Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Hepsinin Yeri Ayrı" podcastinin YouTube programı formatında bir video sunumudur. Programın moderatörlüğünü Gökhan yürütürken, Başkan, Bebişim, Ertuğrul ve Tolga Şirin gibi konuşmacılar da katılmaktadır.
- Videoda öncelikle Balzac'ın yazarlık hayatı ve "Bilinmeyen Başyapıt" (The Unknown Masterpiece) romanı detaylı olarak incelenmektedir. Konuşmacılar, Balzac'ın modern romana kazandırdığı karakteristikler, 19. yüzyılın sanat dönüşümünü nasıl yansıttığı ve gerçekçilik akımının başlangıcındaki rolü hakkında tartışmaktadır. Daha sonra Kemal Güzeller'in kitapları ve akademik yazma tarzı ele alınmakta, hukukçular için yazılmış "Bilimsel Yazma ve Yayınlama Stil Kitabı" gibi eserler hakkında görüşler paylaşılmaktadır.
- Sohbette ayrıca Victor Hugo, Marx'ın Balzac'a olan ilgisi, sanat anlayışı, mimetik sanat anlayışından soyut sanata geçiş süreci ve edebi metinlerin farklı okuma yöntemleri gibi konular da tartışılmaktadır. Konuşmacılar, edebi eserlerin tarihsel bağlamı ve zaman içinde nasıl anlam kazandığı hakkında da değerlendirmeler yapmaktadır.
- 00:16Program Tanıtımı
- Programın yeni bir bölümünde rol değişimi yapılarak moderatörlük farklı bir kişi tarafından yürütülecek.
- Geçen hafta söz verilen "Bilinmeyen Şaheser" adlı novellasının okunup tartışılacağı belirtiliyor.
- 01:17Balza'nın Yazarlık Hayatı
- Balza, modern romana şeklini ve karakteristiğini veren önemli bir yazar olarak tanınıyor.
- 1830'larda deneysel eserler yazmış, sonra daha özgün metinler ve metafizik çağrışımları olan eserler yazmaya başlamış.
- Balza, "Her gün Goriot Baba yazabilir ama hayatında Serafita gibi romanı bir defa yazabilir" diyerek farklı türlerde eserler yazdığını belirtmiş.
- 02:29Balza'nın Deneysel Romanları
- Balza'nın "Lomber" adlı felsefi bir romanı var ve 1832'de "Bilinmeyen Şaheser" adlı eserini yazmış.
- "Gambara" adlı romanında bir müzisyenin hikayesini anlatıyor ve Frank Hoofer karakteriyle kendini ele veriyor.
- Balza'nın deneysel romanlarında karakterler felsefi soruların peşinde koşarak gerçeklikle bağlarını koparıp kendi gerçekliklerinde kayboluyorlar.
- 03:32Balza'nın Yazarlık Stratejisi
- 1830'lardan sonra Balza iki büyük karar alıyor: aynı karakterleri romanlarında sürekli kullanarak gerçeklik hissini arttırmak.
- Tüm eserini tek bir eser haline getirmek için "İnsanlık Komedisi" adlı eseri üç ana bölüme ayırıyor.
- Balza, romanları arasında atıf yapmaya başlıyor, örneğin "Albay Verdi" romanının son sayfasında "Goriot Baba" romanındaki bir davayı anlatıyor.
- 05:17Balza'nın Etkisi ve Detaylara Yaklaşımı
- 19. yüzyıl bütünüyle Balza'ya ait olup, o yüzyıla ilişkin gözümüzde canlanan detaylar neredeyse tümü Balza'nın romanlarından geliyor.
- Balza, "Yeni Hayat" romanında faytonların detaylı tasvirlerini yaparak, valizin koyulduğu arka taraftan tekerleğe kadar her şeyi anlatıyor.
- Balza'nın hayranlık uyandıran yönü, her anlattığı karakteri o karakterin mesleğindeki detayları bilerek anlatmasıdır.
- 07:51Balza'nın Çalışma Yöntemi
- Balza sabahlara kadar kahvesini içerek yazıyor, gün doğduğunda matbaaya götürüp dizilsin diyor.
- Dizilmiş sayfaları geri alıp eve dönüp tüm gününü düzeltmelerle geçiriyor, sonra yine gece boyunca yazıyor.
