Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan, Atatürk'ün hayatını ve düşüncelerini anlatan bir belgeseldir. Videoda Atatürk, İsmet İnönü, Refi Cevat, Halil Ağa, Satı Kadın gibi dönemin önemli şahsiyetleri yer almaktadır.
- Belgesel, Atatürk'ün liderlik özellikleri, yönetim anlayışı, Cumhuriyet ilkeleri ve kişisel değerleri üzerine çeşitli anekdotlarla ilerlemektedir. Video, Atatürk'ün Ankara'yı başkent yapma kararı, Kurtuluş Savaşı'na yaklaşımı, uygarlık kavramı, köylü hakkındaki düşünceleri, kadın haklarına verdiği önem, hukuk devleti anlayışı ve başarı filozofisi gibi konuları ele almaktadır.
- Videoda ayrıca Atatürk'ün Türk milletine olan güveni, halkçılık ilkesi, yargıç kararına saygı göstermesi, bilime ve bilgeliğe saygı duygusu ve kendisini Türk milletinin eseri olarak değerlendirmesi gibi önemli yönleri de anekdotlarla anlatılmaktadır. Belgesel, Atatürk'ün "Başarı, başaracağım diyenlerindir" ilkesi ve Türk Cumhuriyeti'nin kendisiyle değil, büyük Türk milletinin öz ve aziz malı olduğu görüşüyle sona ermektedir.
- 00:12İşgal Günlerinde Atatürk'ün Vatanseverliği
- İşgal günlerinde İstanbul'daki yönetici ve aydınlar, halkın yeni bir mücadeleyi göze alamayacağını düşünerek silahlı mücadelenin dışında kurtuluş yolları aramaktaydılar.
- Atatürk, 4 Şubat 1919'da bir gazeteciye yaptığı açıklamada, iyi bir teşkilatçı Anadolu'ya geçer ve millete silahlı direniş için önder olursa vatanın ve milletin kurtulacağını belirtmiştir.
- Atatürk'ün bu düşüncesi, Türk milletinin bağımsızlığı için düşmanın insafına sığınamayacak kadar soylu oluşundan kaynaklanıyordu.
- 03:12Ankara'nın Başkent Olmasının Anlamı
- Atatürk, Ankara'yı başkent yapmanın nedenlerini açıklarken, Türklerin fethettiği topraklara kanlarını, canlarını, varlıklarını yatırdıklarını ve Avrupa devletlerinden aldıkları borçları da bu toprakların imarında kullandıklarını belirtmiştir.
- Cumhuriyet'in kendisini yaratan Anadolu evladına sırtını dönmemesi, Ankara'yı Türkiye'nin kalbi yapmakla geçmişin yanlışlarının ve ihmallerinin bir daha olmayacağının işaretini vermiştir.
- Atatürk, Ankara'yı hükümet merkezi yaparak Türk'ün imkansızı imkan haline getiren gücünü dünyaya göstermek istediğini söylemiştir.
- 05:53Türk'ün Kabiliyetleri ve İnkılaplar
- Cumhuriyet öncesindeki üç yüz yıllık dönemde Türk ulusu uygarlık yarışının gerisinde kalmış, bu durumun temel nedeni çağ dışı geleneklerin ve tutucu faaliyetlerin varlığıydı.
- Atatürk, Türk'ün yüksek zekasına ve yeteneklerine en fazla inanan kişilerin başında gelmiştir ve işgal yıllarında ulusun önderliğini üstlenmede bir an bile tereddüt etmemiştir.
- İnkişafı gerçekleştiren Atatürk, düşünüşün ve düşüncenin önündeki engelleri kaldırmış, her Türk yurttaşının akıl gücünün önüne açılmıştır.
- 07:22Atatürk'ün Gençlere Yol Gösterisi
- 1937 yılında bir akşam, Atatürk bir grup gençle birlikte Florya'da geziyordu ve gençlere "Türk gençleri hem çalışmasını hem eğlenmesini bilmelidir" demiştir.
- Gençler, vatanın güzelliklerinden yararlandıklarını tekrar edince, Atatürk "Bu inkılapı sizin babanızla, dayınızla, ananızla, velhasıl bütün vatandaşlarınızla yaptım" demiştir.
