Edvard Munch'un "Çığlık" (The Scream) tablosu, insanın içsel korkularını, kaygılarını ve varoluşsal buhranını yansıtır. Tablodaki figür, çığlık atmaktan çok çığlığa tanıklık ediyor gibi görünür. Munch, bu eserinde yalnızca bireysel bir duygu durumunu değil, aynı zamanda dönemin toplumunda hissedilen huzursuzluğu ve belirsizliği de görselleştirmiştir. Sanatçının kişisel deneyimleri ve psikolojik durumu, bu eserin temel ilham kaynakları arasında yer almaktadır. Munch, günlüğüne yazdığı notta, tabloda tasvir edilen esin kaynağını şu şekilde anlatmıştır: > "İki arkadaşımla yolda yürüyordum; güneş battı, bir melankoli dalgasına kapıldım. Birden gökyüzü kıpkızıl bir renk aldı. Durup parmaklıklara yaslandım. Alev alev gökyüzü, mavi fiyordun ve şehrin üstünde kan ve kılıç gibi sarkıyordu. Arkadaşlarım yola devam etti; ben ise büyük bir endişeyle öylece duruyor ve doğada sonsuz bir çığlığı hissediyordum sanki."