SabahattinAli

"Kamyon Hikayesi", Sabahattin Ali tarafından yazılmış bir öyküdür. Konusu: Yol parasını ödemeyeceği için bindiği kamyondan atlayarak uçuruma yuvarlanan yoksul köylü bir gencin acı sonunu anlatır. Teması: Öykü, yoksulluk ve çaresizlik üzerine kurulmuştur. Olay Örgüsü: 1. İzmir'e gidecek kamyonun yolculuk için hazırlanması. 2. Yoksul genç bir köylünün yolculuk için gelmesi. 3. Köylünün önce yer yok diye alınmaması, sonra kamyona alınması. 4. Yolculuğun başlaması ve gencin yol parasını ödeyememe endişesi. 5. Parasız köylünün, para ödememek için kamyondan atlayarak uçurumdan yuvarlanması. Anlatım Biçimleri: Öyküde öyküleyici ve betimleyici anlatım biçimleri kullanılmıştır.

Sabahattin Ali'nin Ömer karakteri, "İçimizdeki Şeytan" adlı romanda yer almaktadır.

"Jandarma Bekir" hikayesi, Sabahattin Ali'nin "Değirmen" adlı öykü kitabında yer almaktadır. Hikaye, Çallı Halil Efe adında bir mahkûmun, kendisini öldürmekten hüküm giyen Jandarma Bekir ile olan öyküsünü anlatır.

“Beni sıkıntıya sokacak insanları ve durumları elimin tersiyle ittim, pişman değilim” sözü Sabahattin Ali'ye aittir.

"Kendi sesiyle yarışan bir kırlangıç" ifadesi, Sabahattin Ali'nin "Kırlangıçlar" adlı şiirinde geçmektedir.

Değirmen, Sabahattin Ali'nin en iyi kitabı olarak değerlendirilmez, ancak yazarın önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Kitap, Sabahattin Ali'nin 1927 ile 1934 yılları arasındaki hikâyelerini içeren ve toplamda 16 öyküden oluşan bir koleksiyonudur. Yazarın diğer eserleri, özellikle Kürk Mantolu Madonna ve Kuyucaklı Yusuf romanları, daha geniş çapta tanınırlık kazanmıştır.

"İçimizdeki Şeytan" romanının konusu, Sabahattin Ali tarafından 1940 yılında yazılmış, iki farklı dünyanın insanı olan Ömer ile Macide'nin birkaç aylık süre içindeki beraberlikleri ve yaşadıkları gerilimler etrafında döner. Romanda işlenen diğer temalar arasında, aydının yalnızlığı, karamsarlık ve bunalım, doğruyu bildiği halde savunmaktan korkması da yer alır.

Sabahattin Ali, Türk yazar ve şair, toplumcu gerçekçi bir edebi kişiliğe sahipti. Kişisel özellikleri arasında şunlar öne çıkar: - İntihar girişimi: Günlük tutmaya başladığı dönemde intihar etmeye kalkıştı, ancak bu girişimi engellendi. - Aşk hayatı: Nahit Hanım'a karşılıksız bir aşk besledi ve ona ithafen şiirler yazdı. - Eğitim ve dil öğrenimi: Almanya'da dil eğitimi aldı, Berlin ve Potsdam'da yaşadı. Edebi eserlerinde işlediği temalar arasında sevgi, aşk, evlilik, sosyal sorunlar ve iletişimsizlik yer alır. Siyasi hayatında ise Türk milliyetçileriyle yaşadığı tartışmalar ve özellikle Nihal Atsız ile olan gerilimi dikkat çeker. Ölümü, hayatının son yıllarında Türkiye'den ayrılmak isterken, Bulgaristan sınırını geçmek isterken kendisine rehberlik eden Ali Ertekin tarafından milliyetçi gerekçelerle öldürülmesi sonucu gerçekleşti.

Sabahattin Ali'nin en iyi hikayesi konusunda kesin bir görüş yoktur, ancak bazı öne çıkan eserleri şunlardır: 1. "Kürk Mantolu Madonna": Raif Efendi'nin Maria Puder'e duyduğu aşkı anlatan bu roman, Sabahattin Ali'nin en meşhur ve beğenilen eserlerinden biridir. 2. "İçimizdeki Şeytan": Ömer ve Macide'nin hikayesini işleyen bu roman, toplumsal baskılar ve içsel çatışmaları konu alır. 3. "Kuyucaklı Yusuf": Anadolu insanının yaşamını ve aşklarını anlatan bu roman, yazarın ilk romanı olup geniş kitlelerce sevilir. 4. "Değirmen": Toplumsal sorunlar, aşk ve insan ilişkileri üzerine odaklanan kısa hikayelerden oluşan bir kitaptır.

