Buradasın
Birinci Dünya Savaşı'nda Havacılık Teknolojisinin Doğuşu ve Gelişimi
youtube.com/watch?v=CHxm_OsxuZ4Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu belgesel, Jean de Marco liderliğindeki Yeni Zelanda'daki "Vintage Eva" ekibinin Birinci Dünya Savaşı'nda kullanılan uçakların yeniden üretildiğini ve test ettiğini göstermektedir. Belgeselde modern pilotlar ve gözlemciler, savaş zamanındaki koşulları yeniden deneyimlemek için eski uçaklar kullanmaktadır.
- Video, havacılık teknolojisinin savaşın başlangıcından sonuna kadar nasıl geliştiğini kronolojik olarak anlatmaktadır. İlk olarak uçakların gözlem amaçlı kullanılıp silahlanarak savaşa dahil edilmesi, ardından mors kodu telsizler ve hava fotoğraflarının önemi, makineli tüfeklerin havada kullanılabilmeleri için yapılan teknik çabalar ve son olarak Albatros, SE-5 ve Sopwith Camel gibi savaş uçaklarının karşılaştırılması ele alınmaktadır.
- Belgeselde Rogers ve Anthony Fokker gibi uçak tasarımcılarının gelişimleri, "Fokker Belası" dönemi ve müttefiklerin itici pervaneli uçaklar geliştirmesi gibi önemli teknolojik gelişmelerin savaşın yönünü nasıl değiştirdiği detaylı olarak gösterilmektedir.
- 00:38Birinci Dünya Savaşı ve Uçaklar
- Birinci Dünya Savaşı, uçakların da katıldığı ilk savaştır ve siperlerin üzerindeki göklerde yüksek hızlı bir üstünlük savaşı başlamıştır.
- Birinci Dünya Savaşı'nın yüz yıl sonra, Yeni Zelanda'daki küçük bir havaalanında bir grup havacı ve mühendis, savaşın avcı uçaklarının kopyalarını üretiyor.
- Bu proje sayesinde savaşın gidişatını değiştiren tasarımlar hayata dönüyor ve pilotlar üstü açık kokpitte batı cephesi siperleri üzerinde uçma deneyimini birinci elden yaşıyor.
- 02:12Uçak Tasarımının Gelişimi
- Birinci Dünya Savaşı olağanüstü bir katalizör olmuştur; ilerleyemezseniz kaybedersiniz mantığıyla savaşa girmişlerdir.
- 1914-1918 yılları arasında uçak tasarımcıları, uçağı egzantrik bir icattan savaşın sonucunu belirleyen bir silaha dönüştürdüler.
- Uçaklar kısa bir zamanda geliştirildi; saatte 115 kilometre hıza sahip B-2 gözlem uçağından, silahlarla diğer uçakları düşürebilme kabiliyetine sahip çevik ve hızlı avcı uçağına kadar.
- 04:08Yeni Zelanda'daki Deney
- Yeni Zelanda'nın Mesajında, Birinci Dünya Savaşı uçakları yüz yıl önceki örneklerine göre en ince detayına kadar yeniden inşa ediliyor.
- Jean de Marco, Yeni Zelanda'da yaşayan bir Amerikalı ve Vintage EVA adlı ekibin lideri olarak antika uçakları yeniden inşa ederek tarihi canlı tutmaya çalışıyorlar.
- Bu iş çok araştırma gerektiriyor; orijinal parçaları bulmak, bazı uçakların çizimlerini tamamlamak ve tersine mühendislik uygulamak gerekiyor.
- 06:36Uçakların Başlangıç Zamanı
- Ağustos 1914'te Alman ordusu İngiltere, Belçika ve Fransa ordularına karşı savaşıyor ve yaklaşık 3,5 milyon erkek savaşın içine çekiliyor.
- Savaş başladığında motorlu uçaklar hala tehlikeli oyuncaklar; saatte 35 kilometre rüzgar nedeniyle bile ters dönebilirlerdi ve "uçurtma" olarak adlandırılıyordu.
- Rütbelilerin çoğu bu yeni uçan makineyi kullanmak istemedi; bazıları uçaklara "işe yaramaz zamazingolar" diyordu.
- 10:17B-2 Uçakının Gelişi
- Yeni Zelanda'daki bir ekip, B-2 uçağının en ince detayına kadar birebir kopyasını üretti.
- B-2, iki kişilik hafif uçağın alt ve üst kanatlı olması ona yükselme gücü ve yapısal bir sağlamlık sağlıyor; pilot arkada, gözlemci önde oturuyor.
