MustafaKemal

"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı, ilk kez 2009 yılında Türkân Saylan'ın cenazesi sırasında Teşvikiye Camii'nden Zincirlikuyu Mezarlığı'na götürülürken atılmıştır. Ayrıca, 2010 yılında CHP'nin 33. Olağan Kurultayı'nda da bu slogan kullanılmıştır. Slogan, özellikle Atatürk'ün liderliğinde yürütülen bağımsızlık mücadelesine ve Cumhuriyet'in temel değerlerine duyulan bağlılığı ifade etmek için sıkça kullanılmaktadır.

Mustafa Kemal Çanakkale'den sonra Edirne ve Diyarbakır'da görev almıştır. 1916 yılında, Edirne'de bulunan 16. Kolordu Komutanlığı'na atanmıştır. 1916'nın Nisan ayında tümgeneralliğe yükselmiştir. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağlamıştır. Daha sonra, Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinin ardından 1917'de İstanbul'a dönmüştür.

4. sınıf öğrencileri için Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatan kitapların sayfa sayıları farklılık göstermektedir: Gönül Yayıncılık: 3. ve 4. sınıflar için Mustafa Kemal Atatürk serisi, 5 kitaptan oluşur ve her biri ciltli olup yaklaşık 60-80 sayfa arasındadır. Ata Yayıncılık: 3. ve 4. sınıflar için 10 kitaptan oluşan seri, her biri 64-80 sayfa arasında olan kitaplardan oluşur. Diğer Kitaplar: "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı" kitabı 700 sayfadır. Sayfa sayıları, yayınevine ve kitaba göre değişiklik gösterebilir.

Mustafa Kemal, Çanakkale'deki başarısından dolayı "Anafartalar Kahramanı" ünvanını almıştır. Ayrıca, 1 Haziran 1915 tarihinde Albaylığa terfi etmiştir. Mustafa Kemal'e 25 Nisan 1915'te Arıburnu'ndaki yararlılığından dolayı İmtiyaz Nişanı verilmiş, 30 Nisan'da Gümüş İmtiyaz Harp Madalyası'na, 17 Mayıs'ta ise Altın Liyakat Madalyası'na layık görülmüştür.

"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sözünün ilk kez kime ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu sloganın yaygın olarak 2010'lu yıllarda kullanıldığı ve ilk kez kullanan kişinin Turgut Özakman olduğu iddiaları bulunmaktadır. Ayrıca, Türk Solu adlı operasyonel bir grubun bu sloganın mucidi olduğu ve lideri Gökçe Fırat'ın daha sonra FETÖ'den yargılanıp hapis yattığı da belirtilmektedir. Bu söz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e bağlılığı ve onun ilkelerine sadakati vurgulayan bir slogan olarak kabul edilir.

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Trablusgarp Savaşı'ndan geri çağrılmasının başlıca sebepleri şunlardır: Balkan Savaşı'nın patlak vermesi. Trablusgarp'taki askeri durumun kötüleşmesi. Uluslararası baskılar ve diplomatik çıkmazlar. Osmanlı'nın savaş stratejilerindeki değişimler. Ayrıca, Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp ile kara bağlantısının olmaması ve deniz gücünün yetersizliği de geri çağırma kararını etkileyen faktörler arasındaydı.

Mustafa Kemal Atatürk, ilk olarak Hafız Mehmet Efendi Mahalle Mektebi'ne gitmiş, ancak daha sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne kaydedilmiştir.

Mustafa Kemal, Şam'da 5. Ordu emrinde staj amacıyla görev yapmıştır. Ayrıca, 20 Haziran 1907'de Kolağası (kıdemli yüzbaşı) olmuş ve 13 Ekim 1907'de 3. Ordu karargâhına atanmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatında Selanik, Manastır, Sofya ve İstanbul'un önemli bir yeri vardır. Selanik: Atatürk'ün doğduğu ve çocukluk-ilk gençlik yıllarını geçirdiği şehirdir. Gelişmiş ticaret ve sanayi merkezi olması, farklı kültürlerden insanların bir arada yaşaması gibi özellikleriyle Atatürk'ün düşünce yapısını etkilemiştir. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyet gösterdiği bir yer olarak Atatürk'ün siyasi bilincinin gelişmesine katkı sağlamıştır. Manastır: Askeri lise eğitimi aldığı şehirdir. Fransız İhtilali'nin etkisiyle artan milliyetçilik hareketleri ve farklı devletlerin konsolosluklarının varlığı, Atatürk'ün uluslararası ilişkiler ve farklı yönetim biçimleri hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamıştır. Tarih öğretmeni sayesinde Türk tarihine olan ilgisi artmış ve tarih bilinci gelişmiştir. Sofya: Balkan Savaşları sonrası askeri büyükelçi olarak görev yaptığı şehirdir. Avrupa'nın kültürel hayatına, devlet adamlarının düzenlediği balo ve toplantılara katılarak farklı bir deneyim kazanmıştır. Azınlıkların yaşam koşullarını gözlemlemiş ve meclis sisteminin işleyişini yakından incelemiştir. İstanbul: Harp Okulu ve Harp Akademisi'nde eğitim aldığı, devletin iç ve dış meselelerini yakından takip ettiği şehirdir. Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç noktası olarak önemli bir rol oynamıştır; 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı burada başlatmıştır.

