Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Arthur Schopenhauer'ın aşk kavramını metafiziksel açıdan ele aldığı felsefi bir ders veya sunum formatındadır. Konuşmacı, aşkın temelindeki yaşam iradesi ve türün devamı için önemli rolü üzerine detaylı bir analiz sunmaktadır.
- Video, aşkın edebiyat, tiyatro ve sanat içindeki önemi ile başlayıp, aşkın temelindeki cinsel iç tepenin ve türün devamı için önemli rolünü açıklamaktadır. Schopenhauer'ın görüşlerine göre, aşkın bireyin rahatından ziyade türün geleceğine yönelik olduğunu, içgüdülerin bireyi aldatarak türün amaçlarına hizmet ettiğini ve aşkın şiddetiyle uyumun derecesi arasındaki ilişkiyi ele almaktadır.
- Videoda ayrıca, cinsel tercihlerin temelindeki düşünceler, erkek-kadın arasındaki fiziksel ve manevi uyum, mutlak ve göreli düşünceler arasındaki farklar ve ten rengi gibi faktörlerin aşk seçimlerindeki etkileri incelenmektedir. Konuşmacı, Platon, Shakespeare, Goethe gibi edebi örneklerle aşkın metafiziksel boyutunu destekleyen yorumlar sunarak, aşkın bireyin kişisel mutluluğundan ziyade türün menfaatlerine hizmet ettiğini vurgulamaktadır.
- 00:01Aşkın Edebi Önemi
- Şairlerin ve edebiyatın büyük bir kısmının erkekle kadın arasındaki aşkı işlediği, bu konunun trajik, komik, romantik ve klasik tiyatro eserlerinin ana konusu olduğu belirtiliyor.
- Romeo ve Juliet, Werther gibi eserlerin aşk tutkusunun çeşitli yönlerini işleyen ve ölümsüz ün kazanan örnekleri olduğu vurgulanıyor.
- Laroş Foucaul ve Lichtenberg'in aşkın hayalet gibi olduğunu ve gerçek bir duygu olmadığını iddialarının büyük bir yanılgı olduğu, çünkü insan doğasına yabancı bir şeyin yüzyıllar boyunca sanat dünyasında dile getirilmesi ve insanlık tarafından ilgiyle karşılanması mümkün olmaz.
- 01:49Aşkın Doğruluğu ve Gücü
- Sanat bakımından başarılı ve güzel olan bir şeyin içinde bir doğru taşımaması düşünülemez, yalnız doğrudur, sevilmeye değer böyle.
- Aşk tutkusunun genellikle güçlü ama dizginlenebilir bir eğilim olarak görüldüğü, belli koşullarda ise diğer duygulardan daha şiddetli bir tutku haline gelebileceği belirtiliyor.
- Aşk tutkusunun doyurulması için ölüm bile göze alınabildiği, bazı aşıkların tutkusuna cevap verilmediği zaman hayatını bir ödül olarak ortaya koyabildiği vurgulanıyor.
- 04:05Aşkın Felsefi İncelenmesi
- Aşk duygusunun insan hayatında bu kadar önemi olmasına rağmen filozoflar tarafından şimdiye kadar hemen hiç önemsenmediği ve karşımıza işlenmemiş bir konu olarak çıktığı belirtiliyor.
- Platon'un Şölen ve Fed'de aşk duygusunu incelediği, ancak bu konuda söylediklerinin mitlerle, hikayelerle ve şakalarla ilintili olduğu ve genel olarak Greklere özgü genç erkeklere duyulan aşkı konu almadığı vurgulanıyor.
- Russo, Kant, Platner ve Spinoza'nın aşk konusundaki düşüncelerinin yetersiz, yanlış veya yüzeyde kaldığı belirtilerek, konuşmacının bu konuda kendisinin düşüncelerini sunacağını ifade ediyor.
- 06:20Aşkın Gerçek Yapısı
- En incelmiş ve yücelmiş bir aşk bile kaynağını yalnızca cinsel iç tepede bulur, her aşk daha belirlenmiş, özelleştirilmiş ve bireyselleştirilmiş bir cinsel iç tedir.
- Cinsel iç tepenin günlük hayatta bütün çeşitlilikleri ve farklarıyla oynadığı rol, hayata bağlılığın yanı sıra en güçlü ve etkili bir eğilim olduğu, gençlerin düşünme ve güçlerinin en az yarısına sözünü geçirdiği belirtiliyor.
- Cinsel iç tepenin her gün en feci ve karmaşık durumları yarattığı, en değerli bağlılıkları yıktığı, en sağlam yakınlıkları hiçe indirdiği, bazen sağlığı, hayatını, zenginliğini, mevkiini ve mutluluğu kurban etmesini istediğini vurgulanıyor.