- İlk B-2'ler savaşın başlangıcında gözlem amaçlı kullanılıyordu; hiç silahlı veya zırhlı değillerdi, yavaş ve zayıf uçaklardı.
- 11:52Uçakların Savaşta Rolü
- Savaşın ilk iki ayı, uçaklar sadece gözlem yapabiliyorlardı; telsizleri olmadığı için gözlemleri not alıp havadan mesaj çantası atarak bildiriyorlardı.
- Siperlerin ve hedeflerin yerini havadan görme becerileri sayesinde pilotlar karadaki silahlı askerlere bilgi vermeyi başardılar.
- Uçaklar topçularla işbirliği içinde kendilerini kanıtladılar; verdikleri bilgi sayesinde topçular nişan alıp hedefi başarıyla vuruyorlardı.
- 12:59Birinci Dünya Savaşı'nda Havacılık Teknolojisi
- Havacılar, topların düşme yerini görebilir ve kara birliklerini haberdar edebilirlerdi.
- Hava gözlemcisinin talimatlarına göre silahlar ayarlanıp yeniden ateşleniyordu.
- Tüm bir batarya yıkım amaçlı ateş açtığında, cephede cehennem gibi bir durum oluşuyordu.
- 13:46Siper Savaşı ve Harita Teknolojisi
- Savaş başlamadan birkaç ay sonra, İsviçre'den Kuzey Denizi'ne kadar uzanan siperler oluşmuştu.
- Siper savaşı tarihte ilk kez durağan bir savaş alanı yarattı ve tıkanma yaşanıyordu.
- Düşmanın güçlü noktalarını ve gizlenen silahlarının konumlarını öğrenmek için hava fotoğrafı teknolojisi geliştirildi.
- 15:41Hava Fotoğrafı Teknolojisinin Gelişimi
- Hava fotoğrafı çekerek, düşman siperleri, makineli tüfeklerin konumu ve topçu birliklerinin yerini tespit edilebiliyordu.
- Gökyüzünden düşmanı gözlemek tehlikeli bir işti ve savaş başlamadan üç hafta sonra ilk ölümler yaşandı.
- Uçaksavar ateşi, havacıların bilgileri eve dönmelerini engellemek için öncelikli hedefler haline geldi.
- 17:00Uçakların Koruma Sorunu
- Kumaş ve ahşaptan yapılmış uçaklar hiçbir koruma sağlamıyordu, pilotlar sadece asır bir koltuk ve kumaştan başka korunma sağlamıyordu.
- Standart İngiliz gözlem uçağı B-2, antal fotoğraf makineleri taşımak için tasarlanmamıştı ve görüş kısıtlıydı.
- Uçaklar saatte 115 kilometre hızla uçarken fotoğraflar bulanık çıkıyor ve kullanılamaz oluyordu.
- 18:22Uçakların Performansı ve Yenilikler
- Havva'nın mühendisleri, fotoğraf makinelerinin monte yuvasını uçağın sağına yerleştirdiler.
- B-2'ye 90 beygir gücünde motor takıldı, iniş takozları kaldırıldı ve yeni kanatlarla hızı ve yükselme kuvveti arttırıldı.
- Aerodinamik çelik kablolar, sürüklenmeye yol açan dokuma kabloların yerine geçti.
- 19:40Sabit Fotoğraf Makinesi ve Etkisi
- Sabit fotoğraf makinesi yuvası bulunuyordu ve pilot fotoğraf çekmek için uçağı sabit tutmak zorundaydı.
- Sabit makinenin daha iyi sonuçlar yarattığı açıkça görülüyordu.
- Sabit fotoğraf makinesi, düşman hattını etkisiz gösteren hava fotoğrafları elde etmeyi sağladı.
- 21:19Havacıların Tehlikeli Durumu
- Siperlerin sistematik foto haritalarını çıkarmak düz bir hatta ve yavaş bir hızla uçmayı gerektiriyordu, bu da uçağı kolay bir hedef haline getiriyordu.
- Havacılar kara birlikleri için meşru hedef olsalardı, düşman pilotlar birbirlerini dost havacılar olarak görüyordu.
- Uçaklar hem kara birliklerinin hem de havacıların hedefi haline geldi.
- 22:19Uçaklarda Silah Kullanımı
- Uçaklarda silah seçme şansı neredeyse yoktu, ellerinde bulunan silahlardan birini seçmek zorundaydılar.
