Polyannacılık, en anlaşılabilir tanımlamasıyla bardağın dolu tarafından bakarken ölçülü olamamak, olayların olumlu taraflarını görebilmek uğruna gerçeklerden kopuk yaşamak olarak açıklanabilen bir savunma mekanizmasıdır. Bu savunma mekanizmasında kişi, her ne sebeple olursa olsun olayları düşünmek ve bu olaylarda mantık aramak yerine yalnızca pozitif yanlara odaklanır. Polyannacılık, adını Eleanor H. Porter'ın 1913 tarihli Polyanna adlı romanından alır. Polyanna ilkesi, 1978'de Margaret Matlin ve David Stang tarafından, insanların geçmişi düşünürken sahip oldukları olumlu önyargıyı açıklayan bir ruh bilimsel ilke olarak tanımlanmıştır. Polyannacılığın olası avantajları arasında pozitif düşünmenin hayattan daha fazla keyif almayı sağlaması, olumlu düşünce yapısının zorlukları daha hafif atlatmaya yardımcı olması ve umutlu olmanın hedeflere ulaşmak için kişiyi motive etmesi sayılabilir. Ancak polyannacılık, her durumda pozitif düşünmeye zorlamak ve olumsuz duyguları bastırmak anlamına gelen toksik pozitiflikle karıştırılmamalıdır.