• Buradasın

    Sinop Cezaevi'nin ismi neden Alkatraz?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Sinop Cezaevi'nin "Anadolu'nun Alkatrazı" olarak anılmasının nedeni, firar etmenin çok zor olması ve yüksek güvenlik önlemleriyle tanınmış olmasıdır 12.
    Bu ün, yapının Sinop Kalesi'nin burçlarının yanı sıra iç kalenin de burçlarının gerisinde yer almasından kaynaklanmaktadır 2. Ayrıca, 18 metre uzunluğundaki yüksek surlardan kaçışlar neredeyse imkansızdı 5.
    Cezaevi, 1999 yılında kapatılıp 2000 yılında müzeye dönüştürülmüştür 13.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Sinop Tarihi Cezaevi ismi nereden gelir?

    Sinop Tarihi Cezaevi'nin ismi, bulunduğu yer olan Sinop Kalesi'nden gelmektedir.

    Sinop Cezaevi eski hali nasıldı?

    Sinop Cezaevi'nin eski hali, 2025 yılı itibarıyla yapılan restorasyon çalışmaları nedeniyle değişmiş durumdadır. Bazı özellikler: Yapı: Cezaevi, iki katlı ve U planlı olup, kesme taş ve tuğla kullanılarak inşa edilmiştir. Zindan Olarak Kullanımı: Cezaevinin zindan olarak kullanılmaya başlanması 1568 yılına dayanmaktadır. Firar Zorluğu: Yapının, Sinop Kalesi'nin burçlarının gerisinde yer alması nedeniyle firar etmesi çok güç bir cezaeviydi. Restorasyon Sonrası Değişiklikler: Cezaevi, 2000 yılında müzeye dönüştürülmüştür. 2020 yılında yerleşkenin içi ve çevresinde restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. Ziyaretçiler, cezaevinin eski mistik dokusunun kaybolduğunu belirtmektedir.

    Sinop cezaevi neden Anadolu'nun Alkatrazı?

    Sinop Cezaevi'nin "Anadolu'nun Alkatrazı" olarak anılmasının sebebi, firar etmenin çok zor olması ve yüksek güvenlikli bir cezaevi olmasıdır. Bunun nedeni, yapının Sinop Kalesi’nin burçlarının yanı sıra iç kalenin de burçlarının gerisinde yer alması yani çıkmak için aşılması gereken çifte burca sahip olmasıdır. Ayrıca, Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde bu zindandan "Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkum kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar" şeklinde bahsetmesi de bu ününü pekiştirmiştir. 1999 yılında kapatılarak müze olarak kullanılmaya başlayan tarihi yapı, Türkiye'de "dark turizminin" (daha önce felaketlerin ya da ürkütücü olayların yaşandığı yerlere yapılan seyahatler) önemli noktalarından biri olarak da dikkat çekmektedir.