- Atatürk, "Kabiliyetsiz bir milletin başında olsaydım bu inkılapı yapabilir miydim?" sorusuna, gençlerden birinin "Siz kabiliyetsiz bir milletin başına gelemezdiniz" cevabına heyecanla yanıt vermiştir.
- 08:54Osmanlı Devleti'nin Çöküşü ve Türk Halkı
- Osmanlı Devleti'nin son döneminde bazı yöneticiler, halkı türü, kendilerini çoban olarak görüp Türk halkının yüksek niteliklerini tanımadan iktidar olmuşlardır.
- İşgal felaketi karşısında düşmanın insafına sığınan bu yöneticiler, üç kıtada egemenlik kuran Osmanlı Hanedanı ve Türk milletinin tarihine kara leke sürmüşlerdir.
- Türk milleti, varlığına kasteden bu kara lekeyle yaşayamamış, vatan için ölüme koşan Mehmetçikler Çanakkale'de bu gerçeği göstermiştir.
- 09:44Mustafa Kemal Paşa'nın Vatan Sevgisi
- Mustafa Kemal Paşa, cephelerde Mehmetçiklerin şahsında Türk milletinin büyüklüğünü gören ve bunun gereğini yapmayı ödev kabul eden kişiydi.
- Vatanın kurtarılması söz konusu olduğunda, Mustafa Kemal Paşa bütün resmi görevlerinden istifa ederek milletine sığınmak ve ondan güç almakta tereddüt etmemiştir.
- Erzurum'da yaşlı bir muhacirle yaptığı konuşmada, Türk milletinin zorlu şartlarda bile geçimini sağlayabilme gücüne dikkat çekmiştir.
- 12:07Atatürk'ün İleri Görüşlü Olması
- Tarihteki büyük liderlerin en belirgin özelliklerinden biri ileri görüşlü olmak olup, bu özellik Atatürk'ün de temel niteliklerinden biriydi.
- Birinci Dünya Savaşı'nın kaybedildiği ve Anadolu'nun çaresizlik içinde parçalanmayı beklediği günlerde, Atatürk karamsarlığa teslim olmamıştır.
- Sahip olduğu tarih şuuru ve geleceği algılama yeteneğiyle işgalci güçlerin geçmişteki çıkar çatışmalarını ve gelecekteki beklentilerini çok iyi analiz etmiştir.
- 12:49Atatürk'ün İleri Görüşlü Olması Anekdotu
- 4 Şubat 1919 tarihinde Alemdar gazetesinin yazarı Refi Cevat, Mustafa Kemal Paşa ile Şemsi'deki evinde bir görüşme yapmıştır.
- Refi Cevat, o şartlarda vatanın kurtulmasını imkansız gördüğünü belirtince, Mustafa Kemal Paşa "bugün herhangi bir teşkilatçı Anadolu'ya geçer de milleti silahlı bir direniş hazırlarsa bu yurt kurtarılır" demiştir.
- Mustafa Kemal Paşa, düşmanların aralarındaki rekabetin tekrar başlayacağını ve Anadolu'da başlayacak bir milli direnişle hiçbiri mücadele edecek durumda olmadığını öngörmüştür.
- 15:08Atatürk'ün Türk Milletini Anlaması
- Mustafa Kemal Paşa, "çöl sanılan bu alemde saklı ve kuvvetli hayat vardır, o Türk milletidir" diyerek Türk milletinin kuvvetini vurgulamıştır.
- Eksik olan şey teşkilattı ve bu teşkilat organize edilirse vatan da milletle kurtulacağına inanmıştır.
- O günlerde istiklal mücadelesine atılıp Türkiye'yi kurtarmaktan söz edenlere karşı herkes deli sanırken, bu yaklaşımı savunan tek adam Atatürk'tü.
- 16:04Vahdettin Paşa ile Atatürk'ün Karşılaşması
- Atatürk'ü Anadolu'ya gönderip bağımsızlık savaşı başlatmasını iddia eden çevreler, Vahdettin Paşa ile Atatürk'ün Saray'da geçen "Paşa isterseniz devleti kurtarabilirsiniz" konuşmasını kanıt olarak göstermektedir.