- Ortalama bir İngiliz askeri bir ağır tabancayı yirmi metreden vuramazdı çünkü tabanca çok sıçrar.
- İngiliz ordusunun isabeti çok güçlü olan bir silahı vardı: And Wild tüfeği, ancak üstü açık kokpitte sorun yaratıyordu.
- 23:57Uçaklarda Silah Kullanımının Zorlukları
- Uçaklar birbirlerine doğru üç kez uçtu ve isabetli atışlar sensör yardımıyla tespit edildi.
- Motor yağı fotoğraf makinesinin lensini ve gözlüğü kaplıyordu.
- Pervane, bayanlar ve kablolar yüzünden nişancılar nişan almakta zorlanıyordu.
- 25:21Savaş Uçaklarında Silah Kullanımının Etkisizliği
- İki gözlemci arasında toplam otuz atış yapıldı ancak tek biri bile hedefi bulamadı.
- Kayıtlar sayesinde savaştan sonra yıllarca saklanan deneyimler, RFC personelinin sadece tüfek verildiğini gösteriyor.
- Sallanan platformlarda etkili atış menzili 45 metreyi geçmezdi.
- 26:25Makineli Tüfek ve Havacılık
- Makineli tüfek, havada uçarken diğer uçakları vurmayı başaran tek silah olup, batı cephesinde milyonlarca piyadeyi katletti.
- Makineli tüfek savaş kavramını endüstriyel cinayete dönüştürdü ve dakikada beşyüz mermi atabilirdi.
- Silahları hassas uçağa takmak mühendisler için yeni bir zorluk demekti.
- 27:06İlk Uçak Silah Sistemleri
- Erken dönem Bİ-2C'lerde silah takılı değildi, ancak Bİ-2F'de üstüne birkaç Louis silahı takıldı.
- Bu silahlar çevreye ateş edilebilirdi ancak savunma açısından çok sınırlıydı.
- Makineli tüfeği havada kullanmanın pratik yöntemi, bütün uçağı bir silaha dönüştürmek ve ateş etmek için uçağı döndürmekti.
- 28:00Pervane Arasından Ateş Etme Sorunu
- 1915 yılında uçaklar ve topladıkları istihbarat savaşın istikameti açısından can alıcı bir öneme sahipti.
- Uçağın gövdesine öne bakan bir makineli tüfek yerleştirmek harika bir fikirdi ancak silahı ateşlerken kendi uçağın pervanelerini vurmamak gerekiyordu.
- Pervane arasından ateş etmek zordu çünkü kurşunlar pervanelerin dönmeye devam ederken ateş hattını farklı bir hızda kesiyordu.
- 29:13Garros'un Çözümü
- İlk gelişme Fransız havacı Rogers Garros tarafından kaydedildi, o uçağa tüfek taktı ve kurşunların pervanesi arasından geçmesini sağladı.
- Garros, kurşunların sekmesini sağlamak için pervanenin arkasına metal bloklar yerleştirdi.
- Garros'un cesareti tartışılmazdı çünkü kurşunların metal bıçaklara çarptığında sekmesi an meselesiydi ve pilot öne doğru oturuyordu.
- 30:41Almanların Çözümü
- Almanlar Garros'un düşürülen uçağını incelediler ve Hollandalı genç uçak tasarımcısı Anthony Fokker'a götürdüler.
- Fokker, ateşkeseri silahın ateşleme gücünü motorla senkronize ederek kurşunların pervane bıçaklarının arasından geçmesini sağladı.
- Pervane silahın ağzına denk gelirse, mekanizma sayesinde makineli tüfeğin tetiği kilitleniyor ve ateş etmesi engelleniyordu.
- 32:12Fokker'in Uçak Tasarımı
- Fokker'in Fokker Eindecker tek kişilik bir uçaktı, saatte 140 kilometre hıza çıkabiliyor ve havada yalnızca bir buçuk saat kalabiliyordu.
- Uçuş kapasitesi açısından hiçbir üstünlüğü yoktu ancak ateşkeser dişli sayesinde sayısız zafer kazandırdı.
- Düşman uçaklarını düşüren ölümcül bir silaha dönüştü, bulutların arasından, güneşin içinden pike yaparak şüphe uyandırmadan bir İngiliz uçağına yaklaşır ve pervanenin arasından ateş ederdi.
