İstiklal Marşı ve Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi şu şekildedir: İstiklal Marşı: > Kahraman Ordumuza > Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, > Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. > O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; > O benimdir, o benim milletimindir ancak. > Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! > Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal? > Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... > Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal. Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi: > Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. > Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. > İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. > Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. > Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. > İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. > Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. > Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. > Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. > Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. > Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. > Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.