Sarı Gelin Türküsü'nün hikayesi, Abdulkadir Geylani'nin müritlerinden Şeyh Sanan'a atfedilir. Bu hikayeye göre, Şeyh Sanan bir rüya görür ve bu rüyanın etkisiyle Erzurum'a gelir. Aşık olduğu kadının tüm isteklerine boyun eğen Şeyh Sanan, onun uğruna şarap içerek Hristiyanlığı kabul eder ve domuz çobanlığına başlar. Şeyh Sanan, Sarı Gelin'e kavuşmak üzere olduğu sırada domuz çobanlığını bırakır ve dervişlerini de yanına alarak saraydan ayrılır. Ancak aşklarının sonu, büyük bir hüsran ile biter. Bu hikayenin farklı versiyonlarında, Sarı Gelin'in Kıpçak veya Gürcü olduğu belirtilir.