Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, yönetmen Ferit ile yapılan bir film röportajı ve tartışmasıdır. Ferit, 1983 yılında Muş'ta doğmuş, iki Altın Portakal kazanan ve sinemada uzun bir yolculuk yapan bir yönetmendir.
- Röportajda "Okul Tıraşı" filminin yapım süreci, konusu ve temaları ele alınmaktadır. Film, yatılı okulların askeri düzeni, asimilasyon politikaları ve Kürt çocuklarının bu ortamdaki deneyimlerini konu almaktadır. Tartışmada ayrıca çocuk oyuncularla çalışma zorlukları, Kürt sineması, Yılmaz Güney'in etkisi ve filmdeki disiplin kültürünün analizi de yer almaktadır.
- Röportajın son bölümünde konuşmacılar yeni projeleri hakkında bilgi vermektedir. Bir distopya filmi çekme planları ve Sisifos hikayesine dayalı bir film projesi üzerinde çalıştıklarını belirtmektedirler. Ayrıca filmdeki karakterlerin iyi-kötü ikilemine girmeden karmaşık hale getirilmesi, kara mizah kullanımı ve Doğu Avrupa sineması etkileri gibi teknik konular da ele alınmaktadır.
- 01:45Ferit'in Sinema Yolculuğu
- Ferit, 1983 yılında Muş'ta doğmuş ve ilk kısa filmleri "Tufandan Önce" ve "Yusuf'un Rüyası" ile sinemaya başlamıştır.
- İlk uzun metrajı "Cennetten Kovulmak" filmiyle Antalya Film Festivali'nde en iyi film ödülü almış, ardından "Okul Tıraşı" ile uluslararası ve ulusal festivallerde ödüller kazanmıştır.
- "Okul Tıraşı" filmi, çok sert ve gerçekçi bir şekilde politik birçok şeyi söyleyen, bambaşka bir yerden bakan bir film olarak tanımlanmaktadır.
- 03:10Okul Tıraşı'nın Yapım Süreci
- Ferit, 1993 ile 2000 arasında altı sene yatılı okulda eğitim görmüştür ve yönetmen olduktan sonra ilk projesi bu film olmuştur.
- Filmdeki başlangıç sahnesi, Ferit'in yatılı okul deneyiminden esinlenerek yazılan ve herkesin hemfikir olduğu banyo sahnesidir.
- Film, arketipsel bir kültüre işaret eden ve "Opus Draması"na benzer bir polisiye yapıya sahiptir.
- 06:06Filmdeki Karakterler ve Hikaye Yapısı
- Filmde sadece bir bakış açısı yerine farklı karakterler üzerinden ilerleyen, tek boyutlu olmayan bir hikaye vardır.
- Ferit, iyi ve kötünün net hatları belirlenmiş klasik Aristoteles dramasını değil, iyi ve kötünün bir arada olduğu karakterleri tercih etmiştir.
- Filmde hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin iyi ve kötü yönleri gösterilmiştir, çünkü bu sistemde herkes bir tür kurban olarak görülüyor.
- 08:56Okulların Asimilasyon Merkezi Olarak Kullanılması
- Michel Foucault'un teorilerine göre, okullar, kışlalar ve hastaneler hapishanelere benzemektedir.
- 1920'lerden sonra kurulan okullar, paramiliter güçler yetiştiren, askeri düzenli kurumlara dönüşmüştür.
- Kürt sorunu nedeniyle Türkiye'de bu durum 1990'lardan sonra da devam etmiş ve yatılı okullar asimilasyon merkezleri olarak kullanılmıştır.
- 12:06Asimilasyonun Etkileri
- Türkiye'deki asimilasyon, modernist bir asimilasyondur ve özellikle bazı topluluklara yönelik baskı yaratmaktadır.
- Modernist bakış, baskı ve şiddeti beraberinde getirir ve alt kimliklerin silinmesine sebep olur.
- Türkiye'de 32 milyon Kürt varken, bunun yarısından fazlasının kendi kimliğini, dilini ve tarihini önemsemeyen, başka bir kimlikle özdeşleşmeye çalışan bir insan kitlesi bulunmaktadır.