- Şehirdeki her detayı gözlemleyen Balza, romanlarında satıcıların sesini, faytonların geçişini, kavgaları, ağız dalışlarını ve evlerden çöp döken kadınları detaylı olarak anlatıyor.
- 09:06Romanın Karakterleri ve Yapı
- Roman çok az karakterli olup dört ana karakter içeriyor: genç bir ressam olan Posin, sevgilisi Jilet, başarılı ressam olan Porbus ve onların hepsinden üstün olan ustası F.
- Posin, Paris'e ünlü, zengin ve başarılı bir ressam olmak için gelmiş, Porbus ise ona kendi üstatı olarak hitap ediyor.
- F, Porbus'un üzerinde çalıştığı tabloya eleştiriler ve takdirler getiriyor, bu da onun sanat felsefesinin önemli olduğunu gösteriyor.
- 10:44Sanat Anlayışının Değişimi
- F, mevcut sanat anlayışının ve estetik kriterlerinin ötesine geçmeye başlamış durumda, ancak bu yeni kriterler henüz oluşmuş değil.
- Thomas Kuhn'un "Bilimsel Devrimlerin Yapısı" kitabındaki paradigma değişimi teorisi ile benzerlik gösteriyor.
- F, on yıldır "Hırçın Kız" adlı bir resim yapıyor, daha önce yapılmamış gerçek bir kadını göstermeye çalışıyor.
- 13:02Romanın Sonu ve Anlamı
- Romanın sonunda F, on yıllık tutkuyla yaptığı "Hırçın Kız" tablosunu ilk kez Posin ve Jilet'e gösteriyor.
- Posin "Hiçbir şey yok" diye fısıldıyor, F bunu duyunca öfkeleniyor, ancak sonra inanıyor ve tabloyu, atölyeyi yakıp kendini öldürerek romanı bitiriyor.
- Roman, mutlak hakikat ve güzellik peşinde koşan tutkulu bir adamın gerçeklikle bağının kopup trajik bir sonla bitmesini anlatıyor.
- 15:21Romanın Sanat Tarihindeki Yeri
- 20. yüzyılın başında resim sanatında büyük bir değişim yaşanıyor, fotoğraf makinesinin icadı resmin fonksiyonunu değiştiriyor.
- Edgar Degas gibi ressamlar önce fotoğraf makinesiyle yarışıyor, Sezon ve Picasso gibi figüratif resimden vazgeçip soyut resme geçiyorlar.
- Picasso, bu romanı okuduğunda kendisini F'te görüyormuş ve Paris'te 20 yıldan fazla F'ın atölyesinde resim yapmış.
- 17:03Picasso'nun Çizimleri ve Romanın Günümüzdeki Anlamı
- Picasso'nun 1927 yılında roman için 14 tane çizimi var ve bunlardan biri çok önemlidir.
- Picasso, F'ın tabloda ne yaptığını ilk kez gösteriyor, bu da bizim bu romanı okuduğumuzda farklı bir etki yaratıyor.
- Picasso, F'ın yaptığı şeyin soyut resim olduğuna dair bir anlayışa sahip, bu da romanı okurken bizim de farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
- 18:50Sanat Anlayışı ve Pazar
- Sanat eserinin alıcısı, eserin konteksten habersiz olması durumunda eseri anlamakta zorlanabilir.
- Mozart, klasik müziğin saray müziği olduğu dönemde, saray müzisyeni olmak yerine halk konserleri vermek ve bestelerini kitapçık haline getirmek istemiş, ancak saray dışında klasik müziğin pazarı oluşmamıştı.
- Van Gogh, dönemin sanat kriterleri açısından resim olarak algılanmayan çalışmalarını yaparak resim satamamış, ancak 30-40 yıl sonra bu sanat anlayışı pazar bulmuştur.
- 20:14Picasso ve Modern Sanat
- Picasso'ya kadar soyut resim anlayışı yoktu, herkesin hiçbir şey gördüğü yerde Picasso soyut resim görmüştü.
- Bazı sanatçılar sezgisiyle modern sanatın zirvesine çıktıklarını hissedebilir, ancak yeni bir sanat anlayışının ne olduğunu bilmedikleri için çalışmalarını anlayamayanlar olabilir.