"Ayran" adlı hikaye, Sabahattin Ali tarafından yazılmış ve bir çocuğun yaşam mücadelesini anlatmaktadır. Hikayede, annesi ve iki küçük kardeşiyle sefalet içinde yaşayan Hasan adlı bir çocuğun, evdeki kardeşlerine ekmek götürebilmek için her gün iki saat uzaklıktaki tren istasyonuna ayran satmaya gitmesi konu edilmektedir. Kış şartlarında geçen bu zorlu yolculukta Hasan, bir yandan soğuktan donmamak için mücadele ederken, bir yandan da karanlıktan ve duyduğu hayvan seslerinden korkmaktadır.

"Aldırma Deli Gönlüm" şiiri, Sabahattin Ali tarafından Sinop Cezaevi'nde hükümlü bulunduğu dönemde yazılmıştır.

"Değirmen" hikayesi, Sabahattin Ali tarafından yazılmış olup, bir çingenenin aşkını ve aşkı için yapabileceklerini anlatır. Hikayede, yaz aylarında köy köy dolaşan çingenelerin, bir değirmende yaşadıkları olaylar ve bu olaylar etrafında şekillenen duygusal ilişkiler konu edilir.

Sabahattin Ali'nin "Tahammül Sınırım" ifadesi, "Kürk Mantolu Madonna" kitabında yer alan bir alıntıdır ve şu şekildedir: "Tahammül sınırım çoktan aşıldığından beri insanlarla daha az görüşmeye, hislerimi açmamaya ve tuğla tuğla duvar örmeye başladım, beni sıkıntıya sokacak insanları ve durumları elimin tersiyle ittim". Bu alıntı, yazarın insanlarla olan ilişkilerinde daha mesafeli ve koruyucu bir tutum benimsediğini, kendisini sıkıntıya sokacak insanlardan uzaklaştığını ifade eder.

"Ben gene sana vurgunum" dizesi, Sabahattin Ali'nin "Eskisi Gibi" adlı şiirine aittir.

“Sabahattin Ali - Yol ve Ötesi” oyunu, Türk edebiyatının unutulmaz isimlerinden Sabahattin Ali’nin ölümüne giden süreci anlatıyor. Oyun, Sabahattin Ali’nin 1948 yılında aldığı yoğun tehditler ve yaşam alanının daralması nedeniyle çok sevdiği vatanını terk etme kararını ele alıyor. Hikaye, İstanbul’dan yola çıkan bir sebze kamyonuyla Edirne üzerinden sınırı geçerek yurt dışına gitme planını ve bu plandan haberdar olan istihbaratı da içeriyor.

"Satın alınamayacak şeyleri severim ben; deniz gibi, gökyüzü gibi, ay ve güneş gibi ve sevgi gibi" sözü, Sabahattin Ali'ye aittir. Bu ifade, maddi değerlerle ölçülemeyen, soyut ve değerli olan şeylere olan sevgiyi ifade eder.

"Suskunluğun en büyük haykırış olduğu" sözünü Sabahattin Ali söylemiştir.

"Bir Skandal" adlı öyküde Sabahattin Ali, taşraya atanmış bir öğretmenin başından geçenleri anlatır. Öyküde, Nurullah adlı öğretmenin İstanbul'da yaşadığı aşk acısı ve bu acının onu taşraya sürüklemesi işlenir. Ayrıca, öyküde toplumun dış görünüşe ve başkalarının dediklerine nasıl takıldığı, insanların kendi hayatlarındaki kusurları görmezden gelip başkalarının hatalarını nasıl büyüttüğü de ele alınır.

"Devlerin Ölümü" filmi, Sabahattin Ali'nin öykülerinden yola çıkarak "kadın-erkek" ilişkileri üzerine farklı bir film yapmak için savaş veren bir yönetmenin öyküsünü anlatır. Filmde, yönetmenin bu süreçte tanıştığı ve hikayelerine ilham veren üç farklı kadının yaşamları da işlenir.

Sabahattin Ali'nin en çok okunan hikaye kitapları arasında "Ses" ve "Değirmen" öne çıkmaktadır.