- 14:09Okul Deneyimleri
- Konuşmacı, 1993-1997 yılları arasında Muş'taki Endüstri Meslek Lisesi'nde okumuş.
- Ortak, ortaokul ve liseyi aynı okulda tamamlamış.
- Okulda farklı yaş grupları bir arada eğitim almış, 6 yaşındaki çocuklarla 50 yaşındaki kişiler de varmış.
- 15:35Çocuk Oyuncularla Çalışma Zorlukları
- Konuşmacı, çocuk oyuncularla çalışmanın çok zor olduğunu belirtiyor.
- Sekiz ay boyunca oyuncu araması yapmış ve her çocuğa bir numara vererek yönlendirme yapmış.
- Oyunculara prova yapmadan çekim yapmış, çünkü bu çocukların masumiyetini öldürdüğünü ve mekanikleştirdiğini düşünüyor.
- 17:22Çocuk Oyuncularla İletişim
- Konuşmacı, çocuk oyuncularla mesafeli bir ilişki kurmuş, onlara çok yaklaşma ve duygusal tepki verme konusunda dikkatli davranmış.
- Kulaklıktan sesler alarak disiplin oluşturmuş.
- Çocukların zeki ve profesyonel ekiplerle çalışabilecek kadar yetenekli olduğunu fark etmiş.
- 18:41Oyuncu Deneyimleri
- Konuşmacının eşi ve ortağı Gülistan, çocuk oyuncu Kanat'ın profesyonel olduğunu düşünüyor.
- Konuşmacı, çocuklara 60'ların ve 70'lerin üslubunu kullanarak işler verip doğallaştırmaya çalışmış.
- Çocuklara büyükler gibi davranmamak için onlarla felsefi ve sosyolojik konuları konuşmuş.
- 20:58Çekim Süreci
- Konuşmacı, kısa zamanda büyük bir ekip (65-70 kişi) ile çekim yapmış.
- Çocuk oyuncuların dersleri olduğunu düşünüp panik yapmış asistanları varmış.
- Çocukların yoga dersi yapması için oyuncu koçları tarafından önerilmiş, ancak bu öneriyi reddetmiş.
- 23:04Çocukluk Deneyimi ve Sinema
- Konuşmacının filmlerini "annesizlik" temalı olarak yorumlayabilirsiniz.
- Kendisi de annesiz büyüyüp, okul tıraşında geçirmiş.
- Yoksunluk duygusu ve yalınlık, çocukluk yıllarında yaşadığı deneyimlerin etkisiyle sinemada işlerini şekillendirmiş.
- 25:21Kürt Sineması ve Çocukluk Hikayeleri
- Kürt sinemacılar çocukluk hikayelerini anlatırken, İran sineması gibi baskı aracı olarak değil, kürdistani bir oluşumun nostaljiasını yaparlar.
- Kürt yönetmenler genellikle anavatan, anneler ve çocuk arasındaki ilişkiyi birleştirmiş olup, çocuklukta kurdukları ilişki aslında vatanlarıyla kurdukları ilişkidir.
- Yirmi kürt yazar ve romancıdan onsekizinin kitaplarında "anneme" diye ithaf olduğu gözlemlenmiştir.
- 27:45Yılmaz Güney ve Filmler
- Konuşmacı, "Yol" filminin ilk fragmanını izlediğinde "Duvar" filmini hatırladığını belirtmiştir.
- Yılmaz Güney, Kürt sineması için hem çok takdir edilen, örnek alınan hem de yıkılması gereken bir baba figürü olarak görülür.
- Yılmaz Güney'in filmlerinde genellikle sessiz kadınlar yer almaktadır.
- 30:12"Okul Tıraşı" Filmi Hakkında
- Konuşmacı için "Yol", "Sarhoşlar Zamanı" ve "Tarpski'nin Aynısı" gibi filmler çok önemli olup, onları izlemesi film yapma cesareti vermiştir.
- "Okul Tıraşı" filminin politik bir yapı taşıdığı, yönetmenin ise hiçbir siyasi oluşumun nefiri olmadığını belirtmiştir.
