Marcel Proust'un "Albertine Kayıp" adlı romanı, bir kadına duyulan aşkın sonsuzluğunu ele alırken aynı zamanda ilişkilere dair önemli düşünceler de barındırmaktadır. Romanın konusu kısaca şu şekildedir: "Mademoiselle Albertine gitti!" sözleri duyulduğunda, önce ne olduğunu tam olarak anlayamaz. Mektupta, Albertine'in gitmek zorunda olduğunu ve kesinlikle geri dönüşü olmadığını yazması, anlatıcının dünyasını başına yıkar. Anlatıcı, bu gidişin çok kısa bir yolculuk olduğunu ve Albertine'in yakında döneceğini varsayar. Ancak işler istediği gibi gitmez ve Albertine'in teyzesinden gelen bir telgraf, genç kızın attan düşerek öldüğünü bildirir. Anlatıcı, Andree'den Albertine'in neden onu terk ettiğini öğrenir: Genç kız, evlenme konusu uzayınca kısmen özgürlük arayışına girmiştir. Anlatıcı, zamanla Gilberte'ye karşı duygular beslemeye başlar. Albertine'den gelen ve ölmediğini, ona dönmek istediğini belirten telgraflar, anlatıcıyı mutlu etmek yerine üzmesine neden olur. "Albertine Kayıp", Kayıp Zamanın İzinde serisinin altıncı cildidir.