Türk sinemasında kadının yeri, tarihsel süreç içinde farklı dönemlerde değişiklik göstermiştir. Erken dönemlerde, kadın karakterler genellikle geleneksel rollerle temsil edilmiştir: fedakar anne, namuslu eş. 1960'lar ve 1970'ler arasında, toplumsal gerçekçi filmler döneminde, kadın karakterler aile içi ilişkileri sorgulayan ve toplumsal değişimlere paralel olarak statüleri değişen kahramanlar olarak işlenmiştir. 1980'lerde ise kadın sorunları, ekonomik ve toplumsal nedenlerden kaynaklanan güçlükler yerine, kadının kendi iç mücadelesiyle çözmeye çalıştığı bir tema olarak ele alınmıştır. Son dönemlerde ise kadın temsilleri, bağımsız yönetmenlerin filmlerinde sistemin eleştirisi içinde yer almış, ayrıca popüler sinema filmlerinde de kadının toplumsal konumu olumlanmıştır.