- 33:15Fokker Belası
- Fokker'ın yeni uçağı sahneye çıktıktan birkaç ay sonra müttefik kuvvetlerden 82 uçak düşürüldü ve 74 kişi hayatını kaybetti.
- Bu olaylara "Fokker Belası" adı verildi ve basın-politikacılar meseleyi gündeme taşıdılar.
- Müttefiklerin siperlerinin üzerinde uçma çabalarını boşa çıkarıyor, 10 binlerce kişinin hayatı hava istihbaratına bağlıydı.
- 34:38Müttefiklerin Yanıtı
- Müttefikler farklı bir yaklaşım denedi, en önemli farklılık motorun arkaya monte edilmiş olmasıydı.
- Bu tasarımda pervane uçağı havada ittirir ve uçağın önünde makineli tüfek ateşini engelleyecek hiçbir şey bulunmamaktadır.
- İki makineli tüfek uçağın kaportasına yerleştirildi ve böylece hiçbir engele maruz kalmadan ileri doğru ateş edebildiler.
- 36:59İtici Pervaneli Uçakların Etkisi
- 1916'nın başlarında, Fokker belası başladıktan altı ay sonra itici pervaneli uçaklar batı cephesinde kullanılmaya başlandı.
- Bu etkisi anında hissedildi, savaşın gidişatı müttefiklerin lehine dönmüştü.
- Bu uçaklar İngiliz ordusunun devasa çaptaki Somme saldırısı için tam vaktinde gelmişti.
- 38:00Hava Kontrolünün Önemi
- Somme'daki ilk birkaç ay boyunca İngilizler savaş alanında kontrolü elinde tuttular ve top mevzisi gözlemleme ve fotoğraflama konusunda serbestçe hareket ettiler.
- Hava kontrolü karadaki adamları doğrudan etkiliyordu ve hava desteği Somme savaşının ikinci aşamasında daha da büyük önem kazandı.
- İstihbarat sayesinde ilerleme farklı yöne çevrildi ve binlerce insan hayatta kaldı.
- 39:09Albatros Uçağı ve Teknik Özellikleri
- Sıfırdan tasarlanan ve altı ayda inşa edilen Albatros, yenilikçi bir tasarıma sahipti.
- Uçakta kullanılan panel üç farklı parçadan üretilmiş ve buharla bükülmüş, lamine edilmiş veya iç içe geçirilmiş.
- Uçak, baklava şekilli baskı ile kaplanmış ve bu renkli model etkili bir kamuflaj sağlamış, ayrıca su geçirmesini engelleyen kaplama uçağı sıkıştırıyordu.
- 40:31Albatros'un Savaşta Etkisi
- Albatros'un en önemli özelliği iki makineli tüfeğe sahip olmasıydı ve havadaki her uçaktan iki kat fazla ateş gücüne sahipti.
- Bu güçlendirilmiş ateş gücü yeni bir hava savaşı tarzı doğurmuş, Albatroslar sürü halinde avlanmaya başlamıştı.
- İlk motorlu uçuştan beri on iki yıl geçmişti ve modern hava savaşının pek çok unsuru yerine oturmuştu.
- 41:17İngilizlerin Uçak Sorunu
- 1917'de savaşa dahil olan ABD'nin güçlü bir havacılık sanayisi yoktu ve Amerikalı pilotlar cepheye geldiklerinde Fransız uçaklarını kullandılar.
- Yeni bir bahar saldırısında Fransa'nın Aras şehrinde savaş başladığında gökyüzü Almanların hakimiyetindeydi.
- İngiliz Puslar Albatrosla baş edebilecek düzeyde değildi ve havadan istihbarat gelmediği için İngiliz birlikleri karada yeni bir kıyımla karşı karşıyaydı.
- 41:58İngilizlerin Uçak Stratejisi
- İngiliz ordusu çözümü cepheye uçak yüklemesi yapmakta buldu; tam yirmi beş hava filosu, toplamda üç yüz altmış beş uçak.
- Almanların ise on hava filosu vardı ancak hepsi Albatros'tu.
- Pilotlar, vurulacaklarını biliyorlardı ancak vatanları adına öldüklerini biliyorlardı ve bu nedenle görevlerine devam ettiler.
- 42:56Kanlı Nisan
- İngilizler uçaklarının üçte ikisini kaybettiler ve ABD bu yıkıma "Kanlı Nisan" ismini verdi.
- Tüm ölümlere rağmen İngiliz pilotlar görevlerine devam ettiler ve istihbaratı ulaştırdılar.
