Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Hollanda'da yurtdışı araştırmaları yapan bir akademisyenin etnik çeşitlilik ve çok kültürlülük konularında yaptığı akademik bir sunumudur.
- Sunum, çok kültürlülük kavramının üç farklı anlamı (gerçeklik, ideoloji ve politika) üzerine kurulu olup, Avrupa ülkelerinin etnik çeşitliliğe yaklaşımlarını incelemektedir. İçerik, çok kültürlü toplum kavramının tarihsel gelişimini, Avrupa'daki azınlık politikalarını ve özellikle Hollanda örneğini detaylı şekilde ele almaktadır. Hollanda'daki Frisler gibi yerli azınlıkların durumu, Frizce'nin resmi dili olarak kabul edilmesi ve eğitimde kullanılması gibi konular da sunumun önemli bölümleridir.
- Video ayrıca Avrupa'da azınlık haklarını koruma için yapılan hukuki gelişmeleri, 1992 ve 1998 tarihli anlaşmaları ve Avrupa ülkelerindeki resmi dillerin durumunu da kapsamaktadır. Konuşmacı, Türkiye'deki etnik sorunların çözümünde Avrupa perspektifinden yararlanma olasılığını da araştırmaktadır.
- 00:05Avrupa'daki Etnik Sorunlar ve Araştırmalar
- Konuşmacı, üç ay yurtdışı araştırmaları yaparak Avrupa ülkelerinin etnik çeşitlilik sorunlarına yaklaşımlarını inceledi.
- Avrupa ülkelerinin etnik sorunlara yaklaşımları, bu sorunları çözmek için kullandıkları yöntemler ve bu politikaların Türkiye'deki etnik sorunların çözümüne nasıl katkı sağlayabileceği sorularını sorguluyor.
- Konuşmacı, bu konuda bir kitap yazmış ve bakanlıklara ve çeşitli kurumlara göndermiş, ancak sadece bir meslektaşı teşekkür etmiş.
- 04:12Çok Kültürlülük Kavramı
- Çok kültürlülük kavramı en az üç anlamda kullanılıyor: mevcut toplumsal gerçekliği tasvir etmek, bir ideoloji ve bir politika olarak.
- Dünyadaki ülkelerin yüzde seksenbeş'i heterojen yapıya sahip, yani tek bir etnik grup, kültür veya dil yok; sadece yüzde onbeş'i homojen yapıya sahip.
- Avrupa'da en az yüz ulusal azınlık bulunmakta ve sayısız göçmen azınlık var; Rotterdam şehrinde 163 farklı etnik grup bulunuyor.
- 07:46Çok Kültürcülüğün İdeolojik Değerleri
- Çok kültürcülüğün en az üç önemli değeri var: kültürel çeşitliliğin tanınması, farklı etnik ve dini grupların toplumda eşit sosyal statüye kavuşturulması.
- Farklı etnik grupların çeşitliliğinin tanınması ve eşit sosyal pozisyona kavuşturulması toplumsal bütünleşmeye katkı sağlar.
- Ayrılıkçılık ve ayrımcılık politikaları ortadan kaldırıldığında farklı grupların entegrasyonu sağlanabilir.
- 09:51Çok Kültürlülüğün Politik Uygulamaları
- Politik olarak çok kültürlülük, herkesin eşit yurttaşlık hakkının olması ve eşitsizlikle mücadele anlamına gelir.
- Kültürel farklılıkların politik olarak tanınması, özellikle dil ve din farklılıklarının tanınması önemlidir.
- Genel kuralların bazı gruplara olumsuz etkisi olabilir; örneğin Avrupa'da işsizlik dönemlerinde yabancılar daha fazla işten atılır çünkü toplu sözleşmelerde "en son giren ilk atılır" kuralı uygulanır.
- Hollanda'da mevzuatı tarayan bir hukukçu grubu, mevzuatta tam 2000 ayrımcı kural olduğu tespit etmiştir.