- 08:31Aşkın Gerçek Amacı
- Aşk serüvenlerinin amacı önemsiz bir şey değildir, tam tersine bu konuda gösterilen ciddiyet ve heyecana uygun düşmektedir.
- Tüm aşk serüvenlerinin son amacı, gelecek kuşağın ortaya çıkması ve yaratılmasıdır.
- Gelecek insanların varoluşu genel olarak bizim cinsel iç tepemizle mutlak biçimde koşulanmıştır, özleri ise bu cinsel tepinin doyurulmasındaki bireysel seçişle belirlenmiştir.
- 10:16Aşkın Türün İyiliği İçin Önemi
- Bireyin başına gelecek iyiliğin ya da kötülüğün pek önem taşımadığı, aslında gelecek insan türünün varlığının ve özel yapısının söz konusu olduğu belirtiliyor.
- Bireysel iradelerin kendilerinde olmayan bir gücü edinerek türün iradesi gibi ortaya çıktıkları bir durum olduğu vurgulanıyor.
- Şairlerin bıkıp usanmadan sayısız örneklerde dile getirdikleri gönül serüvenlerinin yüce ve iç burkucu yanının kaynağı budur, çünkü hiçbir tema bu tema kadar ilgi çekici değildir.
- 11:23Cinsel İstek ve Aşk İlişkisi
- Bireysel bilinçte cinsel bir tepki olarak duyulan şey, fenomenlerin dışında ve kendinde ele alındığında sadece bir yaşam iradesidir.
- Cinsel tepki belli bir şeye çevrilmiş olarak bilinçte ortaya çıktığında, kesin olarak belirlenmiş bir birey olarak yaşama iradesinin dile gelişidir.
- Cinsel tepki kendinde ele alındığında öznel bir gereksinim olsa da, nesnel bir hayranlık kılığına bürünerek bilincimizi aldatmayı bilir.
- 12:09Aşkın Gerçek Amacı
- Aşık olma durumlarında hayranlık ne kadar yüce ve nesnel görünürse görünsün, asıl amacın belli bir bireyin ortaya çıkarılması olduğu, karşılıklı sevginin değil sevilen kişiye sahip olmanın ön planda yer aldığı bellidir.
- Sevildiğimizden emin oluşumuz, sevdiklerimize sahip olmayışımızın yerini tutamaz.
- Zoraki evlenmeler, istek duymayan bir kadının armağanlarla satın alınması ve ırza geçmelerle doğrulanır ki asıl amaç belli bir çocuğun dünyaya getirilmesidir.
- 13:42Aşkın Biyolojik Amaçları
- Gelecek kuşakların bireylerinin belirlenmesi, aşkın taşkın duygularından ve doygunluklarından daha ulu ve değerli bir amaçtır.
- Tutku dolu aşkın derinden derine duyuluşuna, ciddi bir biçimde ortaya çıkışına önem verilişine ancak bu amaç bir anlam kazandırabilir.
- Aşk dediğimiz cinsel tepkinin doyurulması için başvurulan sakıngan, belirli ve dikkatli seçişin içinde bu gelecek kuşak öz etkinliğini göstermektedir.
- 15:10Aşkın Biyolojik Temelleri
- Aşık erkek ve kadın tek bir varlık halinde birleşmek ve kaynaşmak isterler, amaçları böyle tek bir varlık olarak yaşamaktır.
- İki ayrı cinsten insanı birbirlerine yaklaştıran şey, türün tümünde kendini gösteren yaşama iradesidir.
- Bu birey iradesini ya da karakterini babasından, zekasını anasından, beden yapısını her ikisinden birden alacaktır.
- 17:13Aşkın Felsefi Yorumu
- Ana-babanın birbirini sevmeye başladığı an, yeni bir bireyin ortaya çıkışının gerçek anı ve bu yeni varlığın hayatının çıkış noktası olarak görülebilir.
- Bu yeni birey belli bir ölçüye kadar yeni bir iddiadır ve fenomenler dünyasına girebilmek için çaba gösterir.
- Bu hırs ve çaba, gelecekteki ana-baba olarak iki aşığın birbirlerine karşı duydukları tutkudan başka şey değildir.
- 18:56Aşkın Biyolojik ve Psikolojik Boyutları
- Temel bakımından aşk eğilimi sağlığa, kuvvete ve güzelliğe, sonuç olarak gençliğe yönelmiştir.
- Sıradan aşk bundan daha ileri gidemez, ama bu yönelilen amaçlara daha başkaları da eklenebilir.
- Tutkunun en yüksek derecesi, bütün türlerde kendini gösteren yaşama iradesinin belli bir bireyin ortaya çıkmasını istemesini sağlayacak kadar birbirine uygun kimselerin arasında doğabilir.