Mustafa Kemal Paşa, Tekâlif-i Milliye Emirleri ile Başkomutanlık yetkisini kullanmıştır. 5 Ağustos 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen kanunla Mustafa Kemal Paşa'ya, Meclis'in yetkilerini de kullanmak üzere Başkomutanlık görevi verilmiştir. Tekâlif-i Milliye Emirleri, ordunun ihtiyaçlarını karşılamak ve savaşa hazırlanmak amacıyla yayımlanmıştır.

Mustafa Kemal'e Sakarya Savaşı'ndan sonra Mareşal rütbesi ve Gazi unvanı verilmiştir. Bu unvanlar, 19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa, Filistin Cephesi'nde Erich von Falkenhayn (1917-1918) ve Otto Liman von Sanders (1918) gibi komutanların yönetiminde görev yapmıştır. Erich von Falkenhayn, 1917 yılında Yıldırım Orduları Grubu'nun komutanıydı ve Mustafa Kemal Paşa, bu dönemde 7. Ordu'nun komutanlığını yapıyordu. Otto Liman von Sanders, 1918 yılında Yıldırım Orduları Grubu'nun başına geçti ve Mustafa Kemal Paşa, bu dönemde de 7. Ordu'yu yönetti.

Mustafa Kemal'in Kanal Cephesi'nde görev almasının nedeni, Osmanlı Devleti'nin Kanal Harekâtı'na katılmasıdır. Mustafa Kemal, 20 Ocak 1915 tarihinde, 3. Kolorduya bağlı olarak Tekirdağ'da teşkil edilecek 19. Tümen Komutanlığına atanmıştır.

Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) ilk başkanı olarak 24 Nisan 1920'de sunduğu önergede şu önemli kararları önermiştir: Hükümet kurulması zorunluluğu. Geçici hükümet başkanı veya padişah vekili atanmaması. Meclis başkanının aynı zamanda hükümet başkanı olması. Milli iradenin hakim kılınması. TBMM'nin yasama ve yürütme yetkisini kendinde toplaması. Padişah ve halifenin durumunun, baskıdan kurtulduktan sonra meclis tarafından belirlenmesi. Bu önergeler, Meclis tarafından kabul edilmiş ve TBMM'nin açılışından bir gün sonra yürürlüğe girmiştir.

Mustafa Kemal'in 24 Nisan 1920'de meclise verdiği önerge kapsamında yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin ayrı organlar tarafından kullanılması yer almaz. Önergede yer alan bazı maddeler şunlardır: TBMM üzerinde hiçbir güç yoktur. Yasama ve yürütme yetkisi meclise aittir. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır. Meclis başkanlığı geçici olamaz, padişah vekili atanamaz.

Mustafa Kemal'i Erzurum Kongresi'ne Samsun'a çıkan 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir davet etmiştir. Kazım Karabekir, Mustafa Kemal ile Şişli'deki evinde yaptığı görüşmede, Erzurum'da toplanacak olan kongrenin fikrî temellerinin atılmasına öncülük etmiştir.

Mustafa Kemal'in Sofya Ataşemiliterliği'ne atanmasının önemi şu şekilde özetlenebilir: Askeri ve stratejik değerlendirmeler: Mustafa Kemal, Balkanlar'daki siyasi gelişmeleri değerlendirmiş, yaklaşan dünya savaşını sezmiş ve alınması gereken önlemler hakkında uyarılarda bulunmuştur. Bölgedeki Türk varlığının güçlendirilmesi: Bu atama, Osmanlı'nın Balkanlar'daki varlığını koruma ve stratejik konumunu güçlendirme amacı taşımıştır. Deneyim kazanma: Sofya'daki görevi, Mustafa Kemal'in liderlik vasfını pekiştiren önemli bir deneyim olmuştur. İttihat ve Terakki ile ilişkilerin düzenlenmesi: Mustafa Kemal, ordu ve cemiyetin ayrılmasını savunarak, ordunun siyasetten uzak durmasına yönelik fikirlerini uygulama fırsatı bulmuştur.

Elveda Rumeli 27. bölümde Vahide, orduya gönüllü yazılmaya karar verir. Dizinin 27. bölümünü aşağıdaki platformlardan izleyebilirsiniz: atv resmi web sitesi; YouTube; Dailymotion.

Mustafa Kemal'in ordu müfettişliğinden istifası, İstanbul Hükümeti tarafından görevinden azledilmesi sonrasında gerçekleşmiştir. Bu karar, 8-9 Temmuz 1919 gecesi alınmış ve Mustafa Kemal aynı gece Harbiye Nezareti'ne ve Padişah'a çektiği telgraflarla görevinden ve askerlik mesleğinden istifa ettiğini bildirmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde farklı illeri temsil etmiştir: Erzurum Kongresi: Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi'nde Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerini temsil etmiştir. Sivas Kongresi: Sivas Kongresi'nde ise Mustafa Kemal, Batı ve Orta Anadolu illerini temsil etmiştir. Mustafa Kemal, bu kongrelerde ulusal direniş örgütlerinin birleştirilmesi ve milletin tek vücut halinde birlik olduğunu dünyaya ilan edilmesi gibi önemli kararlar almıştır.