- İngiliz birlikler tepeye çıktıklarında yoğun bir dirençle karşılaşmadılar çünkü havadan gelen bilgi sayesinde Almanların silahları susturulmuştu.
- 43:44İngilizlerin Yeni Uçak Tasarımı
- Almanların makineleri hala üstün durumdaydı ve İngiliz hükümetinin üzerinde baskı vardı.
- Kraliyet uçak fabrikasında ölümcül Albatros'ta yarışabilecek düzeyde güçlendirilmiş bir avcı uçağı tasarımı üretilmesi isteniyordu.
- John Kenword ve Henry Falland öncü bir avcı model üzerinde çalıştılar ve modele SE-5 denildi.
- 44:32SE-5'in Geliştirilmesi
- Geliştirme süreci düşündükleri gibi gitmedi ve 1917 yılının Ocak ayında ARES'in beş test pilotu binbaşı Golden, prototiplerinden birini uçururken hayatını kaybetti.
- Pilotların söylediklerine göre oturma pozisyonu çok yukarıdaydı, ön cam çok yüksek ve motor yeterince güçlü değildi.
- SE-5'in geliştirilmiş versiyonu, SE-5A, 1917 Haziran ayında cepheye ulaştı ve tüm beklentileri aşıyordu.
- 46:12SE-5 ve Albatros Karşılaştırması
- Yeni Zelanda'da Jean de Malko ve ekibi SE-5'in aynı yeniden ürettiler ve pilotlar onlara bayılıyordu.
- SE-5, 180 beygir gücünde bir İspano Suiza motoru ve gövdeye tek bir Vickers tüfek takılıydı.
- Albatros ise kontrplak gövdenin tamamı kalıptan yapılmış, 180 beygir gücünde güvenilir bir Mercedes motoru ve ikiz pedia makineli tüfeklerle donatılmıştı.
- 47:10Uçak Karşılaştırması
- Pilot Andy'nin İngiliz uçağıyla iki dakika boyunca Alman Albatros'un kuyruğuna takılması gerekiyordu.
- SE-5 hızlı, güçlü ve manevra kabiliyetine sahipken, Albatros daha hafif ve daha keskin manevra yapabiliyordu.
- SE-5 karşısında Albatros'un şansı yoktu, SE-5 daha hızlı ve manevra yeteneği daha kuvvetliydi.
- 48:14Diğer İngiliz Uçakları
- İngiliz tasarımcılar üstün SE-5 dışında başka ölümcül avcı uçakları da tasarladılar.
- 1917'de daha küçük ama aynı derecede kuvvetli silahlarla donatılmış SABRE Camel çıktı sahneye.
- SABRE Camel saatte 185 kilometreye kadar çıkabiliyordu, SE-5'den daha yavaştı ama manevra kabiliyeti daha güçlüydü ve daha yükseğe çıkabiliyordu.
- 49:29Müttefiklerin Üretim Avantajı
- Parlak tasarımlar yalnızca bir başlangıçtı, müttefikler uçak yapımını toplu üretime dönüştürdüler.
- Savaş bittiğinde İngilizler beş binden fazla üretmişlerdi, bu sayı tüm Alman avcı uçaklarının iki katıydı.
- İngiliz ordusu ve İngiliz güçleri savaşı kazanmıştı çünkü herkesten fazla üretim yapabiliyorlardı ve hiçbir şeyle kıyaslanamaz bir lojistik güce sahiplerdi.
- 50:18Almanların Son Uçak Modeli
- 1918'in Mayıs ayında Almanlar geliştirilmiş Fokker D-7 modelini sahneye sürdü.
- Sağlam ve güçlü bir makineydi, Almanya'nın savaştaki en güçlü uçağıydı ve tel bağlantılar sürüklenmeyi ciddi ölçüde engelliyordu.
- Metal iskeletli gövdesi sayesinde Albatros'tan daha kolay üretiliyordu ancak bu gelişme için biraz geç kalınmıştı.
- 50:52Savaşın Sonu ve Uçakların Etkisi
- Almanlar savaşın geri kalanında göklerin hakimi olamayacaktı.
- İngilizler Fransa'ya kırk uçak götürmüş, ancak ateşkes sırasında Kraliyet Hava Kuvvetleri bünyesine ait yirmi iki bin altı yüz uçak vardı.
- Bu fevkalade uçaklar dört yıl gibi kısa bir sürede savaş alanını dönüştürdüler ve savaş olgusunun doğasını sonsuza dek değiştirdiler.