- 20:49Aşkın Farklı Formları
- Aşk tutkusu gerçekte ortaya çıkacak varlığa çevrilmiş olduğu için, ayrı cinsten iki genç ve güzel insan arasında içine cinsel sevginin karışmadığı bir dostluk bulunabilir.
- Hatta bu iki insan arasında cinsel sevgi açısından belli bir tiksinti bile bulunabilir.
- Eğilim, yatkınlık ve düşünce biçiminin birbirinden farklı oluşundan doğan nefret duyguları ve düşmanlık bağlantıları içinde bile cinsel aşkın ortaya çıkabileceğini ve sürüp gidebileceğini görüyoruz.
- 22:03Bencillik ve İçgüdü
- Bencillik, bütün bireylerde görülen derin bir niteliktir ve bir insanı harekete geçirmek için onun bencil amaçlarına değinmek gerekir.
- Türün birey üzerindeki hakkı, bireyselliğin hakkından daha büyük ve eski bir hak olup, bireyin türün devamı için fedakarlık yapması için doğa amaçlarına bireyi aldatmak gerekir.
- Birey, kendi çıkarına bir şey yaptığını sandığı zaman aslında türe hizmet etmiş olur ve bu süreçte doygunluk duyulduktan sonra ortadan kaybolan bir kuruntu bireyin önünde salınır durur.
- 23:23İçgüdünün Karakteri
- İçgüdü, genellikle yaşama iradesine yararlı olanı dile getiren bir duyuş, yani türün duyuşu gibi görünür.
- Bireysel irade, bireyin doğuşu içinden türün doğuşunun kendisine sunduğu şeyi kavrayacak biçimde aldatılması gereklidir.
- Aldatılan irade, bireysel amaçlar peşinde koştuğunu sandığı halde, gerçekte sadece genel anlamda amaçlara yönelmiştir.
- 24:33İnsanın İçgüdüsü
- İnsanın karmaşık bir içgüdüsü vardır ve bu içgüdü cinsel içtepiyi gidermek için bir başka birey seçişimizde dile gelir.
- Cinsel iştepi, bireyin duyduğu gereksinime dayanan duyusal bir haz alma gibi görüldüğünde, öteki bireyin çirkinliğinin veya güzelliğinin bu işle hiçbir ilintisi olmadığı söylenebilir.
- Aslında bu tutku ve heyecan, ortaya çıkarılacak varlığın türün en katışıksız ve doğru tipini edinmesiyle ilintisidir, ancak seçen bunların kendisiyle ilintisi olduğunu sanır.
- 25:24Güzellik ve İçgüdü
- Binlerce fiziki aksaklık ve manevi sapıklık yüzünden insan yapısı çeşitli bozukluklara uğramış olsa da, gerçek tip her zaman yeniden ortaya konulmaktadır.
- Cinsel tepyi, tiksindirici bir ihtiyaç olmaktan kurtaran güzellik duygusunun kılavuzluğunda gerçekleşir.
- Erkekler önce türün karakterlerinin en güzel biçimde kendisinde dile geldiği insanları tercih eder ve kendi kusurlarının karşıtı olan özelliklerde güzellik bulurlar.
- 26:36İçgüdü ve Türün Hizmeti
- Güzellikten hoşlanan erkeğin gönlünü dolduran coşkunluk, tür duruşundan başka şey değildir; tür duyuşu, türün karakterini en iyi dile getiren özellikleri görmüş ve bu karakterleri devam ettirmek istemiştir.
- Türün tipinin korunması ve devam ettirilmesi, güzelliğe karşı duyulan eğilime dayanır ve güzelliğin üzerimizde bunca etki yapması da bundan ötürüdür.
- Birey, duyacağı hazzı şiddetlendirmekten başka şey amaç edinmediğini sanırken, aslında tür için en iyi olanı yapmaya yönelmiş olan bir içgüdüden hareket etmektedir.
- 27:30İçgüdü ve Hayvanlar
- İçgüdü her zaman bir amacın kavranılmasından doğan bir davranış gibi görünmektedir, ama böyle bir kavrayıştan da her zaman yoksundur.
- Doğa içgüdüyü, bireyin bu amacı kavrayamayacağı ya da bu amaca yönelmek istemeyeceği her yere sokmuştur.
- İçgüdü genel olarak hayvanlara ve özellikle onların en gelişmemişlerine verilmiştir, ancak insanın da bu içgüdüye sahip olduğu, ancak amacın peşinden gitme coşkunluğunu yetersizlikle karşılayabildiği görülür.
- 29:08İçgüdü ve Hayal
- Hakikatin iradeyi etkileyebilmek için bir hayal, bir kuruntu haline girdiği görülür.
- Erkeği, güzelliğini öteki kadınların güzelliğinden daha çekici bulduğu, kadının kollarında en derin hazzı bulacağına inandıran şehvet dolu bir hayal, bir aldanıştır.
