SinemaTarihi

Çin'in en eski filmi, 1905 yılında çekilen "Dingjun Dağı" (定軍山) olarak kabul edilir.

Eric Rohmer filmleri, birkaç önemli nedenden dolayı önemlidir: 1. Diyalog ve İlişkilere Odaklanma: Rohmer'in filmleri, diyaloglar, ilişkiler, belirsizlikler ve aşkın cilveleri üzerine kuruludur. 2. Felsefi ve Psikolojik Temalar: Filmlerinde felsefi ve psikolojik altyapısı olan diyaloglar ve olaylar kullanarak çok katmanlı bir sinema yaratır. 3. Deneysellikten Uzak Tarzı: Rohmer, deneysellikten ve radikallikten uzak bir yönetmen olarak, dördüncü duvarı kırmaz veya seyircinin kahramanlarla tamamen empati kurmasını engellemez. 4. Etkileyici Filmler Serisi: "Altı Ahlak Hikayesi", "Komediler ve Özlü Sözler" ve "Dört Mevsim Masalları" gibi serileri, farklı konuları farklı açılardan ele alarak izleyiciye geniş bir perspektif sunar.

"Hababam Sınıfı Uyanıyor" filminde Mahmut Hoca'nın odasına tünel kazma sahnesi 1976 yılında İstanbul'da çekilmiştir.

"Nasreddin Hoca Düğünde" filmi 1940 yılında çekilmeye başlanmış, ancak başrol oyuncusu Hazım Körmükçü'nün rahatsızlığı nedeniyle uzun bir ara verilmiştir.

"Benim Adım Hiç Kimse" (My Name Is Nobody) 1973 yapımı bir İtalyan-Fransız-Batı Alman western filmidir.

Genç Sinemacılar Dönemi, Türk sineması için önemlidir çünkü: 1. Sol Düşüncenin Yükselişi: 1968 yılından itibaren sol düşüncenin sanat alanında örgütlenmesini hızlandırmış ve sinemada yeni bir dönemin başlangıcını yapmıştır. 2. Alternatif Sinema Anlayışı: Genç Sinemacılar, Yeşilçam'ın emperyalist sömürü düzeni ve toplumsal gerçeklikten uzak sinema anlayışına karşı belgesel tarzında ideolojik kısa filmler çekerek alternatif bir sinema anlayışı sunmuşlardır. 3. Eylemsel Faaliyetler: Düzenledikleri protesto eylemleri ve film gösterimleri ile sinemanın kitleleri etkilemenin en etkin dili olduğunu göstermişlerdir. 4. Yeni Yönetmenlerin Yetişmesi: Bu dönem, Türk sinemasına yeni yönetmenlerin kazandırılmasında ve sinema dilinin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır.

1960 yapımı "Pepe" filmi, Meksika'lı işçi Pepe Quiroga'nın, çalıştığı çiftliğin sevilen beyaz atı Don Juan'ın Hollywood'lu bir film yapımcısı tarafından satılmasıyla başlayan hikayesini anlatıyor. Pepe, atını geri almak için Hollywood'a bir yolculuğa çıkar ve bu süreçte Frank Sinatra, Jimmy Durante, Judy Garland, Zsa Zsa Gabor gibi dönemin ünlü yıldızlarıyla karşılaşır. Film, müzikal komedi türünde çekilmiştir.

Türkan Şoray ve Kadir İnanır'ın en iyi filmi konusunda kesin bir görüş birliği yoktur, ancak bazı kaynaklar tarafından Selvi Boylum Al Yazmalım (1977) filmi öne çıkmaktadır. Diğer beğenilen filmleri arasında ise Dila Hanım (1977), Yılanların Öcü (1985) ve Dönüş (1972) yer almaktadır.

Eski kabadayı filmleri arasında öne çıkanlar şunlardır: 1. "Şaka ile Karışık" (1965) - Vahi Öz'ün "Cellât Nuri" karakterini canlandırdığı film. 2. "Kan" (1977) - Kadir İnanır'ın "Deli Kadir" rolüyle unutulmazlar arasına girdiği film. 3. "Baş Belası" (1966) - Sadri Alışık'ın "Baba" karakteriyle yer aldığı film. 4. "Kavga" (1976) - Cüneyt Arkın'ın "Kemal" karakterini canlandırdığı film. 5. "Gerzek Şaban" (1980) - Kemal Sunal'ın "Seyfi" karakteriyle komedi türünde bir kabadayı filmi. 6. "İki Kızgın Adam" (1976) - Bilal İnci'nin "Arabo" rolüyle mafyöz bir kabadayıyı canlandırdığı film. 7. "Korkusuz Korkak" (1979) - Hikmet Taşdemir'in "Gaddar Kerim" karakteriyle dikkat çektiği film.

Türkiye'nin en yasaklı filmi olarak kabul edilebilecek tek bir film yoktur, çünkü yasaklanan filmlerin listesi zamanla değişebilmektedir. Bazı Türkiye'de yasaklanmış filmler şunlardır: "Günaha Son Çağrı" (The Last Temptation of Christ). "Geceyarısı Ekspresi" (Midnight Express). "Yılanların Öcü". "Yol" (1982).

"River of No Return" filminde Harry Weston karakterini canlandıran Rory Calhoun ölmüştür.

"Yedi Canlı Adam" (Casus Kiran: Yedi Canli Adam) filmi, 1970 yılında İstanbul'da çekilmiştir.

1976 yılında İtalya'da çekilen bazı filmler şunlardır: "1900" (1976). "Brutti, sporchi e cattivi" (1976). "La moglie di mio padre" (1976). "Il deserto dei tartari" (1976).

Vintage Fransız filmleri arasında öne çıkanlar şunlardır: 1. "Le Samouraï" (1967) - Profesyonel tetikçi Jef Costello'nun hikayesini anlatan, Jean-Pierre Melville'in yönettiği film. 2. "La Passion de Jeanne d’Arc" (1928) - Carl Theodor Dreyer'in yönettiği, Jeanne D’Arc'ın yargılanmasını konu alan biyografik film. 3. "Les Quatre Cents Coups" (1959) - François Truffaut'nun yazıp yönettiği, başıboş bir çocuğun suç hayatına dalışını anlatan film. 4. "Breathless" (1960) - Jean-Luc Godard'ın yönettiği, bir hırsızın polis cinayetinin ardından bir gazeteciyle kaçışını konu alan film. 5. "Amélie" (2001) - Jean-Pierre Jeunet'in yönettiği, Paris'te yaşayan saf bir kızın insanlara yardım ederken aşkı bulmasını anlatan film.

Polonya sineması, 1899 yılında Łódź kentinde ilk sinema salonunun açılmasıyla başlamıştır.

Fransa sineması, dünya sinema tarihinde önemli bir yere sahiptir çünkü: 1. Pioneering Cinematography: Fransa, sinemanın doğuşuna öncülük eden Lumière Kardeşler gibi önemli yönetmenler yetiştirmiştir. 2. Art House Sineması: "Cinéma d'auteur" veya "art house sinema" kavramını geliştirerek filmleri sadece ticari değil, sanatsal ifadeler olarak görmüştür. 3. Yenilikçi Akımlar: Fransız Yeni Dalga hareketi gibi yenilikçi akımlarla sinema diline radikal değişiklikler getirmiş ve dünya sinemasını etkilemiştir. 4. Görsel ve Estetik Katkılar: Fransız sineması, görsel efektler, renk kullanımı ve kompozisyon gibi estetik unsurlarla sinema sanatına önemli katkılarda bulunmuştur. 5. Uluslararası Etki: Cannes Film Festivali gibi prestijli etkinliklerle dünya sinemasını tanıtmış ve birçok yönetmen ve oyuncunun yetişmesine olanak sağlamıştır.

İlk film, 14 Ekim 1888 tarihinde çekilmiştir.

1965 yılının en iyi 10 filmi şu şekilde sıralanabilir: 1. The Sound of Music. 2. Ship of Fools. 3. The Pawnbroker. 4. Darling. 5. The Collector. 6. Those Magnificent Men In Their Flying Machines. 7. Doctor Zhivago. 8. The Spy Who Came In From the Cold. 9. The Ipcress File. 10. The Great Race. 1967 yılının en iyi filmleri hakkında doğrudan bir liste bulunmamakla birlikte, bazı önemli yapımlar şunlardır: - In the Heat of the Night [6]. - The Graduate [6]. - Bonnie and Clyde [6].

Polonya sineması, zengin tarihi ve kültürel mirası ile dünya sinema tarihinde önemli bir yer tutar. İşte bu öneminin bazı nedenleri: Şiirsel gerçekçilik akımı: Polonya sineması, gerçekliği ve hayal gücünü bir araya getiren şiirsel bir anlatım tarzı geliştirmiştir. Toplumsal ve politik temalar: Savaş sonrası dönemde, Polonya sineması cesurca toplumsal ve politik konuları ele almış, bu da uluslararası alanda dikkat çekmesini sağlamıştır. Öne çıkan yönetmenler: Andrzej Wajda, Krzysztof Kieślowski ve Roman Polanski gibi dünya çapında tanınan yönetmenler yetiştirmiştir. Uluslararası başarılar: Polonya sineması, Cannes, Berlin ve Venedik gibi prestijli film festivallerinde ödüller kazanmış, ayrıca "Ida" ve "Cold War" gibi filmlerle Oscar'a aday gösterilmiştir.

Hülya Avşar, Türk sinemasına 1983 yılında Osman F. Seden'in yönettiği "Haram" filmiyle adım attı.