- Roman, sanat felsefesinin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bir eserdir.
- 22:13Metnin Değerlendirilmesi
- Bazı kitapları değerlendirmek için yazarın görüşleri ve dönemiyle bağlantı kurmak önemlidir.
- 1830'larda yazılan bu kitap, çağdaş bir kitap gibi değerlendirildiğinde karikatür bir modern sanat eleştirisi gibi görünebilir.
- Deneme romanı türünde olan bu eserde, karakterlerden uzun uzun sanat düşünceleri anlatılır.
- 25:01Metnin Zamanla Değişimi
- Yazarın niyeti ve metnin niyeti farklı olabilir, metin zaman içinde yazarın niyetinin ötesine geçebilir.
- Yaratıcı metinler, zamanla yeni alanlara kendini uyarlayabilir ve zamana adapte olabilir.
- Bu kitap, soyut resim anlayışı henüz oluşmamışken soyut resim anlatıyor, bu da metni daha etkileyici kılıyor.
- 27:09Balzac ve 19. Yüzyıl
- Balzac, 19. yüzyılın başlarında doğmuş ve ortasında ölmüş, kısa ömründe büyük bir üretme kapasitesine sahip bir yazardır.
- 19. yüzyıl, sanayileşme, bilim alanındaki pozitivizm ve üretim kapasitesindeki gelişmelerle birlikte, insanlığın yozlaşması ve sömürünün en üst düzeye çıktığı bir dönemdir.
- Balzac, Marx'ın çağdaşı olup, 19. yüzyılın başlarında yaşamıştır.
- 29:39Realizm Akımı
- Balzac, realizm akımının başlangıcında yer almıştır.
- Realizm akımı 19. yüzyılda gelişmiş, 20. yüzyılda farklı türler ve çeşitleri ortaya çıkarmıştır.
- Bu eser, sadece sanat anlayışı denemesi değil, aynı zamanda aşk, hırs ve kıskançlık gibi duyguları içeren bir eserdir.
- 31:22Balzac'ın Sanat Yaklaşımı
- Romanda beklenen kurgu tam olarak var ve 19. yüzyıldaki devasa dönüşüm anındaki bir sanat yaklaşımı ortaya konuyor.
- Balzac bu sanat yaklaşımını ressamlar üzerinden aktarıyor ve bu yaklaşım kolaylıkla değil, zorlu bir sanat anlayışıyla gerçekleştiriliyor.
- Kitap, 19. yüzyılın sanat dönüşümünü resim üzerinden aktarırken, henüz soyut resim olmadığı dönemde soyut resmi de icat ediyor.
- 33:27Balzac ve Marx Karşılaştırması
- Marx ve Balzac, 19. yüzyılı tarif etme çabasında ve olan biteni anlamaya çalıştıkları konusunda ortak noktaları var.
- Marx'ın "Kapital"i, Balzac'ın "Bilinmeyen Şaheser"inden farklı olarak toplumsal analiz çerçevesi olarak ortaya koymuş olması önemli bir fark.
- Marx'ın en sevdiği yazarlarından biri olan Cervantes'i, Balzac'ı da Shakespeare'in yanına yerleştirmiş olması, Balzac'ın önemini gösteriyor.
- 37:32Gerçekçilik ve Pozitivizm
- Balzac'ın başlattığı akımın ismi gerçekçilik olup, 19. yüzyılın dönüşümünü tarif etme çabasıyla karşımıza çıkıyor.
- Gerçekçilik, pozitivizm gibi kendi kritiğini ve eleştirisini kendi içerisinde barındıran bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir.
- Balzac'ın eserleri, ansiklopedistlerin gerçekliği bir kitap içine sığdırma çabasını hatırlatıyor ve sekülerizmden gerçekçiliğe varan çizgiyi takip etmek önemlidir.
- 41:40Eserin Romantik Boyutu
- Eserde sanatçıların gençliklerindeki heyecan, mutluluk, şan, şöhret ve umutsuzluk gibi duygular detaylı bir şekilde anlatılıyor.
- Sanatçının tutkusunun cüret ve çekingenlik, müphem inançlar ve kesin cesaret kırılmalarıyla dolu olduğu vurgulanıyor.