- Erkek kendi hazzı için sıkıntıya girdiğini ve fedakarlıklar yaptığını düşündüğü halde, aslında türün temel tipini sürdürmekte ya da sadece bu birleşmeden doğabilecek özel bir tipin ortaya çıkmasına önayak olmaktadır.
- 30:21İçgüdü ve Hayal Kırıklığı
- Bir aşığın en sonunda ulaştığı hazdan sonra hayal kırıklığına uğraması ve bunca şiddetle istediği şeyin herhangi başka bir cinsel doygunluktan farklı olmayışı karşısında şaşırıp kalması, tür ile birey arasındaki bağlantı, yani sonsuz ile sonlu arasındaki bağlantı gibidir.
- Elde edilen doygunluğun yararı sadece türe dokunmaktadır ve bundan ötürü de türün iradesinden gücünü alan ve kendisinin amacı olmayan bir amaca fedakarlıkla hizmet eden bireyin bilincini kapsamaz.
- Her aşık büyük doygunluğa eriştikten ve ateşini söndürdükten sonra bir aldatılmışlık duygusuna kapılır çünkü türün bir aldatma aracı olarak kullandığı hayal artık ortadan kalkmıştır.
- 31:30Hayvanların İçgüdüleri
- Hayvanların da kendileri haz alıyormuş gibi hayale kapılırken, sadece türleri için canla başla ve fedakarlıkla çalıştıklarını söyleyebiliriz.
- Kuş yuvasını yapar, böcek yumurtalarına elverişli yer neresiyse oraya yarar, arılar ve karıncalar karmaşık yuvalar yapar ve besin biriktirirler.
- Böceklerin hayatında gördüğümüz olayların temelinde yatan iç ya da öznel süreci anlamanın biricik yolu, hayal ve aldanış altında hareket ettikleri düşüncesinde bulunabilir.
- 33:12İçgüdü ve Cinsel Tutkunun Doğası
- Gebe kadınlarda görülen iştah, embriyonun beslenmesi için aldığı kanın değişikliğe uğramasına ve bu değişikliği yapacak besinin şiddetle istenmesine yol açmaktadır.
- Kadın erkekten bir tane daha fazla içgüdüye sahiptir ve kadında gangliyon sistem erkektekinden daha gelişmiştir.
- Cinsel tutkunun doyurulması için yapılan seçime yol gösteren güzellik duygusu, homoseksüellik halinde yanılmaya uğramıştır.
- 34:41Erkek ve Kadının Aşk Davranışlarındaki Farklar
- Erkeğin aşkı doygunluğa erdiği andan sonra azalır ve çeşitliliği arzulamaya başlar, kadın ise doygunluğa erdiği andan sonra aşkı artmaya başlar.
- Erkek bir yılda yüz'den fazla çocuk yapabilirken, kadın yılda ancak bir çocuk yapabilir.
- Evlilik hayatında erkeğin gösterdiği sadakat yapay, kadınınki ise doğal olarak görülür ve kadının kocasını aldatması daha güç bağışlanır.
- 36:09Cinsel Aşkta Günlük Düşünceler
- Cinsel aşkın temelinde üç çeşit düşünce vardır: türün tipini ilgilendirenler (güzellik), fiziki niteliklerle ilintili bulunanlar ve erkek-kadının kendi kusurlarını karşılarındakinin üstünlükleriyle düzeltmeleri amacına yönelenler.
- Seçimimizi yönelten ilk düşünce yaştır; genel olarak 18-28 yaş arası kadınlar tercih edilir çünkü bu yaşlar çocuk yapmak için en uygun dönemdir.
- Sağlık, beden yapısı ve kemik yapısı cinsel tercihlere önemli etkileri vardır; hastalıklar ve kemik yapısındaki kusurlar çocuklara soya çekim yoluyla geçebilir.
- 38:53Beden Özelliklerinin Önemi
- Ayağın küçüklüğü türün temel karakteristiklerinden olduğu için değer kazanır; iki ayağı üzerinde yürüyen bir yaratık olan insana uygun düşen bilek ve ayak tarağı küçüklüğüne hiçbir hayvana rastlanmaz.
- Dişler, tenin dolgunluğu ve göğüs dolgunluğu cinsel tercihlere etki eder; dişler beslenmek bakımından büyük rol oynar ve soya çekim yoluyla çocuğa geçebilirler.
- Fazla şişmanlık dumura uğramış rahmi ve kadının kısırlığını gösterdiği için tiksinti uyandırır.
- 40:20Yüz Güzelliği ve Kadının Tercihleri
- Yüz güzelliği cinsel tercihlere önemli rol oynar; kemik yapısı, biçimli bir burun, küçük ağız ve çıkıntılı çene önemli özelliklerdir.