- Vahdettin Paşa, Mustafa Kemal Paşa'dan İtilaf devletlerinin emir ve isteklerinin yerine getirilmesini ve Anadolu'da olası işgallere karşı ortaya çıkacak direnişi engelleme beklentisi içindi.
- Milletine ve kendine güveni olmayan padişahtan farklı bir tavır beklenemezdi.
- 18:36Atatürk'ün Devleti Kurtarma Anlayışı
- Vahdettin Paşa, elinde hiçbir kuvvet kalmamış olan devletin düşmanların hoşuna giderek kurtulacağını sanırken, Atatürk farklı bir yol izlemiştir.
- Atatürk, devleti kurtarmak istiyordu ancak düşmanların safında yer alarak değil, milletin hürriyet ve istiklal aşkını, cesaret ve fedakarlık duygularını harekete geçirerek.
- Türk milletini anlamamış bir adamla, anlamış bir adamın arasındaki fark bu şekilde ortaya çıkmıştır.
- 19:20Atatürk'ün Uygarlık Anlayışı
- Türk halkının mutluluğunu kendi mutluluğu olarak gören ve kendini onun hizmetkari olarak değerlendiren Atatürk'ün sözleri, Türk ulusunun yolunu aydınlamıştır.
- Atatürk'ün "Türk ulusu bir bütün olarak şu sözlerin anlamını idrak edip onun gereğini yaptığı gün hiç şüphesiz uygarlık aleminde rakipsiz olacaktır" sözleri, uygarlık yolunda geri koymaya çalışanlara da bir uyarı niteliği taşımaktadır.
- 19:51Uygarlık ve Türkiye Cumhuriyeti
- Türkiye Cumhuriyeti halkı, fikriyle, zihniyetiyle, aile hayatıyla ve yaşayış şekliyle uygar olduğunu ispat etmek zorundadır.
- Uygarlık, ilerlemeye mecburuz çünkü uygarlık öyle kuvvetli bir ateştir ki, ona ilgisiz kalanları yakar ve yok eder.
- Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz, en doğru yol uygarlık yoludur.
- 21:44Atatürk'ün Suikast Anısı
- İnsanların başına gelen felaketlerin başlıca nedeni aklın dışlanıp duygulara esir olunmasıdır.
- Düşünen, neden ve niçin diye sorgulayan insanların olacakları önceden görme şansları çok yüksektir.
- Atatürk, İzmir'de hazırlanan suikast girişimcilerinden birine kendisinin Mustafa Kemal olduğunu söyleyerek tabancayı uzatmış ve adam şaşkına dönmüş, ağlamaya başlamıştır.
- 23:35Atatürk'ün Köylüye Bakışı
- Atatürk, Türkiye'nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylünün ihmal edilmişliğini kabullenememiştir.
- Atatürk, 1922'de BM'de yaptığı konuşmada, köylünün yüzyıllar boyunca emeklerinin alındığını ve aşağılanarak uşak durumuna indirildiğini belirtmiştir.
- Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren Atatürk, köylüyü vergi yükünden kurtararak ve çeşitli hizmetlerle yüzyılların haksızlıklarını gidermeye çalışmıştır.
- 25:14Atatürk'ün Gizlice Köşkten Ayrılması
- 1936'da Atatürk, Selanik günlerinde çocukluk arkadaşı Nuri Conker ile köşkten gizlice ayrılır ve bir köylüyle karşılaşır.
- Köylü, çift süren sapanın yalpa vurduğunu, öküzünün vergi memurları tarafından satıldığını ve muhtarın memurların başında olduğunu anlatır.
- Köylü, "Sen de ben de gönül mü eliyorsun beyim? Kaymakamın haberi olmadan bizim buralarda kuş bile uçmaz geçti" diyerek eski devirlerdeki zorbalıkları anlatır.
- 27:39Atatürk'ün Köylüyle Karşılaşması
- Atatürk, köylü Halil Ağa ile karşılaşıyor ve onun öküzünün vergi borcundan satıldığını öğreniyor.