- Eserde aşka, şan, şöhret ve umutsuzluğa yazgılı bir yaşamın tatlı çilesi çekmeye başlayan bir sanatçının duyguları romantik bir şekilde aktarılıyor.
- 43:33Balzac'ın "Gorio Baba" ve Romantizm
- Victor Hugo, romantizmin kurucusu ve önde gelen isimlerinden biridir.
- Balzac'ın "Gorio Baba" romanı, o dönemdeki ekonomik yapının değişmesiyle birlikte ekonomik gücünü kaybeden bir kişinin portresini sunmaktadır.
- Romanda gitmiş bir pansiyona yerleşmek durumunda kalan ve etkisini yitiren bir kişinin yerini, çeşitli makamlardaki ilişkileri sayesinde etki sahibi olan bir gençin aldığını görüyoruz.
- 44:21"Serafita" Romanının Özellikleri
- Romanda ressamın duyguları, çevre çevresindeki ilişki ve anılar, iki genç arasındaki ilişkinin gerçekçiliği sunulmaktadır.
- Okuyucu, genç ressamın sevgilisini kıskanması ve göreceği resmi merak etmesi gibi tutkuları yaşıyor.
- Kitapta net altı çizilerek betimlenmiş bir duygu seli okuyucuya sunulmaktadır.
- 45:29Romantizmin Özelliklerinin Eksikliği
- Bu roman 1832 civarında yazılmış olup, "Serafita" 1837 veya 1831 civarında yazılmıştır.
- Romanda romantik özellikler görülmemekte, sokaktan sesler, satıcılar, çöp dökenler gibi detaylar bulunmamaktadır.
- Paris'in içindeki büyük mücadele, hayatta kalma mücadelesi (survivor mücadelesi) bu romanda gözükmemektedir.
- 46:54Gelecek Program Planları
- Programda bir Marx metni tartışılmasına dair fikir ayrılığı yaşanmaktadır.
- Komünist Manifesto veya Fransız Üçlemesi gibi ortada buluşabilecekleri metinler önerilmektedir.
- Programda Marx ve edebiyat ilişkisi üzerine bir tartışma yapılabilir.
- 49:07Edebi Metinlerin Tarihsel ve Edebi Değerlendirilmesi
- Edebi metinlerin hem tarihsel hem de edebi zevkle okunabilmesi ve değerlendirilebilmesi mümkündür.
- Edebi metinlerin birincil öncelikli işlevi edebi zevk vermek olabilir, ancak bunu kuramsal metinler için araçsallaştırmak zorunlu değildir.
- Edebi metinler retorik güçlendirmek için kullanılabilir ve bu da meşruiyetlidir.
- 52:25Kitaptan Örnek Cümleler
- Kitaptan alınan ilk örnek cümlede sanatın görevinin doğayı kopya etmek değil, ifade etmek olduğu belirtiliyor.
- İkinci örnek cümlede ressamların tefekkürü ancak ellerinde fırça varken dalmaları gerektiği vurgulanıyor.
- Son örnek cümlede "bir kadının karşısındasınız ama siz bir tablo arıyorsunuz" ifadesiyle sanat ve gerçek arasındaki ilişki ele alınıyor.
- 55:05Sanat Anlayışı Hakkında Tartışma
- Hiper gerçekçi resimlerde ustalığa hayran kalsa da, eserin kendisine hayran kalamama durumu tartışılıyor.
- Farklı dönemlerde aynı şeyin farklı şekilde değerlendirilebileceği, bir dönemin güzellik gördüğü yerde başka birinin çirkinlik görebileceği belirtiliyor.
- Romanın sadece tutkulu bir ressamın hezeyanını anlattığı değil, aynı zamanda sanat anlayışını ele aldığı için etkileyici olduğu vurgulanıyor.
- 58:06Kemal Hoca'nın Kitapları Hakkında Değerlendirme
- Konuşmacı, Kemal Hoca'nın kitaplarının omnipotent (her şeyi kapsayan) bir tarzı olduğunu ve her konuda her meseleyi kapatarak yarım bırakmadığını belirtiyor.
- Kemal Hoca'nın kitapları bilimsel yazma ve yayınlama, stil konusunda olabilecek her şeyi kapsıyor ve her detayına dokunmuş.