- Konuşmacı, yaşamın tek boyutla ele alınamayacağını ve iyiler-kötüler şeklinde keskin bir şekilde ayıramayacağımızı vurgulamıştır.
- 35:37Filmin Yapım Süreci
- Filmin senaryosu yirmibeş dakikada okunabilen seksenyedi sayfalık bir metin olarak hazırlanmıştır.
- Öğretmenlerin rolünde oyunculara bir eksi iki hafta öncesine gelip okulda kalıp, öğretmenin odasında vakit geçirmeleri istenmiştir.
- Filmin çekim süreci zorlu olmuştur; örneğin çamaşırhane sahnesi için üç-dört çocuk ve bir hademe ile üçvirgülelli saatlik görüntü çekilmiştir.
- 38:21Film ve Travma Hakkında
- Konuşmacı, filmi yaparken politik ve karakter düzlemindeki kendi konumunu sorgulamaya çalıştığını belirtiyor.
- Yatılı okul deneyiminden sonra başlangıçta ailesine, özellikle anne babasına daha fazla kızdığını ifade ediyor.
- Yatılı okul deneyimi, örümcek ağına takılan sinekler gibi bir durum olarak tanımlanıyor; yatılı okulda kalmak ya da kaçmak arasında zor bir seçim yapmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.
- 40:09Zulüm ve Travma İlişkisi
- Konuşmacı, kendisini barışamadığı noktalardan birinin, Auschwitz'teki kurbanların travmaması olduğunu belirtiyor.
- Belli bir dozdan sonra zulüm kişinin o suçu ikna ettiğini, bu nedenle yatılı okulda yaşadığı zulmü hak ettiğini düşündüğünü ifade ediyor.
- Zamanla kendisine olan kızgınlığının arttığını ve bununla yüzleşmeye çalıştığını söylüyor.
- 42:11Filmdeki Disiplin ve Gözetim
- Filmin başında çocuklara mızrakla yangın söndürme ve ekmek çalma gibi olaylar gösteriliyor.
- Filmde askeri bir disiplin ve gözetim sistemi var, bu durum sürekli bir ifkucu atmosfer yaratıyor.
- Konuşmacı, çocukların neden bu kadar baskı altında tutulduğunu sorguluyor.
- 44:01Türkiye'deki Disiplin Anlayışı
- Türkiye'de disiplin anlayışı, Osmanlı referansları ve geleneklerle ilişkilendiriliyor.
- 1920'lerde yeni Türkiye'de disiplin anlayışı değişti; askeriyeden çıkan disiplin sahibi bir yönetimin meşrulaştırılması oldu.
- Modern Türkiye'de okul disiplini, hapishane ve asker disiplini benzer şekilde yapılandırılmış, aynı bakış açısıyla tasarlanmış.
- 46:09Filmin Biçimsel Yapısı
- Filmin biçimsel dünyasında kamera hareketli, sürekli seyirciyi bir göz gibi konumlandırıyor ve her an müdahale etmek isteyen bir seyirci hissi yaratıyor.
- Filmde sessiz tanı olan Yusuf karakteri neredeyse çok az konuşuyor, sürekli izliyor ve anlamaya çalışıyor.
- Konuşmacı, kamera hareketlerini sezgisel olarak tasarladığını ve duyguyu nasıl ortaya çıkaracağını düşünerek kamera pozisyonlarını belirlediğini belirtiyor.
- 48:52Filmin Çevresi ve Referansları
- Filmin çoğunu Bahçeşehir'de çektiği, kendisinin Van'da büyüdüğünü ve Van'ın altı ay devlete bağlı olduğunu, kar yağınca yolun kapanıp tüccar olamadıklarını anlatıyor.
- Filmin atmosferinin Kafkaesk ve Doğu Avrupa'yı hatırlatan bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor.
- Devlet bürokrasi meselesinin ve Doğu Avrupa referanslarının filmin dünyasını oluşturduğunu, bu konulardan çok beslendiğini söylüyor.
- 49:36Doğu Avrupa Etkileri
- Konuşmacı, Ukrayna-Romanya-Yunanistan hattı ile Türkiye'nin aynı mitoloji ve atmosferde olduğunu belirtiyor.
