Reaksiyonlar

Kimyasal reaksiyonda renk değişimi, maddenin yapısal bileşiminin değişmesi sonucu oluşur. Renk değişimine neden olan diğer faktörler şunlardır: - Elektronların enerji düzeylerindeki değişim. - Kullanılan göstergelerin özellikleri.

Si + Al reaksiyonu, alüminyum (Al) ve silisyum (Si) elementlerinin birleşerek alüminyum silisit (Al4Si3) oluşturması anlamına gelir. Bu reaksiyon, sentez reaksiyonu olarak sınıflandırılır.

Endoterminin tersi ekzotermik reaksiyondur.

Afinitenin yüksek olması, belirli moleküllerin birbirlerine yüksek özgüllük ve kuvvetle bağlanma veya etkileşime girme eğiliminin güçlü olması anlamına gelir. Afinite, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: İmmünoloji: Bir antikorun belirli bir antijene yüksek özgüllükle bağlanma yeteneği. Kimya: Moleküller arasındaki güçlü çekim. Biyoloji: Yapılar veya benzer organizmalar arasındaki güçlü ilişki. Afinitenin yüksek olması, örneğin bağışıklık sisteminde, antikorun antijeni daha etkili bir şekilde nötralize edebileceği veya uzaklaştırabileceği anlamına gelir.

Asetilen elde etmek için kullanılan bazı yöntemler: Kalsiyum karbürün (karpit) suyla tepkimesi. Metanın yüksek sıcaklıkta ayrıştırılması. Ayrıca, 1,2-dibromoetan ve potasyum hidroksit reaksiyonu da asetilen elde etme yöntemlerinden biridir. Asetilen elde etme deneyleri tehlikeli olabilir; bu nedenle güvenlik önlemlerinin alınması ve uzman gözetiminde çalışılması önemlidir.

Metaller, çeşitli bileşiklerle reaksiyona girer: 1. Asitler: Metaller, asitler ile reaksiyona girerek tuz ve hidrojen gazı oluşturur. 2. Su: En reaktif metaller (örneğin, potasyum ve sodyum) su ile reaksiyona girer. 3. Oksijen: Metaller, oksijenle birleşerek bazik oksitler oluşturur. 4. Halojen asitleri: Metaller, halojen asitleri ile reaksiyona girer. 5. Oksijen içeren asitler: Bu tür asitlerle de reaksiyon verirler. Ayrıca, altın ve platin gibi soy metaller, kral suyu gibi özel bileşiklerle de reaksiyona girebilir.

Kan transfüzyon reaksiyonları, alıcının immün sisteminin donörün kan hücrelerine veya diğer bileşenlerine karşı reaksiyon göstermesi sonucu ortaya çıkar. Bazı kan transfüzyon reaksiyonları şunlardır: Akut hemolitik reaksiyon: AB0 uyumsuz kan transfüzyonu nedeniyle gelişir, yaşamı tehdit edici olabilir. Febril nonhemolitik reaksiyon: Alıcı antikorlarının donörün beyaz kan hücrelerine karşı reaksiyon göstermesi sonucu oluşur, hemolize neden olmaz. Hafif allerjik reaksiyon: Verilen kandaki allerjenlerin alıcının IgE antikorlarını aktive etmesiyle ortaya çıkar. Transfüzyona bağlı akut akciğer zedelenmesi: Donörün beyaz kan hücre antikorlarının alıcının dolaşımındaki beyaz kan hücrelerine karşı reaksiyon göstermesi sonucu gelişir. Transfüzyona bağlı bakteriyel enfeksiyon: Donör bakteriyemisi veya kanın hazırlanması ve uygulanması sürecinde bakteriyel kontaminasyon sonucu oluşur. Reaksiyon belirtileri arasında sırt ağrısı, koyu idrar, titreme, bayılma, ateş, böğür ağrısı, cilt kızarması ve nefes darlığı yer alır. Reaksiyon durumunda transfüzyon derhal durdurulmalı ve hekime başvurulmalıdır.

Endotermik ve ekzotermik reaksiyonlar arasındaki temel fark, ısıyla olan ilişkilerinde yatmaktadır. - Ekzotermik reaksiyonlar, enerji salınımı ile karakterize edilir ve bu enerji genellikle ısı şeklindedir. - Endotermik reaksiyonlar ise, çevrelerinden ısı emerek ilerlemek için enerji gerektirir.