- Halil Ağa, devlet yetkililerine başvurmanın faydasız olduğunu, Mustafa Kemal Paşa'nın bile görünmesinin zor olduğunu söylüyor.
- Atatürk, Halil Ağa'yı sevdiği için bir gün köyüne gidip ayran içeceğini söylüyor ve ona hakkını kimsede bırakmamasını tavsiye ediyor.
- 29:51Atatürk'ün Kararı
- Atatürk, Nuri Conker'e İstanbul'daki bakanlar ve milletvekillerini yemeğe davet etmesini söylüyor.
- Nuri Conker'e Halil Ağa'yı bulup onun öküzünü satın almasını, kendisinin kim olduğunu söylemeden bir zengin adam gibi davranmasını emrediyor.
- O akşam sofrasında Atatürk, Halil Ağa'yı davet ediyor ve onu sağında oturtuyor.
- 31:48Atatürk'ün Eleştirisi
- Atatürk, sofradakilere Halil Ağa'nın halini anlatıp "Devlet size böyle davransa ne yaparsınız?" diye soruyor.
- Atatürk, kanunların yanlış yorumlanarak köylülerin malının alındığını ve bunun memleket çıkarlarına aykırı olduğunu belirtiyor.
- Atatürk, cumhuriyeti halktan yana bir idare kurmak için yaptıklarını, ancak hükümetin yönetiminin bozuk olduğunu vurguluyor.
- 33:03Mustafa Kemal ve Doğa Sevgisi
- Mustafa Kemal, doğayı geliştirmek sorumluluğunu taşımak ve doğayla barışık olmak gerektiğini düşünüyor.
- Doğaya yönelik tahribatın insanoğlunun geleceğine yönelik bir saldırı olduğunu ve ekolojik dengeyi bozmak kısa vadeli çıkarlar uğruna uzun vadeli geleceği yok etmekten başka bir şey olmadığını belirtiyor.
- Tarihte ünlü Anadolu'nun bugün çoraklaşma tehdidiyle karşı karşıya olduğu ve bunun insan duyarsızlığının sonucu olduğu vurgulanıyor.
- 34:04Mustafa Kemal'in İğde Ağacı Hikayesi
- Mustafa Kemal, Çankaya'dan Meclis'e giden yol üstündeki iğde ağacını çok seviyor ve her geçtiğinde şoförü arabayı yavaşlatıp yanındakine gösteriyordu.
- Bir gün ağacın kesildiğini görünce şaşkınlıkla arabadan atlayıp ağladı.
- Mustafa Kemal, yeni Ankara'yı ağaçlı ve yeşil bir şehir haline getirmek istiyordu ve iğde ağacı bu tutkunun simgesiydi.
- 36:13Atatürk ve Maceraperestler
- Atatürk, Napolyon, Enver Paşa, Hitler ve Mussolini gibi maceraperestlerle benzerlik bulmuyor.
- Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrasında duygusal davranıp yeni bir maceraya atılmadı.
- Atatürk, "Büyük bir mücadele iyi bir biçimde sona erdi, tehlikeli bir maceraya atılamam" diyerek durması gereken yerde durmasını bilmiş.
- 38:00Atatürk'ün Yönetim Anlayışı
- Atatürk, Türk milletinin özünde kendi duygu ve düşüncelerinin kaynağını gören, baskı ve şiddet yerine sevgi, hoşgörü ve ikna yöntemini benimseyen bir liderdi.
- Atatürk, tramvay sürüşü anekdotuyla kamçısız idare edebildiğini göstererek, insanları zafere giden yola seve seve sevk ettiğini ancak kamçı kullanmadığını belirtmiştir.
- Atatürk, vatandaşlarından gelen tepkilere duygusal yaklaşmaz, kendisine hakaret eden köylü hakkında kovuşturma yapılıyorken, köylünün gazete kağıdıyla sigara içmesi nedeniyle tepki gösterdiğini öğrenince, ona insan gibi sigara içmeyi sağlamanın daha önemli olduğunu belirtmiştir.
