DişÇekimi

Ağız içinde yara yapan 20 yaş dişinin çekilmesi gerekebilir. 20 yaş dişleri, anatomik yapıları nedeniyle yanlış pozisyonda sürmüşse, yanak ısırmalarına ve fırçalanması güç olduğundan kolay çürümeye neden olabilir. Diş çekimi kararı, diş hekiminin yapacağı klinik muayene ve çekeceği röntgen sonucuna göre verilir.

Diş çekiminde kullanılan davyeler genel olarak üst ve alt çene için olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır ve her çene için farklı tipler bulunur. Üst çene için altı ana davye çeşidi vardır: 1. Üst Anterior Davye. 2. Üst Premolar Davye. 3. Üst Sağ Molar Davye. 4. Üst Sol Molar Davye. 5. Üst 20 Yaş Davyesi. 6. Üst Kök Davyesi. Alt çene için ise dört ana davye çeşidi vardır: 1. Alt Anterior Davye. 2. Alt Premolar Davye. 3. Alt Molar Davye. 4. Alt 20 Yaş Davyesi.

Diş çekiminden sonra ilk 24 saat boyunca tükürmekten kaçınmak gerekir.

Diş çekimi sonrası kalan köklerin düşmesi, cerrahi müdahalenin türüne ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Genellikle: - İlk gün hafif kanama ve ağrı olabilir. - İlk 48 saat içinde şişlik görülmesi normaldir ve soğuk kompres uygulanması önerilir. - Birinci hafta içinde diş eti iyileşmeye başlar ve doktorun önerdiği ilaçların düzenli kullanılması önemlidir. - Birinci ay sonunda çekim bölgesi tamamen kapanır ve kontrol randevusu alınması önerilir. Eğer kök parçaları enfeksiyon riski taşıyorsa, cerrahi müdahale ile çıkarılması gerekebilir.

3 yaşındaki bir çocuğun diş çekimi, genellikle diğer yaş gruplarına göre daha kolay olabilir çünkü süt dişlerinin kökleri daha kısa ve incedir. Diş çekimi işlemi, diş hekiminin deneyimi ve çocuğun genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak yapılır. Ancak, her diş çekimi belirli bir zorluk derecesine sahiptir ve evde yapılan çekimlerde dikkatli olunmalı, gerektiğinde profesyonel yardıma başvurulmalıdır.

İltihaplı dişin kök çekimi, iltihapsız bir dişin çekimine göre daha zor olabilir. Bazı durumlarda, diş hekimi uygun görürse iltihaplı dişin çekimi yapılabilir. Bu süreçte genellikle şu adımlar izlenir: 1. Antibiyotik Tedavisi: Enfeksiyonun kontrol altına alınması için antibiyotik kullanımı. 2. Apse Drenajı: Gerekirse apsenin boşaltılması. 3. Diş Çekimi: Antibiyotik tedavisinin ardından diş çekimi gerçekleştirilir. Diş çekimi işlemi, deneyimli bir diş hekimi tarafından yapılmalıdır.

Çekilen dişlerin boşluğunun ağrımaya devam etmesinin birkaç nedeni olabilir: 1. Doku Travması: Diş çekimi sırasında diş etrafındaki yumuşak dokular ve kemik dokusu travmaya uğrar, bu da ağrı ve rahatsızlığa yol açabilir. 2. İnflamasyon: Vücudun doğal tepkisi olan inflamasyon, çekim bölgesinde şişlik ve ağrıya neden olabilir. 3. Sinir İrritasyonu: Çekim sırasında çevre dokulardaki sinir uçları tahriş olabilir. 4. Alveolar Osteitis (Kuru Soket): Kan pıhtısının çekim bölgesinden düşmesi sonucu oluşan bu durum, şiddetli ağrıya neden olabilir. Ağrı, genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçer, ancak ağrı kesiciler ve diş hekiminin önerdiği tedavi yöntemleri ile bu süreç hızlandırılabilir.

Dişte vuruk (protez vuruğu) genellikle 2-3 hafta içinde iyileşir. Eğer vuruk şiddetli ağrı ve iltihaplanmaya neden oluyorsa, diş hekiminin antibiyotik tedavisi uygulaması gerekebilir.

Diş çekiminde kullanılan bazı temel aletler şunlardır: 1. Davye (Diş Çekim Pensleri): Dişi köküne sıkıca oturtarak çekilmesini sağlar. 2. Elevatör: Dişi kemikten ayırmak ve çekim öncesi hareket ettirmek için kullanılır. 3. Luxator (Diş Kırıcı): Periodontal ligamenti kesmek ve dişi daha kolay ayırmak için kullanılır. 4. Periotom: Diş eti ve periodontal ligamentleri ayırmak için kullanılır. 5. Kemik Eğesi: Çekim sonrası kemik düzeltmesi için kullanılır. Bu aletler, diş çekiminin güvenli ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlar.

İltihaplı diş, aşağıdaki durumlarda çekilmez: 1. Akut enfeksiyon varsa: İltihaplı dişin çekilmesi, enfeksiyonun kana karışma riskini artırır. 2. Dişin ileri derecede çürüğü varsa: Antibiyotik tedavisi olmadan diş çekimi, enfeksiyonun yayılmasına neden olabilir. 3. Şişlik inip tekrar şişiyorsa: Bu durum dişin kronik iltihaplı olduğunu gösterir ve diş çekimi için uygun değildir. Diş çekiminden önce iltihabın kontrol altına alınması ve hekimin uygun göreceği antibiyotik tedavisinin uygulanması gereklidir.