- Kadınlar genel olarak 30-35 yaş arasındaki erkekleri tercih ederler çünkü bu yaşlar doğurtucu gücün en yüksek noktasını gösterir.
- Kadınlar genel olarak güzelliğe pek önem vermezler, erkeğin kuvveti ve cesareti onları daha çok büyüler.
- 43:17Manevi Niteliklerin Rolü
- Cinsel aşkın temelinde ikinci çeşit düşünceler, manevi nitelikleri değerlendiren düşüncelerdir.
- Kadınlar erkekte irade kuvveti, kararlılık, cesaret, namuslu olma ve iyi kalpliliği önemserler.
- Entelektüel üstünlüklerin babadan kalıtım yoluyla çocuğa geçemeyeceği için kadınları doğrudan doğruya etkilemez; kadınlara göre üstün bir zeka anormal bir şey gibi görünür.
- 44:40Aşk ve Evliliğin Doğası
- Aşkın içgüdülerin etkisini gösterdiği, bilinçle edinilmiş düşüncelerden ziyade içgüdülerin etkisi olduğu belirtiliyor.
- Evliliğin entelektüel bakımdan hoş vakit geçirmek değil, çocuk dünyaya getirmek için aradığı bir bağlanış olduğu vurgulanıyor.
- Kadının sadece kafası ve kültürü yüzünden bir erkeğe aşık olduğunu söylemesi saçma veya yozlaşmış bir mizacın sonucu olarak değerlendiriliyor.
- 45:22Cinsel Aşkta Etkiler
- Erkekler içgüdüsel aşklarında kadın karakterlerinin özelliklerinin etkisinde kalmazlar, ancak anadan kalıtım yoluyla geçebilecek entelektüel niteliklerin etkisinde kalabilirler.
- Fiziki güzellik daha önemli bir konuyla doğrudan ilintili olduğu için daha şiddetli etkiler yaratır.
- Kültürlü ve anlayışlı bir kadının bir erkekteki anlayış ve zeka gücüne değer vermesi veya düşünceli bir erkeğin karısının karakterini kavraması, tutkulu aşkın değil evliliğin kafayla düşünülüp gerçekleştirilmesinin temelinde bulunmaktadır.
- 47:02Bireysel Düşünceler ve Aşk
- Bireysel göreli düşüncelerin amacı, kusurlu olarak ortaya çıkmış olan tür tipinin bu kusurlarının düzeltilmesidir.
- Gerçek tutkulu aşkın kaynağını genel olarak bireysel göreli düşüncelerde bulmak mümkündür.
- En şiddetli aşkların genellikle en kusursuz güzellerin ilham etmediği, iki bireyin birbirlerini nötralize etmesi gerektiği belirtiliyor.
- 48:37Cinsel Yapı ve Aşk
- Her cinsel yapı tek yanlıdır ve her birey, yeni bir yaratığın ortaya konulmasını sağlamak için kendi tek yanlılığının tam karşıtı olan bir tek yanlılığı bulmak zorundadır.
- Erkekliğin ve kadının sayısız dereceler gösterdiği, erkekliğin tiksindirici çift cinsel organlı yaratıklara kadar düşebilir ve kadınlığın çifte cinsli zarif androjine kadar yükselebildiği belirtiliyor.
- En erkeksi kimse en kadınsı kadını, en kadınsı kadın da en erkeksi erkeği arar.
- 51:11Fiziksel Özellikler ve Aşk
- Kas kuvveti bakımından zayıf erkekler güçlü kadınları, ufak tefek erkekler iri yarı kadınlara karşı daha fazla eğilim duyarlar.
- Iri yarı bir kadının iri yarı bir erkekten hoşlanmamasının temelinde, doğanın çok iri bir ırkın ortaya çıkmasından kaçınmak istemesi vardır.
- Sarışınlar kara, yağız ya da esmer kimseleri beğenirler, ancak sonuncuların birincileri her zaman beğendiğini görmüyoruz.
- 53:17Ten Rengi ve Cinsel Aşk
- Beyaz renkli bir adamın doğanın içinden doğrudan doğruya çıkmamış olduğu ve beyaz ırk diye bir şeyden söz etmenin anlam taşımadığı belirtiliyor.
- Beyaz insan, asıl rengini atmış ve ağarmış bir insandır, İskandinavya'dan göç eden Hint ırkı gibi.
- Doğa cinsel aşk aracılığıyla o ilk tipe, yani siyah saça ve kahverengi göze dönmek ister.
- 55:06Mizaç ve Aşk
- Her birey kendisindekine karşıt olan bir mizaçtan hoşlanır, ancak bu hoşlanışı kendi mizacının ölçüsüne göre azalır ya da fazlalaşır.