- Konuşmacı, Kemal Hoca'nın kitabında yabancı dilden alıntılar için detaylı bir çalışma yapıldığını ve "yabancı dil" yerine "Almancası", "İngilizcesi", "Latincesi" gibi belirtilenlerin hepsinin yer aldığı kitabın kapsamlı olduğunu vurguluyor.
- 59:41Kemal Hoca'nın Kitabının Özellikleri
- Kemal Hoca'nın kitabının akademik atıf usulü ile ilgili bir kitap olmadığını, bunun için başka bir eser yazacağını belirttiği söyleniyor.
- Konuşmacı, Kemal Hoca'nın kitabının yaklaşık 750 sayfalık olduğunu ve indeksi ile birlikte bu sayıyı bulduğunu belirtiyor.
- Kemal Hoca'nın kitabında bazı yerlerde atıf olmaması ve konuşmacının bunu "bana gözüme daha iyi geliyor diye yazdım" şeklinde açıkça belirtmesi vurgulanıyor.
- 1:00:18Kemal Hoca'nın Hukukçuluk Tarzı
- Konuşmacı, Kemal Hoca'nın hukuk türkçesindeki temsilcisi olduğunu ve kendisinin hukukçu olmamasına rağmen Hoca'nın kitaplarını okuduğunu belirtiyor.
- Kemal Hoca'nın türkçe uzmanı olmasına rağmen, Türkçede birbirinden ayrılan kelimeleri asıl durumlarında kullanarak yazdığını vurguluyor.
- Konuşmacı, Kemal Hoca'nın kitabının harika olduğunu ancak farklı düşüncelerin olabileceği konuları ele alarak hakkını verilmesi gerektiğini belirtiyor.
- 1:01:50Akademik Eleştiri ve Hoca'ya Hakkı Verme
- Konuşmacı, akademik dünyada ya saçma sapan kavga yapma ya da büyük isimlere eleştiri yapmama eğilimlerini eleştiriyor.
- Kemal Hoca'nın eleştirilere alınganlık göstermediğini ve saygı duyulacak bir tavırla karşıladığını belirtiyor.
- Konuşmacı, Kemal Hoca'nın sadece bir anayasa hukukçusu olmadığını, pencerelerini kapatıp kendi alanına kapanmadığını ve yaşadığı döneme ironi ile yaklaştığını vurguluyor.
- 1:04:40Bilimsel Yazma ve Hukukçular
- Hoca, bilimsel yazma ve yayınlama konusunda bir stil kitabı hazırlamıştır.
- Türkçede yazma ile ilgili eserler olsa da, hukukçular için özel olarak yazılmış eserler azdır.
- Konuşmacı, hukukçular için "Akademik Metinler Nasıl Hazırlanır?" adlı bir rehber hazırlamıştır.
- 1:05:34Hukukçulara Yönelik Yazma Meselesi
- Hoca'nın önem verdiği, hukukçulara yönelik bir yazma meselesi bulunmaktadır.
- Bilimsel yazma meselesi hukukçuların gündemine daha fazla girmelidir.
- Hoca'nın 700 sayfalık katkı, bu alana büyük bir giriş oluşturmuştur.
- 1:06:33Diğer Çalışmalar ve Kitaplar
- Tolga Şirin'in uluslararası sözleşme metinlerinin Türkçe'ye çevrilmesi ile ilgili 50-60 sayfalık bir makalesi yayınlandı.
- Konuşmacı, dil meselesi ve literatür etkileme konusunda da konuşulabileceğini belirtiyor.
- Konuşmacı, atölyede ders verdiğini ve bu konuda fikirler geliştirdiğini söylüyor.
- 1:07:59Yeni Kitaplar
- Konuşmacı, Samet Altıntaş'ın "Şeyh Bedrettin" adlı kitabını okuyor.
- Olga Akarcuk'un "Maçın Sonu" ve "Son Hikayeleri" kitaplarını beğeniyor.
- Yeni İnsan Yayınları'nın basım serileri ve Ömer Faruk'un "Yara Bıçak" adlı yeni kitabını okumak istiyor.
- 1:11:22Programın Sonu
- Konuşmacı, kitapta kendilerinin adının geçtiğini belirtiyor.
- Programın sonunda "güzel bir sohbet" olduğu söyleniyor.
- "Haftaya görüşmek üzere" diyerek program sonlandırılıyor.