Evet, çürümüş 20'lik dişler çekilir. 20'lik dişlerin çürümesi, diş eti iltihabı, diş eti şişmesi, ağrı ve ağızda kötü koku gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Dişin çekilip çekilmeyeceğine, dişin pozisyonuna, büyüklüğüne ve hangi açıda çıkmaya çalıştığına bakarak diş hekimi karar verir.

Bol atacmanlı protezin takılma süresi, kişinin ağız sağlığı ve iyileşme sürecine bağlı olarak değişir. Genellikle iki ana aşama vardır: 1. Hemen Takılan (Anında) Protez: Diş çekimi yapıldıktan hemen sonra takılabilir. 2. İyileşme Süreci Sonrası Takılan Protez: Diş çekiminden 6-8 hafta sonra, diş etlerinin ve çene kemiğinin iyileşmesi tamamlandıktan sonra takılır. Ayrıca, protezin türüne ve kişinin özel durumuna göre 2-3 ay gibi daha uzun bir süre gerekebilir. Kesin süre için bir diş hekimine danışmak önemlidir.

Evet, başarısız tedavi edilen diş çekilebilir. Başarısız kanal tedavisi durumunda, dişin kurtarılması için üç temel tedavi yöntemi vardır: 1. Retreatment (yeniden kanal tedavisi): Kanal tedavisinin tekrarlanması, kanalın yeniden temizlenmesi ve doldurulması işlemi. 2. Apikal rezeksiyon (kök ucu cerrahisi): Kök ucunun cerrahi olarak açılması, enfekte dokunun temizlenmesi ve kök ucuna retrograd dolgu yapılması. 3. Diş çekimi: Eğer dişin yapısı tamamen bozulmuşsa veya çevre dokularda ileri düzeyde hasar varsa, son çare olarak dişin çekilmesi gerekebilir.

İltihaplı bir dişin çekilmesi, enfeksiyonun yayılması ve diğer sağlık sorunları gibi riskler taşıyabilir. Olası sonuçlar: - Enfeksiyonun kana karışması: İltihaplı dişteki bakteriler, çekim sırasında kan dolaşımına karışarak diğer organlara yayılabilir. - Anestezinin etkisinin azalması: Enfekte dokularda kan dolaşımı azalır ve anestezi ilacının etkisi düşebilir, bu da ağrı hissinin daha yoğun olmasına neden olur. - Şişlik ve kanama: Çekim sonrası şişlik ve kanama daha sık görülür. Güvenli bir çekim için diş hekiminin önerisi doğrultusunda antibiyotik tedavisi ile iltihabın azaltılması ve ardından diş çekiminin yapılması önerilir.

Diş çekimi, diş hekimi veya çene cerrahı tarafından yapılabilir. Genel diş hekimleri, basit diş çekimlerini gerçekleştirebilir. Çene cerrahları ise kök yapısı derin olan, düzgün çıkmamış veya çene kemiğine zarar veren dişlerin çekimi gibi karmaşık vakalar için özel eğitim almış uzmanlardır.

Diş çekiminden sonra buz kompres uygulaması ilk 48 saat boyunca yapılmalıdır. Bu süre zarfında, her 10 dakikada bir buz kompres uygulanmalı ve ardından 10 dakika ara verilmelidir. Buz kompres uygulamasından önce mutlaka diş hekimine danışılmalıdır.

Geniş lezyonlu dişlerin çekilmesi gerekebilir, ancak bu durum diş hekiminin değerlendirmesine bağlıdır. Diş lezyonlarının tedavisinde ilk tercih genellikle dişin canlılığını korumaktır. Dişin çekilmesine yol açabilecek lezyon durumları şunlardır: - Diş kökünde yer etmesi: Lezyonun diş köküne ilerlemesi ve kanal tedavisi gibi yöntemlerin yetersiz kalması. - Şiddetli ağrılar: Pulpada yoğun bakteri faaliyetleri barındıran lezyonlar, dişin normal pozisyonunda da ağrıya neden olabilir. - Çevredeki dişlere zarar verme: Lezyonlu dişin çevresindeki dişlere zarar vermesi.

Diş çekildikten sonra ilk 24 saat boyunca üflenmemesi önerilir.

Diş çekiminden sonra tuzlu su ile gargara, operasyondan sonraki 24 saat sonrasında yapılması önerilir. Bu işlemi, günde iki kez tekrarlamak yeterlidir.

Diş çekimi, aşağıdaki durumlarda en uygun tedavi yöntemidir: 1. Şiddetli çürük: Dişin büyük bir kısmı çürümüşse ve onarılamazsa. 2. Diş kırıkları: Diş kırılırsa ve kırılan parça büyükse veya diş köküne kadar uzanıyorsa. 3. Diş eti hastalığı: İleri düzey diş eti hastalığı dişleri destekleyen kemiğe zarar verebilir. 4. Enfeksiyon: Diş kökünde veya diş etinde enfeksiyon varsa. 5. Ortodontik tedavi: Dişlerin düzgün bir şekilde hizalanması için diş çekimi gerekebilir. 6. İmplant veya köprü uygulaması: İmplant veya köprü uygulamalarında yer açmak için diş çekimi gerekebilir. Diş çekimi kararı, diş hekimi tarafından hastanın genel sağlık durumu ve dişin durumu değerlendirilerek verilir.