- Romanya'da Çavuşesco dönemindeki şair Gellu Neum'un "her birimizin arkadaşı birer parça bulutlu, korku dolu dünyada arkadaşlar" mısrasından etkilendiklerini anlatıyor.
- Romanya sineması, özellikle "Dört Ay, Üç Hafta, İki Gün", "Puy" filmleri ve "Sağ Sol" gibi eserlerden etkilenildiği belirtiliyor.
- 52:16Filmin Yapısı ve İzleyici Tepkileri
- Konuşmacı, bir sahne için beş dakika kar, beş dakika yağmur, beş dakika güneşli koşullarda çekim yaptığını ve post-prosessatta değişiklikler yaptığını anlatıyor.
- Filmin içinde kara mizah olduğunu, Doğu Avrupa'da bu tür mizahın iyi yapıldığını belirtiyor.
- Filmin başlangıçta ağır bir dram gibi başlayıp sonra komediye geçtiği, sonunda polisiye bir film olduğu ortaya çıkıyor.
- 56:03Filmin İçeriği ve Mesajı
- Filmin karakterlerinde iyi-kötü ayrımı yapılmadığı, herkesin nedenleri olduğu vurgulanıyor.
- Filmin sadece Kürt çocukları değil, baskıcı atmosferlerde yaşayan herkesin yaşadığı deneyimi anlattığı belirtiliyor.
- Baskıcı ortamlarda yalanın bir direniş biçimi olduğu, bu durumun fabrika, ülke, okul veya hastane gibi kapalı mekanlarda da geçerli olduğu vurgulanıyor.
- 58:08Sanat ve Gerçek
- Filmin birçok ülkede vizyona girdiği ve kürtlük, türklük gibi konuların zamanla teknik alacağı olduğu belirtiliyor.
- Sanatın insan duygularıyla ilgilenmesi gerektiği, aşk, ihanet, fedakarlık gibi temaların zamanla geçerliliğini koruduğu vurgulanıyor.
- İzleyicilerden gelen sorularda, filmin sadece Kürt veya Türk çocuklarından ziyade sistemin mağdurları olan herkesin yaşadığı deneyimi anlattığı tekrarlanıyor.
- 1:02:21Kürt Meselesi ve Politik İçerik
- Kürt meselesi gibi güncel politik konuları sanat eserlerine aktarmak, özellikle Kürtler tarafından sert tepki ve alınganlık yaratıyor.
- Selim Temo'ya göre Kürtler alıngan çünkü sömürgede büyüyenler alıngan olur.
- Konuşmacı, asıl problem insan ruhundaki kirliliğe dayanıyor ve kürt meselesi gibi konular geçici olduğunu vurguluyor.
- 1:03:47Film İncelemesi ve Politik İçerik
- Geçenlerde izlenen "Gülistan" filmi çok politik bulunmuş ve alt katmanlarda politik içeriğe sahip.
- Konuşmacı kişisel olarak insan duygusunun daha önemli olduğunu ve kendi gerçekliğinden bahsetmenin önemli olduğunu belirtiyor.
- Tüm kültürlerde ve coğrafyalarda çocuklar büyüklerden daha kirlidir, eğitimle zamanla kendimizi törpülemişizdir.
- 1:05:40Yeni Projeler ve Planlar
- Konuşmacılar yeni bir distopya projesi üzerinde çalışıyor ve bir yıldır bu projeye çalışıyorlar.
- Gürcistan'ın annesinin yaşadığı bir öyküyü distopya olarak araştırdıklarını belirtiyorlar.
- Finansmanı daha kolay yapabilecekleri için daha küçük bir proje üzerinde çalışmayı tercih ediyorlar.
- 1:07:51Sisifos Hikayesi ve Kapanış
- Yeni proje temel olarak bir sisifos hikayesi olacak; Sisifos, tanrıların cezasıyla bir dağa taş çıkarıp indirme görevi verilen bir figür.
- Konuşmacılar davet edenlere teşekkür ediyor ve filmi dijital platformlarda izlenmesini umuyorlar.