Görsel sanatlarda kadın temsili, tarih boyunca toplumsal, kültürel ve ideolojik değişimlere paralel olarak farklı biçimlerde gerçekleşmiştir. Bazı dönemlerde ve sanat akımlarında kadın temsili şu şekilde olmuştur: Antik Yunan ve Roma sanatı: Kadın, tanrıça figürleri aracılığıyla idealize edilmiş bir güzellik sembolü olarak temsil edilmiştir. Ortaçağ: Dini ikonografiyle sınırlı kalan kadın, saflık, erdem ve annelik gibi temsillerle özdeşleştirilmiştir. Rönesans: İnsan bedenine duyulan ilginin artmasıyla kadın imgeleri tekrar görselleştirilmiş, ancak özne değil, nesne olarak ele alınmıştır. Barok dönemi: Dramatik ışık kullanımı ve güçlü beden betimlemeleriyle kadın imgesi daha erotik bir anlatıma yönlendirilmiştir. 19. yüzyıl: Manet’nin "Olympia" tablosu ile kadın, ilk kez doğrudan izleyiciye bakan, "farkında" bir özne olarak temsil edilmiştir. 20. yüzyıl: Frida Kahlo gibi sanatçılar, bedensel acı, cinsiyet kimliği ve duygusal deneyimi doğrudan anlatan güçlü temsiller üretmiştir. Dijital çağ: Sosyal medya gibi mecralarda kadın imgesi, kitlesel ölçekte üretilip tüketilmekte, ancak bu görünürlük kadını yeniden metalaştıran bir baskıya da dönüşebilmektedir.