- Kusursuz olan bir kimsenin kusurlu olan kimseleri sevdiği söylenemez, ancak onlarla daha kolay bağdaşabilir.
- Teni çok beyaz olan bir kimse sarımtırak tenli bir kimseden nefret etmez, ancak sarımtırak tenli bir kimse beyaz teni tanrısal bir şey gibi görür.
- 55:56Aşk ve Tür Ruhu
- Bir erkeğin çirkin bir kadına aşık olması, kadının anormalliklerinin erkeğin anormalliklerinin tam tersi olması ve onları düzeltebilecek niteliği taşımasıyla açıklanabilir.
- Kadının vücudunun her parçasını derin bir ciddiyet ve düşünce ile ele almak, dünyaya gelecek çocuğun bu özelliklere benzer özellikler taşıyacağı için önemlidir.
- Gerçekten de tür tipinin elden geldiğince saf olarak korunması ve sürdürülmesi en gizli ve derin amaçtır.
- 58:02Eros'un Rolü
- İki insanın birbirlerinin vücutlarını incelemesi, tür ruhunun düşünmesi sonucu ortaya çıkabilecek bireyin varlığı üzerinde odaklanmaktadır.
- Eros, bireylerin işlerini hiç aldırmadan feda eder çünkü ölümsüzler ile ölümlüler arasındaki bağ gibidir.
- Eros, savaşların gürültüsü, iş hayatının kargaşası ve hastalıkların ortalığı kasıp kavurması içinde bile yüce bir biçimde görevini sürdürür.
- 59:48Aşk Tutkusu ve Bireyselleşme
- Aşkın şiddeti bireyselleşmesi ile doğru orantılıdır; erkek ve kadın birbirlerini tamamlayabileceklerini düşünürler.
- Bireyselleşme ve aşk tutkusunun şiddeti öyle yüksek bir dereceye ulaşabilir ki, doygunluk elde edemediği zaman dünyadaki en tatlı şeylerin ve hayatın bile değeri kalmaz.
- Aşırı bir tutkunun temelinde, erkekle kadının sadece vücut yapılarının uygun düşmesi değil, erkeğin iradesiyle kadının zekasının özel olarak birbirine uygun düşmesi gerekir.
- 1:02:30Metafizik Amaç
- Geleceğin ana-babası gönüllerinde şiddetli bir aşkın tutuştuğunu duyar ve metafizik bir amacın yararına hareket ettikleri halde birbirlerini sadece kendileri için arzuladıklarını sanırlar.
- Doğacak bireyin varlık haline girmek konusundaki şiddetli istek, bütün varlıkların ilk kaynağından çıkmakta ve fenomenler dünyasında geleceğin ana-babasının birbirlerine duydukları yüce aşk tutkusu olarak dile gelmektedir.
- Bu şiddetli istek, kendi dışında bulunan her şeyi küçümsemektedir ve aşık bir erkeğin sevdiği kadını ele geçirmek için yeryüzünün bütün değerli şeylerinden vazgeçebileceği bilinmektedir.
- 1:03:37Aşkın Doğası
- En yüce bir tutkuda bile asıl göz önünde tutulan amacın sevilen insanı elde etmek olduğu, bu tutkunun giderildikleri ve doygunluğa eriştikleri zaman ortadan kalkmasıyla açıkça belli olmaktadır.
- Aşkın doğurduğu istek, kaynağını bireyin günlük gereksinimlerinde ve yoksunluklarında bulamaz.
- Türün sınırsız bir hayatı vardır ve bundan ötürü sınırsız bir istek duyan, sınırsız bir doygunluğa erişen ve sınırsız acı çekebilen şey yalnızca tür ruhudur.
- 1:06:52erotik Şiirin Kaynağı
- Sınırsız mecazlara başvurarak dünya ile ilintili her şeyin yükseğinde uçup duran her çeşit yüce erotik şiirin kaynağıdır.
- Sevilen kimselere karşı gösterilen sınırsız hayranlık ve beğeniş, birtakım manevi üstünlüklere ve genel olarak sevilen kadında bulunan herhangi bir gerçek ve nesnel bir niteliğe dayanmış olamaz.
- Sevilen kadının kendi amaçları için hangi ölçüde işe yarar olduğunu ilk bakışta tür ruhu anlayabilir, ancak bu büyük tutkular da genel olarak daha ilk bakışta ortaya çıkar.
- 1:07:59Aşk ve Tür Ruhu
- İlk bakışta sevmeden aşık olmak mümkündür; uzun bir zaman geçmesi veya düşünüp seçim yapmak gerekmez, önemli olan her iki tarafın ilk bakışta uygunluk ve yakınlık duymasıdır.
- Sevilen kişinin kaybedilmesi aşık için sınırsız bir acıya yol açar çünkü bu acı birey olarak değil, ölümsüz özü bakımından, tür ruhu bakımından duyulur.
