• Buradasın

    Atatürkün kadın ve erkek eşitliği ile ilgili sözleri nelerdir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Mustafa Kemal Atatürk'ün kadın ve erkek eşitliği ile ilgili bazı sözleri:
    • "Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir" 12.
    • "Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" 125.
    • "Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini edinmesiyle yetinirse, o toplum yarıdan fazla zayıflamış olur" 15.
    • "Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir" 25.
    • "Toplumun başarısızlığının asıl sebebi kadınlara karşı olan bilgisizlikten gelir, bir toplumun bir organı faaliyette iken diğer bir organı işlemez ise o toplum felç olur" 3.
    • "Bizce Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır" 2.
    • "Dünya yüzünde hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek vermemiştir" 2.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Atatürk'ün kadınlara verdiği eğitim hakları nelerdir?

    Atatürk'ün kadınlara sağladığı bazı eğitim hakları: Karma Eğitim: 3 Mart 1924'te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kız-erkek ayrımı yapılmaksızın tüm eğitim kademelerinde eşit eğitim hakkı tanındı. Zorunlu İlköğretim: 20 Nisan 1924'te yürürlüğe giren Anayasa'nın 87. maddesi ile ilköğretim kız-erkek herkese zorunlu hale getirildi. Meslek Eğitimi: 1933'te Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kuruldu ve kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Pratik Kız Sanat Okulları ile Olgunlaşma Enstitüleri açıldı. Yüksek Öğrenim: Atatürk, kadınların bilim ve fen alanlarında eğitim alarak erkeklerle eşit düzeyde yetişmelerini destekledi. Ayrıca, Atatürk, kadınların siyasi ve toplumsal haklara sahip olmasının insanlığın mutluluğu ve prestiji açısından gerekli olduğunu savunmuştur.

    Atatürk kadınlara seçme seçilme hakkını neden verdi?

    Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkını, kadın-erkek eşitliğini sağlamak ve ülke kalkınmasını desteklemek amacıyla vermiştir. Atatürk, kadınların Milli Mücadele'deki rolüne ve toplum içindeki önemine inanarak, 1930 yılında belediye seçimlerinde, 1933 yılında muhtarlık seçimlerinde ve son olarak 1934 yılında milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Atatürk, bu konuda şunları söylemiştir: "Türk inkılabını tarih anlatırken, bunun bir kurtuluş olduğunu söyleyecektir. Bu kurtuluşun çeşitli safhaları içinde, bilhassa kadınların kurtulmasını anacaktır".

    Atatürk'ün kadınlara kıyafet özgürlüğü ne zaman verildi?

    Atatürk'ün kadınlara kıyafet özgürlüğü, 1925 tarihli "Şapka Kanunu" ile gerçekleştirilen "Kılık Kıyafet Devrimi" ile sağlanmıştır. Bu devrimle birlikte, kadınlar çarşaf giymekten vazgeçerek, modern kadın elbiseleri giymeye başlamışlardır.

    Atatürk'ün kadınlarla ilgili sözü nedir?

    Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlarla ilgili bazı sözleri: "Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir." "Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." "Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir." "Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır." "Dünyada her şey kadının eseridir." "Kadınlarını geride bırakan toplumlar, geride kalmaya mahkumdur." "Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini edinmesiyle yetinirse, o toplum yarıdan fazla zayıflamış olur."

    Atatürkün kadın hakları konusundaki politikaları nelerdir kısaca?

    Atatürk'ün kadın hakları konusundaki bazı politikaları: Eğitim Hakkı: 3 Mart 1924'te yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimde fırsat eşitliği sağlanmış ve cinsiyet ayrımı kaldırılmıştır. Hukuki Eşitlik: 1926'da kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile kadın-erkek eşitliği sağlanmış, çok eşlilik kaldırılmış, kadına boşanma hakkı verilmiş ve miras konusunda eşitlik getirilmiştir. Siyasi Haklar: 3 Nisan 1930'da Belediye Kanunu ile kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı, 5 Aralık 1934'te ise Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Toplumsal Yükseliş: Atatürk, kadınların toplumun her alanında yükselmesini ve erkeklerle eşit şartlarda yer almasını istemiştir. Atatürk, bu haklarla Türk kadınının yüzyıllarca ihmal edilen sosyal ve siyasi haklarını kazandırmış ve çağdaş bir toplum olmanın yolunu açmıştır.

    Atatürk döneminde kadın eğitimi nasıldı?

    Atatürk döneminde kadın eğitimi, kadınların erkeklerle eşit şekilde öğrenim görmesi ve toplumda aktif rol alması hedefiyle geliştirilmiştir. Bazı önemli adımlar: Karma Eğitim: 1924'te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kız-erkek ayrımı ortadan kaldırılmış ve her kademede karma eğitime geçilmiştir. Zorunlu Eğitim: 20 Nisan 1924'te yürürlüğe giren Anayasa'nın 87. maddesi ile ilköğretim kız-erkek herkese zorunlu hale getirilmiştir. Öğretmen Yetiştirme: 1848'de açılan ilk öğretmen okulu yalnızca erkeklere eğitim verirken, 1869'da Kız Sanat Okulu (İnas Öğretmen Okulu) açılarak kadın öğretmenlerin yetiştirilmesi amaçlanmıştır. Modern Eğitim Kurumları: Kız Enstitüleri açılarak kızlara iş alanı açılmış, el becerileri kazandırılmış ve modern ev hanımı olmaları sağlanmıştır. Atatürk, kadınların eğitim yoluyla meslek edinip toplum yaşamına katılmasının, Cumhuriyetin en önemli dönüşümlerinden biri olduğunu belirtmiştir.

    Atatürk kadınlara seçme ve seçilme hakkı için hangi mektubu yazdı?

    Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması üzerine şu mektubu yazmıştır: > "Bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasî hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lâzım gelecektir. Türk kadını evdeki medenî mevkiini salâhiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasî hayatta belediye seçimlerinde tecrübesini yapan Türk kadını, bu sefer de mebus seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medenî memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salâhiyet ve liyakatle kullanacaktır".