• Buradasın

    Değmen benim gamlı yaslı gönlüme hikayesi nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    "Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme" türküsünün hikayesi, Tokat'ta yaşayan medrese mezunu Abdullah Sami Efendi'nin aşkına dayanmaktadır 24.
    Abdullah Sami Efendi, buhran yıllarında nalbantlık yaparak ilçe ilçe gezer ve Sulusaray'da Pembe adında bir kıza aşık olur 24. Pembe kız, Ali Onbaşı'ya aşıktır ve aileleri, seyyar iş yapanlara küçümseyici gözle baktıkları için kız vermek istemezler 24. Abdullah Sami Efendi, Pembe kız ile evlenemez ve Tokat'a döner 24.
    Pembe kız, Ali Onbaşı ile evlenir ve Çanakkale'de şehit düşer 24. Birkaç yıl sonra Abdullah Sami Efendi, yine nalbantlık için Sulusaray'a geldiğinde Pembe kadının dul kaldığını öğrenir ve onu ikna ederek evlenirler 24. Ancak Pembe kadın, Abdullah Sami Efendi'nin Tokat'tan evli olduğunu bilmemektedir 24.
    Bu süreçte, Hatıç adında başka bir kadınla evlenen Abdullah Sami Efendi'nin eşi, onun Sulusaray'da evlendiğini duyunca büyük bir üzüntü yaşar ve "Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme" türküsünü söyler 24. Türkü, zamanla bütün şehirde yayılır ve Abdullah Sami Efendi'nin aşkı için yaktığı bir eser olarak bilinir 24.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme hangi makamda?

    “Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme” türküsü hicaz makamında bestelenmiştir.

    Değmen Gamlı Yaşlı Gönlüme kime ait?

    "Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme" türküsü, Tokatlı Hatıç (Hatice) kadına aittir. Ayrıca, bu türkü Edip Akbayram ve Dostlar tarafından 1973 yılında kaydedilmiş ve ilk 45'lik plağın A yüzü olarak yayımlanmıştır. Bunun yanı sıra, türkü Beyazıt Öztürk tarafından da yorumlanmıştır.

    Değme Felek türküsünün hikayesi nedir?

    "Değme Felek" türküsünün hikayesi, Aşık Özlemi (Muammer Badem) ile ilgilidir. Olaylar şu şekilde gelişmiştir: Aşık Özlemi, lisede bir kıza aşık olur ve kız da onu sever. Buluştukları bir ağacın altında, hiç ayrılmayacaklarına söz verirler. Kız, Özlemi'ye isminin baş harfini işlediği oyalı mendilini bu ağacın altında hediye eder. Özlemi, Ankara Basın Yayın Yüksek Okulu'nu kazanır ve okul bittikten sonra evlenmeye söz vererek ayrılırlar. 1980 ihtilali sırasında, Özlemi'nin "Bitanem" şiiri Devrimci Yol Gençlik Derneği'nin panosunda asılı olduğu için tutuklanır ve iki buçuk yıl cezaevinde kalır. Cezaevinden çıktıktan sonra ailesinin yanına döner ve sevdiği kızın başka biriyle evlendiğini öğrenir. Yıllar sonra, sevdiği kızın öldüğü haberi gelir. Kızın yakınları, onun cenazeye katılmasını ister ve nedenini öğrenince, sevdiği kızın vasiyeti üzerine, onun gömüldüğü ağacın altında toprağa verilmek istediğini anlar. Bu haberle büyük bir üzüntü yaşayan Özlemi, bir radyo programında ilk türküsünü söyler. Türkünün sözleri şu şekildedir: > "Bugün benim efkârım var, zarım var Değme felek değme telime benim Gül yüzlü cananı yar yar elden aldırdım Ecel oku değdi yar yar gülüme benim Değme felek değme telime benim".

    En hüzünlü türkünün hikayesi nedir?

    En hüzünlü türkünün hikayesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, bazı hüzünlü türkülerin hikayeleri şu şekildedir: "Hüseynik'ten Çıktım Şeher Yoluna". "Ahirim Sensin". "Hastane Önünde İncir Ağacı".