- 41:14Geleneksel Dostluk Anlayışı
- Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti, geleceğini Batılı devletlerin insaf duygularına teslim etmiş, ancak devletler arası ilişkileri çıkarlar belirlemekteydi.
- Atatürk, geleneksel dostluk anlayışını reddetmiş, ülkeler arası ilişkilerin rengini sadece ortak çıkarlar belirlediğini vurgulamıştır.
- Atatürk, Ankara Erkek Lisesi'nde yapılan bir sınavda "geleneksel dostluk" ifadesini kullanmış bir öğrenciyi sorgulayarak, Fransa ile geleneksel dostluk olmadığını, sadece ortak çıkarlar söz konusu olduğunda Avrupalıların bu adı yakıştırdığını açıklamıştır.
- 43:09Angarya ve Hukuk Devleti
- Osmanlı Devleti'nde kanuna dayanmayan keyfi emirlerle insanlar işlerinden alıkonularak ücretsiz çalıştırılmaktaydı, bu uygulama devletin resmi anlayışı olmasa da yöneticilerin yönetim anlayışının bir parçası olmuştu.
- Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'te vatandaşların hak ve özgürlüklerine saygı gösteren bir anlayış toplum yönetiminde egemen kılınmaya çalışılmıştır.
- Atatürk, Rize'de seyahat ederken valinin köylüleri jandarmalarla toplattırarak yol onarımında çalıştırmasını öğrenince, "Cumhuriyet'te angarya diye bir şey yoktur" diyerek bu uygulamayı reddetmiştir.
- 45:19Ayrıcalık ve Halkçılık
- Çalışkan ve yetenekli insanlar her çağda ve her toplumda emeklerinin karşılığı olarak daha refah içinde yaşamışlardır, bu durum eşitsizlik değil, hakkın yerine gelmesidir.
- Atatürk, devletin toplum fertleri karşısında yansızlığını öngören halkçılık ilkesini devletin temel ilkelerinden biri olarak kabul etmiştir.
- Atatürk, Yeşilköy istasyonunda tren bileti almadan seyahat eden milletvekillerini görerek, "Bu ayrıcalığı hiç beğenmedim, çok ayıp ve acayip bir usul" diyerek bu uygulamayı eleştirmiştir.
- 47:44Uluslararası İlişkilerde Değişim
- 19. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı Devleti uluslararası ilişkilerde sözü geçmeyen bir ülke konumuna düşmüş, Avrupalı büyük devletlerin temsilcileri devletin iç işlerine karışma ve tehdit etmeye varan davranışlar göstermiştir.
- Bu durum devlet adamlarında ve aydınların kompleks, teslimiyetçilik ve "biz adam olmayız" anlayışını doğurmuştur.
- Atatürk döneminde Türkiye Cumhuriyeti, gerçekçi, barışçı ve onurlu politikayla uluslararası ilişkilerde saygın bir yer kazanmış, dış politikada eşitliğe, bağımsızlığa ve ulusal onura saygı anlayışı egemen olmuştur.
- 48:43Atatürk'ün Türk Onuru Anlayışı
- Atatürk, Türk onuru konusunda son derece önem verirdi ve yabancı ülkeler ve uluslararası konferanslara giden arkadaşlarına "Sesiniz bizim sesimizdir" diyerek unutmayacaklarını söylerdi.
- İsmet İnönü'nün İtalya'ya resmi bir gezi yapacağı zaman, Mussolini'nin istasyona gelmeyeceği öğrenildiğinde, İnönü'nün Roma'da yerleştikten sonra Mussolini'ye karşı karşılıklı ziyaretler yapılacağını bildirdiği için İtalyan protokolüne "program değiştirilmezse yarı yoldan memlekete dönüleceği" haberini verdi.
- İnönü'nün heyeti Roma'ya vardığında İtalyan başbakanı Mussolini istasyonda Türkiye başbakanını bekliyordu.
- 49:39Hukuk Devleti Anlayışı
- Atatürk'ün yargıç kararına saygısı, suçu kanıtlanana kadar herkes masumdur anlayışı hukuk devletinin temel ilkesidir.
- Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik bir hukuk devletidir ve bu devlet anlayışına göre yasalar karşısında herkes eşittir ve kimseye ayrıcalık tanınamaz.
- Atatürk, kendisine suikast girişiminde bulunma hazırlığında olduğu iddia edilen bir kişinin davasına hiçbir şekilde müdahale etmemiş, bağımsız yargıya güven duyarak Türkiye'de hukuk devleti anlayışının yerleşmesine katkıda bulunmuştur.
- 50:23Atatürk'ün Suskunluğu ve Yargıya İnanışı
- Atatürk'ün ölümünden iki yıl önce düzenlenen bir suikast girişiminde bulunmakla suçlanan kişi, milli mücadele'den beri Atatürk'ün yolunda çalışmış, sevgi ve güvenini kazanmış biriydi.
- Haber yurtta şaşkınlık ve tiksinme yaratmıştı, ancak Atatürk olaydan haberi yokmuş gibi bu konuda ne düşündüğünü açıklamak için ağzını açmadı ve adalet son sözünü söyleyinceye kadar sustu.
- Sana yükletilen suç yargı yerinde ispat edilemediği için adam aklandıktan sonra Atatürk bu konuda ilk defa konuştu: "Suça yeltenilmiştir, ancak yargıç buna kanacak ölçüde kanıt bulmuş değildir."
- 51:31Atatürk'ün Doğru Sözlülüğü ve Devlet İşlerinde Mantık Kullanması
- Atatürk her zaman doğru sözlü, insanları takdir etmiş, kişisel duygularını devlet işlerine karıştırmamış, devlet işlerinde yalnız akıl ve mantık çerçevesinde hareket etmiştir.
- Ülkenin ve halkın çıkarları söz konusu olduğunda tavır ve davranışlarını beğenmediği insanlardan bile yararlanmasını bilmiştir.
- Dolmabahçe Sarayı'nda Dr. Reşit Galip'in eğitim sorunlarını eleştirirken sert bir dil kullanması üzerine Atatürk sofradan kalkmasına rağmen, Reşit Galip'in kısa süre sonra Milli Eğitim Bakanı olmasına neden olmuştur.
- 52:43Hoşgörü ve Sevgi Anlayışı
- Kin ve nefret insan duygusunun en olumsuz yanlarını oluşturur, insanlığın mutluluğu bu duyguların yerine hoşgörüye bırakılmasıyla olur.
- Birinci Dünya Savaşı sonrasında sömürgeci ulusların haksız saldırısına uğrayan Türk ulusunun önderi Atatürk, savaş meydanlarında bile düşmanlar karşısında hoşgörüden uzaklaşmamıştır.
- Türklerin atasının düşmanlar karşısında hoşgörüden uzaklaşmamasının nedeni, Yunus Emrelerin, Mevlana Celaleddin, Rumilerin ve Hacı Bektaş-ı Velilerin coşkun sevgileriyle yoğurdu Türk kültüründen beslenmiş olmasıdır.
- 53:20Bayrağı Yerden Kaldırma
- 30 Ağustos 1922 günü sabahı Başkumandan Mustafa Kemal cephede dolaşırken, yere yatan bir Yunan bayrağını görünce "Bu bayrak bir milletin bağımsızlık sembolüdür, düşmanın da olsa saygı gerekir, bayrak çiğnenmez" diyerek bayrağı yerden kaldırdı.
- İzmir'in kurtuluşunda halkın coşkun gösterileri arasında kalacağı evin önüne gelip kapının önüne serilmiş olan ipekten kocaman bir Yunan bayrağı gördüğünde, halkın "Buyrunuz geçiniz, bizim öcümüzü al" diyerek bayrağı çiğnenmesini istemesine rağmen, "O geçmişse hata etmiş bir ulusun bağımsızlık simgesi olan bayrak çiğnenmez" diyerek bayrağı yerden kaldırdı.
- Atatürk, İzmir'deki evine beyaz mermerlere basarak girdi.