- 14:15Çok Kültürlü Toplum Kavramının Tarihsel Gelişimi
- Çok kültürlü kavramı ilk kez 1957 yılında İsviçre'de kullanılmış, bu ülkede dört resmi dili bulunuyor.
- Kavram daha sonra 1970'li yıllarda Kanada'da Trido hükümeti döneminde Küvet meselesiyle ilgili olarak açıklanmış ve Fransız azınlık talepleriyle birlikte uygulanmaya başlanmış.
- Bu politika daha sonra Amerika ve Avustralya'ya yayılmış, 1975'te İsveç'te ve 1980'de Hollanda'da uygulanmaya başlanmış.
- 16:18Çok Kültürlü Toplumun Kaynakları
- Geleneksel kültürler, diller ve dinler arasında hiyerarşi vardı, Fransız Devrimiyle eşitlik değer haline gelince kültürlerin eşitliği de gündeme gelmiş.
- Küreselleşme, farklı kültürlerin birbirleriyle ilişkilerinin artması ve çeşitliliği gündeme getiren önemli bir faktör.
- Ulus devlet yapısı, çeşitlilikte olmasına rağmen bir dili ve kültürü ayrıcalıklı konuma getiren modern bir yapıdır.
- 19:08Çok Kültürlü Toplumda Ortaya Çıkan Sorunlar
- Grupların birbirinin ayrılması ve ayrımcılık gibi sorunlar ortaya çıkmış.
- Bu sorunları çözmek için hükümetlerin politik yaklaşımlar geliştirmesi gerekiyor.
- Günümüzde çok kültürlü toplum üzerinde üç önemli politik yaklaşım biçimi var: liberal çok kültürlü, radikal çok kültürlü ve cumhuriyetçilik.
- 19:41Liberal Çok Kültürlü Yaklaşımı
- Liberalizm bireysel eşitliğe inanırken, grup haklarını kabul etmediği için yeni ortaya çıkan problemlere cevap veremiyor.
- Eşit ve evrensel yurttaşlık ilkesi, farklı grupların eşit toplumsal katılımını sağlamada yetersiz kalıyor.
- İnsan hakları kavramı bireyi esas alırken, grupların hakları da tanınması gerekiyor.
- 22:34Radikal Çok Kültürlü Yaklaşımı
- Radikal çok kültürlü yaklaşımı savunanlar, evrensel yurttaşlık kavramının bir mitten olduğunu ve egemen grubun deneyimini temel alarak diğerleri göz ardı ettiğini savunuyor.
- Evrensel bir yurttaşlık kavramının mümkün olmadığını, toplumun çok parçalanmış olduğu için tüm grupları kapsayacak bir kavram geliştirmek mümkün olmadığını düşünüyor.
- Bu yaklaşım, hükümetin azınlıkların öz örgütlerini desteklemesi, azınlık gruplara kurumsal temsil sağlanması ve bazı durumlarda veto hakkı tanınması gerektiğini savunuyor.
- 25:32Cumhuriyetçi Yaklaşımı
- Cumhuriyetçiler, istikrarlı bir toplum sağlamak için liberalizm ve demokrasinin sunduğu değerlerin yeterli olmadığını savunuyor.
- Kamusal ve siyasal alanda ortak değerlerin olması gerektiğini, özel yaşamda ise kişilerin kendi kültürlerine göre yaşayabileceğini savunuyor.
- Kamusal alanda asimilasyonun kaçınılmaz olduğunu, ancak özel yaşamlarda kimliklerini muhafaza edebileceklerini öneriyor.
- 26:59Avrupa'da Azınlıklar
- Avrupa'da göçmen azınlıklar ve öteden beri ülkenin içinde var olan ulusal azınlıklar arasında ayrım yapılıyor.
- Türkiye'de ve Avrupa'da sadece Fransa ve Yunanistan'da "bizde azınlık yoktur" şeklinde bir söylem var.
- Bu ifade sadece terminolojiye takılıp kalmaktan ibaret olabilir, önemli olan tanımların ne anlama geldiğidir.