- Bir kahraman, diğer acılarından utandığı halde aşk acılarından yakınmaktan çekinmez çünkü bu acılardan ötürü yakın onun kendisi değil, türün ta kendisidir.
- 1:09:52Cinsel Aşkın Gücü
- Cinsel aşk ortaya çıkınca, şeref düşüncesinin, ödev duygusu ve sadakat gibi değerlerin bile yenilgiye uğradığını gösterir.
- Cinsel aşk söz konusu olunca vicdan daha az etkisiz hale gelir ve namuslu, haksever kimseler bile türün menfaati için zina işleyebilirler.
- Chamford'un sözlerine göre, şiddetli bir tutku duyulan bir erkek ve kadın, onları ayıran her türlü engel olmasa da doğa gereği birbirlerinindir ve tanrısal yasa gereğince birbirlerine aittirler.
- 1:11:40Tür Ruhu ve Toplumsal İlişkiler
- Tür ruhu, insanlar arasındaki toplumsal farklar ve koşulları önemsiz sayar ve bir yana atar.
- Tür ruhu, sayısız kuşakları ilgilendiren amaçlarının ardından koşarken, insan yasalarını ve önemsemelerini tuz buz eder.
- Tutkulu aşkın amaçlarına ilişkin olduğu zaman, en büyük tehlikeler bile hiçe sayılır ve korkaklar bile aslan kesilir.
- 1:12:27Aşk ve Sanat
- Romanlarda ve piyeslerde gençlerin aşkları uğruna kazandıkları savaşlar, türün menfaatleri için açılan savaşı kazanışlardır.
- Hemen hemen bütün komedilerin ana konusu, kahramanların kişisel menfaatlerine aykırı olan tür ruhunun ve amaçlarının dile getirilmesidir.
- Seyirci, tür amaçlarının bireyin amaçlarına kolayca tercih edilebileceğini hisseder ve piyes bitince zafer kazanmış aşıkları güvenç içinde bırakır.
- 1:14:34Aşkın Trajik ve Komik Yönleri
- Aşk konularını ele alan trajedilerde türün amaçları boşa çıkarıldığı için, Romeo ve Juliet, Don Carlos, Wallenstein ve Messina Gelin gibi eserlerde aşıklar genel olarak mahvolup giderler.
- Bir insanın aşkı çoğu zaman komik, kimi zaman da trajik olaylara yol açar çünkü tür ruhunun eline geçmiş olan bu insan artık kendi kendisine ait değildir.
- Aşkın en şiddetli derecelerinde, aşığın düşüncelerine şiirsel ve ulu bir nitelik kazandıran şey, aşığın tür ruhunun etkisi altında kalmasıdır.
- 1:16:25Aşkın Sonuçları
- En kaba insanın bile hayatında aşkın şiirsel bir hikaye haline gelmesi ve kimi zaman komik bir görünüşe bürünmesi, sınırsız önemi olan işler gördüğünün hissedilmesinden kaynaklanır.
- Aşkın en şiddetli derecelerinde, sevgilinin elde edilmesi gerçekleşmeyecek olursa, hayat bütün çekiciliğini kaybeder ve yaşamaya karşı duyulan tiksinti öyle bir dereceye varır ki, kimi zaman hayata bile bile son verilir.
- Doyurulmuş aşk tutkusu da çoğunlukla mutluluğa değil, mutsuzluğa götürür çünkü aşkı duyan kişinin kişisel rahatıyla çatışır ve sonunda bu rahatı yıkacak hale gelir.
- 1:18:25Aşkın Bireyle İlişkisi
- Tutkulu aşk, aşığın diğer hayat koşullarıyla bağdaşamaz ve bu koşullar üzerine kurulmuş hayat tasarılarını kökünden yıkar.
- Aşk sadece dış koşullarla değil, aşığın öz bireyselliğiyle de çatışabilir.
- Aşk, genellikle asla sevimsiz, önemsiz hatta tiksindirici gözükecek kişileri sevmeye yönlendirir.
- 1:19:04Aşkın Karakteristik Özellikleri
- Türün iradesi bireyin iradesinden daha güçlüdür ve aşık, hoşuna gitmeyen nitelikleri görmezden gelerek kendini tutkusunun çevrildiği nesneye bağlar.
- Aşk kördür, bir aşık çekici olmayan bir hayat getirecek olan karısının kusurlarını görüp bile korku duymayabilir.
- Tutkulu aşka yücelik kazandıran şey, insanın kendisine ait olmayan şeyleri arayışıdır.
- 1:20:39Aşk ve Nefret İlişkisi
- Cinsel aşk, duyulduğu varlığa karşı en şiddetli nefretin hissedilmesiyle de bağdaşabilir.