- 54:57Yargısız Infazı Reddi
- Atatürk, kurtuluş savaşı döneminde ve cumhuriyet döneminde aldığı her kararda, yaptığı her işte yasal bir dayanak aramış, keyfi ve kanunsuz hiçbir eyleme girişmemiştir.
- Olağanüstü koşullarda bile mahkeme kararı olmaksızın yargısız infaz diye tanımlanan hukuk dışı uygulamaların yapılmasını uygun bulmamıştır.
- Erzurum Kongresi sırasında, Reşit Paşa'nın Erzurum'a yeni tayin edilmiş olması üzerine, Hoca Necati'nin "kop dağında temizlenir" diyerek Reşit Paşa'yı öldürme önerisine Atatürk "yolları kestirip adam mı vurduracağız? Memlekette hükümsüz vatandaş öldürülemez, vatandaş ancak mahkeme karariyla cezalandırılır" demiştir.
- 56:46Sevgi ve Bilime Saygı
- Uygar insan, kin ve nefret duygularından uzak ve sevgiyi kendisine hareket noktası olarak seçmiş insandır.
- Atatürk, Cumhuriyet'in yeni eğitim sisteminin her şeyden önce Türk insanındaki sevgi ve hoşgörüyü kuvvetlendirecek bir esasa dayanmasını istemiştir.
- Atatürk bilime ve bilgeliğe saygı duyar, ülkesi ve insanlık yararına üretenleri takdir ederdi ve Türk kültürünün sevgi ve hoşgörü pınarından beslenmiş olan düşünceleriyle bilgi insanlara hep saygıyla yaklaşmıştır.
- 58:18Atatürk ve Türk Kadını
- Atatürk, Türk kadınına "Satı Kadın" adını vererek Meclise taşıyarak, Türk kadınına onun şahsında yerini göstermiş ve Türk erkeğini bencillikten kurtarmıştır.
- Atatürk, Ankara'da Kazan köyünde dururken, köylü kadınlarından biri büyüğünden aktardığı soğuk ayranı ona uzattı ve kendisini 1919'da doğmuş olarak tanıttı.
- Atatürk, kadının ismini ve adresini not ettirdi ve daha sonra Satı Kadını'nı Büyük Millet Meclisi'ne giren ilk kadın milletvekili olarak gördü.
- 1:00:38Türk Toplumunda Kadın Algısı
- Osmanlı toplumunda kadın ve erkeğin bir arada bulunması uygun görülmezdi, bu anlayış özellikle tarikatların etkisiyle bağnazlığın yaygınlık kazanmış olduğu şehirlerde etkendi.
- Köy ve kasaba halkı, ahlakı ve erdemi insan olmanın temel koşulu kabul eden Türk kültüründen beslendiğinden, kadın ahlakından kuşku duymamış ve onu yaşam mücadelesinin en büyük destekçisi olarak görmüştür.
- Köy ve kasaba hayatına kadını sosyal yaşamdan dışlayan haremlik selamlık uygulaması girmemiştir.
- 1:01:21Atatürk'ün Kadın Hakları Anlayışı
- 1922 Ekim 17'de Ankara'daki bir öğretmenler birliği toplantısında kadın öğretmenlerin ön sıralara oturması, sarıklı mebusları dinsizlik ve ahlaksızlık olarak görüp Atatürk'e şikayet etmelerine neden olmuştur.
- Atatürk, Mazhar Müfit'i çağırdı ve ona kadın öğretmenlerin ayrı sıralara oturtulmasını sert bir şekilde eleştirdi.
- Atatürk, "Siz kendinize mi güvenemiyorsunuz, yoksa Türk kadınının faziletine mi?" diyerek kadınların ayrılmalarının durdurulmasını istedi.
- 1:03:03Atatürk'ün Değişim Anlayışı
- Atatürk, ileriye dönük olumlu değişimlerin kolay gerçekleşmediğini bilen, eski alışkanlıkların toplumların geri kalmasına neden olabileceğini anlayan bir liderdi.
- Atatürk, yeni Türk alfabesinin uygulanması için komisyonun beş yıllık geçiş dönemi önerisini reddederek üç ay içinde tüm ülkede Latin harfleriyle yayın yapılmasını istedi.