- 28:30Avrupa'da Azınlık Politikaları
- Avrupa'da göçmen azınlıklara entegrasyon politikası uygulanmalı, yani topluma katma ve bütünleştirme yönünde bir yaklaşım gerekiyor.
- Göçmen azınlıklar farklı kültürlere, dillere ve dinlere sahip olup Avrupa coğrafyasını bilmiyorlar, kendi ülkelerine uyum sağlarken kimliklerini muhafaza edebilirler.
- Ulusal azınlıklara ise tanınma politikası uygulanıyor, bu konuda daha fazla durulacağı belirtiliyor.
- 30:12Avrupa'da Azınlıklara Yönelik Hukuksal Yaklaşımlar
- Avrupa'da göçmenlerden bir kısmı vatandaş, bir kısmı yabancı statüsünde olup, yabancı göçmenleri hızla vatandaş yapma hukuksal politikası uygulanıyor.
- Ulusal azınlıklar öteden beri vatandaş oldukları için onları vatandaş kılma çabası yok, ancak etnik ve kültürel farklılıklar kabul edilerek tanınmaya çalışılıyor.
- Hollanda'da 2001 yılında göçmen grupların çocuklarının kendi dillerini öğrenme hakkı olan haftada bir saat ders alma imkanı kaldırılmış, bu durum giderek kötüleşiyor.
- 31:15Ulusal Azınlıkların Tanınma Süreci
- 1950'ye kadar Avrupa'da azınlıklar tabiri kullanılmamış, 1950'de imzalanan insan hakları ve temel özgürlüklerini korumaya ilişkin sözleşmede ilk kez azınlıklar tabiri kullanılmış.
- 1992'de Avrupa Güvenliği ve Güvenlik Temelinde İşbirliği Kurulu (AGİT) Ulusal Azınlıklar Yüksek Komiserliğini kurmuş, bu komiserlik özellikle doğu Avrupa ülkelerinde yoğunlaşan etnik problemlere müdahale etmek için kurulmuş.
- 1992'de Avrupa Konseyi diller ve azınlıklar diller konusunda bir anlaşma yapmış, 1998'de yürürlüğe sokulmuş, bu azınlıkların grup bazında korunmasını amaçlayan ilk önemli belge.
- 33:33Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesi
- 1995'te Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesi imzalanmış, ilk anlaşmanın sadece dili koruma esasına göre yetersiz görüldüğü için grubu koruma amaçlayan daha total bir yaklaşım sunan ikinci bir anlaşma imzalanmış.
- İlk sözleşmeyi 25 Avrupa ülkesi imzalayıp onaylamış, 8 ülke sadece imzalamış ama onaylamamış, 11 ülkede hiçbir işlem yapılmamış.
- İkinci sözleşmeyi 39 ülke imzalayıp onaylamış, 4 ülke sadece imzalamış (İzlanda, Yunanistan, Belçika ve Lüksemburg), 4 ülke hiçbir işlem yapmamış (Türkiye, Fransa ve küçük ülkeler).
- 36:51Hollanda Örneği
- Hollanda'da hem istatistiklerde hem politikalarda hem yasal metinlerde göçmen azınlıklar ve ulusal azınlıklar olarak iki azınlık grubu tanınıyor.
- Göçmen azınlıklar batılı olanlar (İtalyan, İspanyol, Yunanlı gibi) ve batılı olmayanlar olarak iki gruba ayrılıyor, batılı olanların daha kolay uyum sağladığı, batılı olmayanların ise problemler yaşandığı düşünülüyor.
- Hollanda'da en büyük yerli azınlık Frisler olarak bilinen bir gruptan oluşuyor.
- 38:11Hollanda'da Azınlık Sözleşmelerinin Uygulanması
- Hollanda dillerle ilgili sözleşmeyi 1996'da onaylamış, 1998'de yürürlüğe koymuş, oldukça pozitif bir yaklaşım sergilemiş.