- Tutkulu bir aşığın çabalarına rağmen elverişli bir cevap alamadığı zaman, onu sevdiği ve kendini öldürmekten çekinmeyebilir.
- Küçümsenmiş aşk için daha kötü bir şey olamaz, aşık sevgilisinin soğuk davranışını gaddarlık olarak anlatabilir.
- 1:22:40Türün Ruhu ve Birey
- Türün ruhu, bireylerin koruyucu ruhlarına savaş açar ve kişisel mutlulukları hiç aldırış etmeden yıkmaya hazırdır.
- Türün ruhu, bireyin hakkından çok daha derin ve eski olan haklarından dolayı ötekilerden önce gelir.
- Türün ruhu, bireyi avucunun içine almış olsa da, tür amaçlarına eriştikten sonra onu yeniden serbest bırakır.
- 1:24:24Aşkın Sonucu
- Türün ruhu tarafından terk edilmiş birey, ilk sınırlılığın ve darlığın içine düşer.
- Birey, yüce çabadan sonra elde edilen hazdan farklı bir hazzın yaşanmamış olduğunu şaşkınlıkla görür.
- Mutlu kılınmış bir thesus'un genel olarak ariyet nesini bırakacağı ileri sürülebilir.
- 1:25:07Aşk ve Evlilik Metafiziği
- Aşk metafiziği, tutkularına kapılmış insanları sinirlendirmesine rağmen, temel hakikatini açıklamakla bu tutkuyu gemlemek bakımından her şeyden daha fazla yarar sağlar.
- Aşk evlenmeleri bireyin kazancı değil, türün kazancı için yapılmıştır ve bu amaçla bir araya gelen erkek ve kadın genellikle birbirlerinden farklıdır.
- Aşk evlenmeleri genellikle mutsuzlukla sonuçlanır çünkü onların aracılığıyla gelecek kuşaklar şimdiki kuşağın zararına bir amaç olarak ortaya konmuştur.
- 1:26:54Farklı Türde Evlilikler
- Anne-babanın seçmesiyle ve rahat bir hayat için yapılan evlenmelerde, temel düşünceler gerçek ve kendiliklerinden ortadan kalkamazlar.
- Bireyin menfaatlerinin ya da türün menfaatlerinin zararlı çıkması genellikle evliliklerde görülür çünkü rahat bir hayatla tutkulu aşkın bir arada bulunması nadirdir.
- Birçok insanın fiziki ve manevi kusurları, evlenmelerin temelinde genel olarak katışıksız bir seçiş ve eğilim değil, çeşitli dış etkilerin bulunmasıyla açıklanabilir.
- 1:29:17Aşk ve Tür Ruhu
- Mutlu evliliklerin azlığı, evliliğin temel amacının şimdiki kuşağın değil, gelecek kuşağın mutluluğu olduğu gerçeğinde aranmalıdır.
- Tutkulu cinsel aşkın kimi zaman kaynağı bambaşka bir duyguya eşlik ettiği görülmektedir ve bu durumda dostluk, erkekle kadının dünyaya getirecekleri çocuk bakımından birbirini tanımayan cinsel aşkın temelini oluşturur.
- Aşk metafiziği, metafiziğin genel yapısıyla iç içe ilgilidir ve cinsel iştep tepkisinin doygunluğa ulaştırılması için yapılan dikkatli seçimin tutkulu aşka kadar ulaşabileceği gösterilir.
- 1:30:41İnsanın Gerçek Özü
- İnsanın gerçek özünün ortadan kaldırılmazlığı, hırslı ve canlı olan bu ilginin insanoğlunun mutlak olarak ortadan kalkamayacağı gerçeğini gösterir.
- İnsanın gerçek özünün bireylerden çok türde bulunduğudur ve türün özel özü için duyulan ilgi, herkes için gerçekten en önemli şeydir.
- Aşık, sevgilisi uğruna her fedakarlığı yapmaya hazırdır çünkü sevgilisine çevrilmiş olan ve sevgilisini isteyen yanı aşığın ölümsüz olan yanıdır.
- 1:32:29Yaşamın Devamlılığı
- Varlığımızın çekirdeğinin ortadan kalkmazlığının ve türde devam edeceğinin kanıtı, belli bir kadına yönelmiş olan sınırsız ve şiddetli istektir.
- Yaşamı ve devamlılığı şiddetle istenen şey, yaşama iradesinin ta kendisidir ve bu bakımdan yaşama iradesi ölümden kurtulmuştur.
- Yaşamın gürültü patırtısında, insanların yaşamanın gereksinimlerini gidermeye çalışırken, aşıkların istek dolu bakışlarla birbirlerini süzdükleri görülür ve aşıkların bu yoksunluğu ve düşkünlüğü sürdürmek isteyen hainleri olarak nitelendirilirler.