Oy Asiye türküsünün hikayesi şöyledir: Türkü, Giresun’un Görele ilçesinde geçer. Asiye Karabey, bir Çepni Türkmen beyinin kızıdır. Asiye, Sisdağı yaylasında bir konakta yaşar. Asiye’nin üç kız kardeşi vardır. Asiye’nin babası Karabey’in hiç oğlu olmamıştır. Asiye’nin eşi Nazif Bey, Beşikdüzlü zengin bir tüccardır. Çiftin iki kızı olur. Nazif Bey, evdeki hizmetçiyle Asiye’yi aldatır. Asiye, aldatıldığını öğrenince boşanmak istediğini belirtir. Nazif Bey, “Senin gibi kara kuru birine mi kaldım” diyerek kendini savunur. Bu sözler Asiye’nin çok ağrına gider ve boşanma işlemlerini başlatır. O dönemde boşanmak isteyen kişi nafaka vermek zorundadır. Asiye, babasından miras kalan araziyi satar ve nafaka olarak Nazif’e verir. Asiye ve Nazif boşanmıştır ancak Nazif’in aklı başına geldiğinde her şey için çok geçtir. Nazif, “Asiye bana bunu nasıl yapar” diyerek kederlenir ve mahkeme kapısına gider. Orada düşüp bayılır. Nazif’in boşandığını görenler, Asiye’nin yüceliğinden dolayı eski kocasının bayıldığını düşünür. Asiye’yi birçok kişi tanır ancak kimse peçesinden dolayı yüzünü görmez. Nazif’in düşüp bayıldığını gören mahkeme memuru Ahmet Bey, Asiye’ye karşı büyük bir merak duyar. Ahmet Bey, 6 sene uğraşarak Asiye’nin amcasının oğlu sayesinde evlenme teklifini onaylatır. Sade bir düğünle evlenen Asiye ve Ahmet Bey, Görele’nin Yeğenli köyünde bir lojmana yerleşir. Bir gün Ahmet Bey atı ile dörtnala dolaşırken onu Nazif görür. “Kim bu?” diye sorar. “Asiye’nin kocası” derler. Bunu duyan Nazif, oracıkta yığılıp kalır. Nazif’in annesi, oğlunun ölümüne çok üzülür ve Asiye’ye ağıt yakar.