• Buradasın

    Murat GöğebeKan neden ünlü oldu?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Murat Göğebakan, müzik kariyerindeki başarıları ve duygusal şarkılarıyla tanınmıştır 124.
    Ünlü olmasının bazı nedenleri:
    • İlk albümü "Ben Sana Aşık Oldum" 135. 1997'de çıkan albüm, "Ben Sana Aşık Oldum", "Kara Gözlüm" ve "Öyle ki Hasretimsin" gibi hit şarkılarla büyük beğeni toplamıştır 135.
    • Kral TV Video Müzik Ödülleri 13. "En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı" ödülünü kazanmıştır 13.
    • "Ayyüzlüm" albümü 123. 2002'de çıkan albüm, MÜ-YAP'ın "En Çok Satan Albüm" ödülüne layık görülmüştür 123.
    • Yurt içi ve yurt dışı konserleri 25.
    • Kanserle mücadelesi 235. 2009'da lösemi teşhisi konmuş, 2010'da hastalığı yenerek müziğe devam etmiştir 235.
    • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için bestelediği "Uzun Adam" şarkısı 25.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Murat Göğebakan ne zaman ünlü oldu?

    Murat Göğebakan, 1997 yılında çıkardığı ilk albümü "Ben Sana Aşık Oldum" ile büyük bir çıkış yaparak ünlendi. Kral TV Video Müzik Ödülleri töreninde "En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı" ödülünü kazandı.

    Murat Göğebakan vurgunum hikayesi nedir?

    Murat Göğebakan'ın "Vurgunum" şarkısının hikayesi, sanatçının Umre'de yaşadığı bir deneyime dayanır. Şarkıcı, bir röportajında "Vurgunum" şarkısını yazma sürecini şu şekilde anlatmıştır: "Şarkının sözlerinde şu satırlar vardı; 'Ben gönlümün ayak bağını senin kapına astım da geldim…' Yani, biz her şeyiyle gönlümüzün ayak bağını bıraktık geldik. 'Benim için dünya ile alakalı birçok şeyi kapattım ben' yani 'Sana geldim ben!' dedim. O ortam içerisinde beraberinde burada samimiyet, sağlık, özel hayat vardı. O sıkıntılı ara dönemde ben oraya gittim, sığındım. Çünkü bana göre bir kulun gidebileceği, sığınabileceği ilk yerdir ve eğer sabrınla beklersen mükâfatını mutlaka Cenab-ı Allah nasip eder. Biz ilk Medine-i Münevvere'ye geldiğimizde içeriye girip Ravza'ya doğru ilerlerken öğle ezanı okunuyordu ve çok sevdiğim bir ağabeyim bana 'İnşallah burada çok güzel bir şey yazarsın' dedi. Ben de orda; 'Nasip eden nasip ederse, nasip olana eyvallah!' deriz dedim. Bir anda daha Ravza'ya gelmemişken yürürken bile bunu söylüyordum. Ravza'nın karşısına geçtiğimde döndüm ağabeye 'Ben gönlümün ayak bağını senin kapına astım da geldim' dedim. Aslında orijinalinde şunu demiştik; 'Ben gönlümün ayak bağını bela durağına astım da geldim'. Yani, 'Konuyu kapattım, her şeyi bitirdim ben. Yüreğim temiz gitmek istiyorum ben ve Sana öyle geldim, samimi geldim' demek istemiştim ve orda başladı. O gece, yatsı namazından sonra genç kardeşlerimizle sohbet ederken ben de bir yandan dilimin döndüğünce aşkı anlatırken bir yandan da notlar tutuyordum. Yazmaya başladık ve işte 'Vurgunum' çıktı".