- İkinci sözleşmeyi 1998'de imzalamış ancak 2005 yılına kadar onaylamamış, çünkü yasa tasarısında göçmen azınlıkların da ulusal azınlıklar kapsamında kabul edilmesi tartışmalı olmuş.
- 2005 yılında aşırı sağcılar güçlenmiş ve göçmen azınlıkları yasa tasarısından çıkartarak sadece Frisler'i tanıyan bir yasa olarak kabul etmiş.
- 40:23Frisler Etnik Grubu
- Hollanda'da Frisler adı verilen bir etnik grup var, bu grup Cermen kökenli olup kuzey denizi kıyılarında balıkçı ve hayvancılıkla geçinen bir millet olarak yaşamış.
- Frisler tarih boyunca Romalılar, Franklar, Hollandalılar gibi farklı milletlerin egemenliği altında yaşamış, ancak sosyal yapıları özel kalmış ve kimliklerini koruyarak gelmiş.
- Toplam üç milyonluk bir halktan bir milyonu yaklaşık Hollanda içinde yaşıyor, ayrıca Almanya, Kanada, Amerika ve Avustralya'ya göç eden Frisler de var.
- 42:07Hollanda'nın Eyalet Sistemi ve Frisler
- Hollanda on iki eyaletten oluşmakta olup, bunlardan biri Frisland (Frislerin ülkesi anlamına gelen) adını taşımaktadır.
- Hollanda'da her eyalet kendine özgü arması, bayrağı ve halk marşı bulunmaktadır.
- Frisler, Hollanda'nın imzaladığı iki sözleşmeyle sosyal ve kültürel olarak tanınmış durumdadır.
- 44:49Fris Dili ve Kültürü
- Frizce Hollanda'nın ikinci resmi dili olarak kabul edilmiştir ve eğitimde birçok ders bu dile göre verilmektedir.
- Frisland'daki kamu kurumlarında resmi dil olarak Frizce kullanılmakta ve dilekçeler kendi dillerinde yazılabilir.
- Mahkemelerde de Frizce konuşulabilir ve mekanların isimleri Frizce olarak adlandırılabilir.
- 47:32Frislerin Hak Kazanımı Süreci
- Frislerin hakları 20. yüzyıl boyunca aşamalı olarak tanınmış, 90'lı yıllarda ise son nokta kurulmuştur.
- Frislerin hak kazanımında iki önemli etken vardır: 19. yüzyıldan beri süren organizeli ve entelektüel bir hareket ve Hollanda'nın demokratik, uzlaşmacı bir siyasi yapıya sahip olması.
- Frisler kendi politik partilerini kurmamış, ancak İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanlar tarafından kurulan faşist parti hiçbir zaman kabul görmemiştir.
- 51:00Hollanda'daki Diğer Etnik Gruplar
- Hollanda'da Frisler dışında Aşağı Saksonya dilleri, Eskenazi (Yahudilerin kullandığı dil) ve Roma gibi grupların dilleri de tanınmıştır.
- Limborg bölgesi Hollandaca konuşmakta ancak farklı bir şile ile konuşmaktadır ve bu şile ayrı bir dil olarak kabul edilmiştir.
- Limborg bölgesi, bilim adamı grubu oluşturarak rapor hazırlayarak şilesinin ayrı bir dil olduğunu ispatlamış ve parlamento tarafından kabul edilmiştir.
- 53:47Avrupa'daki Resmi Diller
- Avrupa ülkelerinde çok sayıda resmi dil bulunmaktadır: Avusturya'da altı, Almanya'da yedi, Polonya'da on beş, Romanya'da yirmi resmi dil vardır.
- Türkçenin resmi dil olduğu iki Avrupa ülkesi vardır: Bosna Hersek ve Romanya.
- Avrupa ülkelerinde göçmen azınlıklara yönelik cumhuriyetçi politika izlenirken, ulusal azınlıklar için liberal ve çok kültürlü bir politika uygulanmaktadır.