- "Ya üç ayda uygulayabiliriz ya da hiç uygulayamayız" diyerek, zaman kaybının ve engellerin başarının önüne geçeceğini vurguladı.
- 1:04:48Atatürk'ün Başarı Anlayışı
- Başarıyı önleyecek engelleri kaldırdığın zaman başarı kendiliğinden gelir diye düşünen Atatürk, başarısızlık diye bir şey tanımazdı.
- Atatürk, Türk ulusunun düşkün ve onursuz bir yaşamı kabullenemeyeceğine, varını yoğunu özgürlüğü için vermekten çekinmeyeceğine olan inancıyla umutsuzluğa düşmeyerek bağımsızlık savaşını başlatmıştır.
- Kurtuluş Savaşı'na başladığı sırada "ordu yok kurulur, para yok bulunur, düşmanlar çok olsun yenilir" diyerek imkansızı imkânlı kılan bir liderdi.
- 1:06:11Atatürk'ün Motivasyonu
- Başarının temel koşulu başarıya inanmaktır, bu inançtan yoksunluk ümitsizliği getirir ve bu da başarısızlığa teslim olmaktır.
- Atatürk, düşmanın gücü, çokluğu ve kısmi başarıları karşısında yılgınlığa düşen mücadele arkadaşlarını sarsılmaz bir inançla motive etmiştir.
- Kurtuluş Savaşı sırasında, "Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, bulunur kurtaracak bahtı kara maderine" diyerek ümitsizliği eleştirmiştir.
- 1:07:40Atatürk'ün Tevazu Anlayışı
- Atatürk, Türk ulusunun başarılarının kendisine mal edilmesine daima karşı çıkmıştır.
- Büyük olanın kendisi değil, Türk ulusu olduğunu, tüm başarıların onun eseri olduğunu, başarıların kendisine bağlanarak ulusu küçük düşürmeye kimsenin hakkı olmadığını birçok kez dile getirmiştir.
- 1:08:16Atatürk'ün Milli Mücadele Tartışması
- Yemekte milli mücadele konusu açılmış ve Atatürk çok neşelenmişti.
- Milletvekili Refik Bey, Atatürk'e her şeyi yapan ve varlıklarını ona borçlu olduklarını söyleyerek övgülerini dile getirdi.
- Atatürk'ün neşesi kaçmış, bunalmaya başlamış ve konuyu kapatmak istediğini belirtti.
- 1:08:45Atatürk'ün Tepkisi ve Açıklaması
- Atatürk, tüm yapılanların önce Türk milletinin eseridir ve kendisinin ancak milletin fedakarlığı sayesinde başarı kazanmış biri olduğunu söyledi.
- Refik Bey'in tepkisine rağmen, Atatürk sinirlenerek gerçekliğin ifadesi olduğunu belirtti.
- Konuşulacak sorunların çözüm şekilleri hakkında doğru ve detaylı bir fikre sahip olmadan müzakerelere girmediklerini, herkesi dinledikten sonra karar verdiklerini açıkladı.
- 1:09:51Suikast Tehdidi ve Atatürk'ün Tepkisi
- Atatürk, iç ve dışarıda kendisine karşı suikastlerin nedenini sordu ve bunun kişisel bir alıp veremediğinin olmadığını belirtti.
- Suikastların sebebinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendisiyle kaim olduğuna ve kendisinin gittiğinde yıkılacağına inanmalarından kaynaklandığını açıkladı.
- Atatürk, bu fikrin sakat olduğunu, herkesin milli vazifesini bilmeli ve ülke sorunları üzerinde o zihniyetle düşünüp çalışmalı olduğunu vurguladı.
- 1:11:03Türkiye Cumhuriyeti'nin Geleceği
- Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendisiyle kaim zannedenlerin aldanıyor olduğunu söyledi.
- Türkiye Cumhuriyeti'nin her manasıyla büyük Türk milletinin öz ve aziz malı olduğunu, Türk milletinin elinde daima yükselecek ve ebediyen payidar kalacağını belirtti.
- Bu bahsi kapatacağını ve tekrar edilmeyeceğini söyledi.