiyon, kimya, fizik, malzeme bilimi ve biyoloji gibi çeşitli alanlarda önemli bir rol oynar; kataliz, gaz arıtma, su arıtma, kromatografi ve ilaç taşıma sistemi gibi uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
    1:08:56Donma Noktasının Düşmesi
    • Bir çözeltinin donma noktası, saf çözücünün donma noktasından daha düşüktür; çözünmüş maddeler, içinde çözündükleri çözücünün donma noktasını düşürür.
    • İyonize olmayan bir maddenin bir molekül gramı bir litre suda çözülürse, suyun donma noktasını bir derece düşürür; bu etki, süte su ilave edilmesi gibi hileli uygulamalarda kullanılır.
    • Donma noktasının düşürülmesi günlük hayatımızda kışın özellikle yolların tuzlanmasında kullanılır; sokaktaki buzun daha düşük sıcaklıklarda erimesini sağlar.
    1:11:13Video Kapanışı ve İletişim Bilgileri
    • Biyokimya ve klinik biyokimya laboratuvar dünyası hakkında daha fazla bilgi için web sitesi ve Instagram hesabı takip edilebilir.
    • Bir sonraki videoda görüşmek üzere veda ediliyor.
    • YouTube kanalına üye olup bildirimleri açarak yeni videoları takip etmek ve gelişmelerden haberdar olmak öneriliyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor