SabahattinAli

"Bu ölü topraklar" ifadesi, Sabahattin Ali'nin "Değirmen" adlı hikayesinde, eski düzenin yıkılışı ve yenisinin ikamesindeki aksaklıkları anlatmak için kullanılmıştır. Hikayede, köylülüğün Osmanlı'nın yıkılışı ile birlikte adalet düzeninin bozulması ve iktisadi değerlerin ele geçirilme çabası vurgulanmaktadır.

“Satın alınamayan şeyleri severim ben” dizesi, Sabahattin Ali tarafından yazılmıştır.

9789753638029 ISBN numarasına sahip kitap, "Kürk Mantolu Madonna" adlı eserdir ve yazarı Sabahattin Ali'dir.

"Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz" türküsünün hikayesi, Sabahattin Ali'nin bir şiirine dayanmaktadır. Hikaye, Rize'de yaşayan Sandıkçı Şükrü adlı bir halk kahramanının yaşamından esinlenilmiştir. Olaylar şu şekilde gelişmiştir: 1. Sandıkçı Şükrü'nün kardeşi, Haldoz mahallesindeki bir düğünde bıçaklanarak yaralanır. 2. Bir süre sonra hapisten kaçan Şükrü, dağa çıkar ve zenginlerle mücadele ederek fakirlere yardım eder. 3. Türküde adı geçen Perilizade adlı zengin birine, yoksullara mısır dağıtması için tehdit içeren bir haber gönderir. 4. Urusba (Uzunkaya) köyündeki bir kahvede kardeşi ile otururken, zaptiyeler tarafından çevreleri sarılır. 5. Yakalanmamak için çeşitli maceralar yaşayan Şükrü, sonunda Trabzon Valisi Kadir Paşa'nın gönderdiği adamlar tarafından öldürülür. Şükrü'nün hikayesi, halk arasında bir destan haline gelmiş ve bu destandan esinlenerek türkü yazılmıştır.

"Yol ve Ötesi" oyunu, gerçek bir hikayeye dayanmaktadır ve Türkiye’nin bilinen ilk faili meçhul cinayeti olan Sabahattin Ali cinayetini konu almaktadır.

"Yeni Dünya" kitabı, Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yayımlanan öykü derlemesidir ve 1936 ile 1942 yılları arasında gazete ve dergilerde yayımlanan 13 hikayeden oluşmaktadır. Kitapta işlenen konular arasında kasaba ve köy yaşamı, düşkün kadınlar ve dengesiz aydınlar gibi temalar öne çıkmaktadır. Öne çıkan hikayelerden biri olan "Hasanboğuldu", daha sonra sinemaya da uyarlanmıştır.

"Para kamyonu" ifadesi, Sabahattin Ali'nin "Kamyon" adlı hikayesinde geçen bir olay için kullanılmıştır.

"Senden başkasını seven delidir" dizesi, Sabahattin Ali tarafından yazılan "Çocuklar Gibi" adlı şiirde geçmektedir.

“Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için bir tek çare kendi dünyamıza çekilmek ve muhitle, hiç olmazsa manen, alakamızı kesmektir” sözü Sabahattin Ali’ye aittir.

"Aldırma Gönül" şarkısını Edip Akbayram Sabahattin Ali'nin bir şiirini temel alarak yazmıştır.

Kuyucaklı Yusuf romanı, toplumsal gerçekçi bir eser olarak kabul edilir çünkü: 1. Toplumsal Sorunları Ele Alması: Eser, köy hayatı ve eşrafla ilgili konuları işleyerek, o döneme kadar gündeme gelmemiş konuları dile getirmiştir. 2. Eşitsizlikleri Yansıtması: Roman, köy ve şehir arasındaki farkları, zengin ve fakir arasındaki uçurumu ve sosyal statünün bireyler üzerindeki etkilerini gözler önüne serer. 3. Karakterlerin Psikolojik Derinliği: Sabahattin Ali, karakterlerin iç dünyalarını derinlemesine analiz ederek, psikolojik bir gerçekçilik yakalamıştır. 4. Realist Anlatım: Yazar, gerçekçi bir anlatım kullanarak, dönemin Türkiye'sindeki insan ilişkilerini ve toplumsal dinamikleri detaylı bir şekilde betimlemiştir.

"Beyaz Gemi" kitabı iki farklı bağlamda farklı mesajlar vermektedir: 1. Sabahattin Ali'nin "Beyaz Gemi" öyküsü, sanatın ve sanatçıların devletin güdümüne giren bir göz boyama işi haline getirildiğini, gerçek sanatçıların susturulduğunu ve gerçeklerin üstünü örtmeye zorlandığını anlatır. 2. Cengiz Aytmatov'un "Beyaz Gemi" romanı, Kırgızistan'ın Issık Göl kıyısındaki bir köyde yaşayan küçük bir çocuğun masalsı ve hüzünlü hikayesini işler.

Sabahattin Ali'nin "Yeni Dünya" adlı eseri, yazarın 1936 ile 1942 yılları arasında yazdığı 13 hikâyeden oluşan bir öykü kitabıdır. Bu eserde anlatılmak istenen ana temalar şunlardır: 1. Kasaba ve köy yaşamı: Kitapta, kasaba ve köy insanlarının gündelik yaşamları yalın bir dille öyküleştirilmiştir. 2. Çaresizlik ve yoksulluk: Öykülerde, sıradan kahramanların tutkuları ve sarsıcı serüvenleri, hastalık, kavuşamama ve güçsüzlük gibi zorluklarla çevrelenmiş bir şekilde işlenmiştir. 3. Eleştirel gerçekçilik: Sabahattin Ali, gözlemci gerçekçilikten uzaklaşarak eleştirel gerçekliğe yönelmiş, toplumsal sorunlara ve adaletsizliklere dikkat çekmiştir. 4. Hüzün ve trajedi: Eserde, hüzün ve trajik durumlar yazarın dünya görüşüyle örtüşecek şekilde ele alınmıştır.

"Bütün Şiirleri 1. Cilt" ve "Bütün Şiirleri 2. Cilt" farklı yazarlara ait şiir koleksiyonlarını içermektedir: 1. "Bütün Şiirleri (Sabahattin Ali)", Sabahattin Ali'nin 1935 yılına kadar yazdığı şiirleri toplu olarak sunar. 2. "Bütün Şiirleri (Özdemir İnce)", iki cilt halinde yayımlanmış olup, şairin çeşitli dönemlerdeki şiirlerini kapsar.

“Benim Meskenim Dağlardır” şiiri, Sabahattin Ali tarafından yazılmıştır.

Sabahattin Ali'nin "Çaydanlık" hikayesi, hapse giren bir adamın ölümü ve ardından karısının davranışlarını anlatır. Hikayenin özeti: 1. Mahpus ölmüştür ve karısına haber verilir. 2. Kadın apar topar gelip, kocasının eşyalarını toplamaya başlar. 3. Bulamadığı çaydanlık için ortalığı velveleye verir ve tüm derdi adamdan kalan eşyalar olur. 4. Kadın, cenazenin alınıp gömülmesi ikazını yapan idare müdürüne itiraz eder ve "Mademki mahpus damında can verdi, ölüsünü de sen kaldır!" diyerek çekip gider. Hikaye, insanların nankörlüğü ve münafıklığını sergileme adına bir mesaj içerir.

"Herkese içindeki kötülük kadar kötülük dilerim" sözü, Sabahattin Ali'ye aittir.

Sabahattin Ali, Bulgaristan'a kaçma girişimi sırasında kendisine rehberlik eden Ali Ertekin tarafından milliyetçi gerekçelerle öldürülmüştür.

Sabahattin Ali, "Kürk Mantolu Madonna" romanını bireyin iç dünyasını ve toplumsal baskılar karşısındaki yalnızlığını anlatmak için yazdı. Ayrıca, romanda aşk, yalnızlık, bireyin topluma yabancılaşması gibi temaları işleyerek, sosyal romancı kimliğini de yansıttı.

Sabahattin Ali, "Hapishane Şarkısı" adlı şiiri, Sinop Cezaevi'nde hükümlü bulunduğu sırada, cumhuriyetin ilânının onuncu yılı sebebiyle çıkarılan af ile tahliye edilmeden önce yazdı. Bu şiir, şairin halk dilinden yararlanarak kaleme aldığı ve toplamda beş dörtlükten oluşan bir eserdir.