TürkCezaKanunu

Hata (yanılma) durumunda cezanın belirlenmesi, hatanın türüne ve niteliğine göre değişiklik gösterir: Esaslı hata (TCK m.30/1-2). Kaçınılmaz hata (TCK m.30/3-4). Haksızlık yanılgısı (TCK m.30/4). Hata hükümleri, yalnızca doğrudan kast ile işlenen suçlar için geçerlidir; olası kast ile işlenen suçlarda uygulanmaz.

TCK 220, Türk Ceza Kanunu'nun "Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma" başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Örgütün silahlı olması durumunda, verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır. Bu suçla korunan hukuki yarar, kamu güvenliği ve barışıdır.

Kasten öldürme suçundan hüküm giyen bir cani, Türk Ceza Kanunu'na göre müebbet hapis veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alır. Müebbet hapis, ömür boyu hapis anlamına gelir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis, belirli nitelikli hallerde (örneğin, tasarlayarak veya canavarca hisle öldürme) uygulanır ve en az 30 yıl hapis cezasını içerir. Cezada indirim uygulanmaması durumunda, cani en az 24 yılını cezaevinde geçirdikten sonra koşullu salıverilme talebinde bulunabilir.

TCK 86/1, Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinin birinci fıkrasını ifade eder ve kasten yaralama suçunun temel şeklini tanımlar. TCK 86/1'e göre, kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Türk bayrağına saygısızlık cezası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 300. maddesine göre şu şekildedir: Türk bayrağını yırtarak, yakarak veya sair surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İstiklal marşını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu suçların yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Bayrakla ilgili diğer yasaklar ve cezalar, Türk Bayrağı Kanunu ve ilgili tüzüklerde de belirtilmiştir.

Evet, güveni kötüye kullanma suçundan dolayı hükmedilen kısa süreli hapis cezaları belirli koşullar altında adli para cezasına çevrilebilir. Kasten işlenen suçlardan dolayı hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezaları, failin kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki davranışları ve suçun işlenmesindeki özellikler göz önünde bulundurularak adli para cezasına çevrilebilir. Ancak, nitelikli güveni kötüye kullanma suçlarında verilen cezanın süresi yüksek olabileceğinden, her durumda adli para cezasına çevrilmesi mümkün olmayabilir.

TCK 86/2, Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinin 2. fıkrasını ifade eder ve basit yaralama suçunu tanımlar. Basit yaralama suçu, mağdurun fiziksel bütünlüğünün zarar gördüğü, ancak bu zararın ölüm ya da kalıcı bir sakatlık yaratacak kadar ciddi olmadığı durumları kapsar. Suçun taksirle işlenmesi de mümkündür.

Hayır, 136 ve 139R otobüs hatları aynı değildir. - 136: Değirmendere - Sultaniye güzergahında hizmet verir. - 139R: Riva - Yeni Riva Yolu / Kavacık güzergahında hizmet verir.

Türk Ceza Kanunu'nun 86/2. maddesine göre kasten yaralama suçu için ceza, 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak belirlenmiştir. Suçun kadına karşı işlenmesi durumunda ise cezanın alt sınırı 6 aydan az olamaz.

Evet, TCK 188 kapsamında etkin pişmanlık indirimi bulunmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nun 192. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişiler için iki farklı şekilde uygulanabilir: 1. Suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce. 2. Suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra.

Nitelikli dolandırıcılık cezası, Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 158'e göre 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır. Ancak, bazı durumlarda hapis cezasının alt sınırı 4 yıl olabilir ve adli para cezası, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz. Nitelikli dolandırıcılık suçlarında dava zamanaşımı süresi genellikle 15 yıldır.

Türk Ceza Kanunu'nun 241. maddesine göre tefecilik suçu işleyenler, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis ve 500 günden 5000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.

İrtikap suçu için öngörülen cezalar, suçun işlenme şekline göre değişiklik gösterir: İcbar (zorlama) suretiyle irtikap: 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası. İkna suretiyle irtikap: 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası. Mağdurun hatasından yararlanarak işlenen irtikap: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası. Ayrıca, irtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak ceza yarı oranında indirilebilir.

Kalpazanlık (parada sahtecilik) suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu'nun 197. maddesine göre şu şekildedir: Sahte para üretmek, ülkeye sokmak, nakletmek, muhafaza etmek veya tedavüle koymak: 2 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası. Sahte parayı bilerek kabul etmek: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezası. Sahteliğini bilmeden kabul ettiği parayı bilerek tedavüle koymak: 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası. Etkin pişmanlık hükümleri, belirli koşulların sağlanması durumunda ceza verilmesini engelleyebilir. Suç, savcılık tarafından resen soruşturulur ve kamu davası açılır.

TCK 51, Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesini ifade eder ve hapis cezasının ertelenmesi kurumunu düzenler. Hapis cezasının ertelenmesi, mahkeme tarafından mahkumiyet kararıyla belirlenen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden, belirli bir deneme süresi boyunca şartlı olarak vazgeçilmesidir. Erteleme kararının verilebilmesi için gerekli şartlar: Cezanın hapis cezası olması. Hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması. Kişinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması. Yargılama sürecinde sanığın tekrar suç işlemeyeceğine dair mahkemede kanaat oluşması. Erteleme kararı, mağdurun zararının giderilmesi şartına bağlı tutulabilir.

TCK 50, Türk Ceza Kanunu'nun kısa süreli hapis cezalarına seçenek yaptırımları düzenleyen maddesidir. Bu madde kapsamında, kısa süreli hapis cezaları yerine uygulanabilecek seçenek yaptırımlar şunlardır: adli para cezası; zararın giderilmesi; eğitim kurumuna devam etme; belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma; ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması. Bu yaptırımların uygulanabilmesi için: cezanın 1 yıl veya daha az süreli olması; hükümlünün daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olması; belirli koşulların (örneğin, 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bitirmiş olma) sağlanması gereklidir. Seçenek yaptırımlara çevirme, hakimin takdirindedir, ancak bazı hallerde (örneğin, 30 gün ve daha az süreli hapis cezaları) zorunluluk haline gelir.

Cürüm ve suç aynı anlama gelir. Cürüm, bir suçun işlenmesiyle ortaya çıkan olguyu ifade ederken, suç hukuka aykırı bir fiil olarak tanımlanır.

Mükerrer suç örnekleri, daha önce işlenen bir suçun cezası kesinleştikten sonra, belirli bir süre içinde tekrar suç işlenmesi durumudur. Bazı mükerrer suç örnekleri: Kasten işlenen suçlar: İlk suç kasten işlenmişse, ikinci suçun da kasten işlenmesi gerekir. Aynı nitelikte suçlar: İşlenen birinci suç dolandırıcılık, ikinci suç ise güveni kötüye kullanma olsa bile tekerrür hükümleri uygulanır. 5 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası: Bu cezanın infazından 3 yıl geçtikten sonra yeni bir suç işlenmesi durumunda tekerrür hükümleri uygulanabilir. Mükerrer suçların bazı özellikleri: 18 yaş altı çocuklar: 18 yaşından küçük çocukların işlediği suçlar tekerrüre esas alınmaz. Genel ve özel af: Genel af, mahkumiyeti tüm hukuki sonuçlarıyla ortadan kaldırdığı için tekerrüre esas alınmaz; özel af durumunda ise tekerrür hükümleri uygulanabilir. Yabancı ülke mahkeme kararları: Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık gibi belirli suçlar hariç, yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.

Türkiye'de dilencilik, toplumun huzurunu bozan, olumsuz algı yaratan ve kötüye kullanılabilen bir davranış olarak görüldüğü için yasaklanmıştır. Dilenciliğin yasaklanmasının bazı nedenleri: Yasal düzenlemeler: Türk Ceza Kanunu ve Belediye Kanunu gibi yasal düzenlemeler, dilenciliği belirli şartlar altında suç saymaktadır. Zorla ve aldatıcı yöntemler: Zorla veya tehdit yoluyla dilenmeye yönlendirme, aldatma yoluyla dilencilik yapma ve çocukları kullanarak dilencilik yapma suç olarak kabul edilir. Çocukların ve engellilerin korunması: Çocukların ve beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kişilerin dilencilikte araç olarak kullanılması, bu kişilerin sömürülmesine yol açtığı için suç sayılmaktadır. Ayrıca, Eskişehir gibi bazı illerde valilikler tarafından alınan kararlarla, dilencilik yapanlara ve bu kişilere para verenlere cezai işlem uygulanması yasaklanmıştır.

İcra ve İflas Kanunu'nun 283. maddesi, iptal davası sonucunda, davanın konusu mal üzerinde davacı tarafa cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisi verir. Eğer dava, üçüncü bir kişinin elinden çıkardığı mallar yerine geçen değere ilişkinse, bu değer oranında üçüncü kişi, davacıya tazminat ödemekle yükümlüdür. Ayrıca, üçüncü kişi, malvarlığındaki eksikliğin borçludan tahsilini aynı davada talep edebilir ve bu talep, davanın tefrik edilerek daha önce hükme bağlanmasına engel değildir. İptal davasını kaybeden üçüncü kişi, karşılık olarak şeyi veya bedelini borçludan veya iflas masasından geri alabilir.